YOLSUZLUKLAR, NE ZAMAN SONA ERECEK???
Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey,
kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmasıdır.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Değerli arkadaşlar,
Güzel ülkemizde, son günlerde şimdiye kadar örneği görülmemiş bir kamplaşma ve nerdeyse bölünme dönemi yaşanıyor. Ne yazık ki bu kamplaşmadan medet umarak, siyaset yapmayı marifet sayanlar yüzünden, bölünme kaygılarımız giderek daha da büyümektedir.
Ulusal birlik ve bütünlüğümüzü çekemeyenler, bizlerin sağcı-solcu diye, alevi-sünni diye, Türk-kürt diye ve en sonunda da laik-antilaik diye bölünmemizi istiyorlar. Çünkü dış güçler biliyorlar ki, bir ülkeyi ne kadar çok bölersen o kadar kolay hükmedebilirsin. Bu emperyalist oyun, yıllar içinde ülkemize milyarlarca dolara ve onbinlerce değerli insanımızın kaybedilmesine neden oldu.
Ne yazık ki bizler de, bu kahpe oyunlara kandık. Yüce önderimiz sayesinde kazandığımız ve EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİMİZ OLAN BİR ULUS DEVLET olduğumuzu unuttuk. Bu sırada ulusal bağımsızlığımızın herşeyden önce geldiğini düşünen ve vatansever toplum bilimcileri yetiştiremedik. Bu konuda gereken toplumsal projeleri ortaya koyamadık. Dünyada bu konuda başarılı olan ve çeşitli insanlardan yeni bir ulus yaratan ülkeler var. Örneğin, herhangi bir spor yarışmasında birinci olan bir ABD’li genç kürsüye çıktığında, kendi ulusunun bir simgesi olan bayrağı göndere çekilirken, çalınan ulusal marşına elini kalbine koyarak eşlik edebiliyor. Bizde ise gerektiği halde ulusal marşımızı çaldırmamak, ulusal bağımsızlığımızın sembolu olan, dünyanın en güzel ve en anlamlı bayrağını göndere çektirmemek için her türlü bahaneler üretiliyor. Yüce önderimizin resimleri ve özdeyişlerinin devlet dairelerinden kaldırılmaları isteniyor.
Değerli arkadaşlar,
İşte bu siyasi koatik süreci fırsat bilen bazı uyanık ve dolandırıcı kişiler, SİYASET-BÜROKRAT-MAFYA ilişkilerini kullanarak, çeşitli yolsuzlukla köşe dönme yolunu seçmiş durumdalar. Kendilerini çok güzel gizlediklerini sanıyorlar. Nitekim açığa çıkan birçok olayda hala sorumlular aranmaktadır. Bakalım zanlılar nereye kadar kaçabilecek ve ne zamana kadar saklanabilecekler???
Ayrıca bu kişiler, kutsal dinimizi de kullanarak, halkımızın bağışlarını ve yardım duygularını da sömürüyorlar. Bu süreçte, gerek devletin ve gerekse de özel bağımsız denetim kurumlarının devreye girerek, gereken kontrolleri yapması, geleceğimiz için çok önemli hale geldi. Aksi halde hem devlete hem de yönetimlere duyulan güven zayıflayacaktır. Bu güvensiz ortam, birçok ahlaksız kişiye cesaret verecek ve yasal olmayan yöntemlere başvurmalar daha da artacaktır. Özellikle önümüzdeki dönemde ekonomik krizin giderek daha da artacağı göz önüne alındığında, birçok yerde gasp, soygun ve hırsızlıkların artacağı da aşikardır.
Değerli arkadaşlar,
Bu süreçte siyasi ahlak ve toplumsal etik kurallarını, bıkmadan ve yılmadan her yerde halkımıza anlatmamız gerekiyor. CHP İstanbul MV Algan HACALOĞU ve 11 arkadaşı tarafından, 22.12.2002 tarihinde TBMM de teklif edilen ve hala gerçekleşmeyen SİYASİ AHLAK YASA teklifinin bir an önce yasalaşmasını bekliyoruz.
Bu yasanın olmaması ve gereken özenin gösterilmemesi, yolsuzlukların giderek artması yüzünden, son yıllarda siyasete ve içimizden çıkan siyasetçilere duyulan güvende azalma devam etmektedir. Bu azalmada, sade vatandaş olarak bizlerin sorumluluğu yok mu? İşte bu sorunun yanıtlanması istendiğinde özeleştiri yapmamız gerekmektedir. Çünkü Milletvekili, Belediye Başkanı ve diğer seçimler öncesi, uluslararası SİYASİ AHLAK İLKELERİ’ne uygun kişileri aramıyoruz. Seçimler sonrası, bu ilkelere göre görev yapmalarını önermiyoruz ve onlara bu konuda yardımcı olmuyoruz. Ama en kötüsü galiba bu ilkeleri bilmiyoruz. Veya kişisel çıkarlarımız uğruna gözardı ederek dikkate almıyoruz. Yolsuzlukların sona ermesi için uluslararası SİYASİ AHLAK İLKELERİ’ni halkımıza ve ilgili yöneticilerimize, yeniden anlatmamız ve anımsatmamız gerekmektedir.
Umarım, 29 Mart 2009 günü yapılacak yerel yönetim seçimlerinde saygın, dürüst, SİYASİ AHLAK İLKELERİ’ne sahip, ulusal birlik ve bütünlüğümüzü gözeten yurtsever kişileri seçeriz.
Sevgi ve saygılarımla. (03.02.2009)
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
NOT:
1- Bakalım yurtsever halkımız, kendilerine seçim yüzünden bölgelere göre farklı olarak verilen, hediye ve bağışların kıyaslamasını yaparak beğenecek mi, yoksa siyasi ahlakça beklenen tepkileri gösterebilecek mi?
2- Yerel seçimlerin, bu kış-kıyamette yapılmasını da algılayamıyorum. 2004 de de kış günlerinde ve çok zor koşullarda seçim çalışmaları yapılmıştı. Ders almadık ve 5 yıllık sürecin dolmasını istedik. Umarım, siyasilerimiz bu kez ders alır ve önümüzdeki yerel yönetim seçimleri daha uygun zamanlarda yapılır. Bu hem halkımızın hem de siyasilerimizin, trafik ve hava koşullarının kötülüğü nedeniyle oluşabilecek can güvenliği riskinden kurtulmasını da sağlayacaktır.