TÜRK TOPLULUKLARINDAN HABERLER

İÇİNDEKİLER:

TÜRKÇE’YE PARA YOK

EĞİTİMCİLERDEN İMDAT MEKTUBU

-ALMANYA

-SOL PARTİ MİLLETVEKİLİ KESKİN, AB’Yİ, TÜRKİYE’YE KARŞI

İKİYÜZLÜ POLİTİKA İZLEDİĞİ GEREKÇESİYLE ELEŞTİRDİ

-ALMANYA KUZEY REN VESTFALYA İŞ HEYETİ TÜRKİYE’DE

-EYALET ULAŞTIRMA BAKANI OLIVER VITTKE BAŞKANLIĞINDAKİ

HEYET, TÜRKİYE’DE DEMİRYOLU SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTEREN

FİRMA TEMSİLCİLERİYLE BİR ARAYA GELDİ

SAHTE EVLİLİKLERE ÇİFTE SORGULAMA

TÜRK TOPLUMU’NDA SEÇİM

WİLDERS’E AYRIMCILIK YAPTIĞI SUÇLAMASIYLA YARGI YOLU AÇILDI.

***

TÜRKÇE’YE PARA YOK

21 Ocak 2009 / Celal ÖZCAN

Almanya’nın Bavyera Eyaleti’nde ile Türkiye arasındaki eğitim anlaşması bu yıl sona eriyor. Bavyera eyaleti tasarruf nedeniyle Türkçe öğretmenlerinin maaşını ödemeyecek. Türkçe ve Türk Kültürü dersi talepleri tamamen Münih ve Nürnberg Başkonsoloslukları tarafından karşılanacak.

Almanya’da yaklaşık 260 bin Türk ve Türk kökenlinin yaşadığı Bavyera Eyaleti ile Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı arasında 1986’da imzalanan ve eyaletteki Türkçe derslerini düzenleyen ikili sözleşmenin bu yıl sona ermesiyle artık Bavyera Eyaleti Türkiye’den gelen öğretmenlere maaş ödemeyecek.

Kademeli olarak çekildi

Tasarruf nedeniyle “Türkçe işinden kademeli olarak çekileceğini” açıklayan Bavyera hükümetinin beş yıl önce aldığı karar artık yürürlüğe giriyor. Türkçe anadil dersleri talep üzerine artık tamamen Münih ve Nürnberg Başkonsoloslukloru tarafından karşılanacak.

Derse 12 öğrenci gerekli

Çocuklarının Türkçe ve Türk Kültürü dersine gitmesini isteyen veliler her yıl nisan ayında okul kayıtları yapılırken, ayrıca bir dilekçe verecek. Okullar bu dilekçeleri eğitim müdürlüğüne aracılığıyla başkonsolosluklara gönderecek. Bir okulda en az 12 velinin dilekçe vermesi durumunda anadil dersi için bir sınıf açılacak.

SINIFA KİRA ÖDENECEK

Bavyera Hükümeti”nin aldığı bu karar kademeli olarak yürürlüğe girdiği için başlayan bazı sorunlar iyice su yüzüne çıkıyor. Bu sorunların bazıları şöyle;
– Türkçe dersinde kullanılan sınıf için kira istiyor. Örneğin Münih Belediyesi ders sırasında kalörifer, elektrik, temizlik vs gideri için ders başına 2 Euro istiyor
– Almanya’da öğrenciler okulda her türlü kazaya karşı otomatik sigortalı olmasına karşılık, Türkçe dersi sırasında bu geçerli değil,
– Türkçe dersinin ders programına konulması sorun oluyor. Bu planı önceden okul yaparken şimdi ataşeliğe bırakılıyor. Bazı okulların yönetimleri sınıf ayarlama, ders planı gibi sorunla uğraşmamak için isteksiz davranabiliyor

6 BİN ÖĞRENCİ, 65 ÖĞRETMEN

Bavyera’da Türkçe ve Türk Kültürü dersi veren 65 öğretmen bulunuyor. 25 öğretmenin maaşını Türkiye, geri kalan 40 öğretmenin maaşını ise ikili sözleşme çerçevesinde Bavyera Eyalet Hükümeti ödüyor. 2006-2007 eğitim yılında 9 bin 255 Türk öğrenci Türkçe dersine giderken, 2007-2008 eğitim döneminde bu sayı 6 bin 17’ye düştü.

***

EĞİTİMCİLERDEN İMDAT MEKTUBU

18 Ocak 2009, Pazar

SON dönemlerde uluslararası düzeyde yapılan araştırmalarda Almanya’daki eğitim sisteminde ciddi bir çarpıklık olduğu çok net bir biçimde ortaya çıkmıştır.

Nitekim, Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün 2000 yılından beri sistematik olarak yaptırdığı “PISA” olarak bilinen “Uluslararası Örgenci Seviyesini Değerlendirme Programı” araştırmasında Almanya hep arka sıralarda yer almıştır.

“IGLU” olarak bilinen “Uluslararası İlkokul Öğrencileri Okuma Araştırması”nda ortaya çıkan sonuç da çok farklı değildir. Almanya bu “IGLU” araştırmalarında da ancak orta sıralarda yer alabilmiştir.

Göçmen kökenli öğrencilerin durumunun ise bu araştırmalarda çok daha dramatik olduğu ortaya çıkmıştır.
Finlandiya, İsviçre gibi ülkelerde göçmen kökenli öğrencilerin o ülkelerin eğitim sistemine tam entegre edildiği ve bu sadeye başarı oranında yerlilerle eşitlik sağlandığı halde, dünyanın önde gelen sanayi ülkelerinden biri olan Almanya için bu durum gerçekten utanç vericidir.İşte bu utancın giderilmesi için Berlin’in çeşitli kesimlerindeki okulların yöneticileri harekete geçmiştir.

68 okulun müdürü Sosyal Demokrat Partili (SPD) Berlin Eyalet Başbakanı Klaus Wowereit ile Bilim ve Eğitim Senatörü Jürgen Zöllner’e birer “imdat mektubu” yazarak, eğitim sistemindeki çarpıklığın giderilmesi için acilen yardım ellerini uzatmalarını istemişlerdir.

Okul yöneticileri, bazı sınıflarda göçmen kökenli öğrenci oranı yüzde 90’lara ulaştığı halde, kalifiye personel sayısındaki eksiklik nedeniyle eğitimde arzu edilen başarıya ulaşılmasının mümkün olmadığına dikkat çektiler.

Berlin’de bu ilk “imdat mektubu” değildir.

***

-ALMANYA

-SOL PARTİ MİLLETVEKİLİ KESKİN, AB’Yİ, TÜRKİYE’YE KARŞI

İKİYÜZLÜ POLİTİKA İZLEDİĞİ GEREKÇESİYLE ELEŞTİRDİ

BERLİN (A.A) – 22.01.2009 – Sol Parti Alman Meclisi (Bundestag) üyesi Hakkı Keskin, AB’yi, Türkiye’ye karşı ikiyüzlü politika izlediği gerekçesiyle eleştirdi.

Keskin, yaptığı yazılı açıklamada, AB’nin, bir yandan Türkiye’deki reformların hızının son zamanlarda azalmasını “haklı olarak” eleştirdiğini, diğer yandan sadece bir “imtiyazlı ortaklık” olanağından söz ederek kendi içinde çelişkili davrandığını belirterek, “Türkiye’deki insanlar, AB’nin ve üye ülkelerin önde gelen yetkililerinin bu çelişkili ve ikiyüzlü politikasından artık bıktılar” ifadesini kullandı.

Bunun yanı sıra Kıbrıs Rum kesiminin ve Fransa’nın yeni müzakere başlıklarının açılmasını engellediklerini belirten Keskin, Türkiye’den bir yandan sürekli olarak yükümlülüklerini yerine getirmesini talep edenlerin, diğer yandan üyelik sürecinin hızlı bir şekilde ilerlemesinin önüne kendilerinin engeller çıkarttığına işaret etti.

Keskin, şunları kaydetti:

“AB temsilcileri, Türkiye’deki AB reformlarının başarılı bir şekilde yaşama geçirilmesini samimi olarak arzu ediyorlarsa Türkiye’ye haksız koşullar öne sürmeden tüm müzakere başlıklarının sırasıyla açılmasını da içeren inanılır bir tam üyelik perspektifi sunmalılar.”

Türkiye ile üyelik müzakerelerinde toplam 35 başlıktan şimdiye kadar sadece 10’unun açılabildiğine ve bunlardan birinin sonuca bağlandığına dikkati çeken Keskin, 8 başlığın dondurulmuş olduğunu, Kıbrıs Rum kesiminin şimdi de müzakerelerde enerji başlığının açılmasını engellemeye çalıştığını ifade etti.

AB’nin, Kıbrıs Rum kesimini üyeliğe kabul ederek izlediği yanlış Kıbrıs politikasının bu duruma zemin hazırladığını kaydeden Keskin, AB’nin, kendi hatalarını görerek, doğrudan ekonomik ve ticari ilişkilerin oluşturulmasını da içeren adil ve yapıcı bir Kuzey Kıbrıs politikasıyla adanın bu bölümünün izolasyonunu ortadan kaldırmak yerine, tek taraflı olarak Türkiye’yi suçladığını belirtti.

Keskin, Türkiye’nin haklı olarak AB’ye tam üyelik konusunda adil ve eşit davranılmasını talep ettiğini ve tam üyelik yerine getirilen “imtiyazlı ortaklık” önerisini reddettiğini ifade etti.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering’i de eleştiren Keskin, Pöttering’in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’deki görüşmelere başlamadan önce ve kendisiyle görüşmeden önce verdiği demeçte, Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıktığını ve “imtiyazlı ortaklık”tan yana olduğunu söylediğini, buna karşın AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun Türkiye’nin tam üyeliğinden yana tavır koyduğunu ve üyelik müzakerelerinin hiçbir sınırlandırma olmadan sürdürüleceğini açıkladığını hatırlattı.

(ERB-HA-SRP)

***

-ALMANYA KUZEY REN VESTFALYA İŞ HEYETİ TÜRKİYE’DE

-EYALET ULAŞTIRMA BAKANI OLIVER VITTKE BAŞKANLIĞINDAKİ

HEYET, TÜRKİYE’DE DEMİRYOLU SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTEREN

FİRMA TEMSİLCİLERİYLE BİR ARAYA GELDİ

İSTANBUL (A.A) – 22.01.2009 – Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Ulaştırma Bakanı Oliver Wittke başkanlığındaki iş heyeti, Türkiye’de demiryolu sektöründe faaliyet gösteren firma temsilcileri ile görüştü.

Alman iş heyeti ile Türkiye’deki firma temsilcileri arasındaki istişare toplantısını düzenleyen Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Ekonomik Gelişim Kurumu (NRW.INVEST) Türkiye Temsilcisi Adem Akkaya, toplantıda yaptığı açıklamada, Alman heyetinin 20 Ocak 2009’da bir dizi temasta bulunmak üzere Türkiye’ye geldiğini belirtti.

Konuk heyetin Türkiye’de iş ortağı ve iş alanı aradığını dile getiren Akkaya, şunları kaydetti:

”Demiryolları devleti güçlü kılan kurumların başında gelmektedir. Nitekim 1923’te kurulan Atatürk Cumhuriyeti’nin de ilk icraatı, yurdun demir ağlar ile örülmesi olmuştur. Ancak, bu gelişmeler 1930’lu yıllarda yavaşlamış ve yanlış politik tercihler ile demiryolları ihmal edilmiştir. Şunu da üzülerek belirtiyorum ki Türkiye’de, 1 bin kilometrekareye sadece 11 kilometre demiryolu düşüyor. Ancak sevinçle görüyoruz ki 2003 yılı bir dönüm noktası olmuş ve Türkiye demiryollarını yeniden keşfetmektedir. Tabii ki bu bir tesadüf değildir. Özellikle Anadolu’da gelişen endüstri, ürünlerini uygun maliyetler ile Avrupa, Asya ve Akdeniz’e taşımak istemektedir.”

Endüstrinin, demiryollarını tercihinin sebebini ulaşım maliyetlerine bağlayan Akkaya, bu yüzden demiryolu sektöründeki yatırımın sürekli ve kalıcı olacağını vurguladı.

Türkiye’de demiryolu sektöründe yer alan firma temsilcilerine de Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti ile ilgili bilgiler aktaran Akkaya, ”Avrupa’nın ulaşımında merkezi düğüm noktalarından biri olan Kuzey Ren Vestfalya, Almanya’da en yoğun demir yolu ağına sahiptir. Demir yollarının toplam uzunluğu 8 bin kilometredir. Bin kilometrekareye 235 kilometre demiryolu düşüyor. 420 sanayici firma, demiryolu teknolojisi alanında ürünler sunmakta. Yan sanayici firmalardan, dünya çapında faaliyet gösteren sistemler üreten firmalara kadar geniş bir yelpazeye sahiptir” diye konuştu.

Kuzey Ren Vestfalya ve Türkiye arasındaki dış ticaretin 2007 yılında 6,5 milyar avro olarak gerçekleştiğini dile getiren Akkaya, bu ticaret hacminin son on yılda iki kattan daha fazla arttığını sözlerine ekledi.

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Ulaştırma Bakanı Oliver Wittke ise Türkiye ile eyaletleri arasında eskiden beri hem sosyal hem de ekonomik bağların bulunduğunu söyledi.

Bu bağları daha çok güçlendirmek ve yeni iş sahalarına taşımak istediklerini ifade eden Wittke, bu sebeple eyaletin ulaşım ve demiryolları işletmelerinin temsilcileriyle Türkiye’ye ziyarete geldiklerini anlattı.

Türkiye’de 2 günden bu yana temaslarını sürdürdüklerini belirten Wittke, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile de görüştüklerini bildirdi.

Türkiye ve Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ndeki ulaşım ve demiryolları hakkında bir dia gösterisinin de yapıldığı toplantıda daha sonra, konuk heyet ile Türkiye’deki firma temsilcileri ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

(ENC-FAN-YIL)

***

22 Ocak 2009

SAHTE EVLİLİKLERE ÇİFTE SORGULAMA

Aile birleşiminde çifte sorgulama Almanya “sahte evlilikleri” engellemek için Türkiye’den vize başvurusunda bulunan eşlere eş zamanlı olarak sorguluyor. Sahte evlilikleri tespit etmek için ilginç sorular yöneltiliyor. Yeşiller Berlin milletvekili Özcan Mutlu, “Herkesin zan altında bırakılması kabul edilemez” dedi.

Almanya’da göçmenlere yönelik “vatandaşlık testi”nden sonra şimdi de evlilik yoluyla Almanya’ya gelecek eşleri “eş zamanlı sorgulamaya” tabi tutuyor. Aile birleşimi yoluyla eşini bu ülkeye getireceklerin korkulu rüyası haline gelen yeni yöntemdeki ilginç soruların arasında “Eşinizin ayakkabı numarası kaç?”, “Eşiniz hangi sağlık sigortası kasasına bağlı?”, “Eşiniz yatağın sağında mı solunda mı uyur?”, “Eşiniz kahvaltıda hangi içeceği tercih eder?” veya “Eşiniz tıraş olurken jilet mi kullanır ya da makineyle mi olur?” gibi sorular dikkati çekiyor. Sorular aynı, mekan başka Almanya’da bir süreden beri uygulanan sorgulama yöntemi, eşini Almanya’ya getirecek yabancı ya da Almanlara yönelik “özel sorular” içeriyor. Eşini yanına davet eden kişi bağlı bulunduğu yabancılar dairesine gidiyor. Aynı anda aile birleşimi için vize başvurusunda bulunan eşi de Almanya’nın dış temsilciliğine çağrılıyor. Çiftlere aynı anda, ama farklı mekanlarda birbirini tamamlayıcı sorular yöneltiliyor. Bu sorgulama tipine hukukta “eş zamanlı sorgulama” deniliyor. Bu yöntemle, tutulan çiftlerin birbirlerini ne kadar yakından tanıdıkları belirleniyor. Böylece kişilerin Almanya’ya evlilik yoluyla gelmek için “Numaradan” evlenip evlenmedikleri ortaya çıkıyor. Testteki soruların yanıtları karşılaştırıldıktan sonra aile birleşimi için vize verilebiliyor.

İşte sorulardan bazıları şöyle:
Eşinizin komşularının adı ne?
Ev kirası kimin banka hesabıdan havale ediliyor?
Evin oturma odası ve yatak odasında taban döşemesi nasıl?
Evde bulaşık makinesi var mı? Evde kaç tane televizyon var ve evin neresinde duruyorlar?
Eşinizle ikinci kez nerede ve ne zaman karşılaştınız? Evlilik teklifine ne zaman “evet” dediniz?
Neden Almanya dışında evlendiniz? Alyansınız var mı? Ne zaman ve nerede satın aldınız?
Nikah şahitleriniz var mı? Kimler? Düğün yaptınız mı?
Yaptıysanız nasıl bir düğündü?
Eşinizin anne ve babasının adı nedir?
Nerede yaşıyorlar?
Eşiniz anne ve babasıyla tanıştı mı?
Eşinizin kardeşlerinin adı ne, onları tanıdınız mı?
Hangi dilde anlaşıyorsunuz?
Daha önce evlenip boşandınız mı?
Eşiniz daha önce evlenip boşandı mı?
Başka bir evlilik yaptınız mı?
Eşinizin doğum tarihi ve yeri?
Göz renginiz nedir?
Eşinizin göz rengi nedir?
Lens ya da gözlük takıyor musunuz?
Eşiniz gözlük ya da lens takıyor mu?
Sizin ve işinizin ayakkabı numaraları kaç?
Ortak arkadaşlarınızın isimleri nedir?
Sağ elinizle mi iş görürsünüz ya da solak mısınız?
Kahvaltıda eşiniz hangi içeceği tercih eder?
Eşiniz hangi marka sigara içer?
Eşinizin arabası varsa kimin üzerine kayıtlı markası ve rengi ne?
Eşinizin vücudunda dövme var mı?
Son doğum gününüzde size ne hediye aldı?
(Kadına) Eşiniz jiletle mi tıraş olur makineyle mi?
Hangi sağlık sigortası kuruman bağlısınız?
Yatağın sağında mı solunda mı uyursunuz?

Mutlu: Uygulama gözden geçirilsin Yeşiller Partili Berlin Eyalet Milletvekili, Türkiye’de evlenip de aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelecek olanlara uygulanan çapraz sorgulamanın yeni olmadığını belirterek, ancak bu sorgulama yönteminin artık herkese uygulanmasının yeni olduğunu söyledi. Mutlu, şunları söyledi: “Daha önce şüphe üzerine sahte evlilik var mı yok mu diye yapılan bu sorgulama, artık herkese ve her seferinde yapılıyor. İşin kötü tarafı, Türkiye’den aile birleşimi vizesi başvurusunda bulunan herkesin buna tabi tutulmasıdır. Türkiye’de evlenen kişilerin hepsi sahte evlilik yaptıkları yönünde zan altında bırakılmaları, kabul edilemez. Yetkilileri, bu uygulamayı tekrar gözden geçirmeye davet ediyorum. Bu tür girişimler Sayın Angel Merkel’in iktidara geldiğinden bu yana Türkler’in hep farklı uygulamalara maruz kalması, vahimdir. Bu da federal hükümetin göç ve uyum politikasının iflas ettiği anlamına gelmektedir.”

***

TÜRK TOPLUMU’NDA SEÇİM

22 Ocak 2009

Almanya’nın Nürnberg kentinde iki yıl önce kurulan ve 23 Türk sivil kuruluşun üye olduğu Nürnberg Metropol Bölgesi Türk Toplumu, olağan genel kongresinde yeni yöneticilerini seçti.

Almanya’nın Nürnberg kentinde iki yıl önce kurulan ve 23 Türk sivil kuruluşun üye olduğu Nürnberg Metropol Bölgesi Türk Toplumu, olağan genel kongresinde yeni yöneticilerini seçti. Fürth Türk Kültür Derneği’nde gerçekleşen toplantının divan heyetinde İlhan Postaloğlu, Aydın Kaval ve Bora Köktener yer aldılar. Uzun konuşma ve tartışmalara sahne olan genel kurulda yeni yönetim Prof. Dr. Şefik Alp Bahadır, Avukat Beyhan Bıyıklıoğlu, Timur Hakan Gürgan, Ahmet Çapa, Güler Duman, İlhan Postaloğlu ve Ertuğrul Karakaya’dan oluştu. Denetleme Kurulu’na Durmuş Danış, Hasan Uzun, Süleyman Akgün, Disiplin Kurulu’na da Fehmi Çetin, Aydın Kaval ve Mesut Kayır seçildiler.

***

WİLDERS’E AYRIMCILIK YAPTIĞI SUÇLAMASIYLA YARGI YOLU AÇILDI.

21 Ocak 2009 / A.A.

Hollanda’da İslam karşıtı tutumuyla tanınan Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders’e, ayrımcılık yaptığı suçlamasıyla yargı yolu açıldı.

Amsterdam Mahkemesi, bugün verdiği kararda, Wilders’in geçmişte Müslümanlar hakkındaki söylem ve eylemleriyle ayrımcılık yaptığı ve halk arasında düşmanlık tohumları saçtığı, bu nedenle yargılanabileceğini bildirdi.

Savcılık, Geert Wilders tarafından yapılan İslam karşıtı ”Fitne” filminden sonra, bu konuda yapılan başvurulara ilişkin geçen Haziran ayında verdiği kararda, Hollandalı politikacının ayrımcılık yaptığı suçlamasıyla yargılanmasına gerek olmadığı görüşüne varmıştı. Savcılığın bu kararına bazı kişi ve kuruluşlar, bir üst mahkemede itiraz etmişti.

Amsterdam Mahkemesinin kararından sonra daha önce yapılan başvurular ışığında Savcılığın Geert Wilders hakkında yeniden soruşturma başlatması bekleniyor. Temsilciler Meclisinde 9 üyeyle temsil edilen Özgürlük Partisi’nin lideri Geert Wilders, geçen yıl Mart ayında İslam’ı kötüleyen ve yalnızca internet üzerinden görülebilen ”Fitne” filminden sonra büyük tepki almış ve hakkında çok sayıda suç duyurusunda bulunulmuştu.

İÇİNDEKİLER: - Turkler Olmeyi Biliyorlar

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir