Site icon Turkish Forum

TÜRK TOPLULUKLARINDAN HABERLER

İÇİNDEKİLER: - Turkler Olmeyi Biliyorlar

İÇİNDEKİLER:

ÖZLENEN SİYASET

DÖNER YAZANA 500 EURO CEZA

“KÜLTÜRLERARASI YETKİNLİK” PROJESİ TEMA’YA

-ALMANYA

-TÜRKİYE’DE İNTİHAR VE BOMBALI SALDIRI EMRİ VERMEKLE SUÇLANAN

ÖRGÜT ÜYESİ ALMANYA’DA YARGILANIYOR

-ALMANYA MÜSLÜMANLAR KOORDİNASYON KURULU’NDAN HEM İSRAİL’E, HEM DE HAMAS’A ÇAĞRI:

-”SALDIRILARI DURDURUN”

EĞİTİM İÇİN GÖSTERİ

CANDAN’A “EN İYİ KLARNETÇİ” ÖDÜLÜ

AVRUPALI PASAPORT GELİYOR

***

Zeynel Lüle

15.01.2009

ÖZLENEN SİYASET

Aynı gün Hürriyet’in iç sayfalarında bir fotoğraf dikkatimi çekti. Farklı partilerin, farklı siyasetlerin Türkiye kökenli dört adayı elele vererek “Oylarınızı bekliyoruz” mesajı vermişlerdi. Doğrusu o fotoğraf çok hoşuma gitti. Hangi meslektaşım çektiyse eline sağlık. Elele vererek resim çektiren siyasetçilerimizi ise kutluyorum. Son derece “medeni” ve “ders verir nitelikli” bir fotoğraf…

Çünkü o fotoğraf, “çirkin siyaset” yapanlara, rakibine “bel altından” saldıranlara gösterilmeli. Çünkü o fotoğraf, “barış” mesajı içeren, ama bir o kadar da “biz biriz ama farklıyız” görüşünü içerdiği için okullarda “temiz siyaset” başlığı ile gösterilmeli.

Hessen Eyaleti seçimlerine katılan bu dört siyasetçimizi de yakından tanıma fırsatı buldum. Zaten kendilerinden “farklı bir tutum” beklenemezdi. Her biri kendi alanında başarılı ve çalışkan.

XXX

Yeşillerin 9’uncu sırasından seçimlere katılan Mürvet Öztürk, bir müddet Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda da görev yaptı. Kadınlar konusuna olan hakimiyeti ve bu alanda verdiği mücadeleye yakından şahit oldum. Eminim Mürvet, Hessen Meclisi’nde de başarılı olacak.

CDU’nun 67’ini sırasından seçimlere katılan İsmail Tipi ile uzun yıllar Hürriyet’te mesai arkadaşlığı yaptık. Gazetemizin en başarılı muhabirlerindendi. Siyasete girmesine sevindim. Onu da başaracaktır.

FDP’nin 23’üncü sırasından seçimlere katılan Yankı Pürsün ise, Doğan abimizin oğlu. Doğan Pürsün, yılarca Hürriyet’in sayfalarında “emeklilik” üzerine yazılar yazdı. Yankı ise, bu mücadeleyi babasından devralmış görünüyor.

SPD’nin 28’inci sıra adayı Turgut Yüksel ise, artık “tecrübeli” bir politikacı. Yaptıkları, yapacaklarının göstergesi. Yüksel ile KKTC’ye yaptığımız bir ziyarette bol bol konuşma fırsatı bulmuştum. Onun, Almanya’da siyaset içinde kalması gerektiğini düşünenlerdenim. Başarılı olacağına inancım tam.

Hessen Eyaleti’nde sandık başına 18 ocakta gidilecek. Ama bu seçim şimdiden “siyaset tarihi”nde ki yerini aldı. Bu seçim, “Elele” veren dört siyasetçimizin fotoğrafı ile hatırlanacak. 21’inci yüzyılda siyasetin nasıl yapılacağını bize gösteren bu fotoğraf, uzun yıllar hafızamızda ki yerini koruyacak.

MESUT NEREDE OYNASIN?

Geçen hafta sizlere bir soru sormuştum. Tekrarlıyorum. Avrupa’da yetişen “çifte vatandaşlı” gençlerimiz, bulunduğu ülkenin mi, yoksa Türkiye’nin mi milli takımında oynamalı? Çok sayıda cevap geldi. Bu kez somut bir örnekle bu sorumu tekrarlıyorum. Almanya’nın Werder Bremen takımında oynayan 20 yaşındaki Mesut Özdil’e, hem Almanya, hem de Türkiye teklif götürdü. Mesut hangi takımı tercih etmeli? Türkiye kökenli bir futbolcu, bir Avrupa ülkesinin milli takımında top koşturursa, ana yurdunu daha iyi temsil edebilir, gururumuz olur diyenler var. Avrupa’nın iyi şartlarında yetişmiş bir futbolcu, Türkiye adına top koşturursa, ülkesine daha faydalı olur diyenler var. Siz ne diyorsunuz? Cevabınızı zlule@skynet.be adresine bekliyorum.

MELİKOFF’U KAYBETTİK

Strasbourg’da uzun yıllar birlikte olduğumuz, Türkoloji dünyasının en önemli isimlerinden olan İrene Melikoff, 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. O bizim, “Melikoff Annemizdi”. Alevilik ve Bektaşilik üzerine yaptığı çalışmalarla, ardında büyük bir hazine bıraktı. Bir de bizim bitmeyecek olan sevgimizi…

***

Mehmet TASKIRAN / VIERSEN, Murat TOSUN/BERLIN | 15.01.2009

DÖNER YAZANA 500 EURO CEZA

Almanya’nın Viersen kentinde belediye veterinerlik dairesi, dönercilere gönderdiği bir yazıda “döner” tanımlamasını kullanmalarını yasakladı. Dönercilerden, büfe ve restoranlarda ürünlerin yer aldığı tabelaya “döner” yerine “Drehspiess” veya “Hackfleischspiess” yazmaları istendi. Buna uymayanı 500 Euro ceza bekliyor.

Almanya’da Viersen Belediyesi, bölgede 40 civarındaki Türk döner büfesine mektup göndererek, mönülerin yer aldığı tabelalardaki “Döner” ibaresini kaldırarak yerine etin türüne göre “Drehspiess” (Dönen şiş) veya “Hackfleischspiess” (Dönen kıyma şiş) yazmalarını istedi. Viersen’in Hollanda sınırındaki Schwalmtal-Waldniel kasabasında Jasmin Döner’in sahibi Adanalı Yüksel Duru (44) 16 yıldır dönercilik yaptığını belirterek, belediyenin bu uygulamasına bir anlam veremediğini söyledi. Belediye Veterinerlik Dairesi’nden gelen yazıya inanamadığını söyleyen Duru, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yazıda dükkanınızın içinde, tezgahın üzerindeki tabelada yazan ‘Döner’ yazısını derhal silmemiz, bunun yerine ‘Hackfleischspiess’ yazmamız istendi. Benim iki dükkanım var. Birinde tabelayı değiştirdim, döner yazısını kaldırdım.”

Değiştirmeyene para cezası

Viersen’in Süchteln kasabasında 10 yıldan beri döner dükkanı işleten Cevat Çıplak (34) da Viersen Belediyesi’nden gelen mektuba çok şaşırdığını belirterek, “Döner Kebap yazan tabelayı sökmem istendi. Ama indirmedim. 500 Euro ceza vermekle tehdit ediyorlar. Ayrıca dönere yumurta, süt, soğan, yağ, yoğurt ve tuz koyabilirsiniz, bunun dışında hiç bir katkı maddesi koyamazsınız’ diyorlar. Onların dediği gibi yaparsak döner, dönerlikten çıkar” dedi.

Sürekli kontrol var

Lobberich kasabasında 14 yıldır dönercilik yapan Nedim Sungurlu, belediyeden yazı geldikten sonra tabelayı değiştirdiğini ve “döner” yerine “Drehspiess” yazdırdığını belirterek, “Önce dikkate almadım. Bunun üzerine dükkana gelip kontrol ettiler. Mutfağı, lavaboyu iyice incelediler. Adeta gözdağı verdiler. Sudan bahanelerle ceza yazdılar. Döner tanımlamasını silmezsem bu cezanın daha da artacağını söylediler. Bunun üzerine ben de değiştirmek zorunda kaldım.” Sungurlu, “Tabelayı değiştirdim ama döner yerine bizdeki sandviç anlamına da gelebilecek ‘Tasche’ tabirini kullandım. Örneğin, çeyrek dönerin adına Kinder Tasche dedim” diye konuştu.

İŞTE BELEDİYENİN GEREKÇESİ

Konuyla ilgili Viersen Belediyesi’nden bir yetkili uygulamanın gerekçesini şöyle açıkladı: “Biz önce halkın sağlığını ve hakkını düşünürüz. Bu uygulama da sağlık açısından yapılıyor. Elimizdeki “tanımlamaya” göre döner baharat olmayan, belli oranda kıyma, belli oranda et konulan bir gıdadır. İçine konulmaması gereken diğer bazı ürünler de katılıyor. Dolayısıyla döner olarak satılan bu ürünler bu tüzüğe uymuyor. O nedenle döner olarak satılmasına izin vermiyoruz. bunun adına Spiess denilebilir. Ancak döner denilemez.”

Dönerin tanımlaması 1989’da yapıldı

VİERSEN belediyesinin döner tabirini kullanan Türk dönercilere yönelik cezai uygulaması, 11 Haziran 1989 yılında Berlin Sağlık Senatörlüğü tarafından çıkartılan ve 30 Ekim 1991 yılında Almanya genelinde ‘Döner Kebab’ tanımını standarda bağlayan yasa doğrultusunda gerçekleştiriliyor. Döner imalatçısı Remzi Kaplan, yasanın ‘Döner Kebab’ tanımını kapsadığını ve bunun döneri kullananlar için uygulanamayacağını söyledi. Yaklaşık 7 yıl Avrupa Türk Döner İmalatçıları Birliği Başkanlığını yürüten Remzi Kaplan, Viersen belediyesinin tutumunu ‘İşgüzarlık’ olarak değerlendirirken, ceza uygulamasını eleştirdi.

Standart istediler

Kaplan, ‘1980’li yıllarda döner Almanya genelinde yaygınlaşıp dikkat çekmeye başladığı zaman özellikle dönerin Almanya’da çıktığı yer olan Berlin Sağlık Senatörlüğü döneri bir standarda oturtmak istedi. Bu bağlamda o zamanki bilgiler doğrultusunda döner tanımı yapıldı. 1989 yılında, Berlin Sağlık Senatörlüğü tarafından yenilenen bu kanun çerçevesindeki döner tanımı 1991 yılında ise tüm Almanya genelinde geçerli oldu. Ancak bu tanımda ‘Döner Kebab’ olarak geçiyor. Bu ölçülere uymayan ürünlere ‘Döner Kebab’ denemez’ dedi.

‘Döner Kebab’ yapımını belli bir standarda bağlayan Berlin Sağlık Senatörlüğü’nün tanımı:

-Döner Kebab’ın yapımında dana, sığır veya koyun eti kullanılır. Üç türün karıştırılmasına izin verilir.

-Etin, 6. paragraftaki kıyma tanımına uyması gerekir. (En fazla yüzde 20 yağ ihtiva etmesi gibi)

-Kıyma, kanunda yazan normal büyüklükte olmak zorunda. Kıyma küçültlemez,

-Kıymanın miktarı en fazla yüzde 60 olabilir.

-Ayrıca tuz, baharat, yumurta, soğan, yağ, süt ve yoğurt kullanılabilir.

Biz uyarmıştık

Avrupa Döner Odası Başkanı Yunus Altınsoy, tüm döner üreticilerini 90’lı yılların başında uyardıklarını söyledi. Almanlar’ın standardı TSE’den (Türk Standartları Enstitüsü) aldığını vurgulayan Altınsoy şöyle konuştu:
‘Türkiye’deki Döner Kebap’ı standart olarak kabul ettiler. Onun dışındaki ürünlerin ‘Döner Spiess’ ya da ‘Döner art’ olarak yazılmasını istediler. Yani bu uygulama eskiden beri vardı. Ama uygulanmıyordu. Şimdi Viersen’de kontrollere başlamışlar. Tabi ki dükkan işleten arkadaşların suçu yok. Üretici firmanın paketinde ‘Döner’ yazdığı için, onlar da fiyat listesine öyle yazıyorlar. Biz bu konuda tüm üretici arkadaşları zamanında bilgilendirmiştik. Ama üstünde durulmadı.”

***

Asim GÜRSOY / KÖLN | 15.01.2009

“KÜLTÜRLERARASI YETKİNLİK” PROJESİ TEMA’YA

Alman Çevre Vakfı BUND ile birlikte Köln Belediyesi tarafından “2008 Çevre Ödülü”ne layık görülen TEMA-Almanya Vakfı şimdi de “Kültürlerarası Yetkinlik” adlı çalışma grubunun başına getirildi.

Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Hükümeti himayesinde başlatılan, NRW Çevre, Uyum ve Eğitim Bakanlıkları’nın organizasyonunda düzenlenen ‘Geleceğimizi Öğrenelim Aksiyonu’ adı altında yer alan 6 çalışma grubundan biri olan ‘Kültürlerarası Yetkinlik’ adlı projenin kendilerine verilmesinden büyük onur duyduklarını belirten TEMA-Almanya Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Önel, şunları söyledi: ‘NRW Eyaleti içindeki göçmen politikası, eğitim, uyum ve çevre konularında gelecek üç yıl içerisinde ne gibi çalışmaların yapılması ve yeni fikirlerin üretilmesi için kurulan bu forum içinde tam 32 vakıf ve dernek bulunuyor. Bunların içinden bir projenin sorumluluğunun TEMA olarak bize verilmesi gerçekten çok önemli. Yani bir Türk çevre kuruluşu olarak artık Almanlar tarafından da kabul görmüş durumdayız. Forumda yer alan 6 projenin içeriği şu anda belli değil. Önümüzdeki günlerde yapılacak toplantıda bir araya gelerek projelerin içeriğini ve neler yapabileceğimizi tespit edeceğiz.’

***

-ALMANYA

-TÜRKİYE’DE İNTİHAR VE BOMBALI SALDIRI EMRİ VERMEKLE SUÇLANAN

ÖRGÜT ÜYESİ ALMANYA’DA YARGILANIYOR

BERLİN (A.A) – 15.01.2009 – Türkiye’de toplam 14 kişinin ölümüne neden olan intihar ve bombalı saldırı düzenlenmesi emri vermekle suçlanan Devrimci Sol ve DHKP-C terör örgütü üyesi Faruk E’nin (53) yargılanmasına Almanya’nın Düsseldorf kentindeki Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde başlandı.

Faruk E, Almanya’dan örgüt üyelerine Türkiye’de polis ve hukukçulara yönelik saldırılar düzenlenmesi talimatları vermekle suçlanıyor.

Savcılığın suç duyurusunda, Faruk E’nin İstanbul’da 10 Eylül 2001 tarihinde bir polis karakoluna yönelik saldırının da talimatını verdiği ve bu saldırıda 23 yaşındaki bir Avusturyalı kadın turistin de öldüğü belirtildi.

(EA-HA-ÇA)

***

-ALMANYA MÜSLÜMANLAR KOORDİNASYON KURULU’NDAN HEM İSRAİL’E, HEM DE HAMAS’A ÇAĞRI:

-”SALDIRILARI DURDURUN”

KÖLN (A.A) – 15.01.2009 – Almanya’daki Müslüman çatı örgütü olan Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM), “İsrail ile Hamas arasında sürmekte olan çatışmalarla ilgili olarak her iki tarafın da sorumluluğu bulunduğunu” belirterek, hem İsrail’e, hem de Hamas’a, ”saldırıları durdurun” çağrısında bulundu.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İslam Kültür Merkezleri Birliği (İKMB), Almanya İslam Konseyi (IRD) ve Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi’nin (ZMD) oluşturduğu KRM’nin dönem sözcüsü Erol Pürlü, Orta Doğu’da yaşanan savaşla ilgili açıklama yaparak, “Gazze’yi haftalardan bu yana bombalayan İsrail’in bebek, kadın ayırımı yapmadan sivilleri katlettiğini” ifade etti ve çatışmaların bir an önce durdurulmasını istedi.

Pürlü, İsrail’in Gazze’ye yönelik sürdürdüğü saldırıların ve bombardımanların temel insan haklarının ihlali anlamına geldiğini belirterek, ”İsrail’in Gazze’ye saldırıları hemen durdurulmalıdır. KRM olarak, savaşa karşı Almanya’da gerçekleştirilen çeşitli barışçı gösterileri destekliyoruz” dedi.

Pürlü ayrıca, ”İsrail yerleşim merkezlerine Kassam füzeleriyle yapılan saldırılar hemen son bulmalıdır. Bu saldırılar sadece savaşın sürmesine hizmet etmektedir ve tahammül edilemez bir şeydir” diye konuştu.

Gazze’deki sivil halkın çok büyük acılar çekmekte olduğuna işaret eden Pürlü, ”Camilerin, parlamento binasının, okul ve üniversite gibi kamu kurumlarının bombalanması kabul edilebilir bir durum değildir ve hemen durdurulmalıdır” diye konuştu.

Almanya’da barışçıl şekilde düzenlenen gösterileri desteklediğini ifade eden Pürlü, Müslümanları, savaşın sona ermesini sağlamak için şiddete başvurmadan, barış içinde yapılan gösteri ve protesto eylemlerini sürdürmeye çağırdı.

Pürlü, ”Tüm savaşlara karşı olmak, toplumsal barış ve değişik toplumların birbirine anlayış göstermesi için çalışmak bir dini birlik olan KRM’nin görevidir. Tüm dini cemaatleri, kiliseleri, Almanya’daki tüm birlikleri dinlerin emrettiği, adaletli, kapsamlı bir barış için çaba harcamaya, çalışmaya çağırıyoruz. Bu şekilde sesimiz şimdiye kadar olduğundan daha açık ve gür çıkar” dedi.

(KAR-HA-ÇA)

***

EĞİTİM İÇİN GÖSTERİ

Isa DEVEÇEKEN/ FRANKFURT | 15.01.2009

Almanya’nın Frankfurt Kentin’de öğrenciler ve öğretmenler daha iyi eğitim ve olanakları istemek için sokağa döküldü.

RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ

Eyaletin her bölgesinden gelen beş bine yakın öğretmen, öğrenci ve veliler Frankfurt belediye Sarayı önündeki Römer meydanını doldurarak “Daha iyi eğitim” sloganıyla protesto gösterisi yaptı.
Başbakan adayı Schaefer Gümbel’de katıldı

ATİF ve DİDF’in de gençlik kollarıyla katıldığı protesto yürüyüşü ve mitingine katılan SPD’li Hessen Eyalati Başbakan adayı Thorsten Schaefer-Gümbel’de büyük alkış topladı. SPD’nin Türk kökenli milletvekili adayı Turgut Yüksel’de Frankfurt tren garından başlayan ve yaklaşık 5 kilometrelik yürüyüşe elinde pankart taşıyarak katıldı. Frankfurt’un dört köşesinden başlayan ve şarkı ve marşlar söylenerek yapılan ‘yıldız Yürüyüşü’ adı verilen yürüyüşte Koch Hükümeti’nin eğitim politikasını kınayan ve Koch’un artık gitmesini isteyen sloganlar atıldı.
Hessen eğitimi alt sırada

Mitigte ise konuşmacılar herkesin eşit şartlarda eğitim hakkı bulunduğuna dikkat çekerek,”Hessen’in eğitim düzeyini ülke genelinde ilk sıralara taşımak sözü veren Koch hükümeti sınıfta kalmıştır. Son yapılan araştırmada Hessen’deki eğitimin son sıralarda olması son 10 yılda yapılan bu hükümetin eğitim politikasından doğmuştur” dediler. 18 Ocak’ta seçimlerde mutlaka oy kullanılmasını isteyen konuşmacılar “Bu hükümete en büyük cezayı oy sandığında verelim” açıklamasında bulundular. Coşku içinde geçen yürüyüşler ve miting beklenenin aksine olaysız ve sakin geçti.

***

CANDAN’A “EN İYİ KLARNETÇİ” ÖDÜLÜ

Muammer ELVEREN / PARIS | 15.01.2009

Fransa’nın Amiens kentinde 16.sı düzenlenen ve geleceğin profesyonellerinin ödüllendirildiği, müzik akademileri ile okullarında okuyan ve lisans üstü çalışmalarını sürdüren öğrencilerin katıldığı Nenini-Avrupa Müzik Yarışması’na katılan Türk kızı Candan Işık Yüce en iyi klarnetçi seçilerek birincilik ödülü aldı.

Mayıs 2007’de Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesini yüksek onur derecesi ve burs ile bitiren Candan, bugüne kadar dünyanın önde gelen klarnet sanatçıları ile çalışarak aynı zamanda Franck Gali, Mahir Çakar, Jean-Michel Ferran, Dammiano Giuranna, Hakan Kalkan gibi şeflerle çalışarak orkestracılığını da geliştirdi. Yüce eylül 2007’den bu yana Türk Eğitim Vakfı ve sonrasında Fransız Hükümet burslarını kazanarak lisans üstü çalışmalarına Paris operasının solo klarnetçisi Alexandre Chabod ile sürdürdü.

***

AVRUPALI PASAPORT GELİYOR

EDİRNE (A.A)

Emniyet Genel Müdürlüğünce, Avrupa Birliği standartlarında çipli pasaportlar hazırlandığı bildirildi. Edirne Emniyet Müdürlüğü Pasaport ve Yabancılar Şube Müdürü Ali Türedi, eskilere göre daha küçük boyutlarda olan pasaportlarda, tüm kayıtlarının bilgisayar ortamında tutulacağını söyledi. Süresi biten pasaportlarda uzatma olmayacağını kaydeden Türedi, şunları söyledi: ‘Pasaport üzerindeki çip kişiyle ilgili tüm bilgileri saklayacak. Bu bilgiler özel optik cihazlarla okunacak. Morötesi ve kızılötesi ışınlarla görülebilecek özellikler taşıyan pasaportların sahtesinin yapılması mümkün olmayacak. Çiplerde kişilerin parmak izleri de yer alacak.

16.01.2009

Exit mobile version