Site icon Turkish Forum

TÜRK TOPLULUKLARINDAN HABERLER

İÇİNDEKİLER: - Turkler Olmeyi Biliyorlar

İÇİNDEKİLER:

“İSLAM’IN İMAJI KÖTÜ”

-ALMAN OKULLARINDA ”AB PROJE GÜNÜ”
-BAŞBAKAN MERKEL VE KABİNE ÜYELERİ ÇEŞİTLİ
KENTLERDE OKULLARI ZİYARET ETTİLER
-MERKEL: ”TÜRKİYE’Yİ SIKI BİR ŞEKİLDE
AVRUPA’YA BAĞLAMAMIZ LAZIM”

-ALMANYA
-SPD’Lİ SCHLESWIG-HOLSTEIN EYALET MECLİSİ ÜYELERİ,
LÜBECK TÜRK İŞVERENLER BİRLİĞİNİ ZİYARET ETTİ

-ALMANYA
-14. NÜRNBERG TÜRK-ALMAN FİLM FESTİVALİ’NDE ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU
-EN İYİ FİLM ÖDÜLÜNÜ ”DER ARCHITEKT” VE ”MOMMO” FİLMLERİ ALDI

VURAL ÖGER’DEN İYİMSER TAHMİN

TÜRKİYE’YLE YAPILACAK ÇOK İŞ VAR

***

“İSLAM’IN İMAJI KÖTÜ”

9 Mart 2009 / Reinhard Baumgarten (SWR), Abdelhai Alami (DW)

Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble’ye göre Almanların çoğu İslam dininin fanatizm, hoşgörüsüzlük, demokrasi düşmanlığı ve kadına eziyet anlamına geldiğini düşünüyor.

Amanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble Stuttgart’taki dinler arası diyalogu konu alan toplantıdaki konuşmasında, İslam’ın bu şekilde algılanmasında dinin paravan yapıldığı militanlığın da rol oynadığını söyledi. Kamuoyunun ülkedeki Müslümanlardan, radikal unsurlara kesinlikle sırt çevirmesini ve hürriyetçi anayasal düzene sahip çıkmasını beklediğini belirten Almanya İçişleri Bakanı, İslam Konferansı’na katılan bütün temsilcilerin Alman hukuk düzenini ve Anayasa’nın değerler manzumesini benimsemesini olumlu karşıladığını da sözlerine ekledi.

Stuttgart yakınlarındaki Katolik Kilisesi Akademisi’ndeki toplantıda bir konuşma yapan Wolfgang Schäuble Almanya’daki dinler arası diyalogun İslam’ın olumsuz imajının değişmesine katkıda bulunabileceğini belirtti. Almanya İçişleri Bakanı Alman Radyolar Birliği muhabirine verdiği mülakatta, Müslümanların Alman toplumuyla bütünleştirilmesinde İslam din dersinin müfredata alınması dışında neler yapılabileceği sorusunu şöyle yanıtladı:

“Entegrasyon, toplumun iletişim içinde olması demektir. Bunun için de herkesin Almanca bilmesi son derece önemlidir. Dinin Almanya’daki Müslümanların toplum hayatında yönlendirilmesine katkıda bulunabilmesi için din adamı, din bilgisi öğretmeni ve ilahiyatçı yetiştirilmesi gerekir. Devlet bunu tek başına yapamaz. Dini cemaatlerin işbirliğine ihtiyacı vardır. Bu nedenle de Müslümanların devletle işbirliği yapabilecek resmen tanınmış cemaatler kurmaları gerekir. Dünya görüşü açısından tarafsız olan devlet dinde yönlendirici olamaz.”
“Uyumu benimseyenlere destek vermeli”

Almanya İçişleri bakanı Müslümanların Alman toplumuyla bütünleşmesinde entegrasyonu benimseyen Müslümanlara daha fazla yardımcı olmak gerektiğini belirtti. “Artık ilerleme sağlanabildiği kanaatindeyim” diyen
Almanya İçişleri Bakanı, sözlerini “Örneğin Duisburg’daki büyük camiyi bütün şehir sakinleri benimsedi ve istedi. Köln’deki cami projesiyle ilgili tartışmalar da artık kesildi.
İslam konferansında belirlediğimiz ilkelerle, bu
alanda yetki sahibi olan eyalet hükümetlerinin eline bir yol haritası tutuşturmuş olduk. Federal devlet kültür politikasında olduğu gibi bu alanda da eyaletlere karışamaz. Eyalet eğitim bakanlarının da konferanslarımıza katılması önümüzdeki yıllarda daha hızlı yol alınmasını kolaylaştıracaktır.” şeklinde sürdürdü.
“Müslümanlara görev düşüyor”

Stuttgart yakınlarındaki diyalog konulu toplantıya katılan Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, İslam dininin Almanya’daki imajının düzeltilmesinde öncelikli görevin Müslümanlara düştüğünü hatırlattıktan sonra iki yıl önce başlatılan Almanya İslam Konferansı bünyesindeki çalışmaların da bilançosunu da şu şeklide çıkardı:
“Devlet okullarındaki din dersi, din öğretmenlerinin eğitimi ve ibadet yerlerinin kurulmasında karşılıklı anlayış gibi önemli konularda uygulanması gereken kurallar üzerinde mutabakat sağladık.Müslümanların yaşayış tarzının medyaya daha fazla yansıması ve Müslümanların toplumdan kendilerini soyutlayamayacaklarını ve entegrasyonu bizzat uygulamaları gerektiğini anlamaları için önemli adımlar attık.

Çocuklarının mesleki gelecekleri açısından Almanca öğrenmelerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu nedenle okul ve meslek hayatındaki başarı şansını sınayabilmek için dört yaşındaki çocukları teste tabi tutuyoruz. Bu entegrasyon çabalarının nerede açık verdiğini göstermesi bakımından da önemli. Bu açıkların sosyal nedenlere dayandığını gördük. Bu nedenlerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olabiliriz. Bunda ne kadar yol alabilirsek entegrasyonda da o kadar başarılı oluruz.”

***

-ALMAN OKULLARINDA ”AB PROJE GÜNÜ”
-BAŞBAKAN MERKEL VE KABİNE ÜYELERİ ÇEŞİTLİ
KENTLERDE OKULLARI ZİYARET ETTİLER
-MERKEL: ”TÜRKİYE’Yİ SIKI BİR ŞEKİLDE
AVRUPA’YA BAĞLAMAMIZ LAZIM”

BERLİN (A.A) – 09.03.2009 – Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’nin AB üyeliğine günü geldiğinde karar verileceğini, bu karar ne olursa olsun ”Türkiye’yi sıkı bir şekilde Avrupa’ya bağlamaları” gerektiğini söyledi.
Başkent Berlin’de bu yıl üçüncü kez düzenlenen ”AB Proje Günü” kapsamında Başbakan Angela Merkel ve diğer kabine üyeleri çeşitli kentlerde farklı okulları ziyaret ettiler.
Başbakan Merkel, Berlin’de kimya, fizik ve biyoloji dallarında eğitim veren Lise-Meitner-Schule adlı okulu ziyareti sırasında, burada düzenlenen bir panelde öğrencilerin AB konularına ilişkin sorularını yanıtladı.
Öğrencilerden Ziya Kaygusuz’un Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin sorusu üzerine Merkel, AB ile Türkiye arasında üyelik müzakerelerinin sürdüğüne işaret ederek, ”Bu müzakereler sonucunda günün birinde üyelik konusunda karar verilecek. Ancak henüz bu aşamaya gelmedik. Bence, Türkiye’yi sıkı bir şekilde Avrupa’ya bağlamamız lazım” dedi.
Türkiye ile ortak savunma dahil olmak üzere birçok konuda zaten sıkı işbirliği yapıldığını belirten Merkel, ”Türkiye’nin tam üyeliğinden yana değilim. İmtiyazlı ortaklık verilmesini destekliyorum” diye konuştu.
Merkel, Türk hükümetinin tam üyelik istediğini, ancak Türkiye’de tam üyelik konusunda farklı görüşler olduğunu ifade etti. Son dönemde çok sayıda farklı kültürlere sahip ülkeleri üye olarak aldıklarını, öncelikle yeni bir şekillenmeye gitmeleri gerektiğini kaydeden Merkel, soru soran öğrenciye dönerek, ”Herhalde tam istediğin cevabı alamadın, değil mi?” diye espri yaptı.
Başbakan Merkel, aynı öğrenciye Alman vatandaşı olmak isteyip istemediğini sordu ve öğrenci, okuyabilmek için Alman vatandaşı olacağını söyledi.
Adını kadın fizikçi Lise Meitner’den (1878-1968) alan okulun yetkilileri, Merkel’e bilgi verirken, AB ülkeleri dışında Türkiye, Norveç, İzlanda ve Liechtenstein ile de ortak projeler yürüttüklerini bildirdiler.
Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Berlin’deki Bertolt-Brecht-Schule okulunu ziyaret ederken, İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble Kehl kentindeki Meslek Okuluna gitti.
Schaeuble, Kehl’deki okulda yaptığı konuşmada, okullarda İslam din dersi verilmesini sağlayarak göçmenlerin uyumu konusunda önemli bir adım attıklarını belirtti.
Göçmen öğrencilerin bu sayede dinlerini daha iyi öğrendiklerini ve bunun da sosyal yaşantılarındaki tutumlarını olumlu yönde geliştirdiğini öğrendiğini ifade eden Schaeuble, okullarda dini çeşitliliğin sadece bir zenginlik olmakla kalmayacağını ülkedeki toplumsal birliği de güçlendireceğini kaydetti.
(EA-MCT)

***

-ALMANYA
-SPD’Lİ SCHLESWIG-HOLSTEIN EYALET MECLİSİ ÜYELERİ,
LÜBECK TÜRK İŞVERENLER BİRLİĞİNİ ZİYARET ETTİ

LÜBECK (A.A) – 09.03.2009 – Alman Sosyal Demokrat Partili (SPD) Schleswig-Holstein eyalet meclisi üyeleri, eyalette bulunan Lübeck kentindeki Türk İşverenler Birliğini ziyaret etti.
Milletvekilleriyle birlik yöneticileri arasında yapılan görüşmede, yerel düzeyde ve eyalet düzeyinde Türk işverenlerin sorunları ele alındı.
Lübeck Türk İşverenler Birliği yöneticileri, Türk işverenlerin karşılaştığı sorunlara değinerek, işverenlerin ekonomiye katkılarının nasıl artırılabileceğini politikacılara ilk elden aktarmanın önemli olduğunu ifade etti.
Yöneticiler, Türk işyerlerinin Alman toplumu tarafından da yeterince tanınmadığını ve bu konuda bazı çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti.
SPD milletvekilleri de, Almanya Çalışma Bakanı Olaf Scholz’un gelecek aylarda Türk işyerlerini ziyaret etmesi konusunda kendilerine yardımcı olacaklarını, böylece Türk işyerlerinin toplum tarafından daha iyi tanınmasının sağlanacağını söyledi.
(EA-ALŞ)

***

-ALMANYA
-14. NÜRNBERG TÜRK-ALMAN FİLM FESTİVALİ’NDE ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU
-EN İYİ FİLM ÖDÜLÜNÜ ”DER ARCHITEKT” VE ”MOMMO” FİLMLERİ ALDI

NÜRNBERG (A.A) – 09.03.2009 – Almanya’nın Nürnberg kentinde sona eren 14. Nürnberg Türk-Alman Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu.
En iyi film ödülü, Ina Weisse’nin yönetmenliğini yaptığı ”Der Architekt (Mimar)” ve Atalay Taşdiken’in ”Mommo” filmlerine verildi.
En iyi kadın oyuncu ödülüne, ”Gitmek – My Marlon and Brando” filmindeki rolüyle Ayça Damgacı layık görülürken, En iyi erkek oyuncu ödülünü de, ”Der Architekt” filminde oynayan Josef Bierbichler aldı.
Festivalde seyirci ödülünü ”Mommo”, Mahmut Tali Öngören Ödülünü, yönetmenliğini Petra Holzer, Selçuk Erzurumlu ve Ethem Özgüven’in yaptığı ”4857” filmi alırken, En iyi belgesel film ödülü Mukadder Püskürt’ün ”Das Andere Ich (Öteki Ben), ” En iyi kısa metrajlı film ödülü de Grzegorz Muskala’nın ”Das Maedchen mit den gelben Strümpfen (Sarı Çoraplı Kız)” adlı filmlerine verildi.
Mansiyon dalındaki ödülleri de, Özlem Akın’ın ”Topluluk” ve Cenk Ertürk’ün ”Pencereler Ardında” adlı filmleri aldı.
Nürnberg’te çalışmalarını sürdüren ”Inter Form” tarafından, Nürnberg Belediyesi Kültür Dairesinin işbirliğiyle düzenlenen festival, Türk Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Alman hükümetinin Film Destek Dairesi ve Robert Bosch Vakfının desteğiyle yapıldı.
Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ”Üç Maymun” filmiyle başlayan bu yılki Nürnberg Türk-Alman Film Festivali’ne Türkiye ve Almanya’dan çok sayıda tanınmış yönetmen ve oyuncu katıldı.
(EA-REM)

***

VURAL ÖGER’DEN İYİMSER TAHMİN

9 Mart 2009 / A.A.

Öger Tur Yönetim Kurulu Başkanı ve Avrupa Parlamentosu Milletvekili Vural Öger, ekonomik kriz nedeniyle dünyadaki turizm hareketlerinden en az etkilenecek ülkelerin başında Türkiye’nin geleceğini ifade etti.

Vural Öger, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada yaşanan ekonomik krizin tüm ülkelerde harcamaların kısılmasına neden olduğunu belirterek, ”Ekonomik kriz nedeniyle insanlar daha az alışveriş yapıyor. Dünyada yaşanan ekonomik kriz her sektörü olduğu gibi turizmi de olumsuz etkileyecek. Bu yıl tatile çıkacak kişi sayısında azalma olacaktır” dedi. Ekonomik kriz nedeniyle dünyadaki turizm hareketlerinde yüzde 30 civarında azalma olacağına işaret eden Öger, bunun önüne geçmenin zor olduğu, önemli olanan krizi en az zararla atlatmak olduğunu belirtti.

EN AZ ETKİLENEN ÜLKE TÜRKİYE OLACAK

Ekonomik kriz nedeniyle dünyadaki turizm hareketlerinden en az etkilenecek ülkelerin başında Türkiye’nin geleceğini ifade eden Öger, şöyle konuştu: ”Türkiye’de kötü gidişten nasibini alacak ve geçen yıla göre yüzde 10 civarında turist sayısında azalma yaşanacak, ancak Türkiye, ekonomik krizden en az etkilenen ülkelerin başında gelecek. Dünyadaki azalmaya bakıldığında Türk turizmindeki azalmanın çok az olduğu görülür. Ekonomik krizin en az etkilediği ülke olan Almanya’da dahi harcamalar kısıtlanıyor. Türkiye’ye gelecek Alman turist sayısında da azalma olacak, ancak İngiliz turist sayısında artış olacak. İngilizler genellikle Ege kıyılarına gidiyor ve 3 – 4 yıldızlı otelleri tercih ediyor. Rusya, ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. Bu ülkede durum belli değil. Turist azalmasının ne kadar olacağı şu an belli olmaz.”

Türkiye’deki iç turizm hareketinde de belirsizlik olduğuna değinen Öger, Avrupa’lı turist sayısının azalacağını, bu turist azalmasının iç turizmle kapatılabileceğini ama Türk turistlerin de durumlarının hala netleşmediğini belirtti. Öger, sözlerini şöyle tamamladı: ”Türkiye’nin Avrupa’ya yakınlığı, tesislerinin yeni olması, hizmet kalitesi ve her şey dahil sistemi, turizmde rakip ülkelere göre Türkiye’ye avantaj sağlayacaktır. Turizmde bize rakip olan İspanya, Yunanistan, İtalya gibi ülkelerde bu yıl turist sayısında azalma yüzde 30’larda olacak. Mısır’da şu anda yüzde 40 azalma görülüyor. Türkiye avantajlarını kullanarak krizi en az zararla atlatacaktır. Yüzde 10’luk bir düşüş Türkiye için iyi bir orandır. Türkiye gibi Tunus, Fas’ta turizmde en az zarar gören ülkeler olacaktır.”

Kaynak: hurriyet.de

***

TÜRKİYE’YLE YAPILACAK ÇOK İŞ VAR

DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD Başkanı Barack Obama’nın 6-7 Nisan’da İstanbul’da yapılacak Medeniyetler İttifakı 2. Forumu’na katılmasının kesinleştiği belirtildi.
İspanyol diplomatik kaynakları, Obama’nın, forumdaki konuşmasının hangi gün yapacağının ise henüz belli olmadığını kaydetti.
Washington’da ise ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Robert Wood, Başkan Obama’nın Türkiye’yi ziyaret edecek olmasının büyük önem taşıdığını ve halen ziyaretin ayrıntıları üzerinde çalışıldığını belirterek, “Türkiye, önemli bir müttefik ve Türkiye ile yapılacak çok iş var” dedi. Wood, sözlerine “Obama’nın Türkiye’ye gidecek olması çok önemli. Bu ziyaretin ayrıntıları üzerinde çalışıyorlar” ifadesini de ekledi.
Yunanlı gazetecilerin, Türkiye’yi ziyaret edecek Obama’nın, Yunanistan’a da gidip gitmeyeceğini sorusuna Wood, Obama’nın gelecekteki yolculuk planlarına ilişkin soruların Beyaz Saray’a yöneltilmesini istedi. Bir Yunanlı gazeteci, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Ankara ziyaretinde, “Türk-Yunan meseleleri ve Kıbrıs tartışılmadı mı?” sorusuna karşılık Sözcü Wood, “Dürüst olmak gerekirse birçok toplantılar vardı. Ben hatırlamıyorum. Ama bir daha bakarım” yanıtını verdi.
Ermeni meselesinin, Hillary Clinton’ın temaslarında ele alınıp alınmadığı sorusuna da Wood, bu meselenin ele alındığını, ancak konuşulanların detaylarına girmeyeceğini vurguladı.

Exit mobile version