İÇİNDEKİLER:
İYİ Kİ DOĞDUN DÖNER
-TÜRK ALMAN EĞİTİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VAKFI BAŞKANI ŞEN:
-”ALMAN TURİSTLER 2009 YILINDA DAHA AZ YURT DIŞINA ÇIKACAK”
-ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANI STEINMEIER, ALMANYA TÜRK TOPLUMU’NUN YEMEĞİNE KATILDI
-STEINMEIER: ”TÜRKİYE’YE AB ÜYELİĞİ İÇİN ADİL BİR HAK VERİLMELİ VE
BU YOLDA RAHATSIZ EDİCİ UNSURLAR ORTADAN KALDIRILMALI”
-”TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKADA NE KADAR CESUR BİR TUTUM İZLEDİĞİNİ BİZZAT BİLİYORUM”
-”ENERJİ SEVKIYATI KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ GELECEK YILLARDA DAHA DA İYİ ANLAŞILACAK”
-”GURBETÇİ” SAYISINDA DÜŞÜŞ
-İŞKUR VERİLERİNE GÖRE, GEÇEN YIL KURUM ARACILIĞIYLA
YURT DIŞINA GÖNDERİLEN İŞÇİ SAYISI, ÖNCEKİ YILA
GÖRE YÜZDE 23,4 AZALARAK, 57 BİN 652’YE İNDİ
-OCAK AYINDA GÖNDERİLEN İŞÇİ SAYISI İSE GEÇEN YILIN
AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 66,8 DÜŞÜŞLE 2 BİN 775 OLDU
-GEÇEN YIL, 15 BİN 696 İŞÇİYLE TÜRK İŞÇİLERİN EN
FAZLA GİTTİĞİ ÜLKE OLAN RUSYA’YI, SUUDİ ARABİSTAN
VE LİBYA İZLEDİ
-1961 YILINDAN GÜNÜMÜZE YURT DIŞINA GİDENLERİN SAYISI
2 MİLYON 200 BİNİ AŞTI
***
İYİ Kİ DOĞDUN DÖNER
14 Şubat 2009, Cumartesi
Artık, ünlü yiyeceğimiz dönerin bir doğum tarihi var. Bundan böyle 1 şubat, “Dönerin doğum günü” olarak kutlanacak. O gün tüm Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de dönerle ilgili etkinlikler yapılacak. Avrupa ülkelerinde “dönerci” sayısı belli midir bilmiyorum. Ama 300’ü aşkın “Döner İmalatçısı” olduğu biliniyor. 3 milyar Euro ciro ve 70 bin kişinin istihdam edildiği bir sektörden bahsediyorum. Amerikan “fast food”larının canını acıtan, hem doyurucu hem ucuz hem de leziz olduğu için, “ayak üstü” karın doyurma sektörünün kralından söz ediyorum.
Hal böyle olunca, birileri bu sektörle uğraşmaya başladı. Hatta Almanya’nın bazı bölgelerinde “döner” isminin kullanılması tartışmaları yapıldı. 1992’de çıkarılan “Döner Kanunu”na göre satılan dönerin tavuk mu, kıyma mı, yaprak mı olduğunun belirtilmesi, etin yüzde 60’ının kıyma, yüzde 40’ının yaprak ve yumurta, soğun ile baharat karışımı olması gerekiyor. Ve tarife uymayanlara da “Dönen şiş” anlamına gelen “Drehspiess” kelimesinin kullanılması isteniyor. Tabii döner kelimesinden vazgeçilmesine yönelik talep büyük tepki çekti.
Şimdilik bu tartışmalar durulmuş gibi. Ancak, döner satışı konusunda, AB sınırları içinde bir “standart” getirilmezse, her ülkenin kafasına göre takılması ve Amerikan fast food’larının, hamburgercilerin de baskısıyla dönerci sektörüne darbe vurması beklenebilir.
Geçtiğimiz günlerde döner imalatçıları Antalya’da bir araya gelip, bu konuda neler yapabileceklerini görüştüler. Yapılacakların başında, Almanya’da döner bilgisinden yoksun kişilerin hazırladığı 1992 yasasının değişmesi yer alıyor. Sonra da Brüksel’e, yani Avrupa Birliği’ne bir “Döner standartı” sunulması ve tüm AB ülkelerinde satılan dönerlerin hem “sağlıklı” hem de “hijyenik” koşullarının belirlenmesi geliyor.
XXX
Büyük bir ihtimalle 2010 ile 2012 arasında bu konuda yeni bir yönetmelik çıkacak. Döner de belirli bir standart ile satılacak. Döner deyip geçmeyin. Avrupa ülkelerinde milyonlarca vatandaşımızın “ekmek kapısı”. Geçimlerini oradan temin ediyorlar. Bu nedenle artık döner imalatçıları harekete geçti. Antalya’da yapılan toplantının adı “Döner Kurultayı” idi. Ve bu kurultayda dönerin doğum tarihi belirlendi.
Niye 1 şubat. Kurultayın son gününe denk geldiği için. Seneye yine aynı tarihlerde ve yine Antalya’da kurultayın ikincisi gerçekleşecek ve bu kurultayda artık somut kararlar alınacak. Yani AB’nin önüne konulacak bir yönetmelik hazır olacak.
Döner deyip geçmeyin. Artık 7’den 70’e herkesin yiyeceği. Doğum günü kutlu olsun… “İyi ki doğdun döner”…
***
-TÜRK ALMAN EĞİTİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VAKFI BAŞKANI ŞEN:
-”ALMAN TURİSTLER 2009 YILINDA DAHA AZ YURT DIŞINA ÇIKACAK”
ESSEN (A.A) – 16.02.2009 – Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Faruk Şen, Almanya’da kasım ayından bu yana güçlü şekilde hissedilen ekonomik krizin turizmi de olumsuz etkilediğini söyledi.
Şen, yapılan araştırmaların, Almanların ekonomik kriz nedeniyle bu yıl daha az yurt dışına çıkacaklarını gösterdiğini, 2008 yılında 57 milyon Alman turistin yurt dışına çıktığını, bu yıl ise bu sayının 47 milyonun altında kalmasının beklendiğini ifade etti.
Almanların giderek daha ucuz ve yakın ülkelere tatile gitmeyi planladıklarını kaydeden Şen, ayrıca, yurt dışına çıkmak isteyenlerin daha çok zengin Almanlar olduğunun belirlendiğini ifade etti. Şen, ”Zengin kesim özellikle kent turizmine yönelir. İstanbul ve İzmir gibi kentlerimizin bu çerçevede ortaya çıkması ve kültür turizmine ağırlık verilmesiyle, Türkiye’nin olumsuz etkilenmesinin önüne geçilebilir” dedi.
(KAR-EA-REM)
***
-ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANI STEINMEIER, ALMANYA TÜRK TOPLUMU’NUN YEMEĞİNE KATILDI
-STEINMEIER: ”TÜRKİYE’YE AB ÜYELİĞİ İÇİN ADİL BİR HAK VERİLMELİ VE
BU YOLDA RAHATSIZ EDİCİ UNSURLAR ORTADAN KALDIRILMALI”
-”TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKADA NE KADAR CESUR BİR TUTUM İZLEDİĞİNİ BİZZAT BİLİYORUM”
-”ENERJİ SEVKIYATI KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ GELECEK YILLARDA DAHA DA İYİ ANLAŞILACAK”
BERLİN (A.A) – 16.02.2009 – Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye’ye AB üyeliği için adil bir hak verilmesi ve bu yolda rahatsız edici unsurların ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Steinmeier, bugün Almanya Türk Toplumu (TGD) tarafından Ritz Carlton otelinde verilen öğle yemeğine katıldı.Steinmeier, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB üyeliğini her zaman desteklediğine, ancak bu konuya daha çekimser bakan ülkelerin bulunduğuna işaret ederek, ”Türkiye’ye AB üyeliği için adil bir hak verilmeli ve bu yolda rahatsız edici unsurlar ortadan kaldırılmalı” dedi.
Türkiye’nin de bugüne kadar olduğu gibi görevlerini yerine getirmesi gerektiğini belirten Steinmeier, Türkiye’nin bu konudaki beklenti ve umutlarının sadece AB ülkelerinin olumsuz tutumundan dolayı yıkılmaması gerektiğini ifade etti.
Steinmeier, Türkiye’nin çok aktif bir dış politika izlediğini ve Orta Doğu’da önemli arabuluculuk rolü oynadığını kaydederek, ”Türkiye’nin dış politikada ne kadar cesur bir tutum izlediğini bizzat biliyorum. Türkiye’nin yardımcı eline her zaman ihtiyaç duyacağız” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin, bölgede gerginliğin azaltılması için Ermenistan ile ilişkilerin ve Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin geliştirilmesinde aktif çaba harcadığını, bunu takdirle karşıladığını belirten Steinmeier, Türkiye-Almanya ilişkilerinin ve kendisinin Türkiye’yle olan şahsi ilişkilerinin de her zaman iyi kalacağını vurguladı.
Steinmeier, üyesi olduğu Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) 27 Eylül’de yapılacak genel seçimlerden sonra yeniden iktidara gelmesi durumunda Almanya’nın, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki tutumunun değişip değişmeyeceğinin sorulması üzerine de ”Biz iktidarda olmazsak pozisyonlar tabii ki değişecektir. Bunun aksini düşünmek saflık olacaktır” dedi.
İktidar ortağı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisiyle bu konuda uzlaşma sağlamak durumunda kaldıklarını ve koalisyon sözleşmesine Türkiye’yle müzakerelerin ”ucu açık” şekilde sürdürüleceği şeklinde bir ifade koyduklarını belirten Steinmeier, kendi partisinin ise müzakerelerin tam üyelik hedefiyle sürdürülmesini istediğini kaydetti.
Türkiye’nin 2014 yılında AB üyesi olup olamayacağının sorulması üzerine de Steinmeier, bunu bilemediğini, müzakerelerin zorlu olduğunu ve başlıkların açılmasının yanı sıra kapatılmasının da önemli olduğunu, ancak kendisinin müzakerelerde ilerleme sağlanması için her türlü çabayı harcayacağını söyledi.
Steinmeier, Türkiye’de AB heyecanının azalmasını da bugüne kadar Türkiye’ye üyelik için belirli bir tarih verilmemiş olmasına bağladı.
Avrupa’ya enerji sevkiyatı konusunda da Türkiye’nin önemine dikkati çeken Almanya Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin bu konudaki öneminin gelecekte, bugünkünden daha iyi ortaya çıkacağını söyledi.
Steinmeier ayrıca, Almanya’da yaşayan Türkler arasındaki işsizlik oranının ve okulu diploma almadan terk edenlerin sayısının Almanlara göre daha yüksek olduğuna işaret ederek, bunun için eğitimde ülkedeki gençlere eşit fırsat verilmesinin çok önemli olduğunu, kötü şartlarda okula başlayan çocuklara da eğitimde eşit fırsat tanıyan bir sistemin geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Sadece Almanların değil, ülkede yaşayan göçmenlerin de kendilerini toplum için bir zenginlik olarak görmeleri gerektiğini ifade eden Steinmeier, bir yandan açık bir toplum isteyerek, diğer yandan da göçmenlere pencereleri kapalı tutamayacaklarını ve kendisinin de açık bir toplumda yaşamak istediğini kaydetti.
Steinmeier, Türk vatandaşlarının vize almada yaşadıkları sorunlarla ilgili bir soruya karşılık da Türkiye’yle şu an vize işlemlerinin kolaylaştırılması konusunda bir görüşmenin yapılmadığını ve bazı kişilere imtiyazlı vize verilmesi konusunda görüşmeler yapılması gerektiğini söyledi.
TGD Başkanı Kenan Kolat da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Brüksel’i ziyaret etmelerini, Türkiye’nin 2 yıldan bu yana yavaşlamış bulunan AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandırma çabası olarak gördüğünü belirterek, Türkiye’de reform programının açıklandığını ve Türkiye’nin AB üyeliğini istemesinden büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Bazı partiler ve medya içinde Türkiye’nin AB üyeliğine karşı seslerin arttığını savunan Kolat, Türkiye’nin üyeliğinin AB’ye büyük fayda sağlayacağını, Türkiye’nin Avrupa’ya yönelik enerji sevkıyatında çok önemli bir ortak olduğunu kaydetti.
TGD’nin yemeğine Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet, Elçi Müsteşar Mehmet Vakur Erkul, Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat, TGD’nin eski Başkanı ve Sol Parti Milletvekili Hakkı Keskin ile çok sayıda Türk dernek temsilcisi ve iş adamı katıldı.
(EA-ÇA)
***
-”GURBETÇİ” SAYISINDA DÜŞÜŞ
-İŞKUR VERİLERİNE GÖRE, GEÇEN YIL KURUM ARACILIĞIYLA
YURT DIŞINA GÖNDERİLEN İŞÇİ SAYISI, ÖNCEKİ YILA
GÖRE YÜZDE 23,4 AZALARAK, 57 BİN 652’YE İNDİ
-OCAK AYINDA GÖNDERİLEN İŞÇİ SAYISI İSE GEÇEN YILIN
AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 66,8 DÜŞÜŞLE 2 BİN 775 OLDU
-GEÇEN YIL, 15 BİN 696 İŞÇİYLE TÜRK İŞÇİLERİN EN
FAZLA GİTTİĞİ ÜLKE OLAN RUSYA’YI, SUUDİ ARABİSTAN
VE LİBYA İZLEDİ
-1961 YILINDAN GÜNÜMÜZE YURT DIŞINA GİDENLERİN SAYISI
2 MİLYON 200 BİNİ AŞTI
BURSA (A.A) – 16.02.2009 – Emre Umurbilir – Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre, 2008’de kurum aracılığıyla yurt dışına gönderilen işçi sayısı, önceki yıla göre yüzde 23,4 azalarak, 57 bin 652’ye indi.
AA muhabirinin İŞKUR’un internet sitesinde yer alan istatistiklerden derlediği bilgiye göre, iş bulmak için 1961 yılından günümüze yurt dışına gidenlerin sayısı 2 milyon 200 bini aştı.
Geçen zaman içinde Türk işçisinin batı Avrupa’dan başlayan yolculuğu, zaman içinde Doğu Avrupa, Türk cumhuriyetleri ve Arap ülkelerine yöneldi.
Kayıtlara göre, 1961 yılında sadece Almanya’ya işçi gönderiliyordu. Almanya’ya 1969-1973 yılları arasında Fransa, Avusturya, İsviçre, Hollanda ve Avustralya’nın da eklenmesiyle yurt dışına gönderilen işçi sayısı bu tarihlerde zirveye ulaştı. Bu 5 yılda Türkiye, 135 bini 1973’te olmak üzere, yurt dışına 543 bin 41 işçi gönderdi.
Türkiye’den, 1990’lı yıllarda ise ortalama 46 binin üzerinde işçiyi yurt dışına gitti. 2000 yılında 13 bin 645 olan yurt dışına gönderilen işçi sayısı, 2006’ya kadar sürekli artarak, 81 bin 379’a ulaştı.
2007’de 75 bin 268’e inen işçi sayısı, geçici rakamlara göre 2008’de yüzde 23,4’lük düşüşle 57 bin 652’ye geriledi.
Türkiye, geçen yıl 15 bin 696 işçiyle en fazla Rusya’ya işçi gönderirken, bu ülkeyi 7 bin 544 işçiyle Suudi Arabistan, 5 bin 902 işçiyle Libya izledi.
Ayrıca, Irak, Kazakistan, Ukrayna, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Arnavutluk, Almanya, Romanya, Türkmenistan ve Fas da binden fazla kişiyi işçi olarak gönderdiğimiz ülkeler oldu.
Kurum kayıtlarına göre, Türk işçilerinin 2008’de gönderildikleri ilk 15 ülke ve önceki yıla göre değişim oranı şöyle:
İşçi Değişim
ÜLKE sayısı (yüzde)
Rusya 15.696 -32,1
Suudi Arabistan 7.544 100,6
Libya 5.902 131,6
Irak 4.742 -29,3
Kazakistan 4.613 -42,1
Ukrayna 2.523 -4,9
Katar 2.355 -51,7
Birleşik Arap Emirlikleri 2.096 50,5
Arnavutluk 1.615 502,6
Almanya 1.426 -74,6
Romanya 1.348 -18,2
Türkmenistan 1.234 67,8
Fas 1.187 20,0
Azerbaycan 939 -27,6
Cezayir 792 -9,9
(EMR-HLK-ÖMR)
Bir yanıt yazın