Site icon Turkish Forum

Vatan Gazetesi – Şükrü Server Aya

From Sukru Server Aya - sukru server aya

From Sukru Server Aya [ssaya@superonline.com]

Vatan Gazetesi 9.3.2009

Degerli arkadaşlar,

a- Şükrü Elekdag dün TV de konuşuyordu, hudutun “karşılıksız açılacağını” söyledi. Yani Ermeniler en ufak bir taviz vermeden bütün isteklerinde ısrarlı!

b- Böyle bir hareketin aynı millet dediğimiz “Azerbaycanı” yüreğinden vuracağı ve böyle bir kalleşliği ömür boyu unutmayacağı şüphesizdir.

c- Azerbeycanın TC ile eski ve mevcut tarihi ilişkileri ve “aynı millet” oluşuumuz bir ysns, Ermenistan’la yapılacak “minnacık Ticaret için”, Azerbeycan ile olan ekonomik ilişkilerin de derinden yara alması kaçınılmazdır. Ermenistan dediğimiz ülkenin nüfusu ve ekonomik potansiyeli aceba “Zeytinburnu” veya buna eşit bir İstanbul kazasaından fazla mıdır? Bir avuç bozuk leblebi için, baklava böreği feda etmektesiniz!

d- İpler, hep mert evlatlarının elinde…bakarsınız yakında bizleri de “nasıl Ermeni soykırımını inkar edersin” diye palas pandıras derdest ederler!

Dogruları savunanlar gene güme gidecek…bizlere el fatiha, zıp çıktı fırsatçılara “demokrasi çok yaşa”!

e- Sassunian + Mouradian + Hovannisian + Jabarian’ın topuna verdiğim cevaplar yukarıda ekli. Turkish Armenians’ta ………………………….

postingde “comment” olarak yayınlandı.

f- New York Times (Sabrina Tavernise) ve yahudi akademisyen Medof’a verdiğim cevaplar da yukarıda ekli, bunlar da Perşembe günü Turkish Armenians tarafından yayınlanacak.

Degerli arkadaşlar, dikkat ederseniz “yabancı saldırıları en iyi duyuran ce cevapları da Turkish Forum.! Bu yabancı basın saldırılarını TCA, ATAA, AVIM bültenlerinde hemen okuyor musunuz?  Veya bu cevaplar onlara da aynen gidiyor! Fakat onlar benim düşünceme göre ancak “sahibinin sesi gramafonları olarak” verilen reklam plaklarını çalarlar ve “Türkleri mükemmel temsil ettiklerini” sanırlar! (yazan olursa) yapıştıran” blog sitesi  Turkish Armenians ile

g- İngilizce bilen arkadaşlara sesleniyorum: Esas saldırılar bizim dışımızda, bunları hem duymak, hem okumak hem de cevap vermek mecburiyetindeyiz? Yoksa, “benim İngilizcem yederli değil” veya “çok uzun” veya “adam sen de, bir tek ben mi varım” derseniz, bu kırk senedir soylendi ve sonuç ortada. Hikmet Bey, Refik Bey kardeşler, yoksa “bunları da mı tercümeli sunalım“? ABD de yerleşik ve Türkçe yazışmak istemeyen arkadaşlar, ne duruyorsunuz, sizler de iyi kötü iki satırı  içimizdekilere değil, esas dışardaki ezeli düşmanlara yazsanıza!  Please!

Sevgi Selam

Şükrü

Vatan Gazetesi 9.3.2009

ABD’ye bir ‘one minute’ çekin bakalım!

SAVAŞ SUSAL

Ermeni Soykırım Tasarısı’nın yakında Amerikan Meclis gündemine geleceği bildirildi ve İngiliz Financial Times gazetesi “ABD Kongresi’nin bazı üyelerinin, Türkiye’nin yakın zamandaki davranışlarının yarattığı kızgınlığın ‘tasarının senatoda kabul şansını arttırdığını düşündükleri”ni yazdı.
Haberde “Özellikle Başbakan Erdoğan’ın İsrail’in Gazze’ye yönelik tutumuyla ilgili ifadelerinin Yahudileri ve İsrail’e destek veren kesimleri kızdırdığı” görüşü yer alıyor.
Yani Filistin yönetiminin ve Arap Birliği’nin “İşimize karışmayın” dedikleri bir olayda Başbakan Erdoğan’ın, aralarında ABD’nin de bulunduğu birçok ülkenin “terör örgütü” kabul ettiği Hamas’ı ve Gazze’yi savunacağım diye yaptığı öfkeli çıkışın Türkiye’ye çok yakında ciddi bir zarar vermesi beklenebilir.
Zira bugüne kadar ABD’nin birçok eyaletinde zaten Türkiye aleyhine kabul edilmiş olan Ermeni Tasarısı’nın Amerikan Kongresi’nde kabulünü büyük ölçüde oradaki Yahudiler önlüyordu ve şimdi tam aksi yönde çalışacaklar.
Ermeni yanlısı Kongre Üyesi Adam Schiff “Yakında Kongre’ye tasarıyı sunacaklarını ve bu kez kabulünden çok umutlu olduklarını” söylemiş.
İşte şimdi tam zamanıdır ABD’ye bir “One minute” çekmenin… Başka ülkelerdeki haksızlıklara tepkide sınır tanımıyorsak kendi ülkemizi “20. yüzyılın Nazi Almanyası’ndan önceki ilk soykırımcısı” olarak dünya tarih kitaplarına sokacak kararlarda da tanımamalıyız.

Türkiye ve Azerbaycan katliamları
Ayrıca… 26 Şubat, Karabağ’ın Hocalı ilinde 1992’de 1300 Müslüman’ın Rus destekli Ermeni ordusu tarafından katledilmesinin yıldönümüydü.
30 Mart-1 Nisan 1918 arasında Ermeniler (aynen 1915 öncesinde Anadolu’da yaptıkları gibi) sadece Bakü’de 17 bin Azeri Türk’ü karınlarını yırtarak, yakarak, duvarlara çivileyerek katletmişti.
1988-1994 yılları arasında ise Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si Ermenistan tarafından işgal edildi, 18 bin Azeri öldürüldü, 20 bin kişi yaralandı, 5000’den fazlası ise kayıp… 1 milyondan fazla kişi işgal sonucunda evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Ermenistan’ın Azerbaycan ekonomisine verdiği zararın ise 60 milyar dolar olduğu söyleniyor.
ABD’ye, özellikle de yakında Türkiye’ye geleceği söylenen Obama’ya “one minute” çekerken önce Ermenistan’ın ilk Başbakanı Johannes Kaçaznuni’nin kendi ağzıyla söylediği “Biz suçluyduk, diğer ülkelerin anlattığı masallara, hayallere inandık. Türkleri arkadan vurduk. Tehcir zorunluydu” sözlerini onlara hatırlatın.
Sonra da Bakü ve Karabağ katliamlarını. Eğer Ermeni diasporası hâlâ “soykırım”da ısrar ediyorsa (ki arkadan hemen toprak ve tazminat talebi gelecek) onların yaptığı da soykırımın kendisidir.
Kongre’den kararı geçirmeden önce bunlara bir göz atıversinler.

*****

Hoşgörü farkı!
TV haberlerinde de gördük, gazetelerde de; İngiliz Ticaret ve Sanayi Bakanı Peter Mandelson Londra’da “çevre zirvesi”ne katılmadan önce bir çevrecinin yumurta kremalı saldırısına uğramış.
Çevre politikalarını protesto eden kadın eylemciden şikayetçi olmayan Bakan yüzünü gözünü kıyafetini sildikten sonra nazik bir şekilde “Yüzüme bir şey atmak yerine yüzüme konuşulmasını tercih ederim” demiş. Bahis şirketi William Hill ise halkı sevmediği Mandelson’a atılacak bir sonraki tatlı için bahis başlatmış.
Aynı olay, Başbakan’ın “kendisini kedi olarak çizen” karikatüriste bile dava açtığı, sözlü protesto yapanların derhal korumalar tarafından sürüklenerek götürüldüğü Türkiye’de olsaydı sonuç ne olurdu?
Eylemci kadın-erkek olduğuna bakılmadan tartaklanarak götürülür ve hemen şikayetçi olunurdu.
Yani, bırakın krema atmayı filan, kendisi “toplumu şiddete yönelten şiir okuduğu” için hapis cezası yaşamış ve yıllarca bunu “mağduriyet” olarak, “düşünce ifade özgürlüğünün ihlali” olarak kullanmış Başbakan sözle, çizgiyle bile eleştiriye, protestoya tahammül edemiyor.
Bırakın bunu, görevini yapan ve yolsuzluk olaylarını yazan medyayı bile düşman ilan ediyor.
Son haberlerden biri şöyleydi: Bursa’da “Ampul Tayyip” sloganı atan 2’si lise öğrencisi 4 kişi Başbakan’ın şikayetçi olduğu davada 11’er ay hapis cezası aldı. 18 yaşından küçük olan öğrenci hakkındaysa Bursa Çocuk Mahkemesi’nde dava açıldı.
Karakol tutanaklarına göre öğrenciler ÖSS’yi protesto eylemi olarak 29 Mart 2008’de yürüyüş yapmış ve bu yürüyüşte iki kez “Ampulsün sen Tayyip” diye bağırmışlar.
1 Nisan 2008’de DİSK ve KESK öncülüğünde bir başka protesto eyleminde aynı sloganı atan 9 kişi için de dava açılmış.
Şimdi karşılaştırın bakalım İngiliz Bakan’la bizim Başbakan’ı… Ne görüyorsunuz?
Bir “ampul” benzetmesi yüzünden 18-19 yaşında öğrencilerin eğitim hayatı 11 ay kesintiye uğrayacak. Her ülkede bir siyasetçiye yapılabilecek bir eylem, üstelik amblemi ampul olan bir partinin genel başkanına yapıldığı için o öğrenciler gencecik yaşlarında cezaeviyle tanışmış olacaklar, hayatları boyunca sabıkalı olacaklar ve bu tüm yaşamlarını etkileyecek.
Artık bu acımasızlıktan, bu hoşgörüsüzlükten sonra kim dinler Erdoğan’ın “şiir nedeniyle mağdur oldum” hikâyelerini, “ifade özgürlüğü” masallarını?
Hele de en büyük yolsuzlukları yapanların, çocuk tecavüzü gibi en ağır suçları işleyenlerin elini kolunu sallayarak gezdiği, cezasız bırakıldığı bir ülkede karikatüristler, öğrenciler hapse tıkılıyorsa!

2009 MEMBERSHIP DUES AND YOUR DONATIONS ARE NEEDED TO CONTINUE OUR POSTED PROGRAMS WITH OUT INTERUPTION

THE FOLLOWING LINKS WILL TAKE YOU TO THE DUES AND DONATIONS PAGE

ÜYE AİDATLARI, BAĞIŞLAR VE KİTAP SATIŞLARI


Turkish Forum – Biz Kimiz? – Bize Ulaşın – Projelerimiz – Yardımlarınız

Hakkımızda (About Us) | Kayıt Ol (Subscribe) | Bize Yazın (Contact Us) | Bağışlarınız (Donations) | Güncelle (Update)

Exit mobile version