Ne kadar zengin ve gelişmiş olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak katından yüksek bir işleme uygun sayılamaz.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Değerli arkadaşlar,
Mart-2003 de ABD güçlerinin ülkemizi kullanarak Irakın işgaline izin veren tezkereyi, TBMM nin özgür iradesi ile reddetmesi sonucu kazanılan uluslararası saygınlık, yeni ABD başkanı Sn. Barack Hüssein OBAMA’nın ilk yurtdışı gezisine ülkemizi de dahil etmesine ve TBMM de konuşma istemesine neden oldu.
Sn. Obama, ülkemize geldi ve anıtkabiri ziyaret ederek Yüce Önderimize saygısını sundu. Anıtkabir defterine “Vizyonu, kararlılığı ve cesaretiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni demokrasiye yönelten ve mirası tüm dünyaya kuşaklar boyunca ilham vermeye devam eden Mustafa Kemal Atatürk’e saygılarımı sunmak, benim için bir onurdur. ABD’nin 44. Başkanı olarak, Türk-Amerikan ilişkilerini güçlendirmeyi, Atatürk’ün, halkına umut veren modern ve müreffeh bir demokrasi olarak Türkiye vizyonunu desteklemeyi ve ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini gerçekleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyorum” yazdı.
Yeni ABD başkanı Sn. Obama, yüce önderimizin 20 Nisan 1931 de söylediği YURTTA SULH, CİHANDA SULH özdeyişine de atıfta bulunarak, dünyamızın geleceği için düşündüğü ana ilkeyi anıtkabirde dile getirmişdir. Burada geçen yıl, yüce önderimizin YURTTA SULH, CİHANDA SULH özdeyişine, derinlikli bir felsefenin ürünü olmadığını söyleyerek karşı çıkan ve kemalizmi kuru bir ideoloji olarak tanımlayan ve de ABD de uzun süre yaşayan Prof. Dr. Şerif Mardini anımsadım !!!
Sn. Obama, TBMM de ve öğrencilerle yaptığı konuşmalarla, halkımızın ABD ye karşı duyduğu güvensizliği azaltmak istedi. Çünkü biliyordu ki 51 tane islam ülkesi içinde tek laik ülke olan Türkiye, ABD ye karşı en fazla tepki duyan ülkelerin başında gelmektedir.
Değerli arkadaşlar,
Güzel ülkemiz, 1952 yılında NATO ya girebilmek için ve ABD ye yaranmak uğruna Korede birçok şehit vermiştir. Soğuk savaş döneminde yeşil kuşak projesi gereğince yüzbinlerce askeri olan bir orduyu ayakta tutmak için büyük harcamalar yaptı. Bu harcamalar yüzünden ülkemiz ekonomide gereğince atılımlar yapamadı. Güney Korenin bizi nasıl geçtiğini örnek olarak verebiliriz.
ABD nin bize haber vermeden Rusyaya karşı kullanılmak üzere, ülkemizdeki NATO üslerine birçok füze ve atom bombası yerleştirdiğini, Küba olayları çıktığında anlayabildik. Yani haberimiz olmadan, yıllarca kuzey komşumuz Rusyanın ilk hedefleri arasındaymışız!!! Hala, ABD nin B-61 tipi nükleer bombasının Avrupada en çok Türkiyede olduğunu bilgilerinize sunarım (27.06.2008-Milliyet).
Bu güne kadar çok büyük askeri harcamalar yapmamıza rağmen teknoloji üretemediğimiz için devamlı olarak ABD nin güdümünde kaldık. İyiki Kıbrıs çıkarması yüzünden ABD, ülkemize silah amborgosu koydu. Ancak ondan sonra kendi askeri ihtiyaçlarımızı yerli üretimlerle karşılamayı düşünmek zorunda kaldık. Yine de bu aşamada dünyada silah alımında ilk on ülke içindeyiz.
Değerli arkadaşlar,
Ne yazık ki 57 yıldır çok büyük katkımız olan NATO da her kararın oybirliği ile alınmasına rağmen, bizim AB üyeliğimize karşı çıkan ve Ermeni iddialarına yasal katkı veren Fransanın askeri kanada dönmesine karşı çıkamadık. Ayrıca Danimarkada ROJ TV yayınına 4 yıldır gözyuman Başbakan Rasmusenin, 27 ülkeli NATO genel sekreterliğine Ekim-2008 den beri süren adaylığına da sadece 24 saat direnebildik. Üstelik AB nin genişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn AB adına yine ülkemizi tehdit ederek, Rasmusene karşı çıkmamazı istedi. (Keşke rahmetli İsmet İnönünün yaptığı gibi ulusal çıkarlarımızı içeren kritik kararlar altına imza atmadan 24 saat beklemesini bilseydik). Bu sırada Sn. Obamanın ve Sn. Berluskoninin, Rasmussen için verdiği sözel garantilerle yetinmek ve Rasmusseni NATO genel sekreteri olarak kabul etmek zorunda kaldık. Bakalım bu sözel garantiler ne kadar geçerli olacak???
Ne acıdır ki AB-D emperyalizmi, dünyada yaklaşık 7-8 milyon Ermeniyi, 1915 olaylarını bahane ederek, 1923 de kurulan 70 milyonluk Türkiye Cumhuriyetini bölmek için kullanıyor. Hele de demokrat olduğunu söyleyen ABD başkanı Sn. Obama, bu konuda karşı tarafın bilgi ve belgelerini görmeden, tek taraflı bilgilerle ABD de faaliyet gösteren ermeni diasporasına kanmış durumda.
Keşke, ABD başkanına edindiği bilgilerin ne kadarının gerçek olduğunu algılayabilmesi için siyasi liderlerimizden hiç olmazsa birisinin Sn. Şükrü Server AYA nın İngilizce yazmış olduğu ve İst. Ticaret Üniversitesince Nisan-2008 de yayınlanan THE GENOCIDE OF TRUTH (Gerçeklerin soykırımı) isimli kitabı da hediye etmiş olsaydı. Ancak öncelikle siyasi liderlerimizin bu kitabı okumuş olması gerekiyor galiba!!! )
Değerli arkadaşlar,
Obamanın yöneticilerimizle yaptığı ikili görüşmeler sonucunda, ABD nin ülkemizden resmi olarak neler istediğini bilmiyoruz. Ve bizim de önümüzdeki süreçte ABD den neler istediğimizi ve beklediğimizi de bilmiyoruz. Umarım en kısa sürede yapılacak açıklamalarla bilgilendiriliriz. Ve ABD li tüccar George Sorozun “en iyi ihraç ürünümüz” diye tanımladığı askerimizi yine AB-D çıkarları uğruna yurt dışına gönderilmesine izin vermeyiz.
Umarım, yeni ABD başkanı Sn. Obama, bir demokrat lider olarak önümüzdeki dönemde, yüce önderimizin 78 yıl önce söylemiş olduğu YURTTA SULH, CİHANDA SULH ilkesine anıtkabirdeki sözleriyle de sahip çıkar. Aksi halde yine binlerce insan, AB-D emperyalizmi yüzünden canından olacaktır.
Sevgi ve saygılarımla (9.04.2009).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
NOT:
18 Ocak 1927 tarihinden beri LOZAN antlaşmasını tanımayan ABD nin, 4 Temmuz 2003 de Kuzey Irakta (Süleymaniye) askerlerimizin başına, nasıl ve neden çuval geçirdiğini unutmadığımızı ve hala özür dilemelerini, yeni ABD yönetiminden de beklediğimizi anımsatmak isterim.
Bir yanıt yazın