Vize konusunda ısrarcı olunmalı

Ankara vize konusunda ısrarcı olmalı

Brüksel dolaylarından burnuma çok kötü kokular geliyor. Türkiye galiba yine üç kağıda getirilecek ve vizeler konusunda “katakülle” yapılarak “orta yol” bulunacak. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) Şubat ayındaki “Soysal” kararından sonra, tabir-i caizse Avrupa Birliği’nin etekleri tutuştu. Hukukçular, bu karar sonrası Türklere uygulanan vizelerin tamemen kaldırılması gerektiği konusunda hem fikirler. Bunu Brüksel de biliyor. Şimdi AB Komisyonu’nda ince hesaplar yapılıyor. Vizenin tamamen kaldırılması yerine sadece bazı meslek gruplarına vize muafiyeti getirilmesi üzerinde çalışılıyor.

ABAD kararlarını ve de AB’nin Türkiye gibi üçüncü ülkelerle yapmış olduğu anlaşmaları denetlemek ve uygulamakla mükellef olan AB Komisyonu, Türkiye’yi “yakın kıskaca” aldı. Amaç, mümkün olduğu kadar ABAD kararını “en az zararla” atlatmak. Yani Türk vatandaşlarının tamamına vizeleri kaldırmak yerine, “ez azla yetinilmesini” sağlamak.
Şu ana kadar ki gözlemim, Türk makamlarının bu konuda “uysal” davrandığı yönünde. Yani AB Komisyonu, Türkiye’yi “ikna edeceği” üzerine hesaplarını yapıyor.

XXX

Burada ciddi bir uyarı yapma zorunluluğu doğuyor. Eğer Türkiye, vizelerin tamamen kaldırılması konusunda “ısrarcı” ve “kararlı” davranmazsa, vizelerin ortadan kalkmasına yönelik bir fırsat harcanacak. 1986’da Türklere “Serbest Dolaşım” fırsatının harcanmasının bir benzeri, şimdi vizeler için yaşanacak. Yani tarih tekerrür edecek. Bizler de yıllar sonra, “Vize fırsatı nasıl kaçmıştı?” diye yazı yazacağız.

Burada bir bilinmeyeni açıklayayım. Eğer Türkiye, elide “kapı gibi” duran ABAD kararını iyi uygular ve de AB’nin, daha da çok Almanya’nın oyununa gelmezse, yakın zamanda tüm Türk vatandaşlarından vizelerin kaldırılması kaçınılmaz olacak. Vizeleri “mecburi” kaldıracak olan ülkeler, 1973’deki katma protokolün imzalandığı sırada AET üyesi olan altı üye (Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İtalya) ile üye olduklarında Türkiye’ye vize uygulamayan Danimarka, İspanya, Portekiz ve İngiltere. Yani toplam 10 ülke…

Eğer Türkiye, diplomatları ve siyasetçileriyle Brüksel’in “başının etini yerse” ve de elindeki hak ve hukuktan vazgeçmezse, AB vizeler konusunda bir takvim belirlemek zorunda kalacak. Aksi taktirde hukukun pençesi yakalarını bırakmayacak.

XXX

Bugün Türkiye’de AB’nin imajı yerlerde sürünüyor. Sarkozy ve Merkel gibi politikacıların “Türkiye karşıtı” söylemleri, Türk halkını bezdirdi ve AB’den soğuttu.

İşte bu nedenle vizelerin kaldırılması daha da önemli hale geldi. Vizeler kalkarsa, Türkler yeniden AB’ye ısınmaya başlayacaklar. Böylelikle Türkiye’de ki siyasi irade de, müzakerelerin zorunlu kıldığı reformları daha rahat gerçekleştirebilecek. Bunun için Ankara’nın Brüksel’de “ısrarcı” olması ve hakkını koparması gerekiyor.
Bir kaç yıl sonra “Vize fırsatı nasıl kaçtı?” diye yazmak istemiyorum.

Zeynel LÜLE zlule@skynet.be
9 Mayıs 2009, Cumartesi Hürriyet

Brüksel dolaylarından burnuma çok kötü kokular geliyor. Türkiye galiba yine üç kağıda getirilecek ve vizeler konusunda “katakülle” yapılarak “orta yol” bulunacak. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) Şubat ayındaki “Soysal” kararından sonra, tabir-i caizse Avrupa Birliği’nin etekleri tutuştu. Hukukçular, bu karar sonrası Türklere uygulanan vizelerin tamemen kaldırılması gerektiği konusunda hem fikirler. Bunu Brüksel de biliyor. Şimdi AB Komisyonu’nda ince hesaplar yapılıyor. Vizenin tamamen kaldırılması yerine sadece bazı meslek gruplarına vize muafiyeti getirilmesi üzerinde çalışılıyor. - rotterdam 1598418 640

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir