ERGUN KIRLIKOVALI, Turkish Forum Danışma Kurulu
Bugun size Turkce yayinlar dunyasinda belki de bir ilkten sozetmek istiyorum: Ermeni mezalimini bir de sahibinden, yani Ermeni komitacilarin kaleminden, okumak. Tarihcilerimiz, ozellikle de Ermenice bilip Ermeni kaynaklarini okuyabilen Turk tarihcileri (Esat Uras gibi) bu konuyu cok iyi bilirler. Ama bizler gibi ne tarihci olan ve ne de Ermenice bilen Turkler icin belki de bir ilk gerceklesmis oldu. Ermeni komitacilar Ingilizce bir kitap yayinlayip bir cok hainliklerini ballandira ballandira anlattilar. Simdi bu yaziyi, aramizdaki o “ozurcu hainlere” adiyorum. Iyi okusunlar ve ozurlerini derhal geri alsinlar diyorum.
ONCE TURK BELGELERINI ANLAYALIM
Ermenilerin 1890-1921 arasinda, cogu Turk olan Osmanli Muslumanlarini nasil kestiklerini, Osmanli arsivlerindeki cok sayida belge acik ve net bir sekilde anlatmaktadir. “ERMENILER TARAFINDAN YAPILAN KATLIAM BELGELERI” adli calismada en ayrintili olaylari, isimleri, tarihleri, listeleri bulabilirsiniz. Iste adresler:
Buradaki titiz calisma, once Osmanli belgelerini Osmanlica’dan Turkce’ye sonra da Ingilizceye cevirmek safhalarini icerir. Boylece herhangi bir yabanci tarihci Osmanli kayitlarini bizzat incelemek olanagina kavusmustur. Bu konudaki uzun, yorucu, ve titiz calismalari nedeniyle T.C. Basbakanlik Devlet Arsivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arsivi Daire Baskanlığı mensuplarini candan kutlarim. [1]
Bu konulari bir gunluk seklinde okumak isteyenler, Kazim karabekir’in anilarini okusunlar. Onlara bir sok tedavisi gibi gelecektir.
Ingilizce okumak isteyenler ise mutlaka Justin McCarthy, Esat Arslan, Cemalettin Taskiran, Omer Turan tarafindan yazilan “The Armenian Rebellion at Van” (The University of Utah Press, Salt lake City, USA, 2006) kitabini okusunlar.
Ancak yukaridakiler, genellikle Turk ve yabanci belgelere dayali calismalardir. Aralarindan Ermeni belgeleri yok denecek kadar azdir. Peki Ermeni belgeleri neden bu kadar bulunmasi zoir haldedir? Ermeni arsivleri neden hala kapalidir? Mademki Ermeniler bu kadar hakli, Turkler bu kadar haksiz, Ermeniler arsivlerini “sip” diye aciverseler ya? Acsinlar ve Turklerin isini bitirisinler. Bu akillarina gelmiyor mu?
Gelmez olur mu? Geliyor da yapamiyorlar. Cunku yaparlarsa oyunlari, yalanlari meydana cikacak. Dunyaya rezil olacaklar. Etik olarak yukseklerde bulunan “magdur ve kurban” durumundan “katil ve sahtekar” durumuna dusecekler de ondan. Yoksa, 1915 teki sigorta policelerinden 90 sene sonra acilan tuhaf davalarla sigorta sirketlerinden para sizdirmayi dusunecek kadar kurnaz olan kafalar, Ermeni arsivlerini acip Turk tezlerini son defa ve sonsuza kadar curutmeyi akil edemezler mi? Ederler etmesine de isin asli oyle degil. Ermeniler, kendi arsivleri [2] kapali kaldigi surece dunya kamuoyunda inanilir olma ozelliklerini surdurebilirler. Ermeni arsivleri acilirsa yandilar. Icinden neler cikar neler. Elde silah, kadin cocuk olduren Ermeni ceteciler ve hatta bazi dini liderler; entrika, yalanlar, sahtekarliklar, baskinlar, isyanlar, teroristler, terror olaylarini finance edenler, goz yumanlar, yataklik edenler…. Hepsi ama hepsi orta yere dokulecek. O yuzden Ermeni arsivleri acilamaz… Butun bunlar size olamayacak isler gibi geliyorsa, simdi siki durun. Asagida okuyacaklariniz sizing fikrinizi degistirebilir.
SIMDI DE ERMENI BELGELERI
Ermeni Devrimci Federasyonu (EDF) kuruluslarinin yuzuncu yildonumu serefine, 1990 yilinda, Ermenice dilinde, bol resimli, haritali, grafikli peril peril bir album hazirlarlar. Burada genc Ermenilere cedleri ile gurur duymalari ve davalarini devam ettirmeleri icin “Turkleri nasil kestiklerini” ballandira ballandira anlatirlar.
Hangi silahlar ne sekilde kullanilmis; paralar ve silahlar nerelerden gelmis; Osmanli topraklarina hangi noktalardan hangi tarihlerde ve nasil sokulmus; bu silahlar kimlerin yonetiminde hangi baskinlarda kullanilmis; kac Turk oldurulmus; kac Ermeni komitaci olmus; aralarinda Ermeni papazlar varmiymis; daha boyle neler, neler.
Bu kitap kamuya acik olarak satilmadi; bagislarla elden ele verildi ve her kopyasinin Ermeni toplumu icinde kalmasi saglandi. Cunku kamu bu olaylari bilseydi belki de Ermeniler hakkindaki gorusleri degisirdi. Bir yandan dunyaya ac, fakir, sefil, kesilmis, oldurulmus Ermeni magdurlari oynayacaksin, ote yandan gizlice, el altindan kErmeni genclerine dedelerinin nasil kahramanca orgulenip, silahlanip Turklere karsi savastigini ve Turkleri nasil kestigini anlatacaksin. Boyle bir sey olabilir mi? Ya magdursun, kesildin, bicildin, ya da kahramansin kestin bictin… Her ikisi birden olabilir mi? Ayni anda hem kuru hem yas ? Hem sicak hem soguk? Hem dogru hem yanlis? Hem kurban hem kahraman? Mumkun degil, tabii. Bunu Ermeniler de biliyor ve o yuzden de arsivlerini acamiyorlar ve hicbir zaman da acamayacaklar…
Bu calismalardan haber almamiz 2008 yilini buldu. Once Ermeniler 2006 yilinda ayni kitabin Ingilizcesini cikardilar ve onu da el altindan ve elden ele sattilar. Bizlerin eline gecmesi sans eseri oldu. ABD de bilinen bir durum vardir: “Estate sales.” Olen birisinin mirascilari isterse veya hic yoksa, ev icindekilerle birlikte acik artirma ile satilir. Kar etmek icin evi alan da mobilyalari birisine, halilari oburune, kitaplari suna, beyaz esyalari buna satar ve tonla para kazanir. Bu sekilde birdenbire en sahsi esyalar bile piyasaya duser. Kitaplari harac-mezat fiatina alan kitapcilar elindeki eski ya da kullanilmis kitaplarin listesini yayinlar. Bu sekilde bir bakarsin, inanilmaz ender bir kitap piyasaya dusuvermis. Hemen kovalarsin ve onu satin alirsin. Ben de oyle yaptim ve Kaliforniya’da oturdugum halde, Arizonali bir kitapcidan bu kitabi buldum ve getirttim. Icinde neler var neler. Evlere senlik! Ermeni soykirimina inananlar icin yandi gulum keten helva! Ozurculer icin tam bir mahcubiyet ve rezalet nedeni… Keske su kitap ozurculer kampanyasindan once elime gecseydi diye dusunmekten kendimi alamadim.
Kitabin adi: HOUSHAMATYAN OF THE ARMENIAN REVOLUTIONARY FEDERATION, CENTENNIAL, ALBUM-ATLAS, VOLUME I, EPIC BATTLES, 1890-1914 (The Next Day Color Printing, Inc., Glendale, CA, U.S.A., 2006) 261 sayfa, bol resimli, haritali ve grafikli.
Ileride bu kitaptan epey alintilar yapacagim. Ama simdilik size sadece iki sayfayi tanistirayim:
Sayfa 30: “…Ermeni Devrimci Federasyonu (EDF) kurucu babalari parti ideolojisini yaymaya calisirken, hurriyet savascilari hurriyet icin kahramanca savaslar veriyordu….”
EK’nin notu: Dikkat ediniz; savas lafi kullaniliyor (“war”). Savaslarin verildigini kayda geciriyor.
“…Ermeni ‘Fedayi’ hareketi, Arabo ve diger hurriyet savascilarin sehit edilmesinden sonra baslamistir…”
EK’nin notu: Turklerle savasa kalkisip olen Ermeni isyancilar icin “sehitlik” mertebesi ongoruluyor (“martyrdom”.)
“… Fedayiler, kendilerini milleti ve babavatani icin feda eden Ermeni savascilardi. Bu hareket bircoklari icin bir tutku hatta bir hastalik olmustu. ‘Raya’, ya da somurulmus Ermeniler de yasamlarini, sereflerini, vatanlarini ve devletlerini savunmak icin silah kusanmasini ogrendiler…”
EK’nin notu: Tutku ve hastalik? Bunlari ben yazsam “Ergun irkci” diye feryat ederler. Iste, buyurun, adamlar kendileri yaziyor. Sonra biz Turkelr, 100o yila yakin beraberligimizde, ne zaman Ermenilerin serefine veya yasamlarina goz koymusuz? Vatan (“land”) ne demek oluyor? Tek vatan vardi, o da Osmanli Imparatorlugu olmasi gerekirdi. Sonra devlet (“state”) de neyin nesi? Ermeni milletinden soz edilebilir ama Ermeni devletinden soz edilebilir mi? Insaf yani.
Sayfa 241: “…1893 yilindan itibaren (Ermeni) fedayiler Rus “Mosin” tufekleri kullanmaya basladilar… Turklerin ve Kurtlerin kullandigi “Martin”, “Kapakli” ve “Berdan” tufeklerinden cikan kursun 1200 metreye ulasirken, “Mosin” tufeklerden cikan kursun tam 2700 metreye ulasiyordu…. Mosinler kisaydi. Keskin bir ses cikarir ama hic duman cikarmazdi. Halbuki obur tufekler cikardigi gurultu ve dumanla atis yapanin yerini de belli ederdi… Nikol Duman’a gore Ermenilerin Derik manastiri civarindaki savaslarda gosterdigi basarinin sirri iste bu sessiz ve dumansiz tufeklerdeydi. Mosinlerle donatilmis 20-25 (Ermeni) Fedayi, yuz Turk ve Kurtun hucumuna karsi dayanabildi. Buna ek olarak da Iran-Turkiye sinirindaki bu manastirin stratejik konumunu kullanarak insan, silah ve muhimmat nakliyesini becerebildi…”
EK’nin notu: Simdi siz burada ozurculerin sozunu ettigi Ermeni magdurlarin izini gorebiliyor musunuz? Siz burada batidaki soykirim korosunun israrla dayattigi zavalli Ermeni magdurlari edebiyatini destekleyecek en ufak bir pirilti, en kucuk bir bilgi kirintisi gorebiliyor musunuz? Asla mumkun degil. Ozurculere ithaf olunur. Turkiye’ye dusmanlik olsun diye uydurduklari ozuru perdelemek icin kullandiklari maske de boylece dusmus oldu…
Simdi Ermenilerin arsivlerini neden kapali tutmakta israr ettigini anladiniz mi?
—————————-
Notlar:
[1] T.C. Basbakanlik Devlet Arsivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arsivi Daire Baskanlığı mensuplari: Proje Yoneticisi : Dr. Yusuf SARINAY, Devlet Arsivleri Genel Muduru; Proje Sorumluları: Necati AKTAS Devlet Arsivleri Genel Müdür Yardımcısı; Necati GÜLTEPE, Devlet Arsivleri Genel Müdür Yardımcısı; Mustafa KAPLAN, Osmanlı Arsivi Daire Baskanı
Hazırlayanlar: Uğurhan DEMIRBAS Ahmet ÖZKILINÇ, Ali Osman ÇINAR Mücahit DEMIREL, Seher DILBER Recep KARACAKAYA, Nuran KOLTUK Muhammet SAFI, Ali Haydar GEÇINIR Hacı Osman YILDIRIM, Vahdettin ATIK Murat CEBECIOĞLU, Ali COSKUN Mustafa SERIN, Ümmühani CERRAHI Abdullah SIVRIDAĞ, Murat YÜZBASIOĞLU Osman USLU ve Ingilizce Tercüme: M. Fethi ATAY
[2] Ermeni belgeleri bircok yerdedir: Patrikhane (Istanbul,) Katolikos (Ecmiyadzin,) Ermenistan (Erivan,) Mekitaristler (Venedik,) Ermeni kilisesi (Kudus), Ermeni Devrimci Federasyonu (Boston, Michigan Universitesi, Zoryan Enstitusu, Toronto), Hincaklar (Cenevre, Paris) ve digerleri. Tam liste tum bu sayfayi kaplayabilir. Dusunu ki bunlarin hicbiri acik degildir. Degildir cunki tum cinayetler, baskinlar, isyanlar isim-isim, yer-yer, dolar-frank, tarih-saat vererek buralardaacik acik yazilidir. Nasil acarlar? Bu mumkun mu? Ermeniler kendi bogazlarina ipi kendileri gecirirler mi? Kapali tutup Turkiye’ye yuklenmek daha kolay, daha ucua, daha guvenli, daha verimli.
————————–
BIZDEN BIR PORTRE |
Kimyacı, denizci ve Türk kültürünün yllmaz savunucusu ve tanıtıcısı
ERGUN KIRLIKOVALI
“Hergün dünden ilerde”
31 Ekim 1952 de Izmir’de dogdu. Ilk ve orta eğitimini Izmir’de, lise eğitmini ise Istanbul’da Robert Kolej’de tamamladı (1966-70). Sonra Boğaziçi Üniversitesine girdi ve Kimya bölümünden 1974 yılında mezun oldu. Kimya lisans derecesi için gereken araştırma stajlarını polimer tutkallar üzerine Chemie Linz’te (Linz, Avusturya, 1973) ve polietilen katalizörleri üzerine DSM’ de (Geleen, Hollanda, 1974) tamamladı. Arkasından Ingiltere’nin Machester kentindeki University of Manchester, Polymer Science, bölümünde lisansüstü çalışmalarını yaptı. (1975).
Eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye döndü ve askerlik hizmeti icin Deniz Kuvvetlerine katıldı (1976-77). Tercüman olarak Almanya’ya gönderildi. O sıralarda ABD Türkiye’ye — Kıbrıs harekatı yüzünden ve Yunan lobisi baskısı ile — silah ambargosu uyguladığından gemi alma calışmaları Almanya’ya kaydırılmıştı. Denizaltı ve destroyer eğitimlerinde bir yıl kadar simultane tercümanlık yaptı. TCG Gazi Hasan Paşa gemisinin Wilhelmshaven’den alınıp uzun bir deniz yolculuğu ile Gölcük’e getirilmesinde de ilk tayfada yer aldı.
Askerlikten sonra bir sene kadar Istanbul’da calıştı ve üç ayrı işi denedi. 1978 de evlenip eşiyle birlikte ABD’ye göc ettiler. Önce San Fransisko körfez bölgesinde depreme dayanıklı beton yapıştırıcılar üzerine ürün geliştirme kimyageri olarak calıştı (1978-1981). Arkasından Los Angeles’e transfer oldu ve uzay ve havacılıkta kullanılan grafit bazli yapı malzemeleri geliştirme kimyageri olarak birbuçuk yıl çalıştı (1982). Sonra New York’a transfer oldu ve bir Ingiliz sanayi gurubu için korozyona dayanıklı kaplama malzemeleri üretimini sağlamak üzere Long Island’da fabrika kurdu (1982-1985). 1985 te Los Angeles’e geri dönerek, sanayi ekipmanların bakım ve onarımında kullanılan, erozyon ve korozyona dayanıkllı polimer bazlı malzemeler uretimi yapmak uzere kendi şirketini başlattı. Halen bu şirketin kurucu başkanıdır.
ABD ye adım attığı ilk günden itibaren kendini Türk kültürünü tanıtma ve savunma ihtiyacı içinde buldu. Bu amaçla, son 27 senede, yazılı – sesli – görüntülü medyaya beşbinin üstünde mektup yazdı. Bunların kücük de olsa bir kısmı yayınlandı. Radyo ve TV programlarına ve üniversite panellerine katıldı. Halen de mektup yazma işini sektirmeden sürdürmektedir. Güney Kalifornia Türk-Amerikan Dernegi’nin 1982 deki başkanı; TADF’nin (Turk-Amerikan Dernekleri Federasyonu, New York) ilk halkla ilişkiler başkanı (1983-85); TADF Batı ABD bölge direktorü (1985-2005); ve ATAA (Turk-Amerikan Dernekleri Kurulu, Washington DC) Baıi ABD bolge direktorudur (2005).
Son 27 yılda edindiği deneyimleri ve bilgileri genç kuşaklara devredebilmek icin bir kitap yazdı: “Ethocide, Not Genocide” (Türkçesi de yakında gelecek: “Soykırım Değil, Ahlakkırım”). Kendi 14 yaşındaki oğlu da dahil, birçok gencimizin Ermeni, Rum ve PKK lobileri karşısında ilgisiz ve bilgisiz kalmasını bir dereceye kadar anlayışla karşılıyor. “Birgün gelecek, anti-Türk lobiler öyle bir hakaret edecek ki, bizim gençlerin gururlari incinecek. Işte o zaman o sessiz gençlerimiz müthiş bir patlama yapacaklar. Bu kitap o anda gençlerimizin imdadına yetişecek ve sürekli onların hizmetinde olacak. Bu kaçınılmazdır. Geçmişte hep öyle oldu. Gelecekte de herhalde buna benzer olacak. Ben sabırlıyım, beklerim.” diye düşünüyor.
Yaşamında ona en fazla ilham veren slogan: “Hergün dünden ilerde.”
Sayın Ergun Kırlıkovalı’nın turkla.com da yayınlanan yazılarını okumak için tıklayınız
Turkish Forum Turkish Forum Duyuru |
THE FOLLOWING LINKS WILL TAKE YOU TO THE DUES AND DONATIONS PAGE
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTI SİZİ 2009 AİDAT ÖDEME VE BAĞIŞ SAYFALARINA İLETİR.
https://www.turkishnews.com/tr/content/2009/02/14/2009-yili-uye-aidatlari-ve-bagislariniz/
Bir yanıt yazın