-BAŞBAKAN ERDOĞAN ALMANYA’DA (2)
-ERDOĞAN’DAN ALMANYA’DAKİ TÜRK SİVİL TOPLUMU ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI:
-“SİZLERİN ÜLKEMİZİN ÇIKARLARI, ÜLKE VE MİLLETİMİZİN HEDEFLERİ
DOĞRULTUSUNDA DAHA FAZLA SORUMLULUK ÜSTLENMESİNİ GÖNÜLDEN ARZU EDİYORUZ”
-“TÜRKİYE İSTİKRARLI OLDUKÇA, TÜRKİYE GÜVEN ZEMİNİNDE İLERLEMEYE DEVAM
ETTİKÇE HER ANLAMDA BUGÜN BULUNDUĞUMUZ SEVİYELERDEN ÇOK DAHA YÜKSEK
SEVİYELERİ YAKALAYABİLECEKTİR”
HANNOVER (A.A) – 19.04.2009 – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’da faaliyet gösteren Türk sivil toplum örgütü temsilcilerine, Türkiye’nin ve Türk ulusunun hedefleri doğrultusunda daha fazla sorumluluk üstlenmeye çağırdı.
Başbakan Erdoğan, Almanya’nın Hannover kentindeki Maritim Airport otelinde Türk sivil toplum örgütü temsilcileriyle yaptığı toplantıda, “Burada her biriniz, hem şahsen hem de sivil toplum örgütleri olarak Türkiye’yi temsil ediyorsunuz. Almanya’da faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri olarak temsil ettiğiniz kitlelerin haklarını en iyi şekilde savunduğunuzu da biliyorum. Bunun yanı sıra sizlerin ülkemizin çıkarları, ülke ve milletimizin hedefleri doğrultusunda daha fazla sorumluluk üstlenmenizi gönülden arzu ediyoruz” dedi.
Türklerin Almanya’da mutlu ve rahat bir şekilde yaşamalarının kendilerini her zaman mutlu ettiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Türkiye’nin içte ve dışta güçlü bir yapıya kavuşması ekonomik anlamda güçlenmesi biliyorum sizleri de mutlu etmektedir, edecektir. Tabii dünya bir finansal krizi yaşadı, yaşıyor. Amerika’da başlayan kriz Avrupa’ya ve Türkiye’ye de ulaştı. Biz bunu en az zararla atlatmaya çalışıyoruz. Almanya başta olmak üzere dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan soydaşlarımızla güçlü bir köprüyü kurmak zorundayız. Elbette bir gönül köprüsü vardır. Gönlünüzün ve kulağınızın yarısının her an Türkiye’ye dönük olduğunu da biliyorum. Ancak siyasi noktada, ekonomik, kültürel ve eğitim noktasında da bu köprüyü sağlamlaştırmak, geliştirmek, genişletmek günümüz dünyasında artık kaçınılmaz bir hal aldı.”
Türkiye’de geçmişte bazı yanlış politikaların izlenmiş olabileceğine işaret eden Erdoğan, Türkiye’deki gelişmelerle ilgili olarak da şunları kaydetti:
“Geçmişte ihmalden, duyarsızlıktan, istismardan kaynaklanan bazı meseleler ortaya çıkmış olabilir, ancak bugün çok iyi bir vizyonla kararlı adımlarla soydaşlarımızla vatandaşlarımızı eşit bir anlayışla kucaklayarak yoluna devam eden bir hükümet işbaşındadır.
Türkiye’nin son 6.5 yıldır yaşadığı gelişmeleri sizlerin burada çok sıcak olarak izlemiş olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Türkiye 10 yıl önce uluslararası platformlarda bir sorunlar ve krizler ülkesi olarak anılıyordu. Türkiye sık sık ekonomik krizler yaşayan, demokrasinin gelişemediği, demokratik açılımların yapılamadığı, kendini yenileyemeyen kronik meseleleri çözemeyen bir ülke olarak tanınıyordu. Ancak 6.5 yılda yaptığımız tarihi ve köklü nitelikteki reformlarla Türkiye’nin uluslararası alandaki imajını çok hızlı bir şekilde değiştirdik. Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü, yani GSMH’si bugün 742 milyar dolara ulaştı. Göreve geldiğimizde bu rakam 230 milyar dolardı. Kişi başına milli gelir 2002 yılında 3 bin 311 dolardı. Bugün 10 bin 436 dolara yükseldi. Çok uzun bir zamandan sonra enflasyon ve Merkez Bankası faizleri tek haneli oranları gördü. Enflasyon en son mart ayında yüzde 7,9 oranında gerçekleşti. Geçtiğimiz perşembe günü de faizler 9,75 oranına çekildi.”
-“BANKACILIK SEKTÖRÜNDE, MALİ SEKTÖRDE, FİNANS SEKTÖRÜNDE TARİHİ ADIMLAR ATTIK”-
AK Parti hükümeti olarak Türkiye’de bugüne kadar cesaret edip yapılamayan çok büyük reformları gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bankacılık sektöründe, mali sektörde, finans sektöründe tarihi adımlar attık. Yatırım ortamını iyileştirdik. Yerli ve yabancı yatırımlar noktasında tarihi rekorlar elde ettik. Bugünkü küresel kriz karşısında Türkiye çok sağlıklı bir duruş sergiliyorsa işte buradan kaynaklanıyor.
Ancak ülkemizde maalesef hedef saptırmaya yönelik bazı hastalıklar var. Bu hastalıklardan bir tanesi de küresel sermayeye karşı bir duruş sergileyen anlayıştır.
Bir küresel sermaye bir farklı ülkeye gidiyorsa risk onun içindir, gittiği ülke için değildir. Düşünün, bilmediğiniz tanımadığınız bir ülkeye gideceksiniz bu ülkede yatırım yapacaksınız. Burada kuracağınız fabrika ve tesislerde kim çalışacak. O ülkeden insanlar çalışacak. Ve bu ülkede yatırım yapacaksınız. Kazandığı sürece o ülkeye vergisini verecek. Ancak bunu kasıtlı olarak görmezden gelenler var. Bu mantık artık çok geride kalmış bir mantık.
Dünyada gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin geneli bu mantıklara artık prim vermiyor. Komünist ülkelerde bile artık böyle bir mantık yok. Bu ülkeler bile gerek özelleştirme gerekse yatırım için yabancı sermayeyi ülkeye çekmeye çalışırken bizde böyle bir tutucu düşünceyle ne yazık ki zihniyetleri, kafaları karıştırıyorlar. ‘Ülkeyi satıyor’ diyorlar. Bu hiçbir şekilde milliyetçilik olamaz. Bu aslında bir ekonomik faşizmdir. Bundan uzaklaşmak, bu anlayıştan sıyrılmak, ülkemizin geleceği adına bundan kurtulmamız lazım. Biz bu konuda gerekli adımları atıyoruz.”
Krizin Türkiye’de diğer birçok ülkeye göre daha az olumsuz etkisi olduğunu, bunun bugüne kadar gerçekleştirilen yapısal değişikliklerden kaynaklandığını, krizin özellikle dar gelirliler üzerindeki etkisini en az düzeyde tutmaya çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, “Tüm bu başarıları hükümetimizi övmek adına değil, ülkemizi ve ülkemizin potansiyelini övmek adına dikkatlerinize sunmak istiyorum. Türkiye potansiyelini açığa çıkartan, gücünü ortaya koyabilen, her türlü zenginliği, hem kendisi hem de bölgesi için bir istikrar unsuru haline getirebilen bir ülke olma yolunda ilerlemeye devam ediyor” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, sadece nisan ayında Pakistan ve Afganistan’la birlikte İstanbul’da üçlü zirveyi yaptıklarını, Londra’da yapılan G-20 zirvesinde ekonomik krizi görüştüklerini, yeni tedbirlerle ilgili kararlar aldıklarını ve Medeniyetler Forumunun ikincisini İstanbul’da yaptıklarını ve ABD Başkanı Barack Obama’yı Ankara ve İstanbul’da ağırladıklarını hatırlatarak, Türkiye’den tüm dünyaya etkili ve anlamlı mesajlar verdiklerini kaydetti.
Dünyadaki tüm ülkelerle temas ve görüşmelerini yoğun şekilde sürdürmeye devam ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Tüm bunlar Türkiye’nin rutin dış politika görüşmeleri değil. Tüm bunlar bu temaslar, bu ziyaretler dünyada gücünü ve etkinliğini artıran, saygınlığını artıran bir ülkenin, Türkiye’nin yeni durumuna işaret eden gelişmelerdir. Burası çok önemli. Türkiye istikrarlı oldukça, Türkiye güven zemininde ilerlemeye devam ettikçe her anlamda bugün bulunduğumuz seviyelerden çok daha yüksek seviyeleri yakalayabilecektir” diye konuştu.
Toplantıya, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet ve Hannover Başkonsolosu Aydın İlhan Durusoy da katıldı.
Bir yanıt yazın