Özcan YENİÇERİ
ABD’nin yeni başkanı Barack Obama, ABD’nin küresel imajını düzeltmek bağlamında geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyaret etmiş ve Türkiye ile model ittifak geliştirmek istediğini söylemişti. Obama Ankara’da, “soykırım” konusunda görüşlerinin değişmediğini söyleyerek, Erivan ile diplomatik ilişkilerin kurulması ve Ermenistan ile sınırların açılması koşulu ile kendisinin de 24 Nisan’da soykırım kelimesini kullanmayacağına yönelik üstü kapalı bir mesaj vermişti. Böylece seçimlerde kendisini destekleyen Ermeni lobisine ’Bakın işte Türkiye Ermenistan’ı tanıyor ve sınırları açıyor’, “soykırım” falan diyerek ‘pişmiş aşa su katmayalım’ diyecekti.
ABD’deki “soykırım” iddialarının siyasi ve ticari bir sektör haline gelmesinin tarihi çok daha eskidir. Kaldı ki “soykırım” kavramını kullanan ABD Başkanı da olmuştur. 22 Nisan 1981 tarihinde zamanın ABD Başkanı Ronald Reagan, “Holokast Kurbanlarını Anma Günü” nde yaptığı konuşmasında Ermenilere “soykırım” yapıldığını iddia etmiştir. Reagan’in Ermeni açılımı bununla da sınırlı kalmamış ve Amerikan yönetimi Kongre’nin 10 Eylül 1984 tarihinde onayladığı 247 sayılı tasarı sonucunda 24 Nisan tarihini “İnsanın insana karşı gerçekleştirdiği insanlık dışılığı anmak için milli gün” ilan etmiştir. Bu yasa ile Amerika başkanlarına günün anlamını içeren bir bildiriyi yayımlama hakkı verilmiştir.
Obama, Ermeni ağzıyla konuşmuştur!
Obama da bu bağlamda konuşmuştur. Türkiye’deki beklentilerin aksine “soykırım” kelimesini kullanmamış ama ondan daha vahim bir kavram olan Ermenice “büyük felaket” kelimesini içeren bir açıklama yapmıştır.
“Tarihin, çözülmedikçe ağır bir yük olabileceğini” ifade eden ABD Başkanı Barack Obama, 1915 Ermeni olayları anma gününde tamamen tarihi gerçeklere aykırı, tek yanlı ve tam anlamıyla Ermeni ağzıyla konuşarak şöyle bir açıklama yapmıştır; “94 yıl önce, 20. yüzyılın en büyük katliamlarından biri başladı. Her yıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde 1.5 milyon Ermeni’nin katledilmesi veya ölüme yürümesini anıyoruz…/…Hiçbir şey, ‘büyük felaket’ ile kaybedilenleri geri getiremez…/…Bugün, dostluk, dayanışma ve derin saygı duygularıyla her yerdeki Ermenilerin yanında duruyorum” dedi.
ABD Başkanı, İngilizce “soykırım” kelimesi yerine ondan da ağır olan Ermenice “Büyük Felaket” anlamına gelen “Meds Yeghern” kelimesini kullanmıştır. Ermeniler, İsa’nın çarmıha gerilmesini “Büyük Felaket” olarak nitelendirirler.
Türkiye ilk kez “büyük felaket” kelimesini Ermenici lobi tarafından başlatılan “özür kampanyası” sırasında duymuştu. Yerliler aynen şöyle demişti; “1915’te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı ‘Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum”.
Ermenilerden “Özür Diliyorum” adı altında gerçekleştirilmiş olan kampanyada kullanılan dil/tarih algısı ile Barack Obama’nın kullandığı dil ve tarih algısı ne kadar da birbirine benziyor. Birilerinin emperyalizmin dilinin her yerde aynı olduğunu söylediğini duyar gibiyim. Ancak özür kampanyasının işlevi çok daha kapsamlıydı. Özür kampanyası içeriden birilerinin dışarıdaki birilerle işbirliği yaparak Türk halkını “soykırım” kavramına alıştırmaya yönelik olarak düzenledikleri psikolojik bir operasyondu. Tutmadı, tutmayacak!
Bir yanıt yazın