Halit Çelikbudak’in araştırması
12 Mayıs 2009 / Halit Çelikbudak (Avrupa Yayın Koordinatörü)
Türkiye’nin Düsseldorf Başkonsolosu Hakan Kıvanç’ın 22 Nisan’da katıldığı özel bir yemekte Almanlar aleyhine ırkçı sözler sarf ettiği suçlamaları yarın Almanya’da Federal Meclis’te aktüel olaylar bölümünde ele alınacak.
Türkiye’nin Düsseldorf Başkonsolosu Hakan Kıvanç
Ben olayı araştırdım. Taraflardan bazılarıyla görüştüm. Bazılarına ulaşamadım. Bu konu ile ilgili yüzlerce haberi, yazıyı, blogu, açıklamaları tekrar okudum.
Olay şöyle:
Başkonsolos Kıvanç, Prof. İsmail Çoban’dan kendisini bir Süryani asıllı ile tanıştırmasını rica eder. O da uzun yıllardan beri tanıdığı dostu Mirza A.’yı düşünür ve onun evinde bir öğle yemeği planlanır. 22 Şubat’ta saat 13 00’de Başkonsolos Kıvanç ve Çoban eve giderler. Diğer davetliler Süleyman A., Tekin Ö., Mehmet T., Nevzat Y.‘dir. Mirza’nın eşi Mecide’nin yaptığı yemekler yenir, sohbet edilir. Saat 16.00 sıralarında dağılırlar.
Aradan 2 ay geçer. 27 Nisan’da Mor İnisiyatifi Sözcüsü Kubilay Demirkaya, yemekte Başkonsolos Kıvanç’ın Almanlar aleyhine ırkçı sözler söylediğini ortaya atar. Demirkaya’nın davetliler arasındaki bir kişinin akrabası. Böylece yemekten haberdar olduğu sanılan Demirkaya, iki aylık gecikmeyi de bir Alman gazetesindeki habere göre, yemekte tutulan protokolu geç elde etmekle açıklıyor. Ancak yemeğe katılanlar böyle bir protokol olmadığını söylüyorlar.
Yemeğe katılanlar şok oluyor. Prof. Çoban ‘Böyle bir konuşma olmadı. Olmayan bir şey üzerinden iftira atıldı. Avukata yeminli ifade verdim. Diğerlerinin de imzalı ifadeleri elimde. Bu özel bir yemekti. Ayrıca yemekte tutanak olur mu ? Hayatımda böyle bir şey yaşamadım’ diyor.
Edindiğim bilgilere göre, altı kişi tekrar biraraya geliyor. İddianın asılsız olduğuna dair imzalı ifade veriyorlar ve Prof. Çoban’a teslim ediyorlar. Çoban’ın sözcü olarak hepsinin adına açıklama yapmasına karar veriyorlar.
Bu arada yemeğe katılanlardan iki kişinin 2 ve 3 Mayıs’ta bu kez Frankfurt’taki bir avukata yeminli ifadesi gönderilmiş. İki kişinin kim oldukları biliniyor. Ama açıklanmıyor. Ben de öğrendim ama kendileri ortaya çıkmadığı için yazmıyorum. Hıristıyan Demokrat Partili iki Alman milletvekilinin yaptıkları açıklamalar buna dayanıyor.
Özetlersem:
Yemeğe katılan altı kişi önce bir araya gelip ‘Böyle bir şey söylenmedi’ deyip Prof. Çoban’a imzalı ifade veriyorlar. Daha sonra ikisi bu kez değişik ifade de veriyor. Yani görünen o ki dört kişi böyle konuşma olmadı derken iki kişi hem oldu, hem olmadığı diye kağıt imzalıyor. Yasalara göre yeminli ifadenin yalan çıkması halinde cezai müeyyidesi olduğunu unutmayalım.
Düsseldorf Başkonsolosu Hakan Kıvanç ile ilgili gelişmelerin iki ülke arasındaki ilişkileri etkileyeceğini sanmıyorum.
Ancak iki ülke dışişlerinin de her iki tarafı da memnun edecek yani “win win” bir çözüm aradığı aşikar. Önceki günlerde yaptığım görüşmelerde, ‘Alman Dışişleri’nin Türk tarafına önce ‘Konunun kapandığını’ iletmiş ama daha sonra da incelendiği açıklanmış’ duyumunu aldım. Bu yüzden zaten yarın da ele alınacak. Satır aralarından anlaşıldığı kadar Alman Dışişleri iddiaların üzerinde fazla durmuyor ama koalisyon ortakları arasında bu konuda daha tam bir konsensüs sağlanamamış görüntüsü de var.
Bunu Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet’e sordum. Acet, ser veriyor sır vermiyor. Israrıma rağmen sadece ‘Konu bence kapanmıştır. Türk diplomatı böyle sözler sarf etmez. Eyaletleri geziyorum. Toplantılara katılıyorum. Konuşmalar yapıyorum. Benim hakkında da böyle iftira atılsa ne olacak ? Her işi bırakıp günümüzü bunları yalanlamakla mı geçireceğiz ‘ demekle yetindi.