Azerbaycan lideri İlham Aliyev’in bugün başlayacak Moskova ziyareti öncesi Rusya Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde ‘Kafkas Sorunu, Rusya ve Türkiye İşbirliği’ konulu yuvarlak masa toplantısı yapıldı. Prof. Dr. İlber Ortaylı tarihte yaşanan Türk-Rus savaşlarının kimseye kazanç getirmediğini ifade etti. Ortaylı, “Ekonomik alandaki işbirlikleri diğer Kafkas ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilmeli” dedi.
Cihan Haber Ajansı’nın haberine göre, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in yarın başlayacak Moskova ziyareti öncesi Rusya Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde ‘Kafkas Sorunu, Rusya ve Türkiye İşbirliği’ konulu yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Rusya Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Efim Pivovar, Türkiye Moskova Büyükelçiliği Elçi Müsteşarı Lale Ülker, Topkapı Müzesi Müdürü İlber Ortaylı, TÜRKSAM Başkanı Sinan Oğan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Taşansu Türker, Rusya, Azerbaycan ve Kazakistan’dan bilim adamları katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Rusya Devlet Sosyal Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Efim Pivovar, günümüzde Rusya ve Türkiye arasında ilişkilerin giderek arttığına işaret ederek, bilimsel toplantıların daha sık yapılması gerektiğine dikkat çekti. Üniversite bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Türk Eğitim ve Araştırma Merkezi’nin başarılı çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Pivovar, “SSCB dağıldı ve Soğuk Savaş artık geride kaldı. Bugün iki ülke arasındaki ilişkiler sevindirici düzeye ulaştı. Ayrıca bugün Güney Kafkasya ülkeleri bağımsızlıklarını kazandı. Ancak bölgede sorunlar devam ediyor. Sorunların çözümüne katkı sağlaması için Türk ve Rus işbirliğinin önemine vurgu yapmak istiyorum.” dedi.
“BÖLGESEL SORUNLAR İÇİN RUSYA İLE İKİLİ İSTİŞARELER YÜRÜTÜLÜYOR”
Üniversite bünyesinde yapılan çalışmanın iki ülke ilişkilerinin gelişimine katkı sağladığına değinen Ülker, “Her zaman bu tür etkinlikleri desteklemeye hazırız. Tarihi süreç açısından iki ülke ilişkilerinde en iyi dönemi yaşıyoruz.” dedi. 1990’lı yıllarda ekonominin itici gücü ile başlayan ilişkilerin şimdilerde siyasi alana taşındığını ve iki ülke yöneticilerinin karşılıklı ziyaretleri ile bunun taçlandığına değinen Ülker, “Bölgesel sorunlar için de siyasi istişare mekanizması mevcut. Güney Kafkasya bölgesi de bu istişarelerin önemli gündem maddelerinden biri. Bölgede siyasi sorunların çözümünün ve istikrarın sağlanması Güney Kafkasya’da ekonomik kalkınmaya ve reformlara katkı sağlayacağına inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Azerbaycan Moskova Büyükelçiliği Siyasi İşler Müşaviri Elnur Sultanov da toplantıda söz alarak, kendi ülkesinin bölgede barıştan yana olduğunu vurguladı. Azeri diplomat, “Bugün Güney Kafkasya’nın en gelişmiş ülkesi sayılan Azerbaycan bölgede barış istiyor. Bugün Yukarı Karabağ sorunumuz bölgenin en temel sorunu. Bölgede istikrarsızlık kaynağı. Bu gibi sorunların akademik çerçevede ele alınması çok önemli.” dedi.
“RUSYA VE TÜRKİYE GELECEĞİ İNŞA EDİYOR.”
İstanbul Topkapı Müzesi Müdürü Ortaylı da yaptığı konuşmasında tarihte yaşanan Türk-Rus savaşlarının kimseye kazanç getirmediğini ifade etti. Ortaylı, “Kafkasya sorunu, Rusya ve Osmanlı imparatorlukları arasındaki en büyük sorun idi. Bu nedenle savaşlar yaşandı. En son Rus Çarı 3. Aleksandr ve Osmanlı Padişahı Abdülhamit savaşların iki tarafa da yarar sağlamadığını ve iki imparatorluk arasında barışın sağlanması gerektiğini anladı. Ve onlar barışı tesis etti. Birinci Dünya Savaşı’na istemeyerek, o dönemin şartlarına göre katıldılar. Bu savaşta Kafkasya konusu, iki ülkenin en başlıca konusu haline geldi.” bilgisini verdi.
Kafkaslarda ticari alanda işbirliğinin oluşturulmasının bölge barışına katkı sağlayacağını kaydeden Ortaylı şu değerlendirmede bulundu: “Ekonomik alandaki işbirlikleri diğer Kafkas ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilmeli. Bunun teknik çalışmalarının yapılması gerekiyor. Bu Dışişleri Bakanlıklarını aşan bir konu. Eski SSCB ve Türkiye arasında hiçbir zaman savaş çıkmadı. İki ülke o yıllarda barış içinde olmalarına rağmen, Soğuk Savaş şartlarında yaşadılar. Şimdi ise biz geleceği inşa ediyoruz. İki ülke her bakımdan zengin bir ilişki dönemi yaşıyor. Eski SSCB ve Türkiye arasında hiçbir kültürel ilişki olmadı. Eskiden dil bilimi yüksek okullarında Rusça dergi okumak bir propaganda malzemesi sayılırdı. Bugün ise öğrenci mübadelesi yapıyoruz.”
16.4.2009