İÇİNDEKİLER:
AB’YE VİZESİZ GİRİŞ İÇİN KURUMSAL MÜCADELE GEREK
-ALMANYA
-DİYANET İŞLERİ TÜRK İSLAM BİRLİĞİ, AİLE VE SOSYAL DANIŞMANLIK HATTI KURDU
KADIN HAKLARI TARTIŞILDI
DİTİB MUHATAP SORUNUNU ÇÖZECEK
ŞAHİNLER SIKIŞTI ALMANYA’DAN ’CAN SİMİDİ’ İSTEDİ
***
AB’YE VİZESİZ GİRİŞ İÇİN KURUMSAL MÜCADELE GEREK
04.03.2009 | Tutku Ayvaz
Avrupa Adalet Divanı’ndan çıkan son kararla yeniden gündeme gelen Türk vatandaşları için Avrupa Birliği’ne (AB) vize sorununda, kalıcı çözüm için bireysel çabaların ötesinde kurumsal bir yapıya ihtiyaç olduğu belirtildi. “Vizesiz Avrupa” inisiyatifinin kurucularından eski TÜGİAD Başkanı Murat Saraylı, “Son davada da gördük ki, Türkiye’nin önünü bireysel gayretler açıyor. 29 yılda sadece 48 dava açılabilmiş, ama 200 bin sınırdışı var. Artık Türkiye’de yurtdışındaki vatandaşlarımızın günlük hayatlarındaki problemlerinin çözümüne ilişkin sosyal, kültürel, ticari bir kurumsal yapılanma hayati derecede önemli” dedi.
Murat Saraylı, bir süredir bu önerisi için İtalya’nın kullandığı “Patronati (koruyucu melek)” adı verilen hak arama modelini örnek gösteriyor. Önümüzdeki günlerde Avrupa’da yeni davaların açılacağının haberini de veren Saraylı, böyle bir yapıyla kişilere hukuki danışmanlık ve rehberlik hizmeti vermenin dava süreçlerinin önünü açacağını söyledi. Saraylı, son davaların işçi davaları olduğuna işaret ederken, “Sendikaların bu konuya çok ciddi uzman, bütçe ve gündem ayırmaları gerek. Bu işçisinden işverenine, sanatçısından sporcusuna hepimizin sorunu. Herkes üzerine düşeni yapmalı” dedi.
Karar yanlış yorumlandı
Referans’ın sorularını yanıtlayan Saraylı, Türkiye’nin AB’ye onurlu bir entegrasyon süreci yaşaması için çalıştıklarını ve nasıl bir Alman veya İtalyan’ın Avrupa’da çeşitli hakları varsa Türk vatandaşlarının da olduğunu kaydetti. Vize konusunda çıkan her kararın bir öncekini teyit ettiğini ve kendileri için daha geniş bir ufuk açtığını söyleyen Saraylı, ancak muhattapların Almanya ve İngiltere gibi ülkeler olması nedeniyle verilen mücadelenin zorluğuna değindi. “Dolayısıyla yurtiçinde ve dışında bilgilendirme çalışmalarına ihtiyaç olan uzun soluklu bir çalışma bu” diyen Saraylı, bilimadamlarının yer aldığı ‘Vizesiz Avrupa Çalışma Grubu’nun bu doğrultuda sürekli bilgi paylaştığını ve yanlış bilgilendirmelere karşı anında refleks ürettiğini belirtti. Saraylı, “Örneğin son kararın ardından buna ‘vizede kolaylık’ dendi. Bu vizede hukuksuzluktur, aksi bizi yeşil pasaporttan pembe pasaporta gidilecek bir kast sistemine götürür. Bir başka haberde ‘Brüksel, vize belgesi değil muafiyet belgesi isteyecek’ dendi. Ona müdahele ettik, hukuksuz işin muafiyeti de talep edilemez. Ayrıca kararın işadamları için söz konusu olduğu söylendi ki, davayı açan kişi işçiydi” dedi.
Sorun vizeyle sınırlı değil
Seçim sürecinin tamamlanmasını beklediklerini söyleyen Saraylı, nisandan itibaren bilgilendirme ve ufuk açma konusunda bilimsel çalışmalar yapacaklarını kaydetti. Şu anda da bir çok davayla iletişim içinde olduklarını söyleyen Saraylı, “Avrupa’da yeni açılacak davalar var. Bu sadece taşımacılarla sınırlı değil, artık oturmuş bir hal aldı. Hizmetler sektöründe çalışma iznine yönelik, şube açma izinlerine yönelik dava konusu hususlar var” dedi. Saraylı, şu an yoğun olarak vize konusu gündemde olsa da bunun ötesinde Türk vatandaşlarının Avrupa ülkelerinde pek çok alanda geriye gitmiş hakları olduğunu da vurguladı. Saraylı, “Hak ihlalleri ve kısıtları sadece vizeyle de sınırlı değil. Ancak bunlar nelerdir diye bir bilimsel çalışmanın bile yapılmış olmaması da çok üzücü. Oysa bugün başlasak 6 ayda böyle bir çalışma toparlanır. Buna ihtiyaç var” dedi.
***
-ALMANYA
-DİYANET İŞLERİ TÜRK İSLAM BİRLİĞİ, AİLE VE SOSYAL DANIŞMANLIK HATTI KURDU
KÖLN (A.A) – 05.03.2009 – Merkezi Almanya’nın Köln kentinde bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Almanya’da yaşayan Türklerin karşılaştıkları ailevi sorunlara yardımcı olmak amacıyla aile ve sosyal danışmanlık hattı kurdu.
DİTİB genel merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyurulan proje kapsamında, aile, okul ve eğitim, psikolojik sorunlar, uyuşturucu bağımlılığı, aile içi şiddet, evlilik ve boşanma, aile birleşimi, oturma izni ve resmi dairelerde karşılaşılan problemler, ırkçılık ve ayrımcılık konularında karşılaşılan sorunlar hakkında çözüm amacıyla danışmanlık hizmeti verilecek.
DİTİB Genel Başkanı ve Berlin Din Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan, 1984 yılında kurulan DİTİB’in tüzüğünde, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler yapılacağının yazılı olduğuna işaret ederek, ”Danışma hattıyla sorunlara yardımcı olabilmek amacıyla böyle bir faaliyet başlattık. Umarım faydalı olur” dedi.
DİTİB yönetim kurulu üyesi Ayten Kılıçarslan da genel olarak Türkiye’den gelen aileler için düşünülen bu projenin DİTİB’in sosyal alandaki en önemli adımlarından biri olduğunu söyledi.
Proje koordinatörü Nuran Aytekin, aile ve sosyal alanda danışmanlığa ihtiyaç duyan herkesin başvurabileceği bir danışma hattı kurduklarını belirterek, ”Çalışmamızın ana hedefi aileleri ve aile bireylerini güçlendirmek ve bilinçlendirmektir. İnsanlarımız çoğu zaman kime ve nereye başvuracaklarını bilmiyorlar. Danışma hattıyla bu boşluğu doldurmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Projenin çalışma prensibinin, kişinin kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlamak olduğunu kaydeden Aytekin, ”Kişinin, içinde bulunduğu kısır döngüyü kırabilmesi ve özgüvenini kazanabilmesi için sorunu çözebilmesinde kendisine yol göstermek istiyoruz” dedi.
Danışma hattına müracaat edenlerin şahsi bilgilerini vermek zorunda olmadıkları ve verilen bilgilerin gizli tutulacağı bildirildi.
Sorunlarına çözüm bulmak isteyenler, hafta içi yerel saatle 09.00-16.00 arasında normal ücretli 0221 355 55 90 numaralı telefon hattını arayabilecek ya da ”[email protected]” adlı internet adresine yazabilecek.
(KAR-EA-ÇA)
***
KADIN HAKLARI TARTIŞILDI
5 Mart 2009 / Oya Sakarya – Mehmet KILINÇ / STUTTGART
STUTTGART Türk Kadınlar Derneği ve Stuttgart Başkonsolosluğu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen “Kadın Hakları” konulu toplantı Stuttgart Mercure Otel’de yapıldı.
Toplantıya Türkiye’den T.C.Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürü Esengül Civelek, Hukuk Müsaviri Gülsün Büker, Dış İlişkiler Daire Başkanı Şengül Altan Arslan, Stuttgart Türk Kadınlar Derneği Başkanı Selma Şen, TC.Başkonsolos Yardımcısı Bengü Yigitgüden ve 100’ü aşkın dinleyici katıldı. Esengül Civelek toplumda kadına uygulanan şiddetin arttığını belirterek Türkiye’de her dört kadından birinin şiddete maruz kaldığını açıkladı. Yasal olarak kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmalarına rağmen uygulamadan kaynaklanan problemler olduğunu belirten Civelek istihdam, okur yazarlık, işsizlik ve siyasal yaşama katılım gibi konularda fırsat eşitliği olmadığını, kadınların yasal haklarının toplumsal hayata yansımadığını ifade etti. Başbakanlık Kadının Statüsü Hukuk Müşaviri Gülsün Büker de toplantıda kadınların yasal hakları konusunda bilgi verdi. Toplantı daha sonra konuyla ilgili sorulan sorular ve verilen yanıtlarla son buldu.
Kaynak: hurriyet.de
***
DİTİB MUHATAP SORUNUNU ÇÖZECEK
5 Mart 2009 / Bora ZERGER / KÖLN
ALMANYA’nın Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti Uyum Sorumlusu Thomas Kufen, “İslam dersi vermek üzere DİTİB’in yeniden teşkilatlanması sevindirici” dedi.
Hürriyet’e yaptığı özel açıklamada, İslam konusunda DİTİB’i muhatap olarak görmeye hazır olduklarını ima eden Kufen, DİTİB’in İslam din dersi vermek üzere eyaletlerde yeni bir yapılanmaya gitmesini olumlu bulduklarını belirtti. Almanya’da İslamiyet konusunda hükümet ve ilgili organların en büyük sıkıntısının yetkin bir muhatap bulamamak olduğunu kaydeden Kufen, “Böylece muhatap sorunu da ortadan kalkacak” diye konuştu.
AMAÇ 200 BİN ÖĞRENCİYE DERS VERMEK
İslam din dersi konusunda bazı gelişmelerin kaydedildiğini ifade eden Thomas Kufen şöyle konuştu: “Müslümanlar için NRW’deki 120 okuldaki 11 bin öğrenciye kısmen anadil eğitimi dahilinde İslam Bilimi dersi sunuyoruz. Bunu ayrıca yaygınlaştıracağız. Arzumuz tabii ki tüm bölgeyi kapsayacak şekilde 200 bin öğrenciye bu İslam din dersini sunabilmek. Ancak bunun için Müslümanlar tarafında eğitmenlerin eğitimi konusunda muhatap alınabilecek ve de müfredatı oluşturabilecek ortaklara ihtiyacımız var. Şu sıralar DİTİB’in eyalet teşkilatlarını yapılandırma çalışmaları var. Bence bu muhatap alınabilecek kişilerin oluşumu yönünde iyi bir adım. DİTİB’in NRW’deki eyalet teşkilatlanmasını kesinlikle memnuniyetle karşılıyoruz.”
DERS DİLİ ALMANCA
İslam dersleri konusunda DİTİB’in muhatap alınmasının diğer İslami cemaatler tarafından nasıl karşılanacağı yönündeki sorumuza Thomas Kufen şu yanıtı verdi: “Dersler Alevilerde olsun İslam Bilimi derslerinde olsun Almanca olarak verilmekte. Ders dili Almanca. Bu şekilde Arap, Boşnak ve Türk Müslümanları birlikte ders alabiliyorlar.”
ALEVİLİK DERSLERİ GENİŞLEYECEK
Thomas Kufen, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) tarafından ilkokullarda verilen Alevilik derslerinin önümüzdeki dönemlerde orta ve lise düzeyindeki okullarda da verilmesi için çalışmalar yapıldığını söyledi. AABF’nin Alevlik dersleriyle ilgili 2001’de başvuruda bulunduğunu kaydeden Kufen sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuzey Ren Vestfalya’da Köln, Duisburg, Gütersloh ve Bielefeld gibi kentlerde çeşitli okullarda 2008-2009 öğretim yılından itibaren üç yıllığına Alevi din dersi başlattık. Bölge İdareleri ve AABF ile birlikte 12 uzman yetiştirdik. Bunlar şimdi öğleden sonraları Alevi çocuklara ders veriyorlar. Bu dersin yapılabilmesi için en az 12 çocuktan oluşan bir eğitim grubu gerekiyor. Eğer çocuklar veya velileri okul yönetimine başvururlarsa bu tarz bir din dersi de sunulabilir. Bu perspektifle üç yıllık deneme süresinin ardından proje kapsamı yaygınlaştırılarak ortaokul ve liselerde de uygulamaya konulacak. Ancak bu şimdilik sadece planlama aşamasında.”
AMAÇ UNUTTURMAMAK
Almanya’daki tüm Alevilerin AABF tarafından temsil edilmediğinin bilincinde olduklarını kaydeden Kufen şunları söyledi: “Alevilik kendisini yeni yeni toparlıyor. Bu aynı şekilde NRW’de de böyle. Şimdilik bir federasyon ile birlikte çalışıyoruz. Bunun dışında bu federasyona dahil olmayan veya kendisinin AABF’de temsilini benimsemeyen Alevilerin de olduğunu biliyoruz. Ancak AABF 2001 yılında bir dilekçe sundu. Bizler de iki ayrı bilirkişi raporu hazırlattık ve 2008 yılında Alevi din dersini başlattık. Alevi çocuklara bu şekilde kendi gelenekleri ve kültürleri hakkında bilgi edinmelerine yardımcı oluyoruz. Böylelikle kültürlerarası uzlaşmaya katkı sağlıyoruz. Nitekim Alevi din derslerinde sadece Alevilik hakkında ders verilmiyor, ayrıca Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık hakkında da bilgi veriliyor ve tecrübe alışverişi yapılıyor. Alevi din derslerine ayrıca birçok veliyi de dahil ediyoruz. Burada yetişkinler de ilk kez bu dersler vasıtasıyla Alevilik hakkında bilgi ediniyor. Çünkü yetişkinler arasında da konu hakkında fazla bilgisizlik var.”
Kaynak: hurriyet.de
***
ŞAHİNLER SIKIŞTI ALMANYA’DAN ’CAN SİMİDİ’ İSTEDİ
Osman MARANGOZOĞLU / WÜRSELEN
Almanya’ya öğrenci olarak gidip, eğitimini tamamladıktan sonra 5 bin mark sermaye ile ticarete atılan Kemal Şahin de küresel mali krize boyun eğdi.
İş hayatında büyük bir atılım gerçekleştiren ve şirketlerini kısa sürede başta Türkiye ve Almanya olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde binlerce kişi çalıştıran holdinglere dönüştüren ünlü işadamı Kemal Şahin’in Türkiye’de iflas erteleme talebinde bulunduktan sonra, Almanya’da da şirketi Adessa için Alman hükümetine sığındı. Almanya’da yayınlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi ise şubat ayında iflasını açıklayan şirketler listesinde Adessa Moden şirketine de yer verdi.
Yeniden yapılanma
İflas olmadığını, şirketin çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Kemal Şahin konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu konunun diğer ülkelerdeki Adessa’lar ile alákası yok. Biz krize karşı özellikle de Almanya’daki destekleri dikkate alarak, yeniden yapılandırmak için mahkemeye müracatta bulunduk. Bu biraz iflas ertelemeye yakın bir olay ama iflas ya da iflas erteleme değil. Bu yeniden yapılandırma çalışmasıdır. Bir pakettir. Devletten de destek almak için mürat ettik. Biraz küçültüp şirketi daha güçlü hále getiriyoruz. Çok büyük bir borç yok. Kriz nedeniye bazı şubelerde satışlar azaldı. Yüzde 20-25 küçülüp, güçlü olanlarla devam edeceğiz. Devlet desteği almasak da iflas söz konusu değil.”
Süddeutsche Zeitung gazetesindeki haberde, Aachen yakınlarındaki Würselen kasabasında bulunan Adessa Moden, ödeme güçlüğü nedeniyle iflas masasına başvurduğu belirtildi. Avukat Rolf-Dieter Mönning geçici olarak iflas masası şefliğine atandığını belirterek, önümüzdeki günlerde bir kurtarma konsepti oluşturarak şirketi mümkün olduğu kadar az kayıpla kurtarmanın yollarını arayacaklarını açıkladı.
900 kişinin ekmek kapısı
Adessa Moden, konfeksiyon alanında Almanya’nın önemli şirketleri arasında yer alıyor. 1986’da Kemal Şahin tarafından kurulan şirketin, Almanya, Avusturya, İsviçre ve Slovenya’da 200 mağazası var. Almanya’daki 130 mağazada ortalama 5’er kişi istihdam ediliyor. Würselen’deki merkezde ise 120 kişi çalışıyor. Şirketin Almanya’da çalıştırdığı personel ise 900. Şirket geçen yıl Avrupa genelinde 80 milyon Euro ciro elde etti. Yaklaşık 80 milyon YTL’si bankalara olmak üzere 150 milyon YTL civarında borcu olduğu tahmin edilen Şahinler Holding, Kasım 2008’de Türkiye’de Bilkont İnşaat hariç 11 şirketini kapsayan iflas erteleme talebinde bulunmuştu.
Bir yanıt yazın