İÇİNDEKİLER:
-ALMANYA
-“HA-Bİ-DER” TARAFINDAN, ATATÜRK KONULU
ULUSLARARASI YARIŞMA DÜZENLENİYOR
HEM ALMANCA HEM TÜRKÇE
-ALMANYA
-KARS, ARDAHAN VE IĞDIR KÜLTÜR DAYANIŞMA DERNEĞİ,
KAMU YARARINA ÇALIŞAN DERNEK OLARAK TESCİL EDİLDİ
“ALMAN OLSAK BİLE YABANCIYIZ”
-TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ESKİ ALMANYA SORUMLUSU
HAKKINDA DAVA AÇILDI
EKONOMİYİ BİRİNCİLİKLE BİTİRDİ
***
-ALMANYA
-“HA-Bİ-DER” TARAFINDAN, ATATÜRK KONULU
ULUSLARARASI YARIŞMA DÜZENLENİYOR
BERLİN (A.A) – 07.01.2009 – Bafra’da bulunan Halkımızı Bilinçlendirme Derneği (Ha-Bi-Der) tarafından, Atatürk’ün ve Türk milletinin dünyada tanıtımını sağlamak amacıyla “Atatürk Kimdir” konulu bir yarışma düzenleniyor.
Türkiye’nin Berlin Başkonsolosluğu tarafından bu konuda yapılan açıklamada, Atatürk’ün ve Türk milletinin dünyada doğru anlaşılması açısından önemli görülen söz konusu yarışmaya ilişkin bilgilere, “www.habider.gen.tr” adlı internet adresinden ulaşılmasının mümkün olduğu belirtildi.
Ödüllü yarışmaya ilişkin katılım formlarının da söz konusu internet adresinde 8 dilde mevcut olduğu kaydedildi.
(EA-HA-SRP)
***
HEM ALMANCA HEM TÜRKÇE
WIESBADEN | 07.01.09
Almanya’da 18 Ocak’ta seçime gidilecek olan Hessen Eyaleti Kültür Bakanı Jürgen Banzer (CDU) “Eğitimde başarı için Almanca şart ama Türkçe de ihmal edilmemeli. Türk çocukları iyi Almanca’nın yanısıra Türkçe de öğrenmeli. Bu başarı için artı bir puan. Biz de bunu destekliyoruz” dedi.
Almanya’da 18 Ocak’da eyalet meclisi seçimi yapılacak. Hessen Eyaleti Kültür Bakanı Jürgen Banzer, seçim propaganda çalışmaları için önceki gün otobüsle seçim turuna çıkmadan önce Hürriyet’e verdiği özel demeçte, “Türk çocukları Almanca’nın yanısıra Türkçe’yi de konuşmalı. Biz bunun önemli olduğunu biliyoruz” dedi.
Hıristiyan Demokrat Birliği’ne (CDU) mensup hukukçu Banzer, 2005 yılından beri Eyalet Adalet Bakanlığı görevini yürütürken, kültür bakanının istifasıyla Nisan 2008’den itibaren boşalan Eyalet Kültür Bakanlığı’nı da üstlenerek iki bakanlığı birden yönetiyor.
BAŞARI İÇİN ŞANS
Eyelet Kültür Bakanı Jürgen Banzer, özellikle Türkçe’nin önemini vurgulayıp şöyle konuştu: “Türk çocuklarından kimliğini, kökenini inkar etmelerini hiç kimse bekleyemez. Türk çocukları Almanca’nın yanısıra Türkçe’yi de iyi bilmeleri başarı için bir şanstır. Biz de bunu desteklemeliyiz. Sadece destek vermek istiyoruz demekle kalmayıp bunu da destekliyoruz. Örneğin Türkçe anadil dersleri için öğretmen sayısını eyaletin imkanlarıyla artırmayı düşünüyoruz”
SEÇMELİ DERS OLABİLİR
Daha önceki yıllarda avukatlık ve kaymakamlık yapan Banzer, Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı çevreçvesinde çeşitli okullarda Türk yazarlar ile birlikte okuma günlerine katılmıştı. Türkçe’nin eyalet eğitim sisteminde seçmeli ders olmasını desteklediklerini söyleyen Bakan Banzer, “Eyaletimizde Offenbach ve Frankfurt kentlerinde olmak üzere iki okulda Türkçe nota tesir eden seçmeli ders olarak okutuluyor.
Biz bakanlık olarak bu iki pilot projeyi gelecekte daha da artırmayı düşünüyoruz. Çünkü Türk çocuğunun Almanca’nın yanısıra Türkçe’yi de bilmesi ona çok şey kazandıracak. Örneğin daha az başarılı olduğu dersin notunu Türkçe dersinde alacağı iyi not ile dengeleyebilir” dedi.
OKUL İLE İLGİLENSİNLER
Bakan Banzer, Türk ebeveynlere de seslenerek şöyle konuştu: “Okullar, çocuğun iyi bir geleceğe sahip olması için en iyi imkanları sunmalıdır. Okullar herşeyi çözemez. Ebeveynlere de büyük görev düşünüyor. Türk ebeveynlere sesleniyorum.
Çocuklarının okulları ile ilgilensinler. Çocukları okulda ne yapıyor, hangi notları alıyor, hangi derslerde başarılı, hangilerinde zorlanıyor. Bütün bunları takip etmeli. Çocuklarının bu arada başarının en temel ilkeli olan Almanca’ya da hakim olmaları için çaba sarf etmelidir. Başarılı göçmen kökenli öğrencilerle ‘Örnek öğrenci ‘ kampanyası planlıyoruz. Böylece diğer öğrenciler onları örnek alıp cesaretlenirler.”
MESLEK PERSPEKTİFİ VERMELİYİZ
Almanya’da ilkokul dördüncü sınıftan itibaren çok sayıda göçmen öğrencinin devam ettiği Hauptschule adı verilen temel eğitim okullarının durumuyla ilgili devam eden tartışmalar için de Bakan Banzer’in cevabı şöyle oldu: “Bu okulların sorunları tartışılabilir. Ama ben bu okullardaki öğretmenleri başarılı buluyorum. Bu okulların kötü bir imajının olması bir haksızlık.
Hauptschule giden öğrenciler okulunu bitirince meslek eğitim imkanına kavuşmalı. Bu okullar uygulamalı eğitim veren okullar olmalı. Hauptschule’ye gidenlere bir meslek perspektifi vermeliyiz. Biz de buna çalıştık. Ayrıca bu okullarda okuyanlar için eğitim sistemini sonu değil. Bu okuldan ortaokula ve veya lise geçerek yüksek eğitime devam imkanı tamamen kapalı olmadığını unutmamak gerekir.”
***
-ALMANYA
-KARS, ARDAHAN VE IĞDIR KÜLTÜR DAYANIŞMA DERNEĞİ,
KAMU YARARINA ÇALIŞAN DERNEK OLARAK TESCİL EDİLDİ
KÖLN (A.A) – 07.01.2009 – Almanya’nın Köln kentinde 2 yıl önce kurulan Kars, Ardahan ve Iğdır Kültür Dayanışma Derneği, kamu yararına çalışan dernek olarak tescil edildi.
Dernek Başkanı Taner Uğuz, kamu yararına çalışan dernek olarak tescil edilmelerinden sonra şimdi çalışmalarına daha da hız vereceklerini ve mayıs ayında büyük bir gece düzenlemek istediklerini söyledi.
Amaçlarının, Almanya’da, özellikle de Köln ve çevresinde yaşayan hemşehrileri arasında dayanışmayı sağlamak olduğunu belirten Uğuz, ”Öncelikli amacımız burada yaşayan hemşehrilerimizi bir araya getirmektedir. Köln bu konuda çok merkezi bir konumda, yakın çevremizde örneğin Ruhr havzasında, Aachen kentinde, Hollanda’da, Belçika’da birçok hemşehrimiz yaşamaktadır” dedi.
Yurt dışında yaşayan Türkler olarak Türkiye’nin tanıtımını en iyi şekilde yapmak durumunda olduklarını ifade eden Uğuz, şunları kaydetti:
”Kültürel faaliyetlerin dışında gençlerin sosyal sorunlarıyla da ilgilenmek istiyoruz. Eğitim konusunda öğrencilere yardım kursları ve Türk tarih dersleri de vermeyi gaye edinmiş bulunuyoruz. Bu konuda tüm hemşehrilerimizi bir araya getirerek, dost ilişkilerimizi geliştirerek, yöremizi en iyi şekilde temsil etmemiz söz konusu olabilir.”
Uğuz, bu amaçla mayıs ayında çok büyük bir gece düzenlemeyi planladıklarını, programda yöre yemeklerinin ikram edileceğini, Kafkasya halk oyunlarıyla diğer müzikli sunumların olacağını kaydetti.
Uğuz, geceye Türkiye, Azerbaycan ve diğer komşu ülkelerden önemli ve seçkin kişilerin konuşmacı ve konuk olarak davet edileceklerini sözlerine ekledi.
(KAR-HA-ŞP)
***
Ali VARLI / BERLIN | 07.01.2009
“ALMAN OLSAK BİLE YABANCIYIZ”
Berlin’de suçluların Alman vatandaşı olsalar bile “Alman” veya “Alman kökenli değil” şeklinde fişlenmesine tepki çığ gibi. Berlin Uyum, Çalışma ve Sosyal Senatörü Heidi Knake-Werner “Bu apaçık birinci ve ikinci sınıf Alman vatandaşı yaratmak anlamına gelir. Anlamsız bir uygulama” dedi.
Berlin’de zanlıların etnik kökenlerine göre fişlenmesine sert tepki gösteren Berlin Uyum, Çalışma ve Sosyal Senatörü Heidi Knake-Werner “Bu uygulamadan yeni haberdar oldum. Bence çok anlamsız” derken başkentteki Türkler “Alman vatandaşı olsak bile hala yabancıyız” diye konuştular.
Hristiyan Sosyal Birlik CSU Partisi Federal Meclis milletvekili Peter Ramsauer, “Suçluları Alman vatandaşı olsalar bile kökenine göre ayıralım” önerisinde bulunmuştu. Ancak Berlin Polis Bilgi Bankası’nın (Poliks) “Alman” ve Alman kökenli değil” ayrımını 2002’den beri uyguladığının ortaya çıkmasıyla tartışma büyümüştü.
Kabul edilemez
Zanlıların etnik yapısına göre fişlenmesi haberinin Hürriyet’te “Berlin’de Hasan ve Hans ayırımı” şeklinde yer alması üzerine Sol Partili Berlin Uyum, Çalışma ve Sosyal Senatörü Heidi Knake-Werner şu açıklamada bulundu: “Kriminal istatistiği ile köken arasında bir bağlantı kurulması çok anlamsızdır. Suç işleyenlerin veya zanlıların kökenlerini bilmek ne işe yarar? Bu neden bilinmek istenir? Bu apaçık birinci ve ikinci sınıf Alman vatandaşı yaratmak anlamına gelir. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değildir.’
Yabancı düşmanlığını artırır
Senatör Knake-Werner ‘Biz bir göç ülkesiyiz. Biz burada yaşayan insanların Alman vatandaşlığına geçmelerini istiyoruz. Kökene göre kayıtlara geçirmek yabancı düşmanlığını artırır. Brandenburg’da CDU’lu bir parlamenter, kökene göre kayıt yoluyla kriminalitenin nedenlerinin saptanabileceğini söylemekte. Bu çok saçma. Bir kişinin kökeni ile işlenen suç ve suç işleme eğilimi arasında ne gibi bir bağlantı olabilir? Sosyal konum belki suç işlemede bir etken olabilir. Ama bir insanın Türkiye’den, Rusya’dan veya bir başka bir ülkeden gelmesi ile suç işlemesi arasında herhangi bir bağlantı olamaz’ dedi.
Körting’le görüşeceğim
Heidi Knake-Werner ayrıca, Berlin İçişleri Senatörü Ehrhart Körting ile görüşeceğini de söylerken “Senatör Körting, gençlik çeteleri ile ilgili olarak bu kayıtların yapıldığını söylüyor. Ben bu uygulamadan yeni haberdar oldum. Bu konu üzerinde detaylı bir şekilde tartışmalıyız. Bu insanlar yasalara göre Alman vatandaşı olmuş insanlardır. Ülkede geçerli yasalara göre bunlar eşit haklara ve eşit görevlere sahiptir. Biz insanların kökenleri nedeniyle dışlanmasına karşıyız ve bu kararlı tutumumuzu da sürdüreceğiz’ diye konuştu.
Öney: Hani kayıt tutulmuyordu?
Yeşiller Berlin Eyalet milletvekili ve Berlin Eyalet Meclisi İçişleri Komisyonu üyesi Bilkay Öney ise İçişleri Senatörlüğünü eleştirirken ‘Meclise sunduğumuz soru önergelerine cevap verirken kökenine göre kayıt tutmadıklarını söylüyorlar. Meclisi ve bizi kandırıyorlar. Yalan söylüyorlar. Ayrıca suç işliyorlar. Meclisten bilgi saklıyorlar.
Madem kökenine göre istatistik tutmak suçlularla mücadeleyi kolaylaştırıyor o zaman Almanların kökenine göre, hangi eyaletten geldiğine göre tutulsun. Merak ediyorum 50 yıl önce Alman olan Polonya kökenlileri de kayıt ediyorlar mı? Bu uygulamanın arkasındaki mantık yabancıların ne kadar suç işlediği ve hangi etnik kökenin hangi suça daha çok karıştığını ortaya çıkarmaktır. Son derece tehlikeli ve zararlı bir uygulama’ dedi.
Alman olsak da yabancıyız
Berlin’de etnik kökene göre polisin zanlıları fişlemesi kentte yaşayan Türklerin de tepkisine neden oldu. Berlinli Sabri Gülbahçe, Saffet Esati, Hüseyin Kaya, İsa Yılmaz, Şükrü Yazıcıoğlu, Orhan Boran, Emre Macit ve Erhan Özer şunları söyledi: ‘Bu çağda insanların kökenine göre ayrılması hiç doğru değil. Bu bizi hala yabancı olarak gördüklerinin göstergesi. Buradan bir kez daha öğreniyoruz, Alman vatandaşı olsak da hala yabancı olarak geçiyoruz.”
***
-TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ESKİ ALMANYA SORUMLUSU
HAKKINDA DAVA AÇILDI
BERLİN (A.A) – 07.01.2009 – Terör örgütü PKK’nın eski Almanya sorumlusu Hüseyin A. (48) hakkında dava açıldı.
Karlsruhe kentindeki Federal Başsavcılık tarafından bugün yapılan açıklamada, Hüseyin A. hakkında bir suç örgütüne elebaşılık yapmak suçundan 22 Aralık 2008 tarihinde Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesinde dava açıldığı bildirildi.
Hüseyin A’nın, 2007 yılının Ağustos ayı başında, örgütün eski Stuttgart sorumlusu tarafından hamile bırakılan 21 yaşındaki bir kadını, ölüm tehdidiyle bebeğini aldırtmaya zorlamakla da suçlandığı belirtildi.
Terör örgütünün Nisan 2008’e kadar Almanya sorumlusu olarak faaliyet gösterdiği ve örgütün tüm faaliyetlerini organize ettiği ifade edilen Hüseyin A’nın, geçen yılın Temmuz ayında yakalandığı ve 21 Temmuz 2008 tarihinden bu yana cezaevinde bulunduğu da hatırlatıldı.
(EA-HA-ŞP)
***
EKONOMİYİ BİRİNCİLİKLE BİTİRDİ
Mehmet UZUN / HANNOVER | 07.01.09
Hannover Leibniz Üniversitesi Ekonomi bölümünde okuyan 26 yaşındaki Emine Sever, üniversiteyi bölüm birincisi olarak tamamladı.
Üniversiteden bir ay önce mezun olan Emine, diplomasını bölüm öğretim üyelerinden Prof. Dr. Klaus Peter Wiedmann’ın elinden aldı. 180 mezun arasında okulunu en iyi dereceyle bitiren Türk kızına AUDİ ve Microsoft gibi dev firmalardan iş teklifi geldi.
Eğitimini devam ettirmek istediğini, üniversiteden bazı profesörlerin doçentlik eğitimi için kendisine teklifte bulunduğunu anlatan Sivaslı Emine Sever, ‘Amacım eğitimimi devam ettirmek. Proje menajerliğini seviyorum’ dedi.
Bir yanıt yazın