Mete Çubukçu | Yorum
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yaşanan sorunlar artık sadece iki ülkeyi değil tüm dünyayı ilgilendiriyor. İşin içine ABD, Avrupa Birliği ve Rusya gibi aktörler de girdi.
1990’ların başı.. Bakü.. Henüz devlet başkanı olmayan Ebulfeyz Elçibey, Halk Cephesi’nin mütevazı binasında bizi kabul etmiş ve şöyle demişti: “Azerbaycan ve Ermenistan Sovyetler Birliği hapishanesinin yan yana duran iki hücresidir. Biz hücreden çıktık, özgürleştik ama Ermeniler hâlâ orada kaldı”. Elçibey o yıllarda Ermenistan üzerindeki Rus nüfuzunu kastediyordu. Aradan geçen yıllarda Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkiler iki ülkeyi ilgilendiren küçük bir sorun olmaktan çıkarak bölgesel hatta küresel hale geldi. Artık, işin içinde ABD, AB ve Rusya gibi birçok aktör var.
Sorun artık herkesi ilgilendiriyor
Türkiye’nin en eski azınlık gazetelerinden 101 yıllık Jamanak’ın Genel Yayın Yönetmeni Ara Koçunyan’la konuşuyoruz. Koçunyan önemli bir noktaya değiniyor: “Bugüne kadar iki ülke arasındaki sorunlar, soykırım iddiaları da olmak üzere, aynı potada ele alınıyordu. Bu iddialar herkes için kalkan, uzlaşmama gerekçesiydi. Soykırım iddiaları bu sepetten çıkarılınca herkes kendisini çıplak hissetti. Şimdi yeni dönemde herkes sınırın nasıl açılacağını, diplomatik ilişkinin nasıl kurulacağını tartışmak zorunda.”
Obama’nın ardından Ermenistan-Türkiye sınırının açılacağı iddiasına Azeriler, Karabağ işgali gerekçesiyle sert tepki gösterince Başbakan Erdoğan “Karabağ sorunu çözülmeden sınırı açmayız” demek zorunda kalmıştı. Azeriler, Karabağ’da işgalin bir kısmı sona ermeden sınırın açılmasını ihanete uğramakla eşdeğer görüyorlar. Azerbaycan kırgın ama haklı. Bir yandan da Türkiye’ye “Rusya’ya yanaşırız” mesajı vermeye çalışıyor. Belli ki Türkiye “Her adımda bilgilendiriyoruz” derken bunu yapmıyor. Bakü’den Ramin Abdullayev de bunu doğruluyor. Bugün İlham Aliyev, Moskova’da Medvedev ile görüşecek. Azerbaycan basını Türkiye’nin tavrı karşısında Bakü’nün Moskova’ya yanaşmak zorunda kaldığını belirtiyor. İşte Azadlık gazetesinden bir bölüm: “Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını Bakü gibi Moskova da istemiyor. Çünkü ABD destekli Türkiye’nin Ermenistan’la aktif ilişki kurması Kremlin’in Erivan’a desteğini azaltabilir. Oysa Kremlin’e giden yolun sonu da Azerbaycan için felaket olabilir”.
Yani denklemdeki aktörlerin sayısı bir hayli fazla; ABD’nin çözüm için tarafları zorlaması tek başına yetmiyor. Erivan ise daha soğukkanlı gibi görünüyor.
Ermeni tarafı diyaloğa açık
Erivan’da Araştırmacı Gazeteciler Birliği (Hetq) Türkiye Masası Sorumlusu Anahit Shirinyan, Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın “Ekimde Türkiye’ye sınırı geçerek gideceğim” sözünün kolayca sarf edilecek bir cümle olmadığı kanısında. Shirinyan, “Devlet başkanının mesajı Ermeni tarafının diyaloğa açık ve kararlı olduğunu gösteriyor. En önemlisi de Ermenistan’ın önkoşulsuz görüşmelere açık olduğunu” diyor. Yani Ermenistan diyalog konusunda ısrarlı görünerek uluslararası topluma mesaj vermek, uzlaşmaz görüntüsünü üzerinden atmak istiyor. Ancak Ermenistan’ın önkoşulsuz görüşmek istediği yeni bir durum değil. Türkiye ve Azerbaycan için önkoşulardan birisi Karabağ konusu. Ermeni tarafının Karabağ’daki pozisyonu ise değişmiş değil. Shirinyan, “Ermenistan uzlaşma olmadan Karabağ konusunun çözülemeyeceğini, uzlaşmanın karşılıklı olması gerektiğini” söylüyor. Yani Erivan’daki politikacılar da ellerindeki Karabağ kozunu iyi değerlendirmek amacında. Oysa Karabağ uluslararası anlaşmalara göre işgal edilmiş bir toprak.
Amerika ve Rusya olmadan halletmek gerek
Peki, Ermeni kamuoyu tüm bu gelişmelere ne diyor? Erivan’da yaşayan, günlük gaileleri olan insanlar bir an önce sınırın açılıp normal bir hayata dönülmesi arzusunda. Taşnaklar gibi radikallere göre Türkiye ile konuşulacak bir şey yok. Ancak Taşnaklar’ın artık gelişmeleri okuyamadığı görülüyor. Ruslara gelince.. Yapılan askeri anlaşmalar gereğince Ermenistan sınırlarını hâlâ Rus askerleri koruyor. Bölgenin en önemli ülkesi. Türkiye hafife alsa bile göz ardı edilerek bir sonuca varılamayacağı biliniyor. Shirinyan, Ermenilerin, Amerikalılar kadar Rusların da iki ülke ilişkilerini etkilemesini istemediklerini söylüyor. Çünkü “Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin üçüncü bir ülkeye bağlı olmasının çözümü zorlaştırdığını” söylerken ister istemez Azerbaycan meselesinin iki ilişki dışında tutulmasını kastediyor. Türkiye için açmaz da burada zaten.
Türkiye-Ermenistan arasında yeni bir döneme girildiği Erivan’da da sır değil artık. Bir benzetme yapacak olursak, “Tren yola” çıkmış durumda. Ancak, son istasyona ne zaman varacağı, hangi istasyonlarda bekletileceği belli değil. Ama bu yıl ciddi gelişmeler olacağını söyleyebiliriz.
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yaşanan sorunlar artık sadece iki ülkeyi değil tüm dünyayı ilgilendiriyor. İşin içine ABD, Avrupa Birliği ve Rusya girdi