Yazar Cengiz Eren | |
Pazar, 14 Aralık 2008 | |
Bir akşam banttan yayınlanacak olan programda konuklar Can Dündar ve Turgut Özakman. Mehmet Ali Birand’ın daha önce çok sayıda kişinin katıldığı programa sadece 2 kişi davet etmesi ilginç. Konu son günlerin en çok tartışılan konusu. Mustafa Filmi.
Can Dündar gördüğü baskı karşısında çok önceden tanıdığı ve ondan çok şey öğrendiği Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programına konuk oluyor ve karşısında da Çılgın Türkler yazarı Turgut Özakman var. Buraya kadar bir sorun yokmuş gibi görünüyor. İki konuk, bir konu ve Mehmet Ali Birand. Can Dündar’ın bu günkü yazısını okuyunca yazı ve program ile biraz daha derinden ilginmek gerektiğini düşünüyorum. Şöyle diyor Can Dündar yazısında “Sonunda Mehmet Ali Birand 32. Gün’de, “Mustafa” tartışması için Turgut Özakman’la beni davet edince, dün kapısını çaldım, “Hocam gelin şu filmi birlikte izleyelim” dedim.“Memnuniyetle” kabul etti ve beni evine buyur etti. Anlaşılan o ki Can Dündar 32. Gün’e katılmadan önce Turgut Özakman’ı etkilemeye çalışıyor. Bir programa katılan kişi programdan önce programda konuşulacak konu ile ilgili olarak neden konuşma gereği hisseder ki. Çıkar konuşur ve savunur. Bunca yıl program moderatörlüğü yapan biri için bundan kolayı olmasa gerektir. “Birlikte izlemeye koyulduk. “Bütün eleştirilerini, maddi hata saydığı yerleri, yanlış anlaşılmasından endişelendiği sahneleri, kendi deyimiyle “bir hoca gibi, bir baba gibi”, müşfik bir yaklaşımla birer birer, madde madde sıraladı. Düzeltilmesini istedi. Can Dündar bu şekilde Turgut Özakman’ı ikna ettiğini düşünse de, Turgut Özakman’ın cevabı aslında ikna olmadığını, dostluk ve anne ile arkadaşlık adına eleştirilerinde yumuşak davrandığını ifade ediyor. “Dediğim noktaları mutlaka düzelt. Ben de eşimi alıp sinemada da izlemeye gideceğim” diyerek beni uğurladı. Böylece Can Dündar, programa katılacağı Turgut Özakman ile 4 saat program üzerinde görüşme yapmış ve ondan sonra da program için kayıt yapılmış olması sonuç olarak Can Dündar’ın baskılardan iyice sindiği Mustafa’yı yapmaktan dolayı kurtarıcıya ihtiyaç düyduğu söylenebilir. Ancak kurtarıcı olarak gördüğü Turgut Özakman Can dündar evinden ayrılırken “Sabır….. Ya Sabır” demiştir. Can Dündar bunu “Aklımda, giderayak şefkatle kulağıma fısıldadığı şu söz kaldı en çok:“Sabır… ya sabır!” Aslında bu söz sabret gibi anlaşılıyorsa da, Turgut Özakman Can Dündar’a beklemesi ve kendisinin çok fazla yardım edemeyeceğini de söylemektedir. 32 gün programını ilgi ile izleyeceğim tabii ki. Program Can Dündar’in kurtuluş Savaşı’na dönüşecek mi? göreceğiz. Cengiz Eren Not. Dün akşam programı izlediğimde özellikle Turgut Özakman’ın söyledikleri karşısında Can Dündar’ın geri adım atması, Can Dündar’ın bu filmi kötü niyetle çekmediğini ancak kurgunun dikkatsizce yapıldığını da gösteriyor. Kendisini fazla savunamamış olması tabii ki kendisi açısından hoş bir durum değil. Mehmet Ali Birand’ın destekleri de tabii ki önemli. Tabii ki Can Dündar’ın filmi hazırlarken Turgut Özakman’ı danışman olarak almaması önemli hatalarından biri olmuş. Bunu neden yapmadı bunu bilebilmemiz de mümkün değil. Kendisine yeni çalışmalarında başarılar diliyoruz. Ancak bu darbe etkisini Can Dündar üzerinde oldukça uzun bir süre hissettirecektir. Kaynak: Milliyet |
Bir yanıt yazın