HAYTAP – Hayvan Hakları Federasyonu
‘ Orada Kimse Var mı…? ‘
From: Ahmet Kemal SENPOLAT [asenpolat@gmail.com]
Vahşi bir hayvanın insan merkezli bir besleme odağı olan kafesten çıkartılıp doğal ortamına gönderilmesini ilgili yürürlükteki kanun ve mevzuatlar doğrultusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesini rica ederiz
Ankara’dan görüntüler ve başvuru dilekçemiz :
Buna karşın , Bursa Karacabey’den enfes görüntüler :
Sayı No : 2008-48
ANKARA VALİLİĞİ YÜKSEK MAKAMINA ,
Konusu : 5199 sayılı yasaya aykırı olarak etolojik ve doğal yaşama ortamına aykırı olan “ayının” bulundurma ruhsatının acilen iptal edilip bu ayının devletin kontrolü altında bulunan Bursa Karacabey Ovakorusu Ayı barınağına nakli talebidir.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve ilgili uygulama yönetmeliği gereği Ankara sınırları içinde Çubuk yolu üzerinde bulunan ve mülkiyeti Hayvanları Koruma Derneği’ne ait olan barınakda malumunuz olduğu üzere uzun yıllardır doğal yaşama ortamından uzakta yaşayan ayı bulunmaktadır.
Ekli fotoğraflardan da görüleceği üzere maalesef bu ayı 5199 sayılı yasada belirtilen “ etolojik özelliklerine aykırı bir ortamda tutulmakta “ olup vahşi hayvan olması gereği bir kedi ya da köpek gibi demir kafesler içinde , ormanlık alandan uzak , hemcinsi olmadan uzun yıllardır yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Oysa , Bursa Karacabey’de bulunan ve başında Uludağ Üniversitesinden sayın Prof Dr Nilüfer de bulunduğu ayı rehabilatasyon merkezinde doğada özellikle avcılar tarafından vurulmaya çalışılmış onlarca ayı olduğu gibi bu alan ekli fotoğraflardan da görüleceği üzere yaklaşık 110 dönümlük çok büyük bir alana sahiptir ve burası başlı başına ciddi bir rehabilitasyon merkezidir. Uzman kişiler tarafından bu ayıların bakımı uzun yıllardır zaten yapılmaktadır. Bu ayıların son derece nezih ve uygar ortamda doğal ortam özellikleri sağlandığı gibi , bugüne kadar doğada yaşayamaycak durumda olan , insanlar elinde kötü koşullarda bakılan , bir çok ayı da burada daha güvenli ve gerek 5199 sayılı yasada gerekse uygulama yönetmelğinde belirtilen etolojik ortamlarına uygun olarak yaşamaktadır.
Kaldıki 5199 sayılı yasanın 4. maddesinin f fıkrası hayvanların kendi türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahip oldukları , sahipsiz hayvanların , vahşi ve yabani hayvanların da yaşamlarının desteklenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Çevre Bakanlığı Yaban Hayatı Koruma Dairesi Başkanı sayın Yaşar Türkleş ve Uludağ Üniversitesinden Prof Dr Nilufer Aytuğ görüşü de bu yönde olup federasyonumuzda çalışan hukukçular da bu konuda görüş birliğindedir .
Maalesef yıllardır Ankara il çevre müdürlüğü tarafından ( belki daha iyi koşullarda yaşama olanağı alternatif çözümü gösterilemediğinden ya da hukuki ve etolojik altyapısı iyi olarak anlatılamadığından ) otomatik olarak ruhsat yenilemesi yapılmakta ya da olay dernekler arası bir husumete devletin alet edilmemesi olarak algılanmaktadır. Oysa nasıl ki geçtiğimiz aylarda Kaçkarlarda Datvi adlı küçük bir ayı ona baktığını iddia ettiği kişi tarafından haklı olarak alınarak bu 110 dönümlük harikulade koruma alanına konuldu ise yıllardır koruma (!) görevini ifa ettiğini belirten bir derneğin elinden de aynı emsal karar doğrultusunda alınmalıdır.
Konunun hassasiyetine binaen gerekli girişimlerin yapılmasını , derneğe ya da kişiye özel uygulama yapılmamasını vahşi bir hayvanın insan merkezli bir besleme odağı olan kafesten çıkartılıp doğal ortamına gönderilmesini ilgili yürürlükteki kanun ve mevzuatlar doğrultusunda rica ederiz.22/12/2008
Av Ahmet Kemal Şenpolat
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı
Dağıtım :
Çevre Bakanlığı Yaban Hayatı Koruma Daire Başkanlığı
Ankara İl Hayvan Koruma Kurulu
Ankara İl Çevre Müdürlüğü
Uludağ Üniversitesi Prof Dr Nilufer Aytuğ
TBMM Eskişehir Milletvekili Emin Nedim Öztürk
TBMM İzmir Milletvekili Bülent Baratalı
Istanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
Ankara Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
NOT :
HAYTAP Hayvan Haklari Federasyonu şu anda çevre hukuku ve hayvan hakları konusunda bünyesinde en fazla derneği barındıran bir sivil toplum örgütü olup temel prensibi idari makamlarla birlikte gerek hukuki gerekse işbirliği yolu ile çözüm önerileri üretmek ve meydana gelen hayan hakları ve çevre ihlallerini mutlaka hukuk ve halkla ilişkiler çerçevesinde olumlu ve yapıcı görüşmelerle sağlamaktır.