Ömer TAŞPINAR
WASHINGTON
Gerek içerde, gerekse dışarıda Amerika son 50 yılın en zor dönemini geçiriyor. Bir yandan dibi bir türlü gözükmeyen bir finansal ve ekonomik kriz… Öte yandan, küresel platformda Meksika’dan Pakistan’a kadar uzanan krizler yığını. Obama gerçekten de Bush yönetiminden feci bir enkaz devraldı . Ama artık sorumluluk kendisinde. Başarısızlıkların hiçbiri eski yönetime sayılmayacak. Demokrasi ve siyasetin doğası bu.
Peki, ABD açısından Türkiye bu küresel platformda nerede duruyor? Dünya haritasına bir göz atarsanız, hemen hemen bütün sorunların Türkiye’ye yakın coğrafyalarda olduğunu görürsünüz. Şurası kesin: Türkiye gibi bir ülkeyle normal şartlarda ABD’nin çok daha yakın bir çalışma içinde olması gerekirdi. Oysa Irak’ı işgal etmeye karar veren Bush yönetimi, bırakın Başkan Bush’un kendisinin, bir Savunma veya Dışişleri Bakanı’nın bile bu savaştan önce Ankara’ya gelip Türkiye ile istişare etmesine gerek görmemişti. Neyse ki Obama yönetimi sayesinde hem Amerika daha barışçıl bir konuma geliyor, hem de Türkiye hak ettiği öneme kavuşuyor. Obama’nın Türkiye’ye, daha göreve yeni başlamış sayılırken yapmayı planladığı sürpriz ziyaret bu yeni vizyonun en açık göstergesi.
Öte yandan, ortada çelişki gibi gözüken bir durum var. Türkiye ile ilişkilerin düzeltilmesine bu kadar önem veren Başkan Obama, Ermeni asıllı Amerikalı bir arkadaşımın tam rakam vererek bana hatırlattığı üzere seçim kampanyasında toplam 22 kez Ermeni soykırımından bahsetmiş ve bu soykırımı resmen tanıyacağına dair 3 kez yazılı söz vermiş. Türkiye ziyaretini duyan, Obama’ya oy vermiş yüz binlerce Ermeni asıllı Amerikalı şimdi endişe içinde 24 Nisan’ı bekliyor. Acaba o tarihte Obama’nın kaleminden çıkacak Beyaz Saray açıklaması soykırımı tanıma sözünü yerine getirecek mi?
Hadi bu 24 Nisan tarihini bir kenara bırakalım. Temsilciler Meclisi ve Senato’da artık rahat bir çoğunluğa sahip Demokratlar hızla Kongre’den yeni bir Ermeni soykırım yasa tasarısı geçirmek için imza topluyorlar. Muhtemelen önümüzdeki haftalarda bu konuda yeni bir girişimde bulunacaklar. Geçmişte Beyaz Saray Kongre’ye bu konuda hep karşı çıkmış ve Türkiye lehine sürece müdahale etmişti. Acaba Obama aynı çabayı gösterecek mi?
Ankara temkinli davranmalı
Obama’nın Türkiye’yi ziyaret edeceğinin açıklanmasıyla beraber Ankara bu konuda artık rahatlamış gözüküyor. “24 Nisan’dan sadece iki hafta önce Türkiye’ye gelip sonra da soykırımı tanımak olmaz” yönünde bir anlayış var Türkiye’de. Oysa ben bu konuda Ankara’nın rehavet içine girmek yerine son derece temkinli davranması gerektiğine inanıyorum.
Evet Obama Türkiye’ye çok önem veriyor. Bu doğru. Öte yandan, Türkiye’ye çok önem vermek ve 1915’te yaşananları soykırım olarak kabul etmek başka şeyler. Yani Obama halen soykırım konusundaki fikirlerine sadık kalabilir. Hatta sıradan bir politikacı olmadığı için bu meseleyi bir entelektüel dürüstlük ve prensip olarak bile görebilir. Ancak o zaman da ABD yönetimi bu tavrının sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaktır. Washington, Ankara’nın bu konuyu ne kadar ciddiye aldığının farkında. Türkiye’nin misilleme olarak, İncirlik Hava Üssü’nün kullanımını sınırlamak dahil olmak üzere, birçok sorun çıkaracağı biliniyor.
Obama’nın ziyareti bu nedenle sadece “Türkiye’yi kazanmak” için değil aynı zamanda “Türkiye’yi kaybetmemek ” için de yapılıyor. Yani bu ziyarete bakıp ” Soykırım meselesi böylece kapanmıştır” demek yerine, Obama’ya hem kendi kararını değiştirmesi hem de Türkiye lehine Kongre’ye baskı yapması için çok ciddi bir destek vermek gerekiyor. Peki nasıl olacak Türkiye’den gelecek destek? Tabii ki, Ermeni lobisinin en çok korktuğu şeyi yaparak. Yani Türkiye-Ermenistan sınırını 24 Nisan’dan önce açarak. Zaman cesur davranma zamanı.
Bir yanıt yazın