Degerli Arkadaslar
Sizlere Bu gun Milliyet gazetesi yazari Sayin Ulubay’in yazisinin bir
kismini asagiya aldim
kisim cok enteresan
Guney doguda PKK yuzunden bosalan koylerin ve vakti ile o koylerde
yasayan koylulerin durumunu aci bir sekilde bizlere gosteriyor
1989-1994 yillari arasinda Ankarada idim . Guney doguda PKK tum gucu
ile yore halkina olum saciyordu
Turkiye tam bir gerilla harekatinin icinde idi. Turkce egitim veren
okullarin ogretmenleri okul kapisinda asiliyor, okullar kapaniyordu
( Bu gun Guney dogudaki Egitim sorunu o gunlerin neticesidir)
Yine PKK az nufuslu koylerin halkina saldiriyordu. Ordu yaklasik 1500
civarinda oldugu soylenen bu koyleri koruyamiyordu
(her koye 100 asker koysaniz 150 bin asker ihtiyaci oldugu gorulur)
o siralarda Tansu Ciller Basbakandi. TASK nin teklifi neticesinde bu
koyler bosaltildi
halk buyuk sehirlere nakil edildil. Buyuk bir kismi Guney dogu
sehilrlerine yerlestiler yine buyuk bir kismi batiya goc etti bir kismi
dis ulkelere goc ettiler
Bunun uzerine PKK taktik degistirerek kendine bu koyleri siginak olarak
kullanmaga basladi. hukumet aldigi bir karar ile bu koyler
yikilarak PKK nin soginak yapmalari onlendi. Fakat maalesef bu gerekli
hareketin sonunu 1994 ten sonra gelen hukumetler Beceremediler
Guney dogu halkina is sahasi yaratacak projeler gelistiremediler (
bunun muhakkakki en buyuk nedeni 1994-2002 arasi Turkiyenin gecirdigi
ekonimik krizdir0
Bu gun bir cok yazarlar (genellikle askere gicigi olanlar) bu gun
ki
duruma gelisi Orduya yuklerler
ve maalesef Turk medyasi bu durumu gerceklere dayanarak halka
bildirmedi ve bioldirmemege devamda ediyor
Biz her konunun altinda ABD nin eli oldugunu yaratiriz.
Belki bu gorus hakikatte dogrudurda. PKK nin Lojistigi yillarca Kuzey
Irak’tan temin edilmistir ( halada Devam Etmektedir)
Fakat Bu gun ABD nin Turkiyeye ihtiyaci nedeni ile ABD’nnin PKK yi
silahsizlastiracagi
ni ve PKK nin
Dagdan indirilecegi soyleniyor ( Ben bu goruse Katiliyorum)
Bence bu gunki hukumetin ( veya gelecek hukumetlerin) o koyleri yeniden
yapilandirmasi. Belki cok az bir kisim koylu koyune donecektir
(zira onlarin gecimleri koyleri idi). Fakat boyle bir grisim Guney
doguya canlilik getirecektir
TSK’ya gicigi olan yazarlar da belki yazilarini bu yone cevirmege
MAHKUM olacaklardir
Ulubayin yazisini okumanizi tavsiye ederim
Iyi gUNLER
Vedat aslay
MAHSUN’UN ÜÇÜNCÜ GÖZÜ
Güneri Civaoğlu
gunericivaoglu@milliyet.com.tr
DOĞU’nun Tunceli kırsalı inanılmaz güzeldir. Terk edilmiş ya da boşaltımış köylerde dev ağaçlar, meyve de verir, gölge de…
Ancak…
Ne yiyen var, ne gölgede serinleyen…
Konak gibi evler de vardır.
Boştur.
Sadece birkaç korucu görülür.
O kadar.
Buralardan göçen ya da göçmek zorunda kalan köylüleri temsilen muhtarlarıyla bir kahvede buluşmuştuk.
Toplantıda subay da vardı, polis de…
Hepsinin yakındığı şey, güvenlik güçleriyle PKK arasında kalmış olmaktı.
PKK’dan korkuları daha fazlaydı.
Çünkü… Ceza, ölümdü.
Jandarmadan da korkuyorlardı ama ceza ölüm değildi.
Fakat…
Ölüme yakın cefa vardı.
Çoğu o nedenle ikisi arasında sıkışmış duyarlı köyleri boşaltmışlardı.
Film kareleriyle ağıt
MAHSUN Kırmızıgül’ün son filmi “GÜNEŞİ GÖRDÜM”, işte bu Doğu’da yaşam gerçeğinden bir kesit.
25 yıldır iki tarafın arasında kalmış doğuda bir sınır köyünün çaresiz insanları, doğup büyüdükleri topraklardan kopmak zorunda kalırlar.
“Zorunlu göç” onları yola düşürürür.
Ailelerden biri, kaçak yollardan Norveç’e gitmeyi hedeflemiştir.
Diğer aile ise İstanbul’a…
Film kareleriyle oluşmuş bir “ağıt” bu.
Mahsun Kırmızıgül, bu ikinci filminde de başarıya imza atmış.
Hem yönetmen, hem senarist, hem de oyuncu.
Onun “üçüncü gözü” olduğuna inanıyorum.
Herkeste olan iki gözle dışarıyı, üçüncü gözüyle de içini görüyor olmalı. Bu üçüncüsü, Uzakdoğu felsefesinde “kişisel derinliği” de ifade eder.