TURKISH COALITION OF AMERICA’NIN FETULLAH İLE BAGI NEDİR?
KIM BU HAKAN YAVUZ? / ODATV
‘ABD’de Cemaati takip edenlerin karşılaştıkları bir vakıf var: Türk Kültür Vakfı (Turkish Coalition of America). Türk Kültür Vakfı’nın başında Dışişleri Bakanlığı’nın eski bir mensubu olan Güler Köknar var.’
BAZI DETAYLAR MAKALEDE BAHSİ GECEN PROGRAMA AÇIKLIK GETİRMEK İÇİN MAKALENİN SONUNA İLAVE EDİLMİŞDİR:Turkish Coalition of America and University of Utah Establish Turkish Program
KİM BU HAKAN YAVUZ?
Dr. Hakan Yavuz Utah Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi öğretim üyesi.
Türkiye’de yazdıklarıyla, söyledikleriyle, politik, dini hatta özel hayatındaki tercihleriyle hep konuşulan bir isim.
AKP’li Edibe Sözen’in eşiydi. Ayrıldılar. Ama ilişkileri arkadaş olarak hala sıcaklığını koruyor.
Günah sayılan alkolden uzak durmuyor. Özel hayatı kuşkusuz bu yazının konusu değil, geçelim…
Hakan Yavuz ismi ile Fethullah Gülen Cemaati, bilindiği gibi sık sık yan yana geliyor.
Son dönemde Hakan Yavuz’un Fethullah Gülen Cemaati’ni eleştiren ve kendisinin artık ilişkili olmadığını söyleyen açıklamaları, Reuters ile başlayıp hem odatv.com’da hem de Hürriyet Gazetesi’nde yayınlandı. Ne diyordu Hakan Yavuz Özdemir İnce’ye gönderdiği 13 Haziran 2008 tarihli “tövbesinde”:
“Şimdiye kadar bu anlamda tüm cemaatlerden uzak durdum. Kısacası, ben kendimi cemaat mensubu olarak görmedim.
Bazı cemaatler beni kendi mensupları şeklinde algılamış olabilirler. Kişisel görüşüm, Türkiye’de bir cemaate mensubiyetin büyük oranda ‘yükselme’ veya ‘belli kazanımlar elde etme’ amacı taşıdığıdır. Benim bunlara hiçbir zaman ihtiyacım olmadı.
Öte yandan ben cemaat karşıtı bir insan da değilim. Bu bir çelişki gibi görülebilir.
Ancak, bir sosyal bilimci olarak böylesine etkili bir olguya karşı da ilgisiz kalamazdım.
Ne var ki söz konusu cemaatin bugünkü ‘konumundan’ ciddi şekilde hem demokrasimiz açısından hem de toplumsal barış açısından kaygı duyuyorum.
Bir akademisyen olarak bu kaygılarımı Reuters Ajansı’nda ve çeşitli gazetelerde dile getirdim. Rahatsızlık nedenlerim şunlar:
1) Cemaat samimi değil; cemaatin içeride ve dışarıda geliştirdiği birbirine zıt iki ayrı dili var;
2) Cemaat bir siyasi proje peşinde ve bu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun bir proje değil;
3) Cemaatin gerek içeride gerekse uluslararası alanda meşruiyet arayışı, dış aktörler karşısında zayıflığı, onu edilgen bir konuma sokmuş, bu nedenle işbirliği yaptığı uluslararası aktörlerle ilişkisi sorgulanmalıdır;
4) Cemaat özelde Said-i Nursi’nin Risale-i Nur’unu, genelde ise İslam’ı ‘araçsallaştırmıştır’. Gittikçe İslam’sız bir İslam anlayışı hákim olmakta ve güce odaklanmış bu İslam anlayışı ahlaki çekirdekten uzaklaşmaktadır.
Bunları görebilen biri olarak benim herhangi bir cemaat yapısına aidiyetimin olması mümkün değil.
Cemaatler bana göre özgür düşünceye yer veremezler.
Ayrıca, cemaatler doğaları gereği farklılıkları değil ‘aynileşmeyi’ savunur.
Bu bağlamda her zaman farklılıkların zenginlik kaynağı ve hayatın olağan yapısı olduğunu savunan, sosyal olguları anlamaya odaklanmış, düşüncelerle dans etmeyi seven biri olarak benim şu veya bu cemaatin ‘talebesi’ olduğum iddiası doğru değildir.”
Evet, Hakan Yavuz ısrarla Fethullah Gülen Cemati ile ilişkisinin hiçbir zaman bulunmadığını ve Cemaati desteklemediğini söylüyor.
Peki, gerçekten öyle mi?
Hakan Yavuz bugüne kadar Cemaat ile aynı karede bulunmaktan hiç çekinmedi. Zaman Gazetesi’nde yazılar yazdı. Cemaati savunan akademik çalışmaları yayınlandı. Cemaatin düzenlediği konferanslarda baş konuşmacı oldu. Hatta “The Emergence of A New Turkey: Democracy and AK Parti” kitabı, AKP tarafından tanıtım kitapçığı olarak dağıtıldı. Cemaatin olduğu bilinen Abant Platformu’nun Washington toplantılarına konuşmacı olarak katıldı.
Bunlardan birkaç örnek verelim…
Hakan Yavuz, “Gülen Hareketi: Türk Püritanlar” isimli makalesinde Fethullah Gülen’i sosyal çığır açan birisi (social innovator) olarak tanımlıyor.
Hakan Yavuz, “İstikrarlı bir Türkiye için İslami değerlerle Kemalist siyasi sistem arasında bir denge gerekir. Gülen hareketi bu dengeye bir ulaşma yolu sunuyor.” diyor. Hakan Yavuz, ABD’de AKP iktidarından rahatsız olanlar için şu tespiti yapıyor: “Türkiye’deki değişimden rahatsız olanlar genellikle Türkiye’de yıllardır iktidarda olan kokuşmuş yönetici sınıflarla işbirliği halinde olan ve onlara dış meşruiyeti sağlayanlardı.” (06.11.2002 Zaman)
12-13 Nisan tarihlerinde Joan B. Kroc Uluslararası Barış Enstitüsü’nce düzenlenen, İslam’ın barışa bakışının tartışıldığı konferansta Hakan Yavuz, sufiliğin vehhabilikten daha barışçı olduğu tezini işlerken, barışa katkı adına İslam dünyasından çıkan en başarılı örneğin Türkiye’deki Nur hareketi olduğunu savundu. Nur hareketini ve Fethullah Gülen’i bir model olarak savundu.
Cemaate ilişkin açıklamalarını tekrarladığı SkyTürk’te Serdar Akinan’ın programında Hakan Yavuz, Cemaat ile ilişkisinin olmadığını söyledikten sonra cumhuriyetin kuruluş felsefesi olmadığını, anlatıyordu. Cumhuriyetin sorunlarını da ahlaki olarak tanımlayan Yavuz, bu nedenle Said-Nursi’ye dönülmesini savunuyordu. Ancak Hakan Yavuz’un tespitlerinden en dikkat çekici olanı, ABD’nin Cemaati gözden çıkardığına ilişkin tespitti. Buna dikkat etmenizi istiyoruz.
Açıkçası Hakan Yavuz yıllarca Cemaati memnun eden faaliyetlerin içinde oldu. Görüş olarak bir İslami kalvinizmi savundu. Sufi İslam’ı kendine kaynak olarak gösterdi. Cemaatin eğitim, ekonomi, siyaset alanında sivrilmesini ve piyasa ile bütünleşmesini bu değişimin temsilcisi olmasına bağladı. Cemaati övdü. Överken Cemaat için “Bir Türk Protestanlaşması ve Türk Siyonizmi’dir” gibi ilginç sıfatlar kullandı. Kısacası Hakan Yavuz her fırsatta Cemaatin tezlerini belirli bir sistematikle savundu.
Sanırız Hakan Yavuz’un fikirsel dünyasını açıkladık.
Biraz da Utah günlerini anlatmamız gerekiyor:
Hakan Yavuz son dönemde İslamcı harekette moda olan İsrail’de doktora yapanlar kervanına 1989’da Hebrew Üniversitesi doktora programına girerek katıldı. 2001’de Joan B. Kroc Enstitüsü’nde Rockfeller bursu ile Fethullah Gülen üzerine araştırma yazdı. Sonra Utah’ta öğretim üyeliği görevine devam etti; hani şu günlerdir hangi kesimlerin odağı haline geldiğini yazdığımız Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü’nde.
ABD’de Cemaati takip edenlerin karşılaştıkları bir vakıf var: Türk Kültür Vakfı.
Türk Kültür Vakfı’nın başında Dışişleri Bakanlığı’nın eski bir mensubu olan Güler Köknar var.
İlginçtir, Türk Kültürü’nü tanıttığı iddia edilen ve bu sayede bakanlıklardan destek alan kuruluşun sembolü Osmanlı Tuğrası.
Vakıf ABD’de yapılan etkinliklere adeta para akıtıyor. Geçtiğimiz aylarda yapılan festivaller için üç milyon dolar harcadı. Festivalde Türk Kültürü olarak tanıtılan yine yağlı güreş, mehter takımı, fesli ve türbanlı gençler, Osmanlı çadırı vardı. Konuşmalarda İslami vurgular dikkat çekti. Üstelik ABD’de konuşulanlar festivalin 19 Mayıs’ta düzenlenen Türk yürüyüşüne alternatif olarak düzenlendiği görüşünde.
Festivale AKP’li milletvekilleri katılıyor. Üstelik konuşulanlara göre festivalin düzenlenmesine vakıf Ali Babacan ile beraber karar veriyor. Kısacası Vakıf, hükümetin ve Cemaatin oradaki şubesi gibi. Topladığı desteği bu amaçla dağıtıyor.
Vakfın Utah Üniversitesi Siyaset Bilimi Fakültesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi tarafından gerçekleştirilen pek çok çalışmayı desteklediği iddia ediliyor. Merkezin Türkiye üzerine yaptığı çalışmalarına zaman zaman Vakıf tarafından fon sağlandığı herkes tarafından dile getiriliyor.
Örneğin 2006 tarihinde Utah’ta “Bir İslam kentleşmesi Modeli Konya-Dönüşmekte Olan Şehir Konya” isimli bir sempozyum düzenleniyor. Sempozyumda cemaatin ekonomik gücünün en fazla olduğu Konya, İslam’ı ekonomi ile modernleştiren şehir olarak anlatılıyor.
Konferansı elbette Hakan Yavuz ve Cemaatten öğrenciler düzenliyor. Dün ismini verdiğimiz öğrencilerin yanı sıra yine Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nden Hasan Kösebalan, Yasin Aktay, polis yazar Fatih Balcı sempozyumun davetlileri.
Hasan Kösebalan geçtiğimiz günlerde ordu eleştirileri ile gündeme gelen USAK’ın strateji yazarlarından. Zaman gazetesinde de yazıyor.
Yasin Aktay ise Yeni Şafak Gazetesi yazarı. Konya Selçuk Üniversitesi öğretim görevlisi. Çok ilginçtir, Aktay tezini “ABD’nin Utah eyaletinde University of Utah bünyesinde, Mormonların iş ahlaki ile Anadolu’da yeni gelişen burjuvazi sınıfının çalışma ahlakları arasında karsılaştırmalı bir çalışma” olarak yaptı.
Fatih Balcı’nın ise polis yazarlardan olduğunu söylemiştik. Dün ismini zikrettiğimiz kişileri ise tekrar ele almıyoruz.
Konya Belediye Başkanı konferans için “Sempozyumdan çıkacak sonuçlar, hem Konya hem de ABD’deki muhafazakar yerleşim birimleri için açılım sağlayacak.” açıklamasında bulundu. Bu konferansın Vakıf tarafından desteklendiği Utah’ta herkes tarafından dile getiriliyor.
Son dönemde Hakan Yavuz’un Cemaati reddeden açıklamaları herkes tarafından ilgiyle izleniyor. Bu açıklamaların, Utah soruşturmasını yürüten askeri savcılıkta Hakan Yavuz ile aynı soyadı taşıyan isimleri de memnun ettiği tahmin edilen bir gerçek!!!
Ancak bu gelişmelere rağmen, Turkish Culturel Foundation’u takip eden kaynaklar, Türkiye araştırmaları için Utah’taki Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’ne 900 bin dolar gittiğini iddia ediyor. Bu parayla merkezin hangi araştırmaları yapacağı merakla bekleniyor.
Odatv.com Utah’taki gelişmeleri aktarmayı sürdürecektir.
Gelelim sonuca:
Odatv.com gazetecilik yapmış ve Türkiye kamuoyunda hep merak edilen Utah’ta araştırmalar yapmıştır. Edindiği bilgileri yayınlamıştır. Söz konusu yazı dizisine ilişkin gönderilecek her açıklamayı yayınlamayı da bir gazetecilik ilkesi gereği yerine getirecektir.
Odatv.com
17 Ekim 2008
—- UTAH UNIVERSITESI PROGRAMLARI HAKKINDA TADF LISTESİNDEN ALINAN BAZI MAİLLER —
From: [email protected] [mailto:[email protected]] On Behalf Of Guler Koknar [[email protected]]
Sent: Friday, March 06, 2009 6:53 AM
To: [email protected]; ‘guler koknar’
Cc: ‘Tayfun Amur’; ‘Ercan Yerdelenli NY10/07’; ‘Mahire’; ‘Nazan Moroglu’; ‘Mehmet Toy 3/07’; ‘Etem’; ‘Enise Günebakan’
Subject: RE: [TADF] Turkish Coalition of America and University of Utah Establish Turkish Program
Degerli Eser Hanim,
Allow me to respond to your kind email with copy to the individuals that were in your mail.
After an extensive and stringent review process, the University of Utah has earned the Turkish Coalition of America’s support because its College of Humanities/Middle East Center is a recognized leader in producing thinkers and researchers of the highest quality. We also commend the role of the University of Utah Press in bringing to print titles of critical importance to the Turkish studies field. Our program, “The Origins of Modern Ethnic Cleansing: The Collapse of the Ottoman Empire and the Emergence of Nation States in the Balkans and Caucasus,” will explore a subject about which too many unwarranted and negative assumptions have been made. We, therefore, applaud the University for its foresight in elevating this topic. We reaffirm our confidence in the program’s director, Professor Hakan Yavuz. His record as a scholar and educator stands on its own. We prize his integrity, independence and leadership. Our confidence is seconded by the members of the program’s Partnership Board, composed of Dr. Sukru Elekdag, Member of the Turkish Grand National Assembly and former Ambassador to the United States, Rifat Hisarciklioglu, President of the Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey, Professor Yusuf Sarinay, Director of the State Archives of Turkey, Professor Norman Stone, Historian and Professor of International Relations at Bilkent University, and Alev Alatli, journalist and writer. The Partnership Board’s insight and guidance will assure the success of this important project.
We count on support from members of our community and hope that as the program progresses its record will stand on its own and as an example for other such civic initiatives.
Selam ve saygilarimla,
Guler Koknar
From: [email protected] [mailto:[email protected]] On Behalf Of Eser
Sent: Wednesday, March 04, 2009 1:53 PM
To: guler koknar
Cc: TADF-Turk Amerikan Dernekleri Forumu; Tayfun Amur; Ercan Yerdelenli NY10/07; Mahire; Nazan Moroglu; Mehmet Toy 3/07; Etem; Enise Günebakan
Subject: [TADF] Turkish Coalition of America and University of Utah Establish Turkish Program
Guler hanim,
cok tebrik ederim. Boyle bir merkezin nerede kurulmasi gerceklesecek diye bekliyordum.
Ama bu arada, ben Hakan Yavuzun tam guvenilir bir Turk olduguna hala inanmiyorum. Dolayisiyla onun yonetiminde boyle bir merkezin Fethullahcilarin ekmegine yag surecek arastirmalara girebilme olanagi cok (onlarin Ermeni ve Kurt sorunlarini kendi cikarlari cercevesinde yorumladiklari ve etkiledikleri bircogumuzun gozunun onunde asikar bir sekilde gorulmekte. tabii Fethullahcilarin Utah ve yoresindeki atilimlari da bircogumuzca biliniyor…) .
Bu durumda bu dusunceyi gozonunde bulundurmanizi yapilan arastirmalarin ne oldugunun ve nasil yapildiginin devamli gozaltinda bulunmasinin sart oldugu bir muhakkak, bence. Daha da iyisi saglam bir Turk Amerikanin bu center’in basina getirilmesinin cok onemli oldugunu onemle bilginize sunarim.
Tabii buyuk ihtimalle “diyeceksiniz ki ‘hakan bize bu centeri kurmaya yardim ettii.” Bu benim ona olan dsuncelerimi katiyen degistirmiyor ve ayni dusunceleri paylastigim baska arkadaslarda var.
———- Forwarded message ———-
From: Turkish Coalition of America
Date: Wed, Mar 4, 2009 at 10:08 AM
Subject: Turkish Coalition of America and University of Utah Establish Turkish Program
To: [email protected]
Turkish Coalition of America and University of Utah Establish Turkish Program The University of Utah and the Turkish Coalition of America are pleased to announce the establishment of a major new academic program, “The Origins of Modern Ethnic Cleansing: The Collapse of the Ottoman Empire and the Emergence of Nation States in the Balkans and Caucasus.” This novel program will advance scholarship on a critical period in a region that continues to make headlines, in part due to the turbulent forces unleashed in the late 19th and early 20th centuries. According to Project Director, Professor M. Hakan Yavuz, “Our new program will explore the shaping of modern Turkish identity through scholarly work, conferences, community participation, and support for new research, much of which will focus on a series of traumatic formative events including crises in the Balkans and the Caucasus, the loss of major territories, and forced migration that presaged the establishment of the Turkish Republic.” Lincoln McCurdy, President of the Turkish Coalition of America expects this program to be particularly vital because it will produce a new cadre of scholars who will impact the study of Turkey and the surrounding region for years. To provide insight and guidance, a Partnership Board composed of recognized experts and leaders has been formed: Dr. Sukru Elekdag, Member of the Turkish Grand National Assembly and former Ambassador to the United States, Rifat Hisarciklioglu, President of the Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey, Professor Yusuf Sarinay, Director of the State Archives of Turkey, Professor Norman Stone, Historian and Professor of International Relations at Bilkent University, and Alev Alatli, journalist and writer. The project is made possible thanks to a generous multi-year gift from the Turkish Coalition of America. |
|
|
TURKISH COALITION OF AMERICA – TCA |
Bir yanıt yazın