İngiltere’deki Liberal Demokrat Parti’nin ”Türkiye’nin Liberal Demokrat Dostları” adı altında faaliyet gösteren lobi grubu, parti lideri Nick Clegg’in himayesinde, Londra’daki Alevi Kültür merkezi ve Cem Evi’ni ziyaret etti.
Parti lideri Clegg’in Avam Kamarası’ndaki önemli gündem nedeniyle katılımını son anda iptal etmek zorunda kaldığı ziyarete, Liberal Demokrat Parti’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki temsilcisi Barones Ludford, önümüzdeki seçimde aday göstermeye hazırlandığı gazeteci, akademisyen Jonathan Fryer ve Liberal Demokrat Partili Belediye Meclis üyesi Meral Ece katıldı.
Cemevi Başkanı Hüseyin Çiftçi’nin alevi kültürünü tanıttığı konuşmanın ardından söz alan Meral Ece, Liberal Demokrat Parti Lideri Nick Clegg’in toplantıya gönderdiği mesajı okudu. Toplantıya katılımını son anda iptal etmek zorunda kaldığı için davetlilerden özür dileyen Clegg, Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi’nin topluma katkılarından övgüyle söz ederken, Londra’daki Aleviler’in topluma ekonomik ve kültürel açıdan büyük katkı sağladıklarını belirtti.
İngiltere ve Türkiye’nin asırlardan beri süregelen iyi ilişkilerine de dikkati çeken Clegg, ülkesinin Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyenlerin başında geldiğini hatırlattı.
Nick Clegg kendisinin de sürece gerektiği kadar destek vermeyi sürdüreceğini vurgularken, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin geçen hafta Avrupa’nın Türkiye’yi dışarda bırakan bir sınır çizmesi gerektiği yolundaki sözlerini üzüntüyle karşıladığını belirtti.
Bu yaklaşımın tümüyle yanlış olduğunu kaydeden Clegg, ”Tabii ki, Türkiye’nin tam üyelik konusunda alacağı uzun bir mesafe var. Bunun için Kıbrıs’ta bir çözümün bulunması da şart. Ancak doğru olanı Avrupa’nın, kapısını Türkiye’ye tam olarak açık tutmasıdır” diye konuştu.
Türkiye’nin İslam ve ileri bir demokrasinin bir arada var olabileceğinin yaşayan kanıtı olduğunu da belirten Clegg, ”Kapıyı Türkiye’nin yüzüne kapatmak bütün dünyadaki İslam ülkeleri ve Müslüman uluslara çok kötü bir mesaj verecektir” ifadesini kullandı.
En doğru yolun Türkiye’deki ekonomik ve sosyal gelişmeleri desteklemek olduğunu da belirten Clegg, ”Türkiye’nin geleceğinin Avrupa’da olacağından emin olmalıyız” görüşüne yer verdi.
-FREYER VE LUDFORD-
Toplantıda konuşan Liberal Demokrat Parti Avrupa Parlamentosu adayı Jonathan Fryer da Türkiyesiz bir Avrupa’nın eksik olacağını belirtirken, son dönemde yapılan reformları övdü.
”Türkiye demokrasi ve insan haklarını kucaklıyor” diyen Fryer, reform sürecinin devam ettiğini söyledi.
Avrupa’nın Türkiye’yi bu yolda desteklemesi ve cesaretlendirmeyi sürdürmesi gerektiğini de ifade eden Fryer, Türkiye’nin üyeliğinin Avrupa’ya da pek çok şey katacağını, bunların en önemlisinin de nüfusunun ezici çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’nin Avrupa’ya getireceği çeşitlilik olduğunu söyledi.
Türkiye’nin bu farkını tehdit olarak göstermek isteyenlere de karşı çıkan Fryer, ”Bu, olsa olsa Avrupa’ya yeni bir dinamizm getirir” dedi.
Avrupa Parlamentosu milletvekili Barones Ludford da Alevi toplumunun İngiltere’ye yaptığı ekonomik ve kültürel katkıları yakından izlediğini belirtirken, Liberal Demokrat Parti olarak İngiltere’deki bu çeşitlilikten büyük mutluluk duyduklarını ifade etti.
Dünyada ve İngiltere’de son dönemde terörle mücadele adı altında bazı özgürlüklere getirilen sınırlamaları eleştiren Ludford, özellikle Müslümanlara karşı önyargıyla yaklaşılmasının kabul edilemeyeceğini belirtti.
Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini, Türkiye’nin birliğe büyük bir dinamizm katacağına inandığını da anlatan Ludford, AB’nin Rumları üye aldığı 2004 yılında Türkçe’yi de AB’nin resmi dilleri arasına almamakla büyük hata yaptığını söyledi. ”Bu kaçırılmış bir fırsattır” diyen Ludford, Kıbrıs’taki müzakere sürecinin de anlaşmayla sonuçlanmasını dilediğini ifade etti.
Ludford, Ermeni meselesi konusundaki görünü açıklarken de bu konunun iki ülkenin objektif tarihçileri tarafından ele alınıp sonuca bağlanması gerektiğini söyledi.