Özel Harekat Dairesi Eski Başkanvekili İbrahim Şahin Ergenekon sanığı olarak tutuklandı. İbrahim Şahin verdiği ifadede önemli açıklamalarda bulundu. Şahin ifadesinde şunları söyledi:
- ‘Genelkurmay’dan Metin ve Bekir Paşa terörle mücadelede yeni oluşuma gidileceği ve bu yeni oluşumun müsteşarlığına benim getirileceğimi söylediler. Yeni oluşumda görev almak üzere 300 kişilik bir liste hazırladım. Ele geçen S1 belgesi buna ilişkindir
- Doğu’da görev yaptığım sırada tanıdığım koruculardan Aktütün Taburu’na saldırı yapılacağını 20–25 gün önceden öğrendim ve bunu bildirdim.
İbrahim Şahin’in bu açıklamaları kamuoyunu sarstı. Gözler Genelkurmay ve MİT’e çevrildi. Her iki kurum da açıklama yaptı. Genelkurmay yaptığı açıklama ile Şahin’in ifadelerini yalanladı ve gerçeği yansıtmadığını söyledi. Genelkurmay açıklaması şöyleydi:
“Çeşitli basın yayın organlarında, tutuklu İbrahim ŞAHİN’in ifadesine atfen Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı personeline ilişkin haberler yapılmaktadır. Yapılan bu haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
Genelkurmay, Şahin’in açıklamalarını reddetti. Ancak MİT için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Şöyle ki MİT açıklamasında şunları söyledi:
“İbrahim Şahin ile kurumsal bir temasımız bulunmamaktadır. Aktütün Karakolu’na ilişkin iddia edildiği tarzda bir bildirim tarafımıza yansımamıştır.
İbrahim Şahin bir süre önce Güneydoğu’daki bazı olaylara ilişkin duyumlarını, sosyal bir ilişki üzerinden tarafımıza aktarmıştır. Bilindiği gibi, çeşitli vesilelerle kurumumuza her türlü bilgi değişik kanallar üzerinden intikal etmektedir.”
Görüldüğü gibi MİT açıklamasında İbrahim Şahin ile resmi ilişkilerinin olmadığını söylüyor. Ancak İbrahim Şahin’in gayrıresmi yollarla kendilerine Güneydoğu’ya ilişkin duyumlarını aktardığını söylüyor. Kısacası MİT, İbrahim Şahin’in kendilerine gayrıresmi yollarla Aktütün saldırısının bilgisini ulaştırdığını kabul ediyordu. Aktütün Saldırısının bilgisinin MİT’te bulunduğu ilk kez bir resmi kurum tarafından kabul ediliyordu.
Bu açıklamaların ışığında ortaya oldukça ilginç bir tablo çıktı. MİT, Aktütün saldırısına ilişkin bilgiye sahip olmasına rağmen, Genelkurmay bu bilgiye sahip değildi. Açıklamaların sonucunda MİT’in bu istihbaratı Genelkurmay’a iletmediği ortaya çıkıyordu.
Üstelik İbrahim Şahin’in Aktütün’ü haber verdim dediğini basına enforme edenler, Zekeriya Öz’ün “kime haber verdiniz?” sorusunun cevabını basına göndermemişti. Kısacası bilgilerin kısıtlanması ile dezenformasyon yapılmış ve bu sayede Genelkurmay suçlanırken devletin bazı kurumları kollanıyordu. Bu tercih elbette bilinçliydi.
Aktütün Saldırısı sonrası Taraf gazetesinin saldırının uydu görüntülerini yayınlayarak Genelkurmay’ı suçladığı hatırlanırsa mesele daha da karmaşık bir hal alıyordu. Bu garip çelişki durumun ayrıntıları kurumların açıklamaları ile zaman içinde ortaya çıkacak.
Barış Terkoğlu
Odatv.com