Prof. Dr. Mustafa E. Erkal
Aydınlar Ocağı gecen donem genel baskani
Haksız ve belgesiz sözde Ermeni iddiaları karşısında sahte imzalarla özür dilemeye kalkanlar, toplumu çok kötü tahrik etmişlerdir. Belki de görevleri budur. Aldıkları talimat buna uygundur. Bizim bildiğimiz, özrü ancak suçlular diler. Türk tarihinde utanılacak bir sayfa yoktur. Kimseden özür dilemek durumunda değiliz. Tarih boyu Türk’e karşı yapılan soykırımları (biyolojik ve kültürel) karşısında bizden özür dilenmelidir.
Bazılarının görevi toplumu germek, tahrik etmek, kendi ülkeleriyle başkaları adına çatışmak olabilir. Ancak, bunlara fırsat verilmemeliydi. Sayın Cumhurbaşkanının dinleyicisinden konuşmacısına kadar tek taraflı ve aynı yanlış ezberi ortaya koyan Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Ermeni Konferansına bizzat katılarak açış konuşması yapma niyetini ortaya koyması yanlış olmuştu. Daha sonra bu malum toplantıyı iptal eden hâkimin Elazığ’a sürülmesi de bir başka ayıp ve yanlıştır. Toplantıyı iptal için dava açanların bir kısmının Ergenekon sanığı olarak tutuklu olması da ayrıca düşündürücüdür. Dost ve müttefiklerimiz bu her iki konuyu da çok önemsemişlerdir. Nitekim, ABD’nde bir enstitü müdürünün Sayın Gül’ün Erivan’a maç ziyareti dolayısıyla “Amerika için Erivan ziyareti Ergenekon’dan daha önemlidir” şeklindeki ifadesi ibretle düşünülmesi gereken bir husustur.
Milli davalarda ne ikili oynanabilir; ne de bunlar karşısında tarafsız kalınabilir. Bu milli davalar, Ankara eksenli ele alınmak durumundadır. Maalesef, ülkeyi yönetenlerin birçok konudaki beyanları ya tarafsız bir hakem, ya da dolaylı taraf durumundadır. Komşularınız çözüme yaklaşır, fanatik ve ırkçı tavırlarını terk eder, tarihi gerçekleri hesaba kattıkları takdirde gayet tabii onlarla da görüşürsünüz. Ancak, Ermenistan tarafı hayali soykırımı iddialarından, Karabağ işgalinden, Doğu sınırımızın tartışılmasından, Azerbaycan’la ilişkilerimizin yön değiştirilmesi talebinden vazgeçmiş değildir. Batı Ermenistan iddiaları acaba nereleri kapsıyor? Siz bu komşunuzla bunları konuşamazsınız. Konuşurum diyorsanız; taviz vermeye hazırsınız demektir.
Belge ve arşivlere dayanmayan sözde soykırımı iddialarını kabul etmek ve özür küstahlığı, vicdansızlığın âlâsıdır. Bazı karanlık çevrelerce ortaya konulan bu çirkin ve küstah tavır, düşünce hürriyeti ile etiketlenemez. İstenen ve arzulanan, Türkiye’ye karşı bir ihanet özgürlüğü talebidir. Hiçbir ciddi devlet ve o devleti yönetenler bu tür örnekleri hoş göremez. Kimse “Efendim devletin görüşü, resmi tarih görüşü” şeklinde ciddi belge ve arşivleri küçümseyemez. Bilimsel değilmiş gibi gösteremez.
Son günlerde TRT’deki bazı programları da anlamak mümkün değildir. Devlet kuruluşu olarak TRT acaba büyük gayretlerle bu özürcüleri mi seçip konuşturmaktadır? Aslında, TRT’nin Kurmançça ve Zazaca’yı dışlayarak Ortadoğu’ya dönük Kürtçe yayın gayretkeşliği de yanlıştır. Devlet eliyle insanları ötekileştirmektir.
Bu özürcü takımın malum bir cemaatin düzenlediği “Abant Toplantıları”nın sürekli müdavimleri ve aktörleri oldukları da gözden kaçmamaktadır. Bu toplantılarda konuşmacılar ve davetliler itina ile seçilmektedir. Ortak özellik; Atatürk, Cumhuriyet, Türk kimliği, Anayasanın temel giriş maddeleri, kısaca Türkiye’yi Türkiye yapan değerlere karşı olmaktır.
Etrafta bir mahalle baskısı lafı sürüp gidiyor. Yapılan bir araştırma ile inanan ve muhafazakâr kesim üzerindeki baskı ortaya konmaya gayret edilmişti. Bu defa, bir başka öğretim üyesi Anadolu şehirlerini de hesaba katarak değişik bir sonuca vardı. Bu defa çok dar anlamda laikler üzerinde çeşitli yönlerden bir baskı ve sindirmenin olduğu ortaya çıkarıldı. Aslında, değişik özellikleri olan bu geniş kitlenin sadece laikler olarak ifade edilmesi de yanlıştır. Ancak, bazıları laik-antilaik ikileminin sürmesinden yanadırlar. Oysa, bunların bazı temel özellikleri; Anayasadaki laiklik prensibine bağlı kalmanın yanında, küresel istilâ ve ablukaya karşı milli tavır ortaya koymaları, teslimiyetçi olmamaları, yasal haklarını kullanmaları, milli bağımsızlık ve egemenlik konusundaki hassasiyetleri, kısaca Türkiye’yi Türkiye yapan değerlere bağlı bulunmalarıdır.
Araştırmanın sonunda bazılarının Ermenilerden dilediği özre yeni ilâvelerin yapıldığı görülmektedir. Bazı yabancı resmi görüşlerin telkinleri de aslında bu yöndedir.
Haklı tepkilerini “www.reddediyoruz.com (15.803), www.ozurbekliyorum.com (107.708), www.sizozurdileyin.com (40.888)” sitelerinde ortaya koyanlara teşekkür ederiz.