|
||
Ali CINAR | acinar@turkishjournal.com |
Türkiye’de Ergenekon konusu aldı başını gidiyor. Elma ile armudu ayırmadan tutuklamaların olduğu bir dönemde Türkiye ciddi bir demokrasi sınavından geçiyor. Tabii ki ülkemize ve devletimize zarar veren hangi kişi ve kuruluş var ise, cezasını sonuna kadar çekmelidir. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi yok.
Benim esas bu haftaki yazımda değinmek istediğim konu ise İsrail ve Türkiye ilişkileri. İsrail’in Gazze’ye saldırması ve yüzlerce masumu öldürmesi kabul edilecek bir hareket değil. İsrail’in yakın zamanda yapacağı genel seçimlerde, bu saldırıyı alet etmesi ve İsrail hükümetinin bunu kullanmaya çalışması da çok yanlış bir politika.
Bunun yanında, hem ticari hem de askeri yönde İsrail ile iyi ilişkileri olan Türkiye’nin “Asarım, keserim!” demeçleri ve İsrail’i tehdit etmesi akıllıca bir politika olmamıştır… Zira,kıyameti koparan Türkiye’nin, İsrail ve Filistin ateşkeş antlaşmasında hiçbir ciddi bir rolü olmamıştır. Aksine dış politakada ,dünya kamuoyu ve basın Türkiye’nin sert eleştrilerini garipsemiş ve eleştirmiştir.
Maalesef, Türkiye’de bu konunun yerel politikaya alet edildiğini gördüm, hele binlerce şehit verdiğimiz zamanlarda, Milli Eğitim Bakanlığı şehitlerimiz için “Saygı Duruşu” kararnamesi çıkarmazken, Filistin’de yaşanan olaylardan dolayı bu tür kararname çıkarıp ,minicik ilkokul çocuklarımıza saygı duruşunda bulunmasını telkin etmesi yanlış olmuştur. Ayrıca, Türkiye’de İsrail’e kin ve nefreti aşılayacak programlar ve gösteriler olması, huzur içinde yaşayan Yahudi Türklerini de çok kaygılandırmıştır.
Hamas’ın bir terör örgütü olduğunu unutmamız gerekir. Hamas’ın, rastgele İsrail tarafına füze ve roketatar ile saldırdığı günleri unutmamız gerekir. Hamas’a, Arap Dünyası’nın bile sahip çıkmadığını ve sessiz kaldığını Türkiye görememiştir.
Kesinlikle İsrailin yaptığı saldırının doğru olduğunu savunmuyorum.
Dünya diplomasisi çok esnek bir yapıya sahip. Dikkatli demeçler vermek ve hareket etmek son derece önemli. Türkiye’nin öfke ile demeçler vermesi ve bilinçsizce davranması, bizlere pahalıya mal olabilir.
Sözde Ermeni soykırımı konusunda her yıl kapısını çaldığımız Amerika’daki yahudi lobisinin, Gazze olaylarından sonra ne tür davranışta bulunacağı şu anda net kestirilmese de, gelen ilk haberler çok olumlu değil. Tekrar ediyorum; İsrail’in yaptıklarını ne alkışlıyor ne de tasvip ediyorum ancak oyunu kurallarına göre oynamak ve doğru adımlar atmak Türk Dış politikasının duygusallıktan çıkıp, gerçekleri görmesi gerekmektedir.
Obama’nın gelişi, Amerika’da ve birçok ülkede, dünya dengelerinin tekrar düzene girmesi ve finansal krizin aşılması için bir umut olmuştur. Aynı zamanda, Obama, Ermeni Diasporası için de bir umut olmuştur.
Obama’nın, Sözde Ermeni soykırımını tanıyacağını bekleyen Ermenilerin umudunun gerçekleşmemesi için Türkiye’nin ve Türk lobisinin çok ciddi çalışması gerekiyor. Gazze konusu ile, yahudi cemiyetleri ile de ciddi sıkıntıların yaşanacağı gözönüne alınmalıdır.
Zira, 2009 eski yıllara göre çok kolay geçeceğe benzemiyor…
Aman siz siz olun, bölgenizdeki yeni veya tekrar seçimi kazanan milletvekillerini ziyaret etmeyi ihmal etmeyen. Bilhassa yeni seçilen milletvekillerini yakın markaja alan Ermeni lobisi, Türkiye’yi karalamak için ellerinden geleni yapıyor.
Bu karalamalara dur demek için ne olur siz de,taşın altına elinizi koyup, birlik içinde bizlerle çalışın.
“Action speaks louder than words”
Bir yanıt yazın