Ermeni elçi güven mektubu sunar mı?

DENİZ ZEYREK

deniz.zeyrek@radikal.com.tr

Türkiye ile Ermenistan arasında yaklaşık iki yıldır gizlice yürütülen görüşmelerin sonuçları merakla bekleniyor. Belli ki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Türkiye-Ermenistan maçı için Erivan’a gitmesi, en çok ihtiyaç duyulan ‘güven’ unsuruna büyük katkı sağlamış. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ünlü Davos çıkışının kurbanı olan 15 dakikalık Serj Sarkisyan görüşmesi bile tanışma açısından yararlı olmuş.
Bugünlerde diplomasi kulislerinde güçlü bir ‘Türkler ve Ermeniler ABD Başkanı Barack Obama’nın Ankara ziyareti öncesinde önemli bir metne imza koyacak’ söylentisi var. Türk tarafı, bu iddiayı doğrulamıyor. Bizim diplomatlara göre, Ermenistan’la yavaş ritmli ‘vals’ devam ediyor ve henüz ‘rock’n roll’ aşamasına gelinemedi. O aşamaya gelinmesi de biraz müziğin ritmine bağlı. Müziğin ritmi de Azeri çalgıcıların elinde. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ görüşmelerinden bir ‘imza’ çıkmadığı sürece Azeri
çalgıcıların rock’n roll ritimlerine geçmesi zor.
Ermenistan’ın Ankara ve Bakü cephelerinde yürüttüğü pazarlıkların paralel bir iyimserlik içinde olması, yeni gelişmelerin yaşanabileceği sinyalini veriyor. ‘Vals’ bu şekilde sürerse ve ‘ayağa basma’ gibi bir aksilik çıkmazsa, Erivan’la görüşmelerin seyri, ‘düşük düzeyli diplomatik ilişki’ gibi yeni adımlarla değişebilir. İlk olasılık, Ankara ve Erivan’da düşük düzeyli temsilcilikler açılması. İki ülke halkları hazır olsa bile, küçük kıvılcımlara gebe riskler tamamen ortadan kalkmadığından, temsilcilik açılması da riskli olabilir. İkinci olasılık, ‘akredite büyükelçiler’ atanması. Böyle bir durumda Ermenistan’ın Tiflis’teki büyükelçisi Ankara’ya akredite edilebilir ve Ankara’ya gelip, Cumhurbaşkanı Gül’ün huzuruna çıkarak, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serkisyan’ın temsilcisi olarak güven mektubunu su-nabilir. Güven mektubu sunmak için Erivan’a gitmek, atandığı günden beri, Ermenistan konusuna da yoğun mesai harcayan Türkiye’nin Tiflis Büyükelçisi Ertan Tezgör için de kâbus olmayacaktır.
Bu yazdıklarımın uzak olasılıklar olmadığı Erivan’la Ankara arasındaki trafikten anlaşılıyor. Üstelik bu trafik, Washington, Moskova, Bakü gibi başkentleri de kapsıyor. Dışişleri’nin Kafkasya’dan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz’ün, son Washington seyahati bu açıdan dikkat çekici. Çeviköz’ün Ankara’ya hazırlanan Obama yönetimine Ankara-Erivan trafiğini anlattığını tahmin etmek zor olmasa gerek.
***
Diplomasinin de ‘Divası’Obama’nın ziyareti öncesinde PKK sorununun çözümünde ABD ve Irak ile yapılan görüşmelerde de yoğunluk yaşanıyor. Bağdat’a gitmesi planlanan Cumhurbaşkanı Gül’ün Tahran yolunda söylediği “Kürt sorunuyla ilgili önümüzdeki günlerde çok iyi şeyler olacak” sözleri pek manidardı. Gül, Iraklı muadili Celal Talabani’nin ilan ettiği gibi Erbil’e gider mi bilinmez ama Erbil’e giden Türk diplomatları kritik pazarlıklar yapıyor. Irak’taki ABD’li yöneticiler ve Iraklılar, birkaç ay içinde Erbil’de yapılacak Kürt konferansı, Türkiye’nin TRT-Şeş gibi iyi niyetli adımlarını göstererek, PKK’nın bu yazı ‘sessiz’ geçirmesini sağlamaya çalışıyor. Nevruz’da ve sonrasında yaşanacaklar bu açıdan önemli. Silah sesinin olmadığı bir yaz, Türkiye’de sosyal, kültürel ve ekonomik adımlar atmaya çalışan hükümetin elini güçlendirecek. 25 yıldır büyük acılar yaşayan Türkiye kamuoyunun çözüm çabalarına desteği artacak. Süper Star Ajda Pekkan’ın Aynur Doğan ile Kürtçe düeti, Kürt sorununa bakıştaki toplumsal kırılmanın önemli işaretlerinden biri olabilir…

DENİZ ZEYREK - turkiye ermenistan 350

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir