-TBMM DIŞİLİŞKİLER KOMİSYONU HEYETİ, BERLİN’DE
-HEYET BAŞKANI MERCAN: ”GÖRÜŞMELERİMİZDE, ALMANYA’DA
TÜRKLER’E YÖNELİK IRKÇI SALDIRILARDAN DUYDUĞUMUZ ENDİŞEYİ
VE GÖÇ YASASININ YARATTIĞI RAHATSIZLIĞI DA DİLE GETİRDİK”
(FOTOĞRAFLI)
BERLİN (A.A) – 21.04.2009 – Almanya’nın başkenti Berlin’de temaslarda bulunan TBMM Dışilişkiler Komisyonu’nun başkanı Murat Mercan, görüşmelerde, Almanya’da Türkler’e yönelik ırkçı saldırıları ve göç yasasından duyulan rahatsızlıkları da gündeme getirdiklerini söyledi.
Murat Mercan, bugün Berlin’deki Türkiye Büyükelçiliği’nde düzenlenen basın toplantısında, Türk gazetecilere temasları hakkında bilgi verdi ve türlü konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Mercan, Almanya Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz ve üyeleriyle biraraya geldiklerini, Körber Vakfı tarafından düzenlenen ve çok sayıda eski Alman bakan, müsteşar ve parlamenterlerin de hazır bulunduğu geniş bir toplantıya da katıldıklarını bildirdi.
Almanya Devlet Bakanı Günter Gloser ile de görüştüklerini, daha sonra da meclisin insan hakları komisyonu üyeleriyle biraraya geldiklerini ifade eden Mercan, ”Görüşmelerimizde, Almanya’da Türkler’e yönelik ırkçı saldırılardan duyduğumuz endişeyi ve göç yasasının yarattığı rahatsızlığı da dile getirdik” dedi.
Bölgesel sorunlar ve AB konularını ağırlıklı olarak ele aldıkları görüşmelerde, Alman muhataplarının AB konuları dışında genelde her konuda ağırlıklı olarak kendi görüşlerini duymak istediklerini ifade eden Mercan, Kafkaslar, Ortadoğu, Irak, İran, Pakistan, Afganistan ve Kıbrıs konusunda da tüm görüşlerini açık bir biçimde ortaya koyduklarını kaydetti.
Görüşmelerde hangi konularda daha yakın görüşlerin paylaşıldığının, hangi konularda ise anlaşmazlıkların bulunduğu biçimindeki bir soruyu Mercan, ”Bölgesel konularda, birçok konuda bir anlayış birliğinde olduğumuzu söyleyebilirim. Özellikle Ortadoğu, Kafkaslar ve Afganistan konularında bir anlayış birliği söz konusu. Biz burada Kafkaslar’da dengelerin çok önemli olduğunu ve bu dengeler gözetilmeden atılacak adımların Avrupa’nın aleyhine olabileceğini gündeme getirdik” diye yanıtladı.
Son zamanlarda çok gündemde olan Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan ilişkilerinin durumuyla ilgili olarak görüş alışverişinde bulunduklarını belirten Mercan, şöyle konuştu:
”Bizim burada söylediğimiz açık birşey vardı. Ermenistan-Türkiye yakınlaşmasının hayata geçirilebilmesi aslında Azerbaycan ile Ermenistan arasında varolan Dağlık Karabağ ve işgal edilmiş bölgelerin de çözüme kavuşmasıyla ancak söz konusu olabilir. Böyle olmadığı bir durumda, Azerbaycan’ın yalnız bırakıldığı bir durumda bunun Avrupa’nın enerji güvenliğine tehdit olabileceğini kendilerine söyledik. Bu konularda ben doğrusu beklediğimden daha yumuşak bir karşılık buldum. Daha önceki görüşmelerimizde Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasını önemle vurgulayan muhataplarımız, bugünkü görüşmelerimizde daha dikkatli bir dil kullandılar.”
Göç yasasıyla ilgili olarak ne tür rahatsızlıkları dile getirdiklerinin sorulması üzerine de Mercan, şunları kaydetti:
”Özellikle insan hakları açısından baktığınız zaman bir aileyi sadece ve sadece dil bilmediği için ayırmak ve Türkiye’den gelecek olan hanım, beyi Türkiye’de Almanca sınavına tabi tutmanın doğru olmadığını ve Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın dil bilmelerini parti olarak bizim de önemsediğimizi, ancak bunun yönteminin ayrımcılıkla değil, özellikle bu ailelerin birleştirilmesiyle bu eğitimin Almanya’da verilmesi gerektiğini açık bir şekilde söyledik. Ayrıca önemli hassasiyetimiz de şu oldu. Almanya’da sadece belirli ülke vatandaşlarına böyle bir koşul dayatılmasına, başka ülke vatandaşlarına bu koşulun dayatılmamasını haklı, doğru olmadığını açıkça dile getirdik. Onların verdiği cevap da doğrusunu isterseniz bizi tatmin etmedi. Özellikle insan hakları komisyonunda yaptığımız görüşmelerde, bunları kendi aralarında çok tartıştıklarını, sonuçta sorunu bu şekilde çözdüklerini, artık bu tartışmanın bittiğini ve konunun yasallaştığını bize söylediler. Farklı tonda da olsa benzer cevaplar aldık. Biz bunları tabii ki her platformda gündeme getirmeye devam edeceğiz.”
Vize konusunun görüşmelerde gündeme gelip gelmediğinin sorulmasına karşılık da Mercan, ”Bu konu doğrudan gündeme gelmedi. Ancak ağırlıklı olarak Türk vatandaşların burada maruz kaldıkları ayrımcılık, Türkiye’den Almanya’ya geliş ve gidişler konusunda çıkarılan zorlukları açık bir şekilde gündeme getirdik. Bu arada iktidardaki birlik partilerinin (CDU/CSU) ‘imtiyazlı ortaklık’ kavramını da her bulduğumuz fırsatta eleştirdik. Bunun doğru ve haklı olmadığını her fırsatta söyledik. SPD’nin üyelik müzakerelerine daha fazla taraftar olduğunu da herhalde burada söylemek gerekiyor” dedi.
-KIBRIS-
Devlet Bakanı Günter Gloser ile yaptıkları görüşmenin önemli maddelerinden birinin de Kıbrıs olduğunu ifade eden Mercan, şöyle devam etti:
”Sayın Gloser, bu yılın sonundaki ilerleme raporuna kadar Türkiye’nin Kıbrıs konusunda bir adım atmasını beklediklerini ve bunun Türkiye’nin müzakerelerini kolaylaştırıcı bir unsur olacağını bize söyledi. Biz, Kıbrıs Rum kesiminin AB üyesi olmasının baştan doğru olmadığını, bunun AB’nin kendi normlarıyla çeliştiğini, çünkü Ada’daki sorun sürerken sorunlu bir ülkenin üyeliğinin AB normlarıyla uyuşmadığını, referandumlar sonucunda Türk tarafının haksızlığa maruz kaldığını ve bu haksızlığın ve izolasyonların hala sürmekte olduğunu, aynı zamanda Ankara Protokolü’nün Kıbrıs’ın güney kesimine uygulanabilmesi için benzer şekilde ve eşzamanlı olarak Kıbrıs’ın tüm limanlarının ve havaalanlarının uluslararası ulaşıma açılması gerektiğini söyledik. Ne pahasına olursa olsun AB üyesi olmak gibi bir arzumuz olmadığını ve böyle bir şartın eylül ayında önümüze getirilmesinin Türkiye’nin verdiği kararda bir değişime yol açmayacağını çok net bir şekilde söyledik.”
Gloser’in de görüşmenin sonunda, söyledikleri birçok konunun doğru olduğunu ifade ederek, ancak ortada bir de olgusal durumun olduğunu söylediğini kaydeden Mercan, ”Türkiye’nin bu konuda tutumu çok açık ve nettir. Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm olmadan, Türk tarafının üzerindeki izolasyonlar kaldırılmadan çözümün olamayacağını açık ve net bir şekilde tüm heyet üyeleri olarak belirttik” dedi.
Yaklaşan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Almanya’da yaşayan Türkler’e bir mesaj da veren Mercan, ”Çocuklarımızın, cumhuriyetin ne zorluklarla kurulduğunu unutmamalarını ve Almanya’da başarılı birer birey olarak yetişmelerini ümit ediyorum” diye konuştu.
Almanya’nın, terör örgütü PKK’ya bakışında değişiklik olup olmadığı biçimindeki bir soruyu Mercan, radikal olmayan her Alman politikacının PKK’yı bir terör örgütü olarak kabul ettiğini belirterek, bu örgüte karşı mücadelenin Türkiye’nin istediği ölçüde sürdürülmese de üyelerinin izlenerek yargılandıklarını ve para kaynaklarının kurutulduğunu söyledi.
Almanya hükümetinin önceleri örgüte karşı kullanıldığı gerekçesiyle Türkiye’ye tank satışına izin vermediklerini hatırlatan Mercan, şimdi bu durumun değiştiğini ve büyük ölçüde işbirliği yapıldığını bildirdi.
-MİLLETVEKİLLERİ-
Mercan ayrıca, heyette yer alan CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen’in Alman Sosyal Demokrat Partili (SPD) kimi milletvekilleriyle görüştüğü için basın toplantısına katılamadığını sözlerine ekledi.
MHP Antalya Milletvekili Tunca Toskay da Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük özverilerle kurulduğuna işaret ederek, Atatürk ve silah arkadaşlarının cumhuriyetin temel felsefesini de oluşturduklarını, büyük emek verilerek ve kan dökülerek kurulan cumhuriyetin korunması gerektiğini söyledi.
Toskay, Türkiye’deki siyasal partilerin en az tartıştıkları konuların da genelde dış politika konuları olduğunu belirterek, devlet politikasını tüm partilerin desteklediğini, yalnızca hedefe ulaşılmada farklı yöntemler kullandıklarını bildirdi.
AK Parti Tekirdağ Milletvekili Necip Taylan da Almanya’da yaşayan Türk vatandaşların uyuma ”evet” dediklerini, ancak asimilasyon konusunun sıkıntı yarattığını kaydetti.
AK Parti Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi ise TBMM’nin dünya üzerinde, Kurtuluş Savaşı yıllarında kurularak, savaşı yönetmiş olan tek meclis olduğuna işaret etti.
Basın toplantısına Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet de katıldı. Heyet daha sonra Alman meclisinin AB Komisyonu üyeleriyle biraraya geldi.
Bir yanıt yazın