26 Mart 2009 tarihinde Viyana Üniversitesi, Viyana Demokrasi Merkezi (Demokratiezentrum Wien) ve İhtilaf Araştırma Enstitüsü’nün (Institut tur Konflikt Forschung) işbirliğiyle “Avrupa ve Öteki” (Europa und das Andere) isimli entegrasyon konulu bir konferans düzenlenmiştir.
Tüm gün süren ve farklı alt başlıkların ele alındığı 5 oturumdan oluşan konferansda, Avusturya’nın göçmenlere yönelik siyasetini akademik bir bakış açısıyla ele alınmış ve Türk göçmenler hakkındaki tarafsız değerlendirmeler yapılmıştır.
Sunum yapan akademisyenler ve göçmenler hakkında araştırmalarda bulunan sivil toplum kuruluşlarında görevli uzmanların yaptıkları değerlendirmelerde;
– göçmen grupların ve bu bağlamda özellikle Türklerin Avusturya toplumuna
entegrasyonu konusunda 40 yıldır devlet kurumlarının kaydadeğer bir faaliyette
bulunmadıklarını ve sorunları görmezden geldiklerini (Sabine Strasser – Viyana Üniversitesi /
ODTÜ’de misafir öğretim görevlisi),
– toplumda Türklere karşı mevcut önyargıların entegrasyonu zorlaştıran diğer önemli
bir etken olduğunu, Avusturyalıların Türkleri muhafazakar ve baskın ataerkil aile yapıları
nedeniyle bir tehdit unsuru olarak gördüklerini, Türklerin ise “ne kadar eğitimli ya da gayretli
olsak da bu toplumda hiçbir zaman kabul görmüyoruz” düşüncesi ile kendilerini toplumdan
soyutladıklarmı (Lydia Potts – Oldenburg Üniversitesi),
– Avusturya basınının kasıtlı olarak yansıttığı tek taraflı olumsuz Türk imajının önyargıları beslediğini (Stefanie Mayer – Viyana Demokrasi Merkezi),
– Aşırı sağ parti FPÖ’nün Avusturya’da 1999 genel seçimleri sonrasında hükümette koalisyon ortağı olmasından ve ABD’deki 11 Eylül olaylarından sonra toplumdaki ırkçılık olaylarının giderek artış gösterdiğini (Manfried VVelan – Politolog ve Hukukçu),
-2/2-
– bununla birlikte yaklaşık 8,5 milyonluk nüfusa sahip Avusturya’da 1,3 milyon
göçmen kökenli insanın yaşadığım, bu gerçek ışığında, politikacıların ve toplumun bir
kısmının ısrarla reddetmesine rağmen, artık Avusturya’nın bir göçmen ülkesi olduğu
gerçeğinin kabul edilmesi ve bu doğrultuda toplumdaki bütün kesimleri kapsayan rasyonel ve
bütünleştirici bir siyasetin hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu, aksi takdirde toplumdaki
gerginliklerin ileri dönemlerde önemli sosyal sorunlara yol açabileceğini (Manfried Welan –
Politolog ve Hukukçu).
dile getirmişlerdir.
,
– Konferansta, Dr. Elisabeth Röhrlich (Viyana Demokrasi Merkezi) tarafından
Avusturya basınında Türk imajının ele alındığı bir sunumun gerçekleştirildiği, basında
Türklerle ilgili değişik tarihlerde yayımlanan haberlerde kullanılan fotoğrafların duvara
yansıtılarak analizinin yapıldığı sunumda, basında saldırgan ve tehditkar görünümlü erkekler
ile başörtülü kadınların arka planda Türk bayrağı ile betimlendiği, Avusturya toplumunda
hakim Türk imajına uymayan başarılı ve modern görünüşlü Türklerin aidiyetlerine ilişkin
atıflardan ise olabildiği kadar kaçınıldığının ifade edildiği,
– Avustuıya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Cengiz Günay’ın da ülkemizdeki
güncel siyasi gelişmeler, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde hayata geçirilen reformlar ve
demokratikleşme süreci hakkında kapsamlı bir sunuş yapmıştır.