Rize Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Şamil Gürer, 1915’te tehcir kapsamına alınan Ermeni sayısının 438 bin olduğunu, bunların da 382 bininin tehcir bölgesine ulaştıklarını söyledi.
AA
Rize– Rize Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Şamil Gürer, Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde düzenlenen ”Asılsız Ermeni Soykırımı İddiaları” konferansında, her yıl 24 Nisan’da Ermenistan ve Ermeni diasporasının yoğun olarak yaşadıkları Batı ülkelerinde 1915 olaylarına ilişkin çeşitli etkinlikler düzenlendiğini belirtti.
Ermenilerin amaçlarının Türkiye’yi bu temelsiz iddiaları tanımak zorunda bırakmak, bundan dolayı tazminat ve toprak alarak ”büyük Ermenistan” rüyalarını gerçekleştirmek olduğunu ifade eden Gürer, şunları kaydetti:
”Ermenilerin bu asılsız iddiaları, gerek Türk, gerekse ilgili devletlerin arşivlerinden çıkan kaynaklarla bilimsel olarak çürütülmesine rağmen hala soykırım anıtları dikilmekte ve bazı ülke parlamentolarından soykırımı tanıyan kararlar çıkmaktadır. Bu iddiaların ne tür çıkar kaygılarıyla ortaya atıldığını anlamak için tarihe bakmalıyız.”
Osmanlı Devletini parçalamak isteyen sömürgeci devletlerin bunun için Ermenileri kullandıklarını ifade eden Ahmet Şamil Gürer, şöyle devam etti:
”Tarih boyunca Anadolu’nun bir yerinden diğerine sürülen, ikinci sınıf muamelesi gören Ermeniler, Osmanlı Devleti zamanında altın çağını yaşamışlardır. Ermeniler, Osmanlı Devleti içinde askerlik ve kısmen vergiden muaf tutulmuş, devlet kademesinde yüksek mevkilere gelebilmişlerdir. Ancak Rusya’nın kışkırtmasıyla Ermeniler, bağımsız Ermenistan’ı kurmak için harekete geçmiş ve birçok örgüt ve çete kurmuşlardır. Ardından da Avrupa devletlerinin müdahalesine zemin hazırlamak için ses getirecek eylemlere girişmişlerdir. Osmanlı güvenlik güçlerinin bu ayaklanmaları bastırmak için aldığı haklı önlemler, batılı devletlerin tepkisini çekmiştir.”
Ermenilerin Anadolu’da en kalabalık oldukları yerde bile nüfusun yüzde 19’undan fazlasını oluşturmadıklarını kaydeden Gürer, ”Nüfus dengesini kendi lehlerine çevirmek için Türk nüfusa soykırım uygulamaya başladı. Sadece 1914-1916 yılları arasında katlettikleri Türk sayısı 124 bin civarındadır” diye konuştu.
”Tehcir meşru bir güvenlik tedbiriridir”
Gürer, bütün bu olaylar karşısında Osmanlı güvenlik güçlerinin 24 Nisan 1915’te Ermeni çetelerinin 2 bin 345 üyesini tutukladığını, bu tarihin de Ermeniler tarafından ”sözde Ermeni soykırımının” miladı olarak kabul edildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
”Bunun ardından Osmanlı Devleti, Tehcir Kanunu ile Osmanlı ordusunun ikmal yolları üzerinde bulunan Ermeni nüfusunun bir kısmını, yine Osmanlı sınırları içindeki Suriye’ye nakletmiştir. Bunun için de mümkün olan bütün önlemler alınmıştır. 1914 Osmanlı nüfus sayımına göre Ermenilerin nüfusu, 1 milyon 294 bin civarında idi. Tehcir kapsamına alınan Ermeni sayısı ise 438 bin civarındaydı. Bunların da 382 bini tehcir bölgesine ulaşmıştır. Geri kalan kısmı ise tehcir işleminin durdurulması nedeniyle bulundukları yerde iskan edilmiştir. Yani bu işlem bir soykırım değil, güvenliğini tehlike altında gören her devletin uygulayacağı meşru bir güvenlik tedbiridir.”
Ermenilerin ”sözde soykırım iddialarını” ispatlamak için ”belge kalpazanlığı” yapma yoluna gittiğini dile getiren Ahmet Şamil Gürer, ”soykırım delili” olarak dünya kamuoyuna sundukları görsel malzemelerin ya stüdyolarda sonradan imal edildiğini ya da Ermenilerle ilgili olmayan görüntü ve fotoğraflar olduğunu vurguladı.
Bir yanıt yazın