NOT: Asagidaki linkten Rothschild ailesi ile birlikte, ABD’nin finansal tarihinin nasil elitler tarafindan gasp edildigini (elitlerin geleneksel karekter yapisi budur zaten. Usulsuzluk, yolsuzluk ve gasp) gayet iyi anlayabilecegiz.
The Money Masters – How International Bankers Gained Control of America
Ayrica yine bir baska aydinlatici dokuman olan, 29 bolumluk Secret Rulers of the World videolari da, gercek arayiscilarinin ilgi ile izledigi bir dizidir. Sizin de ilginizi cekebilecegini dusundugum icin paylasmak istedim.
YouTube – The Secret Rulers of the World – Present/Past [part 1 of 29] Saygilar, Gusan Yedic
BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI
DÜNYAYI YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ
Hitler,dünya tarihine gelmiş geçmiş en faşist ve psikopat lider olarak bilinir..Çoğu kişi Hitler’in şizofrenin eşiğinde olan fanatik Alman milliyetçisi psikopat bir lider olarak tanır ancak gerçekte hiç kimse Hitler hakkında bildiklerinin kendilerine anlatılan resmi tarih senaryosundan başka bir şey olmadığını bilmez.. Hitler,hakkında en çok komplo teorisi uydurulan tarihi liderlerden(kuklalardan)
birisidir..
ABD’de sivri çıkışları ve dürüst kişiliği ile tanınan Texas Üniversitesi tarih profesörlerinden
Texe Marrs’ın 2007 Mayısı’nda çıkan olan kitabının adı Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları..
Kitapta: Dünyayı yöneten yahudi ailesi:Rotschild, Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl dağıtıldığı,Arap birliğinin nasıl parçalara ayrıldığı, 1.Dünya Savaşı, Kukla Diktatör Hitler, 2.Dünya Savaşı, İsrail devletinin kuruluşu, Kennedy Suikastı, MOSSAD suikastları ve 11 Eylül saldırıları olmak üzere 10 bölüm yer alıyor.
Bu bölümlerde yazarın savunduğu iddialar basit bir komplo teorisi gibi laf dolması bilgilerle değil fiziki kanıtlar ve şahitler eşliğinde net bir biçimde ortaya koyuluyor.. Öncelikle son yıllarda Türkiye’de hızla yükselen bir trend haline gelen ”Hitler hayranlığı ve Türk nasyonel sosyalizmi” gibi kavramların ortaya çıkmasına bir cevap olarak Hitler’in tarihi kimliğinin arkasında yatan karanlık
bağlantıları kaba hatları ile sizlere aktarmaya çalışacağım..
DÜNYAYI YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ
Çoğu kişi Rotschıld ailesinin adını bile bilmez..Bu ailenin adı ne Forbes dergisinin düzenlediği ”Yılın Zenginleri” bölümünde yer alır nede dünya jet-sosyetesinin partilerinde adları geçer..Ancak birçok ülkenin diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş dakika durmak zorundadır.Çünkü bu aile dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri vardır ve dünya bu yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri neticesinde bugünkü şeklini almıştır..Çoğu kişi dünyada hiçbir ailenin böylesine bir gücü elinde tutabileceğine inanamaz..Çünkü bir ailenin böylesine siyasi ve ekonomik bir gücü nasıl elde ettiğini anlayamaz.. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki aile derken üç-beş kişilik çekirdek bir aileden
bahsetmiyorum.. Roschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi olduğu bilinmektedir. Bu aile fertlerinin her biri dünyanın gelişmiş olan yada gelişecek olan ekonomilerine sahip olan ülkelerinde çok derin faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır.Dünyada olan her siyasi ve ekonomik olan gelişmeyi İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir..
Ailenin geçmişi 16.yüzyıla dayanıyor.. Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor önceleri..Kralın stratejik ve ekonomik danışmanlıklarını,izlemesi gereken siyasi tutumlarını ve dış politika stratejilerini bu aile belirliyor..Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet
saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp hatırı sayılır bir servetin de sahibi oluyorlar.. Bu ticari faaliyetlerin yanı sıra yaptıkları her ticari ve siyasi faaliyetten yüklü komisyonlar da almayı ihmal etmiyorlar..
İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk bankacılık faaliyetini gerçekleştirip, İngiliz çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar..
Faaliyet alanını iyice geliştirip, derinleştiren Rotschıld ailesi Avrupa’daki tüm imparatorlukların saraylarında söz sahibi olur hale geliyorlar..Sadece İngiltere’de değil Avrupa’nın dört bir yanında tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi vererek,altın ve gümüş komisyonculuğu yaparak servetlerini iyice katlıyorlar.. Ekonomik gücü aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rotschild
ailesi daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyorlar.. İşin adı ”Savaşa giren devletlere faizle borç vermek”..
Bu işin ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşında gerçekleştiriyorlar..İngiltere’ye savaşa girmesi için sermaye olarak 35 ton altını faizle borç olarak veriyorlar.. İngiltere,Fransa karşısında yeniliyor ve Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyemiyor.. Bunun karşısında borcun oluşturduğu mükellefiyetten dolayı İngiliz Merkez Bankası yani Bank of England ödenemeyen borç karşılığında Rotschıld ailesine devrediliyor.. Rotschıld ailesi İngiliz devletinin bu devir etme işlemini bir şartla kabul ediyor: ” İngiliz sterlinini kendilerinin basması şartı ile..”.İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek zorunda kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bir yahudi ailesine veriliyor.. Görünüşte ekonomi hakkında
pek bilgisi olmayan arkadaşlar için bu durum pek bir şey ifade etmeyebilir..
Para basma yetkisini başka bir kuruluşa yada şirkete vermek demek aynı zamanda ülkenin bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir..Çünkü bir ülkenin bankası o ülkenin parasını basarken bastığı para karşılığında o ülkenin hazinesine değerli maden koymak zorundadır..Örneğin Türkiye Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 TL basıyorsa eğer devlet hazinesinde 20 TL değerindeki altını,elması yada petrolü koymak zorundadır.Aksi halde basılan para kağıt parçasından başka bir şey olmaz..İşte Rotschıld ailesinin de yaptığı şey budur..İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle borç olarak vermiş ve karşılığında altın ve elmas almıştır.. Bu şekilde bir yılda 12,000 ton altın kar ettiği ekonomi tarihçileri tarafından bilinmekteydi. .Rotschıld ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile
Amerika’daki kolonilerin savaşı olmuştur..Savaş sırasında Rotschıld ailesi çok gizli bir biçimde Amerikan kolonilerini desteklemişlerdir..
Amerika’nın İngiltere’ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah yardımı yapılmış, İngiltere’nin bu savaşta yenilmesinin sağlanacağı garanti edilmiş ve karşılığında kurulacak olan Amerika devletinin resmi para birimini basma yetkisi istenmiştir..İngiltere ile savaş konusunda çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu karlı teklifi hiç düşünmeden kabul edilmiştir ve
böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan Amerikan dolarını basma yetkisini alarak bir hayli karlı bir işe imza atmışlardır..
Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika’dan elini ayağını çekmek zorunda kalmıştır..İngiltere-Amerika savaşından yenik çıkan İngiltere bu sefer Amerika’ya yardım ettiğini düşünerek Fransa’ya saldırmıştır.. İngiltere,Rotschild ailesinin kendilerine finansal destekte bulunacağına güvenerek bu savaşa girdiyse de Rotschıld ailesinden umdukları desteği
bulamamışlardır..
Rotschıld ailesi el altından Fransa’yı destekleyerek Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını garanti etmek istemiştir..Bir taraftan da bu aile İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişmiştir..İngiltere-Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir hareketlenme olmuş ve borsaya oynayan halk İngilizlerin
savaşı kazanacağını düşünerek girişimlerini arttırmışlardır..Bunu fırsat bilen Rotschild ailesi ”İngilizlerin savaşı kazandığı” iddiasını ortaya atarak İngiliz halkının herşeyini borsaya oynamasını sağlamıştır..Ancak generaller ve ordudan geriye kalanlar İngiltere’ye döndüğünde gerçekler ortaya çıkmış ve İngiltere’nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır..
Borsa nominal seviyesi,herkesin malını kurtarmaya çalışıp mal hisselerini geri almaya çalışmasından dolayı anormal derecede yükselmiş ve böylece kağıtları elinde tutan Rotscild ailesi bu ticaretten en karlı çıkan isim olmuştur..İngiliz tarihçilerin ”Kara eylül” diye nitelendirdiği bu olay ile
Rotschild ailesi
adeta İngiltere devletinin mülkiyetini ele geçirmiştir..Bu ekonomik faaliyetleri sonucu iyice gelişen Rotschıld ailesi,Kenan diyarında Tanrı’nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail devletini kurmak için gerekli olan şablonu hazırlamaya başlamıştır.. Osmanlı devletinin parçalanması için gerekli olan her şeyi yapmışlardır.. Osmanlı devletine komşu olan ülkeleri sürekli olarak finanse ederek Osmanlı’ya karşı savaşmaları için kışkırtmışlardır.. Böylelikle sudan bahanelerle Osmanlıya saldıran Rusya,Avusturya ve diğer komşu devletler, Osmanlının askeri ve ekonomik güç bakımından iyice yıpranarak azınlıkların ayaklanmasını sağlamışlardır.. Osmanlı devleti nereye koşacağını şaşırmış ve neticede azınlıkların ayaklanarak ayrı ayrı devletler kurmasına engel olamamışlardır.. Osmanlının en çok dış borcu Rotschıld ailesinin sahibi olduğu Bank Of England bankasınadır.. Osmanlı Devleti,Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyecek durumda
olmadığından Rotschıld ailesi bunu fırsat bilmiş Osmanlıya iğrenç bir teklifte bulunmuşlardır..Sultan 2.Abdülhamit ile görüşen Lord Baron Rotschıld ”Kudüs şehrinin,Filistin’in,Suriye’nin ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin yeni kurulacak olan yahudi devletine verilmesi karşılığında Osmanlı devletinin tüm
dış borcunu silme ve balkanlarda, Afrika’da kaybettikleri toprakları geri verme” teklifinde bulunmuş ancak Abdulhamid teklifi şiddetle reddetmiştir.. Abdulhamid, dinen böyle bir tutum sergileyerek büyük bir sevaba girmişse de Osmanlı devletinin yıkılma sürecini hızlandırmıştır..Daha sonraları Enver
Paşa,Abdulhamid’in bu tutumunu tarihi bir hata olarak değerlendirmiştir..
Enver Paşa’ya göre Kudüs şehri ve Kenan diyarı yahudilere geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar eski gücüne kavuştuktan sonra bu topraklar geri alınmalıydı.. Ulu önder Atatürk’e göre ise Osmanlı devleti böyle bir şey yapmış bile olsaydı yıkılmaktan kurtulamazdı çünkü Osmanlı üzerine korkunç oyunlar oynanıyordu üstelik devlet her kademesi ile adeta kokuşmuş bir haldeydi. Özetleyerek
anlattığım bu süreçlerden sonra Rotschıld ailesi 1.Dünya savaşının çıkmasında çok aktif bir şekilde rol almış ve savaşın çıkması için gerekli olan tüm tezgahı sağlamıştır..Rotshıld ailesinin hesaplarına göre 1.Dünya savaşı ve Arabistanlı Lawrence’in faaliyetleri Arapların birçok parçaya bölünmesi İsrail
devletinin kurulması için yeterliydi.. Savaş gerçekleşmiş,Almanların önderliğindeki İttifak devletleri grubu savaşı kaybetmişlerdi.. Rotschıld ailesinin tüm hesapları tutmuş ve İsrail devletinin resmi kuruluşunun ilan edilmesinden başka bir şey kalmamıştı ortada..Ancak tarihi rüyaya çeyrek kala Rotschild ailesi ayrıntılarda küçük bir hesaplama hatası yaptığını fark edememişti.. İsrail devleti kurulmaya hazırdı tamam ama dağ ve ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında kim yaşayacaktı?? Sürekli olarak gelişmiş Avrupa kentlerinde yaşamış olan yahudiler İsrail’de yaşamaya nasıl ikna edilecekti?? Esas sorun buydu.. Bu sorunun giderilmesi için Rotschild ailesi radikal kararlar aldı ve yeni bir savaş için gerekli olan ortam hazırlanmaya başlandı..
KUKLA DİKTATÖR HİTLER’İN ORTAYA ÇIKIŞI VE 2.DÜNYA SAVAŞI
Almanya devleti Birinci Dünya savaşından adeta bir enkaz halinde oldukça demorolize bir biçimde çıkmıştı..Devlet tüm ekonomik ve askeri gücünü savaş sonrasında kaybetmişti..Ve tüm bunlara ilave olarak birde çok ağır yaptırımlar içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı…Ancak Almanya’nın borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85’i Rotschild ailesine ait olduğundan
Almanya sadece yahudi Rotschild ailesine borçluydu..Rotschıld ailesi Almanların bu yüklü borcun onda birini dahi ödeyemeyeceklerini adı gibi biliyordu..Rotschıld ailesi enkaz halindeki Almanya’ya Alman merkez bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında dış borçlarının silinmesini teklif ediyordu ve Almanlar borcu ödeyemeyeceklerini bildikleri için teklifi kabul etmek zorunda kalıyorlardı..
Aslında bu durum sonun başlangıcıydı. Bırakın savaşacak parayı ve silahı, savaşta asker olarak kullanılacak erkek vatandaşı bile kalmayan Alman devleti enkaz haldeyken tekrar sivrilerek tüm dünyaya kafa tutacak gücü nereden ve nasıl bulabilirdi?? Bunun için ancak Tanrının yardımı gerekirdi..
Ancak onlar intikam için plan yapmadan Rotschild ailesi onlar için çok gizli bir plan yapmıştı bile. Bu plana göre sahte ama çok inandırıcı bir faşizm rüzgarı Avrupa’da esecek ve yahudilere en ince ayrıntısına kadar planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail’e göç etmeye mecbur bırakılacaklardı..Bu planın ilk parçası Almanya’nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve Almanya’nın
hızla silahlanmasının sağlanmasıydı..Almanya yıllar boyu A’dan Z’ye her konuda finanse edilmiş, 2.dünya savaşında savaşmak üzere neredeyse çocukluktan askerler yetiştirilmiştir. Muazzam bir ekonomik ve askeri güce kavuşan Almanya’nın başına ise 1.Dünya savaşında er olarak savaşan fanatik milliyetçi Hitler getirilmiştir..İtalya ise Almanya’da başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan ve adına faşizm denilen rüzgarın etkisi altında kalmış ve iktidara Mussoloni gelmiştir.. Mussoloni’nin iktidara gelmesi Rotschild ailesinin bir planı değil kendiliğinden gelişmiş bir olaydı ama bu durum Rotschıld ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü.. Hitler iktidara gelir gelmez müthiş hitap yeteneği ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden
yemişe peşinden koşturmuştur..Hitler’in konuşmalarında ve toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef yahudilerdir..Hitler’in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi bir arada yaşayan Alman ve yahudi halkları birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasına rağmen oluşturulan yapay kaos ortamı
yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir..Savaştan önce yahudi işadamlarına Nazi gençlerinin düzenlediği saldırılar, ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir. Zengin olan yahudiler bir yolunu bulup Almanya’yı terk etseler de fakir olan zararsız yahudiler bir yere gidecek
paraları olmadığından oldukları yerde kalakalmışlardı ..
O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya’nın dışına çıkmak için büyük paralar ve bazı önemli bağlantılar şarttı..Fazla gereksiz detaya girmeden Hitler savaşı başlatmış ve Almanya’nın sahte intikam harekatı başlamıştı..Almanya savaşın ilk yıllarında anormal bir başarı göstermiş ve Fransa, Yugoslavya, Çekoslovakya, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele
geçirerek Nazi ordularının gücünü ortaya koymuştur.. Özellikle Paris kentine 2 saatte giren Nazi orduları İngiltere ve İspanya’nın iyice ürkmesine neden olmuştur..İngiltere’yi hava saldırıları ile darmadağın eden Nazi orduları bir taraftan da sözde yahudi soykırımı yapmaya başlamıştır..
Yahudiler bir bir katledilmiş ve imha fırınlarında yakılmıştır..Ortada öyle korkunç bir ortam vardır ki savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalı generaller bile uçaklarından iner inmez havadaki pis kokudan dolayı hava alanına kusmuşlardır.. Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarak yakılan insan cesetleri ve çürümüş cesetlerdir.. Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya’da
ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç yahudi bırakılmamıştır.
Ancak Sovyet araştırmacılar durumun hiç de öyle olmadığını savaşta atledilenlerin sadece %15’in yahudi olduğunu net ve çarpıcı belgelerle kanıtlamışlardır..
Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu Çingene ve Polonyalılardı..Geriye kalan zengin yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu paravan şirketler aracılığı ile Amerikan askerleri denetiminde gizlice Amerika’ya değil İsrail’e kaçırılmışlardır. İsrail’e getirildikleri dönemden İsrail devleti kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse Allah’ın dağında prefabrik usulü yapılmış evlerde kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi.. Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat’ın emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir. Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava ile sözde yahudi soykırımı yapılmış, tüm dünyada yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve yahudiler İsrail’e göç etmek zorunda bırakılmışlardır. Yani Rotschild ailesi 1.Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2.Dünya savaşında
tamamlayabilmiştir..Aşırı dindar bir aile olan Rotschild ailesi kendilerine göre Tanrı’ya olan sözünü yerine getirmişlerdir..
BAŞKAN KENNEDY’NİN ORTADAN KALDIRILMASI
2.Dünya savaşından sonra kurulan İsrail devletinde her şey 1960 yılında John Fitzgerald Kennedy’nin Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir.. Kennedy Amerikan tarihinin en genç başkanıdır ve aynı zamanda Amerikan başkanı olmuş ilk Katolik kişiydi.. Kennedy’den önce Amerika’da Katolik bir başkan hiçbir zaman olmamıştır.. John F Kennedy’nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup
aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmış olan Katolik bir büyükelçiydi.. Ne babası, ne de başkan Kennedy yahudilerle iyi geçinemiyorlardı. Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra’da Yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldırılara maruz kalmıştır.. Kennedy de Amerika’da başkan seçilmeden önce Sigmund Rotschild’in kendisine yapmış olduğu ”başkan seçildiğinde orta doğuda
İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında milyonlarca doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılayacaklarını belirtmiştir..” Ancak Kennedy böyle bir teklifin bir daha kendisine yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış gibi hissettiğini belirttirmiştir..Kennedy İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindeki faaliyetlerinden anormal derecede rahatsız bir
politikacıydı. Kennedy’e göre lobilerin Amerika’daki faaliyetleri Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir darbeydi..
KENNEDY İLE İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON’UN NÜKLLEER KAVGASI
İsrail kurulduğu günden beri orta doğuda hep bir süper güç olma hayali ile hareket etmiştir..Bu yüzden İsrail Devleti orta doğuda hızlı bir ”nükleer silahlanma programı” izlemeye başlamıştır.. İsrail’in Dimona çölünde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı füzeler
üretmesi özellikle başkan Kennedy’i anormal derecede rahatsız etmiştir.. İsrail’in nükleer füzelerinin Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması Kennedy yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır.. Kennedy, Ben Gurıon’a yazdığı sert bir uyarı mektubunda ”İsrail’in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım uygulamaktan kaçınmayacağını belirtmiştir”..Ben Gurıon’da cevap olarak gönderdiği mektupta Kennedy’e ”genç adam” diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur.. Bu mektuplaşmalar iyice çığırından çıkmış ve hakaretleşmeye dönüşmüştür.. Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurıon
istifa etmiştir..Ünlü yahudi politikacı Henry Kissenger ”İsrail’in nükleer programına son vermesi İsrail’e büyük zarar verir” diyerek Kennedy’i ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır..
Kennedy bununla da yetinmemiş 4 Haziran 1963’te Amerikan temsilciler meclisine danışarak çıkarttığı 11110 sayılı kanunla Amerikan dolarını basma yetkisini Rotshild ailesine ait olan Federal Reserve Bank’ın elinden alarak Amerikan Merkez Bankası’na vermiş ve ”bir ülkenin parasının denetimin şahısların elinde olmasının büyük bir sorun olduğunu” belirterek kendi sonunu hazırlamıştır.. Federal Reserve Bank ve dolar İsrail’in en büyük gelir kaynağıdır tabiri caizse şah damarıdır..Kennedy, doları basma yetkisini Federal Reserve Bank’ın elinden alarak adeta İsrail’in şah damarını kesmiştir..Neticede İsrail için Kennedy’nin etkisiz hale getirilmesi farz olmuştur..Kennedy’nin seçimleri kaybetmesini beklemek boş bir umuttu çünkü Kennedy halktan büyük destek görüyordu..
Kennedy’e seçimler kaybettirilse bile sonradan kazanması yüksek ihtimaldi.. Üstelik Kennedy’nin kardeşi de gelecek vaat eden bir politikacıydı..Dünyada hiçbir aile böylesine politik bir gücü elinde tutmayı başaramamıştı..Tek bir çare gözüküyordu..O da suikasttı.. Kennedy bir şekilde öldürülürse Amerikan yasaları gereği yerine yardımcısı getirilecekti.. Kennedy’nin yardımcısı Lyndon
Johnson’dı.. Johnson tam bir İsrail taraftarıydı..Kendi politik hırsları yüzünden İsrail’e gözünü kırpmadan yardım edebilirdi..Üstelik Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere göre Kennedy kendisini kovmaya çalışıyordu..
İsrail Kennedy yok etmek için suikast kararı alır ve kararı Amerikan derin devleti için derin bağlantılarını kullanarak çok gizli bir biçimde uygulamaya koyar.. Kennedy’i öldürmek için en uygun ortam seçim kampanyaları için geleceği Dallas’tır. Dallas’ta her zamanki gibi üstü açık araba ile halkı selamlayacak olan Kennedy’i korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın
güvenliği sabote edilecekti..Böylece suikast çetesi Kennedy’i rahatlıkla öldürebilecekti.. Suikast çetesi için değişik rivayetler vardır. Kimileri Kennedy’i Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü,kimileri ise Kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder ancak kesin olan bir şey var ki Kennedy’i öldürenler çok
profesyonel ve acımasız keskin nişancılar(sniper)’lardan oluşan bir suikast timidir.. Kennedy Dallas’ı ziyaret etmeden önce akşam yani 21 Kasım 1963 akşamı Dallas’ta gökten boşalırcasına yağmur yağmıştır.. Ancak şehir halkı buna rağmen başkanı en iyi şekilde karşılamak için elinden geleni yapmıştır.. 22 Kasım 1963 sabahı Washington D.C’den Air Force One uçağı ile Dallas’a gelen başkan Kennedy ve eşi, sabah 9’ta şehir merkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı ettikten sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır.. Tam 6 aracın olduğu kortejde en son arabada başkan Kennedy ve vali Connaly vardır..Önde motosikletli SS korumalar ve yanda CIA ajanlarının bulunduğu arabalarla Kennedy’nin arabası Kortejle birlikte Elm caddesinden
Houston’a doğru beklenmedik bir dönüş yapar.. O sırada silah sesleri yükselmeye başlar.. Polisler telsizle anons etmeye başlar..”Korteje ateş ediyorlar yere yatın” diye..Tam 6 el silah sesi duyulur..Birinci mermi arabayı komple ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund Harris adındaki taksi şöförünün kulağını parçalar..İkinci mermi Kennedy’i tam omzundan vurur..Üçüncü mermi Kennedy’i
ıskalayıp ön koltuktaki vali Connaly’i omzundan vurur..Dördüncü mermi Kennedy’i boynundan vurur,aynı mermi başkanın vücudundan çıkıp Vali Connaly’i sırtından vurur.. Beşinci mermi arabayı ıskalayıp dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar..ve Altıncı mermi…Altıncı mermi başkan Kennedy’i tam kafasından vurur..Başkanın kafasını parçalayan mermi bulunamaz.. Suikastten sonra yapılan araştırmalarda Kennedy’i sözde komünistlerden vatan haini Lee Harvey Oswald’ın vurduğu iddia edilir.. Ortada altı mermi olmasına rağmen Oswald’ın tek katil olduğu görüşüne verilir..İddialara göre Oswald Texas Okul kitapları bürosunun altıncı katındaki pencere dibinden İtalyan yapımı Manlicher Caracano marka keskin nişancı tüfeği ile başkan Kennedy’i ve Vali Connaly’i altı kez vurarak başkanı öldürmeyi başarmıştır.. Sözde suikastçi Lee Harvey Oswald’ın vurduğu başkan Kennedy feci şekilde can vermiş ve Lee Harvey Oswald apar topar hapsi boylamıştır.. Ortadaki deliller birden çok keskin nişancının olduğunu göstermesine rağmen İsrail denetimindeki Amerikan derin devleti suçu Lee Harvey Oswald’ın üzerine
atarak delilleri bir bir yok etmiştir. Suikastı gören 57 kişi ya bir kaza ile yada intihar ile ölü bulunmuştur..
Lee Hervey Oswald ise suikasttan iki gün sonra mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin arasında yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür..Bu Amerikan milliyetçisi yahudi,Lee Harvey Oswald’ı öldürmesinin nedenini ise ”komünistlerden Amerika’nın aldığı intikam” olarak yorumlamıştır..
Birden çok keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy’nin, otopsisini Amerikan ordusundaki üst düzey amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki suikast delillerini bir bir sabote etmişlerdi.. Ailesi Kennedy’nin kafasının kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçıların bulunmasını istediğinde ise Amerikan birimleri konuyu şiddetle reddetmişlerdir..Kennedy apar topar gömülerek konu ört pas edilmiştir..
Başkan Kennedy’nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı olan kardeşi senatör Robert Kennedy de bir basın toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından kurşunlanarak öldürülmüştür…
KENNEDY SUİKASTİNİN SONUÇLARI
Kennedy’nin kapattığı İsrail Dimona çölündeki nükleer santrali tekrar açılmış ve İsrail nükleer silah üretimine eskisi gibi iyice hız vermiştir..
Federal Reserve Bank’ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan başkan Kennedy’nin çıkarttığı 11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve Amerikan dolarını basma yetkisi tekrar Rotschıld ailesine ait olan Federal Reserve Bank’a verilmiştir..
II.Dünya savaşından sonra ılımlı ve sakin bir politka izleyen Amerika devleti özellikle Kennedy suikastından sonra soğuk savaş sürecini de aşlatmıştır..Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki soğuk savaştan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir..Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki silahlanma rekabeti adeta bir sidik yarışına dönmüştür..
Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve Vietnam’a
saldırmıştır..Vietnam’da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu savaştan dolaylı olarak zarar görmesine neden olmuştur..
Amerika’da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde söz sahibi olmuştur..Amerika İsrail devletinin yaptığı katliamlara sesini çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya başlamıştır..En basitinden örnek vermek gerekirse İsrail devletinin çok gizlice yürüttüğü ”Samuel Vanunu’yu kaçırma operasyonu” na istemeden şahit olan bir Amerikan Firkateynindeki 23 deniz
piyadesi İsrail hücum botları tarafından açılan ateşle öldürülmüştür..Denize düşüp kaçmaya çalışan askerler bile İsrailliler tarafından öldürülmüştür..Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını konuyu haber bile yapmamıştır..
CIA tüm dünyada ”komünizmle mücadele” doğrultusunda adına GLADIO denilen ve Beyrut’taki gerilla kamplarında eğitilen katillerden ve paralı askerlerden oluşan gizli bir ordu hazırlamış ve bu paralı katilleri maaşa bağlayarak dünyanın her yerinde!! komünistleri ve sol düşüncelileri öldürmekle görevlendirmiştir..
Bu bağlamda Türkiye’deki sağ-sol çatışmaları,siyasi amaçlar için işlenen
cinayetler,katliamlar,terörist eylemler,Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesi ve 12 Eylül darbesi hep Gladıo’nun eserleridir.. Gladıo ordularının kurulması ne tesadüfse Kennedy suikastinden hemen sonraya denk gelir..
Amerika’nın büyük ortadoğu projesi başlamıştır..Büyük Ortadoğu Projesinin diğer adı ise Büyük İsrail Devleti projesidir.. Kennedy suikastinden sonra Büyük İsrail Devleti Projesine hız verilmiştir. Büyük İsrail Devleti Tevrat’ta Tanrı Yehova’nın yahudilere vaat ettiği topraklardan oluşmaktadır. 11 Eylül2001 saldırıları, Münih’teki eylemler ve daha birçok terörist eylem aslında Büyük İsrail Devleti projesinin bir parçasından başka bir şey değildir..
Bazı arkadaşlar Büyük Ortadoğu projesini sanki yeni bir şeymiş gibi algılıyorlar. Bu arkadaşlar kitap falan pek okumadıkları için ne duysalar ona inanıyorlar. Büyük Ortadoğu projesi yeni bir şey değil. Yüzyıllardır var olan bir proje…Osmanlıların yıkılması,Arapların parçalanarak bir sürü ülkeye bölünmesi,Türkiye’deki terör eylemleri, istikrarsızlık ve Irak, İran gibi ülkelerin periyodik olarak
neredeyse her 10 yılda bir sorun çıkarması rastlantı olmasa gerek !!
From: cuneyt.itir@gmail.com
.Dünyayı Yöneten Kişi/Aile:Rothschild
- Hsbc,Citi group,Chevron,Exxon Mobil
- J.P Morgan
- Balfour deklerasyonu
- 2.Dünya savaşı
- Silah sanayi
- İlaç sanayi
- Savaş Finansörlüğü
Bu saydığım maddelerin hepsinde ortak bir isim var..
kim mi?
Rothschild
Buyrun:
“her bankerin yazilmis bir tarihi vardir; fakat bir tanesi tarih
yazmistir” -j.a robson –
rothschild hanedanliginin savas ticareti, napolyon’un, ingiltere ile
yaptigi waterloo savasi’yla basladi. waterloo savasi’nda
ingiltere’ye mal kaciran ve birlikleri finanse eden aile bir yandan
da her iki tarafa yuksek faizlerle borc veriyordu. 1820’lerden sonra
finans cevrelerinde su yargi genel bir inanc haline gelmisti:
avrupa’da tek guc vardir, bu da rothschild’lerdir.
etkileri o kadar gucluydu ki, hicbir savas rothschild’lerin yardimi
olmadan gerceklesemezdi. politika ve ticarette oyle guclu bir
pozisyona yukseldiler ki bir anlamda avrupa’nin diktatorleri
oldular.
ingiliz kraliyet ailesini cin’le savasa ikna etmeyi basaran lord
rothschild, finans icin de soz verdi. “afyon savasi”nin ardindan,
aile hong kong’un kontrolunu odul olarak aldi. burada kurduklari
hsbc, sadece rothschild’lerin para baronlugunu dunya uzerinde
tescillenmesini saglamadi, ay zamanda afyon ticaretinin de
kontrolunu beraberinde getirdi.
osmanli topraklarinin cozulmesi ile birlikte rothschild hanedanligi
iki koldan orta dogu’ya sizmaya basladi. bir kolunu irak’in
olusturdugu sizmanin en onemli nedeni, mezopotamya’ daki zengin
petrol yataklariydi. rothschild’ler, bolgenin guneyinde ise
siyonizm’i siyasal agirlik merkezi haline getirdi.
filistin topraklarinin osmanli imparatorlugu’ ndan ayrilmasinin
ardindan harekete gecen lord rothschild, ingiliz hukumetine baski
uygulayarak, israil’in kurulmasina start veren balfour bildirisi’nin
(1917) yayinlanmasinda etkili oldu
filistin topraklarinin osmanli imparatorlugu’ ndan ayrilmasinin
ardindan harekete gecen lord rothschild, ingiliz hukumetine baski
uygulayarak, israil’in kurulmasina start veren balfour bildirisi’nin
(1917) yayinlanmasinda etkili oldu
eger rothschild ailesi, buna karsi koyarsa, herhangi bir avrupa
ulkesinin ciddi bir savasa girebilecegine inanan var mi gercekten?”
basta j.p. morgan olmak uzere rothschild’lerin amerika’daki
uzantilari olan finans kurumlari, once “dawes plani” sonra da “young
plani” ile 1924 yilindan sonra almanya’yi adeta paraya bogdu ve
boylece kisa bir sure icinde, yerle bir olan bu ulke, hitler’in
inanilmaz yukselisine zemin hazirladi.
rothschild ailesi’nin finanse ettigi i.g farben sirketi, yahudi
toplama kamplarinda kullanilan olumcul gazlari naziler icin uretti.
bir cok alman sirketin yani sira hitler’e destek veren amerikan
sermayesi arasinda general motors, dupont ve ford gibi devler de
bulunuyor.
rus car’a karsi bolsevik ihtilali’ni finanse eden rothschild’ler,
rockefeller ile birlikte hazar petrollerini cikartmak icin imtiyaz
aldi.
tum dunya abd’nin, saddam huseyin’in silahsizlandirilmas i veya
irak’in demokratiklestirilm esinden ziyade, bu ulkedeki zengin petrol
yataklarinin pesinde oldugunu biliyor. irak 115 milyar varil ile
kesinlesmis petrol rezervleri bakimindan suudi arabistan’in
arkasindan dunyada ikinci sirada yeraliyor. ancak kesinlesmemis
rezervle birlikte irak’in toplam petrol kapasitesinin 250 milyar
varili buldugu tahmin ediliyor. abd ve ingiltere’nin istahini
kabartan bu buyuk pastanin tutari yaklasik 7 trilyon dolari buluyor.
bu muazzam servet, sadece abd ve ingiltere’nin istahini kabartmiyor;
bircok devletinkinden daha buyuk butcelere sahip dev sirketleri ve
zengin aileleri de yakindan ilgilendiriyor. tipki, yaklasik iki yuz
yildir yasanan savaslarin ve kanli ic catismalarin bircogunun
finansoru ve ganimetcisi rothschild ailesi gibi..
sermayesinin savaslar ve kan oldugu bilinen, servetinin bugun 3
trilyon dolar oldugu tahmin edilen rothschild hanedanligi, dunya
bankacilik ve finans sisteminin kurucusu olarak biliniyor. sahip
olduklari yuzlerce sirket ile iki yuz yildir dunyanin finans ve
siyasal dengelerini elinde tutan aile, bircok katliamin da finansoru
olarak taniniyor.
bu donemde paris’teki tum bankerlerin servetlerinin toplami 300
milyon frank iken, rothschild’lerin sadece bu sehirdeki sermayesi,
600 milyon franki buluyordu. lionel nathan ingiliz meclisi’ne
secilen ilk yahudi’ydi ve oglu nathan mayer (1840-1915) ilk baron
rothschild oldu. .
savas tuccarligindan paranin efendiligine almanya’dan ingiltere’ye
gocen yahudi mayer ainschel rothschild (1743-1812) ve paris, londra,
frankfurt, napoli ve viyana’ya gonderdigi 5 oglunun (amschel mayer,
salomon, nathan, kalmann, jakob mayer) bankerlik kariyeri ile
temelleri atilan hanedanligin savas ticareti, napolyon’un ingiltere
ile yaptigi waterloo savasi’yla basladi. waterloo savasi’nda
ingiltere’ye mal kaciran ve birlikleri finanse eden nathan mayer
(1777-1836), bu donemde bir yandan savasi finanse ederken diger
yandan da hukumetlere yuksek faizlerle borc para veriyordu. waterloo
savasi’nin sona ermesi ve napolyon’un kaybettigi haberi yine nathan
rothschild’in guvercinleri sayesinde ilk olarak ingiltere’de
duyuldu.
nathan mayer, waterloo’daki ingiliz zaferini, kurdugu erken
istihbarat agi sayesinde cok onceden ogrendi ve londra borsasina
kosarak aldigi hisseleri ertesi gun cok buyuk miktarla satarak bir
gecede inanilmaz bir servet elde etti. kardeslerinin yardimi ile
nathan mayer, ayrica ispanya’daki ingiliz ordusunu finanse etmek
amaciyla fransa’dan altin da tasidi. bu cabalari, nathan’a ingiliz
hazinesi’nin temsilcisi unvanini kazandirdi. savasin sonunda,
rothschild ailesi fransa ve avusturya’ya borc vermeye basladi. bu
donemde paris’teki tum bankerlerin servetlerinin toplami 300 milyon
frank iken, rothschild’lerin sadece bu sehirdeki sermayesi, 600
milyon franki buluyordu. lionel nathan ingiliz meclisi’ne secilen
ilk yahudi’ydi ve oglu nathan mayer (1840-1915) ilk baron rothschild
oldu.
avrupa’nin diktatorleri
rothschild’lerin kurduklari bu hanedan agi, onlara buyuk bir
ekonomik guc getirdi. alman tarihci werner sombart, jews and modern
capitalism (yahudiler ve modern kapitalizm) adli kitabinda soyle
der: “1820 sonrasindaki donem ‘rothschild’ lerin cagi’ olarak
bilinir. oyle ki yuzyilin ortasinda finans cevrelerinde su yargi
genel bir inanc haline gelmisti: avrupa’da tek guc vardir, bu da
rothschild’lerdir. ” john reeves ise, the rothschilds; the financial
rulers of nations (rothschild’ ler: ulkelerin finans patronu) adli
kitabinda soyle diyor: nathan rothschild’in ingiliz hukumetine ilk
yardimi 1819’daydi ve 60 milyon dolarlik borc verdi; 1818-1832
arasinda 105.400.000 dolar miktarinda sekiz adet borc daha verdi;
asagi yukari 700 milyon dolarlik 18 adet hukumet borcu olusturdu.
etkileri o kadar gucluydu ki hicbir savas rothschild’lerin yardimi
olmadan gerceklesemezdi. politika ve ticaret dunyasinda oyle guclu
bir pozisyona yukseldiler ki bir anlamda avrupa’nin diktatorleri
oldular.”
afyon savasi ve dunya liderligi
avrupa kitasinda bircok hukumeti borcla haraca baglayan ve
servetlerine servet katan rothschild hanedanligi “afyon savasi” ile
cin ve uzakdogu’yla tanisti. bu donemde cin’de afyon ticareti yapan
ingiliz tuccarlarin cin imparatorlugu ile ters dusmesinin ardindan,
ingiliz tuccarlar ingiliz kraliyeti’nin destegini almak uzere
rothschild ailesine basvurmustu. ingiliz kraliyet ailesini ikna
etmeyi basaran lord rothschild, cin’e karsi yapilan “afyon savasi”ni
(1840) finanse etmeyi taahhut etti. cin’in maglubiyeti ile biten
savasin ardindan savasin finansoru olan rothschild ailesi, ingiliz
hakimiyetine gecen hong kong’un kontrolunu yardimlarinin karsiligi
olarak aldi. yeni hong kong’da ilk onemli sirket olarak kurulan hong
kong shangai bank corporation (hsbc) sadece rothschild’lerin para
baronlugunu dunya uzerinde tescillemesini saglamamis, ayni zamanda
cin’deki afyon pazarini da tekeline almasini saglamistir.
balfour bildirisi ve israil’in kurulusu
rothschild ailesi icin 19. yuzyilin ilk yillari en yogun gecen
yillar olmus; bir yandan almanya’da sanayi devrimi sonrasi siemens,
bosch, aeg, krupps gibi bircok sirketin kurulusunu finanse etmis,
diger yandan amerika kitasina gecerek altin ugruna yerli
katliamlarinda onemli roller ustlenmisti. amerika kitasinin yeralti
zenginliklerini kesfeden rothschild’ler, ilgisini altin ve diger
madenlere kanalize etti. rothschild hanedanliginin bugun dunya altin
ve elmas gibi yeralti kaynaklarinin yuzde 40’ina tek basina sahip
olmasinin temelleri o yillarda atildi. 19. yuzyilin ilk yillari
rothschild’ler icin ortadogu’ya acilmalari acisindan da onemli
olmustur. osmanli topraklarinin cozulmesi ile birlikte rothschild
hanedanligi iki koldan orta dogu’ya sizmaya basladi. bir kolunu
irak’in olusturdugu sizmanin en onemli nedenini, mezopotamya’ daki
zengin petrol yataklari olusturdu. rothschild’ler bp-amoco firmasi
ve royal duth shell ile irak pazarina girdi. sermaye hareketini orta
dogu’nun kuzeyine kaydiran lord rothschild, bolgenin guneyinde ise
siyonizm’i siyasal agirlik merkezi haline getirdi. filistin
topraklarinin osmanli imparatorlugu’ ndan ayrilmasinin ardindan
harekete gecen lord rothschild, ingiliz hukumetine baski uygulayarak
israil’in kurulmasina start veren balfour bildirisi’nin (1917)
yayinlanmasini sagladi. ingiltere disisleri bakani sir balfour’un
adini tasiyan bu belgeyle, birinci dunya savasi ile osmanli’nin
elinden alinan filistin’de bir “yahudi vatani” kurma hedefinin
desteklendigi aciklaniyordu. lord rothschild, yahudi devleti’nin
siyasi olusumuna zemin ararken diger yandan da kurdugu 2 milyon
sterlinlik fon ile filistin topraklarinin satin alinmasini organize
etti. cok kisa bir zaman icinde filistin topraklarinin en verimli
bolgeleri, bu fon sayesinde yahudilerin eline gecti.
birinci dunya savasi
bircok unlu tarihcinin bu donemdeki ortak kanisi, 18. ve 19.
yuzyillarda avrupa kitasi dahil dunyanin herhangi bir yerinde
savaslarin rothschild’lerin onayi ile baslatildigi ve onay gelmese
asla bir savasin cikmasinin mumkun olamayacagi yonundeydi.
amerikali unlu tarihci hannah arendt, “the origins of
totalitarianism” (totalitarizmin kokenleri) adli kitabinda
rothschild’lerin gucune deginirken 19. yuzyilda pekcok devlet
adaminin gunluklerine yeni bir savas cikmayacagini, cunku
rothschild’lerin simdilik boyle birsey istemediklerini yazdiklarina
dikkat cekiyor.
arendt, ozellikle tarihci j. a. robson’in imperialism (emperyalizm)
adli kitabinda yazdigi su satirlarin altini ciziyor: “eger
rothschild ailesi, buna karsi koyarsa, herhangi bir avrupa ulkesinin
ciddi bir savasa girebilecegine inanan var mi gercekten?” bu,
rothschild’lerin tek baslarina bir devlet kadar guc elde ettikleri
anlamina geliyordu. isin bir baska ilginc yani da rothschild’lerin
bu kazanclarinin cogu kez baskalarinin yikimini getirmesiydi. ..
yerel savaslarin hakimi durumundaki rothschildler, ayni zamanda
birinci dunya savasi’nin perde arkasindaki en onemli guc konumunda
bulunuyordu. amerikali yazar eustace mullins, “the world order: our
secret rulers” (yeni dunyanin duzenleyicileri) adli kitabinda,
birinci dunya savasi ile rothschild’ler arasidaki baglantiyi
kurarken savas sonunda olusan durumun dikkatle incelenmesi
gerektigini vurguluyor.
osmanli imparatorlugu’ nun parcalanmasi ve buna bagli olarak yeni
cizilen ortadogu haritasi ile carlik rusyasi’nin dagilma surecine
girmesinin dunyayi yeniden sekillendiren gelismeler oldugunu
kaydeden mullins, rothschild’lerin savasan her iki tarafi da
yonlendirdigini, kitabinda bahsettigi finansorler arasindaki
hiyerarsik iliskiye dayanarak soyluyor. mullins’e gore, iliskinin
hiyerarsik olmasi ise yahudi finansorler arasinda asirlardir suren
bir gelenek. birinci dunya savasi’nin gectigi yillarda ise
hiyerarsinin tepesinde yahudi finans dunyasinin bir numarasi olan
rothschild’ler oturuyordu.
rothschild’in parasi hitler’in sermayesi oldu
birinci dunya savasi’nin ardindan ekonomik anlamda yerle bir olan
almanya’nin yeniden insasi da amerikali finans cevrelerine ihale
edildi. basta j.p. morgan olmak uzere rothschild’lerin amerika’daki
uzantilari olan finans kurumlari, once “dawes plani” sonra da “young
plani” ile 1924 yilindan sonra almanya’yi adeta paraya bogdu ve
boylece kisa bir sure icinde yerle bir olan bu ulke, hitler’in
inanilmaz yukselisine zemin hazirladi. hitler’in savastan onceki
yillarda inanilmaz savunma harcamalari ve buyuyen askeri gucu
rothschild hanedanliginin onayi ve yardimlariyla olusturuldu.
amerikali tarihci anthony c. sutton’un “wall street and the rise of
hitler” (wall street ve hitler’in yukselisi) kitabinda bu donemi
ozetlerken amerikali finans kuruluslarinin sadece almanya’nin
yeniden yapilanmasi icin degil, bilincli bir bicimde hitler ve
onunla birlikte yeni bir canavarin dogusunu da sagladiklarini
kaydediyor.
nazi gazlarina yahudi sermayesi
ikinci dunya savasi oncesinde almanya’nin parlayan yildizi kimya ve
ilac sektoruydu. ozellikle bu alanda almanya’da ortaya cikan
sirketler sadece avrupa’nin degil, tum dunyanin kimya ve ilac
alanlarinda bir kartel olusturdu. bunlar arasinda en buyugu
rothschild’lerin finanse ettigi ve digerlerinden farkli bir konuma
sahip olan i.g. farben firmasi’ydi. i.g farben, komurden benzin
uretmenin yontemini gelistirerek, bu bulusunu amerikali standart oil
sirketi ile imzaladigi anlasmayla daha da gelistirdi. david
rockefeller’ in, standart oil sirketi (514 bin hisse) ile ortak
oldugu ve rothschild ailesi’nin finanse ettigi i.g farben firmasi,
daha sonra gelistirdigi urunlerle once alman sanayisini beslerken
daha sonra toplama kamplarinda kullanilan olumcul gazlari naziler
icin uretti. bircok alman sirketin yanisira hitler’e destek veren
amerikan sermayesi arasinda general motors, dupont ve ford gibi
devler de bulunuyor. almanya’da her iki dunya savasinda yasananlarin
bir benzeri rusya’da, bu kez daha buyuk bir capta karsimiza cikiyor.
rusya topraklarindaki zengin yeralti zenginliklerini ele gecirmeye
hevesli sirketler, rus cari’na karsi olusacak bir ayaklanmayi
finanse etmekten cekinmediler. bolsevik ihtilali’nin (1918) basari
ile sona ermesi ve rus cari’nin idam edilmesinin ardindan
isyancilarla ilk anlasma imzalayan ve hazar petrolleri’nin
cikarilmasi icin imtiyaz elde eden sirket standart oil (rockefeller)
oldu. isyanin finanse edilmesinden hazar petrollerinin
cikartilmasina kadar, rockefeller ile birlikte bu isten en karli
cikan aile ise savaslarla para kazanmak konusunda oldukca
tecrubelenen rothschild hanedani oldu.
kara kitada 1 milyon olu insan
afrika’da 90’li yillarda ruanda ve burundi’deki ic catismalarda 1
milyondan fazla kisinin oldugu katliamlar yasandi. buradan parlayan
olaylar, zaire’ye sicramis ve mobutu sese seko’nun devrilmesiyle
sonuclanmisti. ilk bakista hutu ile tutsi kabileleri arasindaki
etnik farklilikla aciklanan savasin temelinde aslinda cok baska bir
neden vardi: elmas. 1 milyondan fazla kisinin olumune, yuz binlerce
insanin goc etmesine neden olan bu ic savasin perde arkasindaki
mimari, dunyanin en buyuk altin ve elmas ureticisi olan rothschild
hanedanligina ait debeers firmasi’ydi. on binlerce insanin olumune
neden olan savasin sahnelendigi ulke ise, dunyanin en onemli elmas
yataklarina sahip 5 ulkeden birisiydi… bugun serveti 3 trilyon
dolari asan rothschild hanedanligi dunyanin en buyuk ilk 10
bankasinin 3 tanesine sahip. dunya yeralti zenginliklerinin yuzde
40’ina da bu aile hukmediyor. aile bireyleri kendilerini vakfa veya
bilime adamis gozukmesine ragmen, basta yahudi george soros gibi
bircok para baronu rothschild’lerin emri altinda. dillere destan bu
servet ve itibarin gerisinde ise okyanuslari dolduran kan, vahset ve
dunya savaslari var…
osmanli rothschild’lere borclandi
osmanli ekonomisi, rothschild hanedanligi ile ilk kez ruslar’a karsi
yapilan kirim savasi’nda (1853-1856) tanisti. osmanli imparatorlugu,
savasi finanse etmek icin londrali bankerlerden yuksek faizle borc
aldi. (24 agustos 1854) ingiliz bankerlerden yuzde 6 faizle
3.000.000 sterlin alan osmanli tarihindeki bu ilk borcuna karsilik
misir’dan alinan vergiyi teminat gostermisti. yine 27 haziran
1855’te ikinci bir anlasma ile osmanli yonetimi, kirim harbi
masraflarini karsilayamadigi icin rothschild araciligi ile
ingiltere’den borc aldi. misir vergisi, suriye ve izmir gumruk
gelirlerinin teminat olarak gosterildigi anlasmayla osmanli
yonetimi, 5.500.000 lira borc aldi. bu borclanmalarinin ardindan da
osmanli’nin ekonomik cokusu hizlandi.
Linkleri Sadece Üyelerimiz Görebilir…
ikinci dunya savasinin sona ermesi yeni sinirlarin cizilmesine neden
oldu. yeni ulkeler dogdu ki bunlarin en basinda israil geliyor.
israil acisindan sadece sinirlarinin cizilmesi degil, bir baska
anlami daha vardi ikinci dunya savasi’nin. rothschild hanedanliginin
baskisi sonunda yayinlanan balfour bildirisi, filistin topraklarinin
osmanli hakimiyetinden alinmasini ve bir devletin kurulmasini belki
saglamisti ama gerekli yahudi nufus yogunlugu istenilen seviyeye
getirilememisti. ikinci dunya savasi, satin alinan topraklardaki
hizli nufus artisinin da istenilen seviyeye gelmesini sagladi. savas
sonunda en az bilinen fakat en onemli konulardan birisi de savasin
amerika uzerindeki agir maliyetiydi. ikinci dunya savasi amerika’ya
400 milyar dolara mal oldu. bu maliyeti karsilayamayan abd butcesi
200 milyar dolar acik verince, basta rothschild olmak uzere onunla
birlikte hareket eden bankerler, “yeni amerika”yi yani “yeni dunya
duzeni”ni finanse etmeye basladi…