TÜRK TOPLULUKLARINDAN HABERLER

İÇİNDEKİLER:

HEP AYNI TÜRKÜ

-87 ÜLKEDE TÜRKÇE ÖĞRETİLİYOR
-MADAGASKAR’DAN MALDİV ADALARI’NA, FİLDİŞİ
SAHİLLERİ’NDEN JAPONYA’YA KADAR TOPLAM 87 ÜLKENİN
İLK VE ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDA, TÜRKÇE ÖĞRETİLİYOR

BAKIM PARASINDA “İŞ ARAMA” ŞARTI

E-KONSOLOS ÇOK KOLAY

-ALMANYA
-GÖÇ VE UYUMDAN SORUMLU DEVLET BAKANI BÖHMER:
-”GENÇ GÖÇMENLER EKONOMİK KRİZİN MAĞDURLARI OLMAMALI”

ALMANYA
-YEŞİLLER PARTİSİ EŞ BAŞKANI ÖZDEMİR:
-”ÇOCUKLARA ANAYASA KARŞITI, İSLAMCI YA DA KADIN
DÜŞMANI İÇERİKLER AKTARILDIĞINDA DEVLET MÜDAHALE ETMELİ”

-”ALMANYA’DA TÜRK İZLERİ” BELGESELİNİN GALASI YAPILDI

***

HEP AYNI TÜRKÜ

2 Şubat 2009, Pazartesi

Türkiye’de politik sorumluluk taşıyanlar ne zaman farklı bir tutum sergilese, Almanya’da yaşayan Türk kökenli insanlarla ilgili ne zaman olumsuz bir şey yaşansa, hemen Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği ile bir bağlantı kurulur. Bu daha ziyade Almanya’da muhafazakar kanat olarak bilinen Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) için geçerlidir.

1997 yılında dönemin Başbakanı Helmut Kohl, Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye’ye adaylık statüsü verilmesine karşı çıktığında Türk başbakan Mesut Yılmaz, Nasyonal Sosyalistlerin “Doğu’ya yönelme” politikasını kast edip, “Almanlar ‘yaşam alanı’ (Lebensraum) düşüncesiyle eski stratejilerini sürdürüyorlar” demesi üzerine Almanya’da adeta kıyamet kopartılmıştı.

CDU ve CSU’lu birçok politikacı “İşte bizim Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine neden karşı olduğumuz ve ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı. Böyle bir Türkiye’nin AB’ye tam üye olması kesinlikle düşünülemez” diye hem yazılı hem de sözlü açıklamalarda bulundular.

Hatta CDU/CSU’nun 2002 yılındaki başbakan adayı Edmund Stoiber, seçim kampanyası sırasında Türkiye’nin AB üyeliğini politikasının merkezine oturttu.
Ancak sağduyulu Alman seçmenler bunu yutmadı…

Stoiber, 22 Eylül 2002 tarihinde seçim akşamı bir ara kendisini başbakanlık koltuğunda gördüğü halde, seçim sonuçları gece yarısına doğru şekillenmeye başlayıp kendisinin kaybettiğini anlayınca, Berlin’i apar topar terk edip o dönemler Eyalet Başbakanlığı yaptığı Münih’e geri döndü.

Başka bir deyişle bir yerde Türkiye üzerinden oy avcılığı yapmayı hedefleyen Stoiber’i o dönemdeki rakibi Sosyal Demokrat Partili (SPD) Gerhard Schröder’i destekleyen Türk kökenli Alman seçmenler Münih’e gönderdi.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Davos’daki tutumu ve sözleri üzerine Almanya’daki muhafazakar kanattan yine bilenen sesler yükselmeye başladı.

Türkiye’ye AB’de tam üyelik yerine “imtiyazlı ortaklık” verilmesinin mimarları arasında yer alan CSU Genel Sekreteri Karl Theodor Freiherr zu Guttenberg, “Avrupa’da yerini almak isteyen Avrupa’nın tartışma kültürüne saygı göstermek zorundadır. Köşeye sıkışınca bir tartışmayı terk etmek zayıflığın ifadesidir. Başbakan Erdoğan’ın tutumu bizim Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşı çıkmamızda ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir” dedi.

Aynı şekilde Federal Meclis’teki CSU’nun Eyalet Grup Başkanı Peter Ramsauer de, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşı tutumlarını sonuna kadar sürdüreceklerini ilan etti.

Hatta Ramsauer, daha şimdiden eylül ayında yapılacak genel seçimlerden sonra Hür Demokrat Parti (FDP) ile koalisyon hükümeti oluştursalar bile bu tutumlarının çok açık bir biçimde Koalisyon Sözleşmesi’nde yer alacağını da söyledi.

Oysa ki, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği Erdoğan’ın -ister tasvip edin, ister etmeyin- tutumuna ve davranışına değil, Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirip getirmemesine bağlıdır.
Bunu CSU’lu politikacılar da bal gibi bilmektedir.
Ama buna rağmen hep aynı türküyü söylemekten de bir türlü vazgeçmiyorlar.

***

-87 ÜLKEDE TÜRKÇE ÖĞRETİLİYOR
-MADAGASKAR’DAN MALDİV ADALARI’NA, FİLDİŞİ
SAHİLLERİ’NDEN JAPONYA’YA KADAR TOPLAM 87 ÜLKENİN
İLK VE ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDA, TÜRKÇE ÖĞRETİLİYOR

ANKARA (A.A) – 30.01.2009 – Madagaskar’dan Maldiv Adaları’na, Fildişi Sahilleri’nden Japonya’ya kadar toplam 87 ülkenin ilk ve ortaöğretim kurumlarında, Türkçe öğretiliyor.
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın soru önergesine verdiği yazılı yanıtta, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşların öğretim ihtiyacını karşılamak amacıyla, öğretim kurumlarında, ülkenin mevzuatına göre, Türkçe dersinin okutulduğunu belirtti.
Aydın, Türk nüfusunun yoğunluğuna ve talebe göre, 87 ülkede ilk ve ortaöğretim kurumlarında Türkçe’nin öğretildiğini bildirdi. Aydın’ın verdiği bilgiye göre, en az bir öğretim kurumlarında Türkçe’nin öğretildiği ülkeler şöyle:
”ABD, Afganistan, Almanya, Angola, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Belçika, Benin, Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Burkina-Faso, Burma, Çad, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ekvator Ginesi, Endonezya, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahilleri, Filipinler, Fransa, Gabon, Gana, Gine, Güney Afrika, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, Japonya, Kampoçya, Kamerun, Kanada, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kosova, Laos, Letonya, Liberya, Litvanya, Macaristan, Madagaskar, Makedonya, Malavi, Maldiv Adaları, Malezya, Mali, Meksika, Moğalistan, Moldova, Moritanya, Mozambik, Nepal, Nijer, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Papua Yeni Gine, Polonya, Romanya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Sudan, Sudi Arabistan, Tacikistan, Tanzanya, Tayland, Tayvan, Togo, Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Ürdün, Vietnam ve Yemen.”
Aydın, 46 ülkede, talebe göre özel kurslarda Türkçe öğretildiğine, 9 ülkede de Türkçe öğretiminin yapıldığı üniversite bulunduğuna işaret etti.
Devlet Bakanı Aydın, kitle iletişim araçlarında doğru ve güzel Türkçe’nin kullanılması yönünde gerekli düzenlemeler bulunmaması nedeniyle kargaşa ve dilde yozlaşmanın olduğunu ifade etti. Aydın, bütün kurum ve kuruluşların, bu konuda duyarlı olup, özenli bir dil kullanması için çaba harcaması gerektiğini kaydetti.
(MLT-YHO)

***

BAKIM PARASINDA “İŞ ARAMA” ŞARTI

2 Şubat 2009 / İsa DEVEÇEKEN

Gider gösterilip vergiden düşülebilen “Bakım Parası” konusunda uyarıda bulunan vergi uzmanı Ali Tekin “Bakım parası gönderilen 65 yaş altı yakınlarınız, iş aradığına dahil belge göndermek zorunda.

Vergi uzmanı Ali Tekin, Almanya’da vergiden düşülebilen “Bakım Parası” ile ilgili denetimlerin sıkılaştırıldığına dikkat çekerek “Artık 65 yaş altı yakınına bakım parası gönderenler, bunu Almanya’da vergiden düşürmek isterken zorluklarla karşılaşıyor. Alman makamlar denetimi sıkılaştırdı” dedi.

Bakım yapılan kişinin gelir durumunun didik didik incelendiğini vurgulayan Frankfurt’lu vergi uzmanı Tekin “Para gönderilen 65 yaş altı kişinin Türkiye’deki yaşadığı kentteki İş ve İşci Bulma Kurumuna kayıtlı olup olmadığı, hangi işyerlerine çalışma müracaatı yaptığı, o işyerlerinden kabul edilmediğine dair belgeler isteniliyor. Bu belge getirmeyenlerin bakım belgeleri artık kabul edilmiyor” diye konuştu.

Uygulamadan kimler muaf?

Tekin, “Sakatlık belgesi olanlar, sağlık sorunu olanlar, 6 yaşından küçük çocukları olanlar, babası ve annesi bakıma muhtaç derecede sakat olanlar ve öğrenim görenler bu uygulamadan muaf” dedi. Beyanneme veren kişinin emeklilik kasasından para alıyorsa ne kadar aldığını, almıyorsa maaş almadığına dair belge getirmesi gerektiğini de hatırlatan Tekin “Türkiye’de emeklilik kurumlarına yatırılan paralar da vergiden düşülebilir. Eşler için 40 bin Euro, kişi başına ise 20 bin Euro’yu vergiden düşebilirsiniz” dedi.

Mutlaka vergiden düşün

Almanya’da bakımı yapılan kişi için vergiden düşülen miktarın 7 bin 680 Euro, Türkiye’de yaşayan yakınları için ise 3 bin 840 Euro olduğunu söyleyen Tekin “Almanya’da ev ile iş arasındaki yol masrafını yıllık vergi beyannamesinde mutlaka gösterin.

Ayrıca bazı ailelerde anne baba çalıştığı için öğrenciler BAFÖG yardımı almıyor. Böyle durumda olan ailelerin yaşı 25’ten fazla olan, yani çocuk parası almadıkları çocukları için vergi indirimi yaptırabilirler. Bir öğrenci için her ay 640 Euro masraf olarak gösterilebilir” diye tavsiyede bulundu. Tekin ayrıca evde yapılan her türlü tamirat için de ödenen ustalık parasınında yüzde 20’si vergiden düşüldüğünü söyledi.

UZMANDAN TAVSİYELER

– Bakım parasını Türkiye’ye toplu değil, aylık gönderin

– Bakım parası beyannamesi için dört belge gerekiyor. Birinci belge Türkiye’de kaymakamlık ya da valilikler tarafından dolduruluyor. Diğerleri ise bakımı yapılacak kişi tarafından.

– Bakım parasını alacak kişinin kimlik tespiti için daha önceki dönemlerde Türkiye’de mahalle muhtarının tasdiği yeterliydi. Artık valiliğin bulunduğu bölgelerde valilik, valiliğin bulunmadığı bölgelerde ise kaymakamlığın onayı gerekiyor.

– Parayı mutlaka posta ve banka yolu ile gönderin. Paranın elden gönderilmesi sorun yaratabilir.

***

E-KONSOLOS ÇOK KOLAY

2 Şubat 2009 / İsa DEVEÇEKEN

Frankfurt Başkonsolosu İlhan Saygılı ziyaret ettiği Bad Homburg’da faaliyet gösteren Hochtaunus Bölgesi Türk İşçiler Derneği’nde e-konsolosluğu tanıttı.

Almanya’nın T.C. Frankfurt Başkonsolosu İlhan Saygılı ziyaret ettiği Bad Homburg’da faaliyet gösteren Hochtaunus Bölgesi Türk İşçiler Derneği’nde e-konsolosluğu tanıttı.

Konsolos Muavini Orçun Başaran, Zeynep Sezen, Çalışma Ataşesi Ali Kemal Savaş ve Din Hizmetleri Ataşesi Galip Akın’ın da hazır bulunduğu ziyarette Bad Homburg Türk İşçiler Derneğinin e-konsolosluk konusunda pilot dernek seçildiği belirtildi.

İşlem bir günde tamam

E-konsolosluğun vatandaşa büyük kolaylıklar sağladığını, isteyenin evlilik, yeni pasaport, doğum tescili, evlilik, pasaport uzatma, askerlik erteleme gibi işlemleri internet üzerinden yapabileceğini kaydeden Başkonsolos Saygılı, “Evinde internet bağlantısı olmayanlar da Türk İşçiler Derneği’ne gelerek yardım alabilecek.

Böylece vatandaşlarımız konsolosluğa gelmek zorunda kalmayacaklar. E-konsolosluğa internetten kayıt için nüfus bilgileri ile şifrenin gönderileceği bir email olması gerekiyor. İşlem bir günde tamamlanıyor. Bu kolaylıktan yararlanmanızı istiyoruz” dedi.

E-konsolosluğun Fulda ve Kassel çevresinde de yaygınlaştırılması için çalışmaların sürdüğünü kaydeden Başkonsolos İlhan Saygılı “Her şey değişiyor. Bizler de değişiyoruz. Tavsiyem size verilen konsolosluk hizmetinden mutlaka yararlanın” yanıtını verdi.

Haklarınıza sahip çıkın

Çalışma Ataşesi Ali Kemal Savaş ise Almanya’da emeklilik konusunda bilgi verdi. Çalışma Ataşesi Savaş, 1992 yılından sonra doğum yapan kadınların, her çocuk için Almanya’da 3 yıl sigortalı sayıldığına dikkat çekti. Eyalet Sigorta Kurumları’nda gönderilen ‘Hizmet Cetveli’nde bu sürenin yazılıp yazılmadığının kontrol edilmesini isteyen Ataşe Savaş, “Ev hanımları için bu süre sosyal hukuk açısından önemli bir avantaj.

İkamet izni için gerekli 60 aylık sigortalılık süresini iki çocuğu olan bir ev hanımı yerine getiriyor” dedi. Frankfurt Başkonsolosluğu’nda her cuma günü avukatların soruları yanıtladığını belirten Ataşe Savaş, “Gelip danışabilirsiniz” dedi.

***

-ALMANYA
-GÖÇ VE UYUMDAN SORUMLU DEVLET BAKANI BÖHMER:
-”GENÇ GÖÇMENLER EKONOMİK KRİZİN MAĞDURLARI OLMAMALI”
BERLİN (A.A) – 02.02.2009 – Almanya hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, ülkede yaşanan ekonomik krizin mağdurlarının göçmen gençler olmaması gerektiğini söyledi.
Böhmer, bugün başkent Berlin’de eğitim konusunda düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, mesleki eğitim görmeyen göçmen gençlerin sayısının Alman gençlere göre hala çok fazla olduğuna dikkat çekerek, ”Genç göçmenler ekonomik krizin mağdurları olmamalı” dedi.
Göçmen gençlere istihdam piyasasına girebilmeleri için eşit fırsatlar yaratmaya çalıştıklarını ifade eden Böhmer, ülkedeki tüm şirketlere de göçmen gençlerin potansiyellerinden daha fazla faydalanmaları çağrısında bulundu. Böhmer, 2012 yılına kadar göçmen gençlerin eğitim düzeyinin Alman gençlerin eğitim düzeyine getirilmesinin hedeflendiğini anımsattı.
Genç göçmenlerden de mevcut fırsatları iyi değerlendirmelerini isteyen Böhmer, çok sayıda başarılı göçmenin, çok çalışıldığı takdirde başarılı olunabileceğini etkili bir şekilde gösterdiklerini kaydetti.
Ailelere de çocuklarının eğitimleriyle yakından ilgilenmeleri çağrısında bulunan Böhmer, ”Almanya’da sosyal alanda yükselmek mümkün. Ancak devlet ve politikacılar bunu tek başlarına yapamazlar. Uyum, ancak birlikte başarılabilir” dedi.
(EA-HA-REM)

***
ALMANYA
-YEŞİLLER PARTİSİ EŞ BAŞKANI ÖZDEMİR:
-”ÇOCUKLARA ANAYASA KARŞITI, İSLAMCI YA DA KADIN
DÜŞMANI İÇERİKLER AKTARILDIĞINDA DEVLET MÜDAHALE ETMELİ”

BERLİN (A.A) – 02.02.2009 – Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, ülkede yaşayan Müslüman çocuk ve gençlerinin aşırı dincilere karşı devlet tarafından etkin şekilde korunmasını istedi.
Özdemir, Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada, ”Çocuklara anayasa karşıtı, İslamcı ya da kadın düşmanı içerikler aktarıldığında devlet müdahale etmeli. Devlet bu sorumluluğundan kaçamaz” diye konuştu.
Çocukların bakımına 3 yaşına bile gelmeden başlanmasını savunan Özdemir, bu nedenle gün boyunca çalışan kreşlerin açılması gerektiğini ifade etti.
Özdemir, Yeşiller Partisi’nden eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’in siyasete dönmesi dileğinde bulunarak, ”Joschka seçimlere katılmıyor, ancak günün birinde yeniden bir göreve hazır olmasını isterdim” diye konuştu.
Neue Osnabrücker Zeitung gazetesine de konuşan Özdemir, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in istediği gibi Türk kökenli birinin bakanlık görevine getirilmesini arzuladığını ifade ederek, ”Bu kişinin bayan olması önemli bir sinyal olurdu” dedi.
Özdemir, partisinin Bavyera eyalet teşkilatı tarafından Amberg kentinde düzenlenen kurultayda ise 27 Eylülde yapılacak genel seçimlerde Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU), Sosyal Demokrat Parti (SPD) ya da Hür Demokrat Parti (FDP) ile koalisyon hükümeti kurmasını engellemeye çalışacaklarını söyledi.
Cem Özdemir ile birlikte Angela Merkel hükümetini eleştiren Yeşiller Partisi’nin diğer Eş Başkanı Claudia Roth, parti kurultayında hafta sonunda yapılan oylamada, genel seçimler için bir kez daha Bavyera eyalet listesinden birinci sırada milletvekili adayı seçildi.
Delegelerin oylarının yüzde 82,2’sini alan Roth, genel seçimlerde partisinin başbakan adayı olacak.
(EA-HA-MCT)

***

-”ALMANYA’DA TÜRK İZLERİ” BELGESELİNİN GALASI YAPILDI

İSTANBUL (A.A) – 02.02.2009 – TRT 1’de yayımlanacak ”Almanya’da Türk İzleri” adlı belgeselin galası yapıldı.
TRT Tepebaşı Stüdyoları’nda gerçekleştirilen galaya katılan İstanbul Valisi Muammer Güler, ”Bu belgeselde sunulan 600 yıllık gizemin 50 yılı bize çok yakın. Almanya’ya insanlar büyük ümitlerle gittiler. Bugün geldikleri nokta ile ümitleri arasında çok büyük farklar var” diye konuştu.
Almanya’ya giden vatandaşların bugün hala o topraklarda misafir olduğunu ve çok büyük sıkıntılar çektiklerini dile getiren Güler, ”İlkeli yayıncılık anlayışını sürdüren ve bu tür büyük başarılara imza atan TRT kurumumuzu kutluyorum” dedi.
TRT Genel Müdür Yardımcısı Alaattin Korkmaz da ”Bu belgeseli büyük bir keyifle izleyeceğimize inanıyorum. Belgeselde anlatılan olayları sunabilir, paylaşabilirsek insanlığa büyük katkı sağlayacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu.
Belgesel filmin yapımını üstlenen Yedirenk İletişim Yönetim Kurulu Başkanı İsrafil Kuralay da belgesel de Viyana’dan başlayarak Almanya’ya uzanan ve toplumsal hafızadan silinen bir çok bilginin vatandaşlarla paylaşılacağını belirtti.
Konuşmaların ardından görüntüler sunulan belgeselin fotoğraflarından oluşan bir sergi de açıldı.
Çekimleri Avusturya ve Almanya’da iki ay süren ve çok sayıda Alman bilim adamının katkısıyla hazırlanan belgesel, 6 bölümden oluşuyor.
Türklerin Almanya’daki köklerinin izini süren belgeselde, unutulan gerçeklerin aydınlatıldığı ve izleyenleri şok edecek bilgi ve belgelerin yer aldığı ifade edildi.
Yönetmenliğini Turgut Söğüt’ün, müziğini Gökmen Ürü’nün yaptığı belgeselin ilk bölümü,4 Şubat Çarşamba günü saat 23.00’de TRT 1’de yayımlanacak.
(BRK-SİM-MÇ)

***

İÇİNDEKİLER: - Turkler Olmeyi Biliyorlar

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir