Site icon Turkish Forum

ÖZÜRMÜ? – ERMENİ SORUNU – PROF. DR. TURAN YAZGAN

Türkler, 1895 e kadar kardeş olarak yaşadıkları insanları niçin hangi sebeble kesebilirler.? - ozur kampanya ermenileri mest etti o
DUYURU
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
OCAK-ŞUBAT 178. SAYIMIZ ÇIKMIŞTIR!!!


Dergimiz iki ayda bir yayınlanmaktadır. Türk’ü, Türk Dünyası’nı ilgilendiren, tarihî, kültürel, iktisadî, edebî vb. gibi her konuda araştırma yapan herkese açıktır. Türklük bilimine dahil her konunun  vazgeçilmez bir başvuru kaynağı olarak yayını asla aksamadan devam ettirilmiştir. İlmi seviyesi tescilli ve hakemli olan dergimiz 178. sayısıyla her biri 500’er sayfalık 88 ciltlik bir külliyata ulaşmıştır. Bu yayınlara sahip olan bir şahsın veya kurumun, Türk tarih ve kültüründe başka kütüphaneye sahip olmasının gerekmediği kanaatini belirtmekte hiçbir mahzur görmemekteyiz. Dergi EBSCO veri tabanına yerleştirilmiş ve diğer bazı veritabanlarınca da taranmaktadır.

Prof. Dr. Turan YAZGAN
Tarihi : 24 Aralık 2008 Çarşamba
Okunma : 517

Bizimle yıllarca beraber yaşamış ve birbirleri ile hiçbir problem olmadan kültür alışverişinde bulunmuş
Ermenilerin bugünkü bazı aydınları ve Ermenilerden özür dilemeye yeltenen Türkiye’nin “batının yeniçerisi” olmuş
“aydınları(!)” artık gerçekleri öğrenmeliler ve tutumlarını ona göre ortaya koymalılar:

Türkler, 1895 e kadar kardeş olarak yaşadıkları insanları niçin hangi sebeble kesebilirler.?

Ermenilerin “maşa” olarak kullanılmasına karar veren Ruslar ve batılılar onları silahlandırıp, kışkırtıp, açtığı ajan okulları ile yetiştirip erkekleri askerde olan Türk köylerinde katliam yapmalarına sebep olmamış olsalardı hangi ermenin burnu kanayabilirdi?

Tarihimizin hiçbir döneminde hiçbir ermeninin burnu kanamadığına göre, katlettikleri köylülerin imdadına yetişen Türk ordusunun vazifesi ni yaparken teslim olmayıp silahla karşı koyanların öldürülmeleri meşru değil midir? Buna “katliamı önlemek” yerine “katliam” demek herhalde cahil, ahmak, uşak ve maşa olanlara yakışan bir tutum değil midir?

Burada “Batının Yeniçeri Ordusu”na dahil olmamış bir Türk münevverinin, gerçek bir Türk yazarının, Cemil MERİÇ‘in şu sözlerini okuyucularımız bir kere daha okusunlar. “Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini (Ben Avrupalıyım) demeğe başladı. (Asya bir cüzzamlılar diyarıdır). Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara ve kulağına ( Hayır delikanlı, diye fısıldadılar, sen biraz gelişmişsin). Ve Hıristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir (nişan-ı zişan) gibi gururla benimsedi aydınlarımız.” İşte yapmadığımız suçları bile bize yükleyen aydınlar bunlardır. Ve bir şairimiz ne güzel söylemiş:

Fısk ile olmaz cihan harap

Eyler anı MÜDAHENE-İ ALİMAN harap!

İmdada yetişen Türk ordusu, katilleri silahları ile birlikte yakalayıp tesirsiz hale getirmekten başka bir şey de yapmamıştır. 1915 te bu tür hadiseler iyice artınca harb içinde bulunan bir milletin ordusunun kendi halkını korumak mecburiyeti ile hareket etmesi ve bunun için tedbir olarak katliamcı ermenileri, sonradan dönmek üzere, tehcir etmesi çok normal bir davranış değil midir?

Bu tehcir sırasında katliama uğramış köylerin halkının çılgına dönmüş insanlarının 30-35 bin civarında ermeniyi öldürdüğü bir gerçektir. Ama, katliamcı ermenilerin katlettiği Türk sayısı 500.000 in üzerindedir. Üstelik ermenilerin yaptığı katliam tarihin görmediği silahsız ve müdafaasız kadın, çocuk ve ihtiyarlar üzerinde gerçekleştirilmiş, son derece aşağılık ve hudutsuz gaddarlıkla ifade edilmesi gereken bir katliam değil midir?

Bu katliamı gören Yalpurluzade Melek Hanım’ın, kendi eliyle yazdığı ağıt, onun parça parça edilmiş cesedinin yanındaki bohçasından, Türk askeri tarafından çıkarılarak tarihe geçirilmiştir.


Meydan kazanı kurdular

bebekleri kaynattılar

Gün görmedik hanımları

Süngü ile oynattılar.

Kapı kapı geziyorlar

İfadeyi yazıyorlar

Düşman başına vermesin

Oğlak gibi yüzüyorlar

Kele, Dudu kele Dudu

Kanlı gömlek yu diyorlar

Bebekleri kaynatmışlar

Kuzu eti ye diyorlar

Balkan harbi ve I. Cihan harbi sırasında, Balkanlarda ve Anadolu’da çok fazla askerimiz şehit oldu.. Fakat asırlarca dillerine dinlerine örf ve adetlerine karışmadan beyler gibi yaşattığımız, fakat Rusların ve Batının teşkilatlandırarak masum halkımızın üzerine saldırttığı aşağılık katiller vasıtasıyla en az 5 milyon Türk katledildi. Bunlar için kim özür dileyecek?

Türklere yapılan katliamlar bunlardan da ibaret değildir: Sovyetler birliğinde 70 yılda kaybettiğimiz Türk sayısı 100 milyondan fazladır. Araplar’ın Arabistan’da katlettiklerini biz unuttuk. İsveç’in Lap’lara yaptığı soykırım’ın günahı nasıl çıkacak?. Çin’in Doğu Türkistan’ da yaptıklarının hesabını kim soracak.? Ya tap taze olan, Hocalı’da, dünyanın gözü önünde, hayvanları bile utandıracak vahşetle, Ermeniler’in gerçekleştirdiği son katliamı nasıl unutacağız ? Ya suçsuz dış işleri mensuplarımızı katletmelerini ve bunları alkışlayanları tarih nereye yazacak ? Ancak, Türk daima zulüm gördüğü, katledildiği halde, kendi içindeki hainlerinin de işbirliğiyle ve kafasına yerleştirilmiş batı hayranlığı ve aşağılık duygusu ile hep barbar ve zalim gösterilmiştir. Ama, öne sürdükleri maşaların yaptığı katliamları görmezlikten gelenler vahşete ortak oldukları için mazurdurlar, fakat bu insafsız avcıları metheden içimizdekilere ne denir?:

Köpektir zevk alan seyyad-ı bi insafa hizmetten !…

Prof.Dr. Turan YAZGAN

Exit mobile version