From: [email protected]
To: [email protected]
Subject: kalkınma için önemli nokta
KATB PROJESİ’Nİ ANCAK TİREBOLU ZARURİ KILAR
Katb projesi, Türkiye ile Gürcistan ve Azerbaycan arasında
Bakü Tiflis Kars hattı, Batum sarp Hopa hattı ve Poti Samsun arası gemi ile
demiryolu geçişi olarak yapımı düşünülen demiryolu projesinin adıdır.
Avrasya”yı birbirine bağlamak ve Ticareti büyük ölçüde rahatlatıp
hızlandırmak amacıyla planlanmıştır.
Ne yazıktır ki planlandığı ve her şeyin hazır olduğu halde
bir türlü yapımına başlanmamaktadır. Orta Asya ve Çin, Ticaret için ağır
taşıma bağlantılarını İran üzerinden Türkiye”ye ulaşımını güçlükle
yapmakta, Türkiye”deki limanlara çok zorlukla ulaşmaktadır ve verimi düşük
olmaktadır. Düşünülen Katb Projesi devreye girdiği takdirde bu çok kolay
olacaktır ama şu an hiçbir hareketlilik görülmüyor.
Karadeniz, Doğu Anadolu ve Orta Asya olarak geniş düşünürsek,
yıllardır gündemde olan ciddi bir proje daha var ki, anlayamadığımız
nedenlerle dikkate alınmamaktadır. Bu Proje Tirebolu-Tiflis Demiryolu hattı
projesidir. Yıllar önce düşünülen bu proje, Tıpkı Katb projesi gibi
Karadeniz”den Orta Asya”ya en uygun ve maliyeti düşük olarak yapılabilecek
demiryolu proje diye düşünülüp planlanmıştır.
Bu Demiryolu projesi hayata geçirilip Tirebolu Limanı açıldığı
takdirde; Kars İlimizden başlayarak tahmini hesaplar ve Ülkelerarası ticari
sevkıyatlar şöyle olur. Denizyolu ile gelip, Karadeniz Bölgesinden; Anadolu,
Doğu ve Orta Asya”ya Gidecek nakliye Tır”ları daha çok Ro-Ro Gemilerine
açıklığı sebebiyle Kastamonu Limanını kullanmakta ve işleri zorlaşıp, yolu
uzun olmaktadır. Tirebolu Limanını Ro-Ro Gemilerine açıldığı taktirde, bu
yol miktarının % 50 i kısalmaktadır. Yani karayolu; Kars”a göre Tirebolu,
Kastamonu”ya göre tam yarıya inmiş mesafesindedir. Karadeniz kıyı ülkeleri
ve Karadeniz”den Çin, Orta Asya”ya ve Mezebotamya”ya Ro-ro Taşımacılığı
yapan ülkeler, Tirebolu Limanını kullandığı takdirde yollarının çok
kısaldığını ve Harşıt Vadisi boyunca kolaylıkla ulaşım sağladığını
görebilecek, böylelikle büyük kâr sağlamış olacaklardır.
Tirebolu-Tiflis Demiryolu hattı Projesi hayata geçtiği
taktirde, Kars”a göre tahmini hesap yapılırsa; Tirebolu Limanı Samsun
Limanına göre 3/2, Zonguldak Limanına göre 5/2, mesafe Haydarpaşa Limanına
göre 6/2 daha avantajlı kısa mesafe kullanılmış olacak, böylelikle Liman
bağlantılı demiryolu taşımacılığında Tirebolu, Uluslararası alanda en kârlı
vazgeçilmez unsur olacaktır.
Böylelikle çok ciddi anlamda düşünülen Katb projesine,
Tirebolu-Tiflis Projesi kesinlikle dahil edilmeli ve Yapımına Tirebolu”dan
başlanmalıdır. Bu projenin yapımına Tirebolu”dan başlanırsa; Ticari
çıkarlarının çok büyük olması sebebiyle Rusya ,Ukrayna başta olmak üzere
Orta Asya ve civar bölgelere gerek demiryolu gerekse karayolu ile
Karadeniz”den ticaret yapmak isteyen tüm ülkeler; Doğu Anadolu üzerinden
kolaylıkla Demiryolu ve Karayolu ile Karadeniz üzerinden Dünya”ya ticaret
için açılmak isteyen Çin, Orta Asya ve o bölgedeki ülkeler, ticari çıkarları
ve çok büyük kâr olanakları sebebiyle, Katb projesinin yapımı için daima
uluslararası alanda baskılar ve görüşmeler yapacak, böylelikle Katb projesi
çok zaruri bir hâle gelecektir. Tıpkı Dünyada Panama ve Süveyş kanallarının
çok zaruri olması gibi.
Ülkemiz Açısından bakıldığında ise Tirebolu -Tiflis demiryolu
hattı projesi, İç ve dış ticarette kâr oranı hesabı kat kat artacak,
Demiryolu ulaşımında Erzincan büyük kavşak olacak; Katb projesi içersinde
planlanan Giresun-Tirebolu, Trabzon-Tirebolu, Tirebolu Diyarbakır, Trabzon
Rize Hopa Demiryolu Hat projeleri; Tirebolu Tiflis projesi, Katb projesiyle
hayata geçtiği takdirde, yan kollar olarak zaruri hale gelecek, nice
işletilemeyen maden ve petrol yatakları işletilebilecek, ağır tonajlı taşıma
rahatlayıp hızlanacak, Batıdaki Sanayi ağırlığı aynen doğuda kurulacak ve
Doğuya yatırımı hızlanacak, Ülkemizin sıkıntıları çok azalacak, Dış
Politikada Türkiye”nin imajı ve itibarı çok çok artacak ve bizim bilemeyip
düşünemediğimiz nice kâr odakları ve projeler ortaya çıkabilecektir.
A.Einstein ne güzel söylemiş: \”İnsan aklının sınırlarını
zorlamadıkça, hiç bir şeye ulaşamaz.\” diye. İşte Ülkemiz daha çok kendi
kârı sebebiyle, sınırlarını Katb ve Tirebolu-Tiflis projesi gibi hayata
geçireceği projeleriyle zorladığı müddetçe, çok büyük yükselme ve gelişmeler
olacağı, yüksek medeniyet seviyelerine ulaşacağı muhakkaktır. (Bekir Keşmer)
TİREBOLU TİFLİS PROJESİ, BARAJA TAKILMAMALI
Harşıt Nehri üzerinde Kuşkaya’ya yapılacak olan Baraj, Tirebolu
-Tiflis Demiryolu Projesini rafa kaldırmamalı ve tozlandırmamalıdır. Aksine,
her ikisinin İnşaatına birlikte başlanmalıdır. Çünkü Tirebolu’ya ciddi
hareketlilik ve kalkınma getirecek olan Plan, Tirebolu Tiflis demiryolu
Projesinin hayata geçirilmesi ve Tirebolu Limanı açıklığı sağlanılmasıdır.
Enerjinin hiç geri durması yoktur. Ne yapılır yapılır, Enerji
kazanımı için daima ileri adım atılır. Kuşkaya’ya yapılacak Baraja, artık
kesin yapılması gözüyle bakılıyor ama Tirebolu-Tiflis Demiryolu Projesine
her ne sebepse, hâlâ kesin yapılması gözüyle bakılan hiçbir gündem yok.
Sadece düşüncelerde olan konu olarak duruyor.
Harşıt Nehri üzerinde Kuşkaya’ya kırk sekiz metre yükseklikte yapılacak olan
Baraj, Tirebolu için çok kârlı olurmu? Evet, olur ama nasıl olur? Şöyle ki,
Tirebolu-Tiflis Projesi ve Tirebolu Limanının açılmasıyla Barajın zaruri
kullanımı, Tirebolu’ya sadece tek başına yapılan Baraj için belki de 100 kat
daha kârlı olur. Çünkü Liman açık olup Demiryolu Projesi hayata geçtiği
takdirde, Yatırımlar ve kârlılık için çok büyük Enerjiye ihtiyaç duyulacak
ve Enerji kaynağı da, yapılacak olan Baraj nedeniyle de hemen Tirebolu’nun
ayağının dibinde olması sebebiyle, Ülkemiz çok büyük kâr sağlamış olacak ve
Tirebolu bölgesel kalkınmada hızlanacaktır.
Enerji ucuzluğu, ağır tonajlıları taşıma ucuzluğu ve Limanı kullanma
şartıyla, yatırım yaparak bol kazanç düşüncesinde olan İşadamları ve Devlet
Büyükleri, ancak yatırım ve kâr sağlama niyetlerine Tirebolu-Tiflis
Demiryolu ile Barajın birlikte yapılması sayesinde kavuşabilirler. İşte
bunun içindir ki, Barajın yapımını ihale ile Zorlu Holdinge veren
yetkililer, bir an evvel bu Baraj İnşaatıyla beraber, Tirebolu-Tiflis
Demiryolu İnşaatını başlatmasını kesinlikle bilmelidirler. Aksi halde
düşünülen Baraj Projesi ve yapılacak işler, gelecekte çok eksik kalacaktır.
Kalkınmada hız kazanan bölgelere bir bakınız; kalkınmanın
sebepleri arasında en önemlisi, o bölge yetkililerinin her yönüyle
ağırlığını koymaları ve daima yatırım konuları için çok çalışarak gündemde
tutmaları sebebiyledir. Ülkemizde ve Dünyada bulunan Sahil kesimlerdeki
büyük gelişmiş İllere bakınız. Hep gelişerek hız kazanmaları, Liman ve
Demiryolunun olması ve birlikte kullanılması sebebiyle olmuştur. Yani
İstanbul, İzmir, İskenderun, Mersin, Samsun gibi yerler, eğer Demiryolu ve
Liman kullanımları olmasaydı acaba böyle olurlarmıy dı?…Sadece Tirebolu ya
da Giresun gibi olurlardı.
Bu zamana kadar Tirebolu’ya bir şey yapılmadıysa, eleştirmenin bir manası da
olmaz ama yetkililere iş yaptırtmak için daima ümitle çalışmak gerekir.
Yapılacak işler, çok gecikmiş olsa bile yapılmaya başladığı an, Tirebolu ve
bölgesi için büyük bir kârlılıktır. Ümitsizlik doğru değildir. Peki, bu
Demiryolu projesiyle bu Baraj, nasıl yapılarak Tirebolu Limanına Demiryolu
hattı ulaştırılabilir? Hangi yollar ve güzergâhlar izlenebilir? Tabiki bu
işin Mühendislik alanı çoktur. Jeofizik ve İnşaat Mühendislerini Tirebolu
üzerinde çalıştırılarak büyük planlar ve kararlar çıkartılarak, Tirebolu
üzerinde Gap Projesi gibi büyük Projeler üretilebilir ve ayrı ayrı mükemmel
Planlar ortaya çıkarılabilir.
Benim düşündüğüm birinci Plan; Baraj İnşaatı yükseklik seviyesine paralel
olarak Kuşkaya’nın, İnköyü taraf ki kısmından, Körliman’daki Karayolu Tünel
başlangıcı kısmına kadar, İnköyü sırtının tam altından direk olarak
Demiryolu Tüneli yapılmalı. Neden? derseniz, Harşıt Nehrine ayrı Demiryolu
köprüsü yapmaktansa, Baraj setiyle geçiş, daha az maliyetle ve kolay
yapılır. Tünel olmaz, olsa da maliyetli olur derseniz; Eğer Dağın içi, Taş
ise Tünel yapımı çok basit olur, Toprak ise Tünel yapımı zor olur beklide
olmaz. Eğer bu Demiryolu Tüneli yapılırsa, işte Körliman’dan şimdiki
kullanılan Karayolunun sadece bir şeridi ihlal edilip Demiryolu hattı
yapılarak; Tirebolu içi, şimdiki Otobüs Terminali ve Cuma Pazarını takiben
Limana ulaşılır. Karayolu gasp olur diye düşünmeyin, zaten şu an Sahil yolu
sebebiyle Tirebolu Tüneli açılmak üzeredir.
İkinci düşündüğüm Plan ise; Baraj seti yükseklik seviyesini
takiben Barajın Demirci köyü taraf ki kısmından başlayıp, Hakaovala
kısmından çıkmak üzere Demiryolu Tüneli yapılabilir. Böylelikle
Halkaovala’daki, şimdiki kullanılan Karayolu ile yeni yapılan Sahil yolu
kavşağı doğrultusundan Demiryolu Tüneli çıkıp, şimdiki kullandığımız eski
Karayolunun bir şeridini takiben Köprübaşı ve Köprüyü geçip tam Limana kadar
demiryolu yapılabilir. Çünkü sahil yolu bittiğinden bu yapılacak olan
Demiryolunun, Karayolunu gasp etkisi olmaz.
Bu ikinci düşündüğüm plan, birinci düşündüğüm plana göre
beklide daha kolay ve ucuz olabilir. Tabiki bu konuda, büyük Mühendislik
hesabı ve yapım maliyeti hesabı yapılması gerekir. Bu Planlara göre
Ülkemizde benzer yerler varmı dır? Evet, çok vardır. Mesela, Çoruh Nehri
üzerinde Borçka Barajı yapılmaya başladığı zaman, Murgul Yolunu yan
taraftan, Dağın altından büyük Tünel yaparak bağladılar ve Mükemmel bir
Projeyi gerçekleştirdiler. Tirebolu için bu konuları çok düşünen ağır
yetkili kişiler olduğu müddetçe, benim bilemediğim daha çok güzel Planlar,
Projeler ve fikirler ortaya çıkaracak kişiler çok olur.
Tirebolu için bu konuları çok geniş düşündüğümüzde, belirtilen
hususlar yapıldığı takdirde, aklımıza gelmeyen daha büyük nimetlerin ortaya
çıkacağı muhakkaktır. Benim düşüncem şudur ki; Yatırımlar yaptırtabilecek ve
yaptırabilecek büyük yetkililerin, şahsi siyasi çıkar ve şahsi ekonomik
çıkar düşünüp, Geniş olarak Ülke ve Bölge çıkarlarını düşünmedikleri ve
dikkate almadıkları müddetçe, Tirebolu’ya hiçbir şey yapılmaz. Ama hem
Ülkemiz, hem de Bölge çıkarını düşünüp yatırım yapanlar, hem şahsi hem de
siyasi çıkar sağlamış olurlar. Böylelikle beklentilerinin kat kat üzerine
çıkmış olurlar. Daima yaptıklarıyla da anılırlar. Sanayisi büyümüş,
gelişmiş olarak anılan ve Ankara’da her yönüyle ağırlığı olan İllerimize
bakınız, yatırımları Ülkemiz ve Bölge çıkarını amaç edinerek yapılmış
yatırımlardır. Ve öyle duyguları ve çalışmaları vardır ki, üretkenlik
arayışında oldukları gibi Vergi rekortmenliği konusunda yarış yaparlar.
Vergi, gelişmişlik, sanayi, ihracat gibi konularda Tirebolu’nun adının
geçmesini hangi Tirebolulu istemez ki?…Tirebolu Barajı, Tirebolu Limanı
ve Tirebolu Tiflis Demiryolu’nun daima Dünya gündeminde anılmasını ve Bölge
Ticareti için çok kullanılmasını hangi Tirebolulu istemez ki?…Elbette
bayıla bayıla isterler.
Bu anlattığım Tirebolu için düşünce ve Projeler daima hiçe
sayılıp, dikkate alınmayıp Kuşkaya çöplüğüne atılırsa; Tirebolu, bu Proje ve
düşünce kâğıtlarının çürüklerinin kokusunu ancak havada teneffüs eder.
Fosillerini de, Demiryolu İnşaatına başlanmadan, Liman açıklığı sağlanmadan
ve bu ikisinin işlerliği olmadan, sadece Baraj İnşaatına başlayacak olan
Zorlu Holding’in Kepçeleri alıp temizlerler. Hani, yöremizde olmayacak işler
için söylenen lafların sahiplerine; “onların tantanası sadece kuru gürültü”
demeleri gibi. (Bekir KEŞMER)
AVRASYA’DA TİREBOLU VANA’SI AÇILMALI
Bu söz enteresan diye düşünülebilir ama biraz altını
kurcalayalım ki çıkacakları görelim. Karadeniz, haritada büyük mavi deniz
olarak sabit duruyor ama üzerinde bulunan hareketlilikler ve yığılmalar
sebebiyle oluşmuş olan havuz, Tirebolu’dan çıkış yapalım diye çığlıklar çok
atıyor. Ne yazık ki duyan ve gören pek az.
Bir söz vardır “görünen köy kılavuz istemez” diye. İşte her
şeyin görüntüsü de, insana çok şeyler anlatır ki geniş düşünüp anlamak
lazımdır. Avrasya’da bütün olarak, ülkemiz ve Karadeniz kıyı ülkelerine
geniş olarak bakalım. Avrasya da, ülkemiz olarak Karadeniz bölgemiz de pek
az olmak üzere, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, denizyolu
sebebiyle boğazları geçerek dünyaya kuru yük, metal ve petrol başta olmak
üzere birçok ihracat ve ithalat yapıyorlar.
Avrasya gündemindeki kaynaşmaya baktığımızda da, sürekli
doğu batı arası geçiş köprüsü Türkiye üzeri düşünülüp dile getirildiği gibi,
kuzey güney arası geçiş köprüsü Türkiye olarak dile getirilmiyor. KATB ve
Boğazda Tüp geçit sebebiyle, Çin’den Londra’ya transit geçiş konuşuluyor ama
kuzey Avrupa ve Karadeniz kıyı ülkelerinin, güney Asya ve Mezopotamya
bölgelerine kolay geçişi ve ticareti pek dile getirilmiyor, getirilse bile
ülkemizde gündemi oluşmuyor. İşte Avrasya’da olan bu oluşmuş havuzun tek
çıkış kapısı, Tirebolu olarak çok açık görülüyor.
Böyle görüp düşündüğümüze göre; yetkili kurumlarımızın, yani
Ulaştırma, Eneji, Dış İşleri ve Dış Ticaretten Sorumlu devlet
bakanlıklarımızın, ülkemizde zaruri yapacağı işler nelerdir ve yapacakları
gelecekte neleri getirebilir? Düşündüğümüzü açıklayalım.
Mavi Akım projesinin bir kolu da zaruri olarak Tirebolu’da olmalı
ki, rekabet oluşmasına yol açması nedeniyle, doğalgaz ithalatımız ucuzladığı
gibi doğu ve güneydoğu bölgemizde kullanım alanı büyüyerek yayılır. Çünkü
Samsun’a göre mesafe kısalmış ve Harşıt vadisi sebebiylede ucuz yapımı ve
dağılımı Doğu bölgelerimize kolay olabileceğinden, dağıtımı hızlı olmuş
olacak. Ülkemiz olarak, Bakü-Ceyhan hattı gibi, Tirebolu-Basra hattı hem
doğalgaz hem de petrol hattı yapılarak, Bakü-Ceyhan’dan edilen kâr oranını,
ikiye hatta üçe katlayabiliriz. Bu önemli husus, yetkililerimizin ciddi
olarak düşünmesi gereken husustur. Çünkü katılımlı ve istişareli yönetimle
olan çalışmalar başarı getirir.
AB ülkeleri Karadeniz üzerinden büyütmeyi planladıkları
ticaretlerini, Tirebolu limanı ve demiryolu açılım bağlantısıyla, Orta Asya
ve Güney Asya ya düşünürlerse, büyük kâr sağlayacakları muhakkaktır. Avrupa
Ülkelerarası Petrol ve Doğalgaz taşımacılığı (INOGATE) nin bir ayağı
Tirebolu’da zaruri olmalı ki, depolama ve dağıtım merkezi yerini Tirebolu
olarak seçtiklerinde, düşündükleri kâr oranlarına kavuşabilsinler. Çünkü
ağır tonajlı tankerlerle büyük maliyetle yaptıkları kârlarını, Bükü Ceyhan
hattı gibi Tirebolu-Basra hattı olarak yaparlarsa, aradaki büyük kâr oranını
bir hesap etsinler ki Tirebolu’nun ne denli avantaj olduğunu bilebilsinler.
Bu nedenle de hem ülkemiz büyük kazanç sağlasın, hem de AB ülkeleri
kazançlarını büyütebilsin.
KEİ ülkeleri, BSEC-URTA kapsamında Doğu ve Ortaasya ya kolay ve
ucuzluk bakımından açılımı kapsamında, Tirebolu’yu zaruri kullanmaları
ülkemiz için büyük kazançtır. Çünkü Tirebolu limanı açılıp demiryolu
yapıldığı takdirde, Tirebolu Mersin ya da Haydarpaşa limanları seviyesine
çıkacak ve işlerliği beklide oraları geçebilecektir. Dünya Ticaret Merkezi,
gelişmiş illerimizde açtıkları şubeler gibi bir şubesini de Tirebolu’da
açması çok gerekir. Çünkü ülkemizde Dünya Ticaret Merkezinin kâr sağlamada
önü açılacak kalmış yeri liman ve demiryolu yapıldığı takdirde Tirebolu
olduğu kesindir.
Böylelikle ülkemiz içersinde Karadeniz bölgemizde, DOKAP Tirebolu sebebiyle
çok büyük gelişme ve büyüme gösterdiği gibi, Güneydoğumuzda da GAP hızla
büyüyüp gelişecektir. Yani ülkemizde batı kısmında bulunan sanayi hızla doğu
kısmında da kurulmuş olacaktır. Ülkemiz gündeminde olan Zaruri kalkınmada
öncelikli iller arasına girmiş olan yerler, Tirebolu sayesinde yer yer
kavşak nokta halini alarak gelişebilecektir. Ayrıca çok yoğunluk yaşayan
Çanakkale ve İstanbul boğazları, Tirebolu sayesinde büyük rahatlığa
kavuşacak, boğazlarımız giriş ve çıkışlarındaki yüzlerce yığılan gemilerin
yoğunluğu azalacak, doğu ve batı kısımlarımız dengelenerek büyüyebilecektir.
Karadeniz kıyı ülkeleri ve Türkiye dışındaki uzaklarda bulunan ve
birbirleriyle ticareti geliştiren ülkeler, ulaşım konularında birbirlerine
her türlü kolaylığı sağlayarak büyük gelişmeler gösteriyorlar. Hatta Türkiye
dışında bulunan Karadeniz kıyı ülkeleri, bu olaya gıpta ile bakıyorlar.
Karadeniz kıyı ülkeleri ve Türkiye, belirttiğimiz nedenlerle ilgili, tıpkı
Panama ve Süveyş gibi, önemli giriş çıkış noktası olabilecek konumda bulunan
Tirebolu’yu kullanarak niye böyle kolaylığı ve avantajları sağlamasınlar ki?
Daima çalışmak ekmek, tembellik ise kıtlık getirir. Bu bağlamda
yetkililerimizin şu şekilde çalışmaları gerekir;
Tirebolu -Tiflis projesinin zaruri hayata geçirilmesi, Yani Erzincan ile
Tirebolu arasına demiryolu hattının döşenmesi. Van-Tatvan demiryolu hemen
bağlanması, Tirebolu-Basra arasına hem petrol hem de doğalgaz hattı
yapılması, limanlarımızın özelleştirilerek kâr oranını çok çok çoğaltılması,
limanlarımızın rıhtım seviyesinin ağır tonajlıların kolaylığına ayarlanması,
Ticaret için potansiyel arayan büyük holdinglere, yatırımlarında böyle
kolaylıkların sağlanması, dışarıdan gelecek kazançlara kolaylıklar için
projeler üretilip uygulanması, v.b gibi çalışmalar öncelikle şarttır.
Altın hiç pas tutmaz. İşte Tirebolu’nun Altın olduğunu ilk önce
yetkililerimiz bilmeli ve değerlendirmelidir. Avrasya ülkeleri de
Karadeniz’in, doğu giriş-çıkış kapısının Tirebolu olabileceğini anlamalı ve
değerlendirmelidir. Bu düşündüğüm noktalar şimdi sıfır gibi görülse bile,
geleceğe göre düşündüğümüzde yapılması zorunlu olabileceğinden, yani
Avrasya’nın Ticarette Tirebolu’yu vana gibi kullanabileceğinden ümitliyim.
Ama bizim yetkililerimizce erkenden ve Tirebolu kolaylığıyla yapılması,
ülkemizin gelişme göstermede ulaşacağı seviye, yüzlerce kat daha büyük
olacaktır. (Bekir KEŞMER)
İTHALATTA VE İHRACATTA TİREBOLU”NUN KONUMU
Hızla gelişen Dünyada, Ticaret ve Kaynaşma yönünden Ağır
Malların geçiş kolaylığı sağlanması nedeni ile Kuzey-Güney, Doğu-Batı giriş
ve çıkış sevkıyatları için çok projeler düşünülür ama her nedense Tirebolu
bölgesel olarak en uygun ve en ucuz maliyetli geçiş yeri olma özelliği olsa
bile hiç dikkate alınmamaktadır.
Ülkeler arası yapılan anlaşmalarda en çok; Maden, Ham Petrol,
Doğalgaz vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Bu unsurları da Liman, Demiryolu ve
Araziye göre geçiş kolaylığı olan yer durumlarına göre yapmaktadırlar.
Buna göre; Tirebolu”nun coğrafi konumu düşünülürse, Karadeniz”den Güney
kesimlere ağır tonajlı sevkıyatların, Boru hattı kullanılarak yapılan
sevkıyatların; Coğrafi konumdan dolayı Tirebolu”ya ağır tonajı
kaldırabilecek vinç bulunan ve ro ro gemilerine açık olan Liman yapılması
halinde, Harşıt vadisinin getirdiği kolaylık sebebi ve Tirebolu Tiflis
Demiryolu Projesinin Hayata geçirilmesi; Bu Liman ve Demiryolu sayesinde de
ağır sevkıyatlar Tirebolu”dan Harşıt Vadisi boyunca sağlanması, Ülkemiz
için en kolay ve düşük maliyetli geçiş olacak, çok daha iç ve dış Ticaret
kazancı sağlanacaktır.
Orta Asya ve Hazar Havzası Ham Petrol Kaynaklarını, Türkiye
Üzerinden Tirebolu sayesinde Dünya Pazarlarına Açması için, Türkiye\’nin
Stratejik Önemini Güçlendirecek ve Boğazların Petrol Trafiğini Azaltacak
Projelerden biri Tirebolu’dan başlamalıdır.
Yani Tirebolu-Ceyhan veya Tirebolu-Basra veya bu belirttiğimiz her iki proje
Tirebolu’dan başlamak üzere hayata geçirilmelidir. Tirebolu’ya yapılabilecek
bu projeyle; Ortadoğu, Kafkaslar, Orta Asya hatta Avrasya içinde bulunan tüm
ülkeler, Politikalarına stratejik sinerji sağlayan parametrelerin oluşmasını
Tirebolu’dan düşünürlerse, bu düşüncelerinin Tirebolu’dan gerçekleşmesi,
Ülkemiz için büyük kazanç kapısı olacak, kendileri içinde en kolay yoldan ve
çok ucuz maliyetle kısa sürede hayata geçirip bölgesel kaynaşmalarını
düşündükleri gibi sağlayacaklardır. Romanya şirketi Petkom”un, Karadeniz’de
bulduğu doğalgaz ve ham petrolün Dünya’ya sevkıyatı Tirebolu’dan
yapılmalıdır. Çünkü Bu sevkıyatın Dünya”ya en ucuz maliyetle pompalanarak
yapılmasına yukarıda belirttiğimiz projeler Tirebolu’da kurulduğu takdirde,
Tirebolu ve Harşıt vadisi, Karadeniz’de tek müsait konumu olan yerdir. Yani
Karadeniz’e açık ve önünde Kop ve Zigana gibi yüksek dağlar olmadan sadece
düz vadi boyunca kolaylıkla hızlı geçiş yapılabilecek tek yer Tirebolu ve
Harşıt Vadisidir. Ayrıca Bu proje hayata geçirildiği takdirde İstanbul
Boğazının yükü çok rahatlayacak, Karadeniz bölge Ülkelerinin Ortadoğu ve
Mezopotamya”ya açılımı hızlanacaktır.
Ülkemizin; Rusya Federasyonu, Gürcistan, İran, Ukrayna, Kafkasya ve Orta
Asya Türk Cumhuriyetleri ile yapılan ticarette, Tirebolu”yu transit geçiş
merkezi konumuna getirmesi durumunda; Türkiye’nin, Karadeniz bölge ülkeleri
arasında Ticaretin hızlanmasını çoğaltacak ve verimliliğin artması
hızlandıracak bir konuma geldiği görülebilecektir. Böylelikle Tirebolu
Limanı ve Demiryolu projesi hayata geçtiği takdirde, Karadeniz bölge
ülkelerinin Avrupa ve Dünya pazarlarına açılmasına, Uluslararası pazarlarla
bütünleşmesine çok büyük imkân tanımış olacaktır. Ürdün, Lübnan, Suriye,
Irak, İran ve Azerbaycan\’ın, Karadeniz\’in kuzey pazarlarıyla olan
bağlantısını sağlamaya aday en önemli üslerden biri haline Tirebolu
gelmelidir. Bu üs, şu anda Tirebolu dışında düşünülmektedir ama incelendiği
takdirde kendileri için en avantajlı ve kârlı yer Tirebolu olacaktır.
Türkmenistan ve Özbekistan\’ın açık denizlere bağlantısını da sağlamayı
Tirebolu limanı ile planlayıp yapması gerekir. Bu ülkeler bu düşüncelerini
hayata tam geçirmeyi Tirebolu ile sağlayabilmesi kendileri açısından çok
avantajlıdır. Çünkü bu ülkeler gelişmekte olan ülkeler olduğundan en ucuz ve
kolay olarak bağlantıyı Tirebolu’dan yapması gerekir. Bu ülkeleri, bu
düşünce ve politikalara yöneltmek ve uygulamaya koydurmak için, Özellikle
Dış politika ve Dış ticaretle uğraşan yetkililere ve hepimize çok büyük
görevler düşüyor.
İngilizler ne güzel söylemiş: “Büyük seller küçük kaynaklardan
meydana gelir”. İşte Tirebolu, Avrasya”da çok küçük etkisiz görünse bile,
Avrasya”da küçük görünen Ticaretleri büyük Sellere hatta Okyanuslara
dönüştürebilecek konumdadır.(Bekir KEŞMER).
TİREBOLU’DA VE HARŞİT VADİSİ’NDE YAPILABİLECEK SPOR TÜRLERİ
Dünya’da yapılarak büyük yoğunluğun ve coşkunun yaşandığı spor
türlerini, Tirebolu içinde düşündüğümüz de; Tirebolu’da Nehir, Deniz, Dağ,
Orman, girintili koylar ve nice güzel yerler olması sebebiyle, bu spor
çeşitlerinin yapılmasına Tirebolu’nun ne kadar müsait bir yer olduğunu
anlıyoruz. Dünya’da yapılan ve Tirebolu’ya çalışılarak ve Tesislerinin
yapılarak kurulabilecek spor türlerini sayalım da biraz gülelim, sonrada
düşünelim.(“Olmayacak işleri yapmakla ve yaptırmaya çalışmakla bir yere
varılmaz” demeyelim. Sadece belgesellerde seyretmekle kalmayalım.)
Rap Jumping: Bu spor kafa üstü bir şekilde yüksek bir yerden
aşağıya doğru asılarak gerçekleştirilir. Wanaka ve Quenstown’da bu sporun
yapıldığı önemli merkezlerden olup Harşit vadisindeki dar geçiş noktalarıda
bu spora müsaittir. Tirebolu ve Karadeniz halkı ağaçtan düşme olaylarına
alışkın olduğuna göre bu spora meraklılar çoğalır.Kuşkaya’daki kayalıklara
böyle sistem yapılarak Harşit nehri bu spor yerli ve yabancılara zevkle
yaptırılabilir. Tirebolu’da buna çok müsait olup,bu spor için ucuz yatırımla
büyük kazanç sağlamak isteyenlerin Tirebolu’yu tercih etmesi için, Tirebolu
bağlantılı Yetkili kişilerin çalışması gerekir.
River Sledding: Nehirlerde politren kızak veya benzeri bir
tahta ile yapılan spordur. Daha çok Romgitaiki Irmağı’nda yapılır. Rahmetli
Vali Recep Yazıcıoğlu Çoruh ta bu tür sporu bizzat kendisi yapıyordu. Eymür
Köyü veya Aslancık köyü başlama noktası olmakla bu spor çok güzel
yapılabilir. Harşıt nehri sebebi ile Tirebolu’da buna çok müsait olup, bu
spor için ucuz yatırımla büyük kazanç sağlamak isteyenlerin Tirebolu’yu
tercih etmesi çok önemlidir. Tahtadan araba yapıp oynadığımız zamanları
geride bırakarak bu spora yönelebiliriz. Soran olursa da “devir böyle”
deriz.
Paragliding (Havada Kayma): Havada uçarken paraşütle elden ele
geçmenin amaçlandığı ve yapıldığı bir spordur. Tehlikeli gibi görünse de
alışana kolay olur Yurt dışında Quenstown ve Wamaka yakınlarında yeni
başlayanlar için kurslar açılmıştır. Ülkemizde Çeşme ilçesinde buna benzer
yapılıyor. Tirebolu’da bu kurs açılsa, İnköyü’nden başlanıp Kovanpınar’a
geçilse mükemmel olur.Tirebolu’da buna çok müsait olup,bu spor için ucuz
yatırımla büyük kazanç sağlamak isteyenlerin Tirebolu’yu tercih etmesi çok
önemlidir.Sonra bizim milletimiz “yere sığmadılar havada gezmeye başladılar”
derler ama desinler.
Jet Boating: Bu spor özel olarak güçlendirilmiş jet motorlu
botlarla yapılan gezileri içerir. Hatta Manavgat çayında Manavgat şelalesi
yakınına kadar sandallarla turlar yapılıyor. Her yaştan insan için uygun ve
heyecan vericidir, tüm nehirlerde yapılabilmesi mümkün olan bir spordur.
Harşıt’ın çılgın çağlayanlarında çok mükemmel olur. Tirebolu’da buna çok
müsait olup, bu spor için ucuz yatırımla büyük kazanç sağlamak isteyenlerin
Tirebolu’da bunların tesislerini kurmayı tercih etmesi çok önemlidir. Bu
yapılmaya başlarsa Harşıt vadisindeki Yaşlılar sağa sola katırla değil
nehirde bot larla giderler. Fındık makina motorları, çoklarının samanlığında
beklide çürüyor. Ama o motorla şu an helikopter yapıp uçuran bile var.(Çok
gülmeyin)
Zorbing: Bir kayışla bağlanmış, şişirilebilen şeffaf bir topla
oynanıyor. Top çimlerle kaplı bir tepeden nehre doğru yuvarlanır. Fındık
dallarına vurur derseler, tesisini yapalım deyiniz. Harşıt nehri buna çok
müsait olup, bu spor için ucuz yatırımla büyük kazanç sağlamak isteyenlerin
Harşıt Nehrini tercih etmesi, Nehrin kenarında Fındık arazisi olanların,
arazilerinin değerlendirmesine yol açar.(Böylelikle arazi hastalığına
yakalanmış yaşlılarımız ömürlerine bir ömür daha katar). Derede denizde top
oynamaya düşkün çocukları olan halkımız bunu yaparsa Türkiye’de ilk olmuş
olur.
Dalgıçlık ve Dalış: Dünyanın çok yerinde bu kurslar vardır. İlgi
çok fazla olduğundan çok önem kazanmıştır.Tirebolu’da bu spora deniz çok çok
müsaittir.Dış Ülkelerde Buzların içinde dalış eğitimi verilirken,Tirebolu
gibi mükemmel yerde bu kursların olmaması büyük eksikliktir.Tirebolu’da
kurulsa denizde boğulanlar azalır,yüzmek isteyen çoğalır.Çocuklar önceden
araba şamiyerleri bulup yüzme öğrenirlerdi, bu kurslar kurulup yarışlar ve
müsabakalar düzenlenirse bu eksiklik ortadan kalkar.
Yunus Balıkları ile Yüzmek: Avustralya taraflarında Adalar
Körfezi’nde, Auckland’ın kuzeyinde yunus balıklarını izlemek ve onlarla
birlikte yüzmek mümkündür. Whakatena, Coromandel Yarımadası ve Güney
Adası’nda Kaikoura bu etkinliğin yapıldığı yerlerdendir. İstanbul Boğazından
Yunuslar şov yaparak geçiyor ve Karadeniz’de kaybolup gidiyorlar.
Tirebolu’ya yunus balığı çiftliği ve havuzu kurularak işletilirse rağbet çok
olur ve büyük verim alınabilir. Akdeniz’de birçok tesislerde bu havuzlar
var. Tirebolu’da buna çok müsait olup,bu spor için ucuz yatırımla büyük
kazanç sağlamak isteyenlerin Tirebolu yu tercih etmesi çok
önemlidir.Tirebolu’ya bu bir gelse,bunu ilk gören yaşlılarımız “Anaaaaam şaş
da gal!…” diye hayrete düşerler.(çok gülmeyin)
Yatçılık: Yatçılık en popüler sporlardandır. Dünyada birinci
olarak Auckland tekneler şehri olarak adlandırılır ve dünyanın bu sporun
yapıldığı en iyi yerlerinden biridir. Akdeniz sahilinde bu çoktur Karadeniz
sahilinde yoktur. Temennimiz Tirebolu’da da olur. Tirebolu’nun Koyları çok
güzel olduğundan küçük de olsa bir yat limanına ihtiyacı vardır. Yabancılar
“Alanya’da bir dairem birde yat ım var” diyorlar. Tirebolu’da niye demesin?
Tirebolu’da buna çok müsait olup, bu spor için ucuz yatırımla büyük kazanç
sağlamak isteyenlerin Tirebolu’yu tercih etmesi çok önemlidir. Alanya’da
böyle uğraşan çok yabancı olduğu halde Alanya halkı kendi Yörük gelenek
göreneklerinden hiç taviz vermemiş. Korkmayın Tirebolu yabancılaşmaz.
Surf Rafting: Ziyaretçilerin deneyimli rafterlere, dalgalarla
çarpışırken eşlik etmesidir. Bu arada diğer ziyaretçilere kıyıya yakın bir
yerden sporcuları izleme imkânı sunar. Sporun yapıldığı ideal yerler;
Tirebolu’ya çok benzeyen Kuzey Auckland yakınlarındaki Piha Plajı ve Güney
Adası’nda Dunedin yakınlarındaki Otago Yarımadası’dır. Tirebolu’da yapılırsa
galiba Türkiye’de ilk olur. Körliman sahili de buna müsaittir. Tirebolu’da
buna çok müsait olup, yerli halkımız bile dalgalarla yüzmekten zevk aldığına
göre, Tirebolu’da bu sporun yaptırılması çok önemlidir. “Zengin arabasını
dağdan aşırır Fakir yolunu düzlük de şaşırır” diye bir söz var. Zengin
Tirebolu’da bu sporu yaparsa dalgalar bile yolunu şaşırır.
Rüzgâr Sörfü: Bu spor Wellington çevresi, Taupo, Auckland ve
Adalar Körfezi’nde yapılırken kayaking ülkenin her yanına yayılmıştır.
Türkiye’de Akdeniz Ege sahilinde çok olduğu gibi Marmara denizinin Tamamında
çok yapılır.Ama maalesef Türkiye’nin her tarafına yayılmamıştır.Tirebolu’da
kiseburnu ile plaj arasındaki açıklık bu spor için vazgeçilmez unsurdur.,bu
spor için,Tirebolu’nun koy ları manzarası bu sporu yapanların iştahını
daima kabartır.
Helli-Sking: Gezginler patika olarak dağa tırmanırmaları için
Ağaçbaşı müsaittir ve Şantiyede Manzaralı bir otel olması şarttır (Abant’ta
olduğu gibi).Kar sahil kesimimizde erken erise de Ağaçbaşı’nda erken
erimez.(Doğuda eksi 40 da hayat sürenler çok).Yaylalar vazgeçilmez unsurdur.
Ağaçbaşı’na Kayak tesisi kurulması çok önemlidir. Eskiden kar yağınca naylon
alıp üzerine minder koyup dik aşağı kayardık, üzerimiz ıslanınca da eve
gelip uslulardan dayak yerdik. Bu spor gelmekle medeniyet geldiği kabul
edilir ve böyle vaka lar ortadan kalkabilir.
Buzul Kayakçılığı ve Yürüyüşü: “Bu da nerden çıktı?” demeyin.
Bu spor Bizim Akılbaba ve Çakıldağ tepelerine benzeyen Güney Alpleri’ndeki
Tasman, Fox ve Franz Josef buzullarında yapılabiliyor. Akılbaba ve Çakıldağ
buzamana kadar çobandan başkasını görmemiştir. Bu çolanlarda ikisi bir araya
gelip, aralarına bir deynek alıp, giydikleri Trabzon lastikleriyle kayak
yaparlardır. Bu zamandan sonra bari bu sporu görsün diyoruz. Nasıl olacak?
Derseniz. Akılbaba-Çakıldağ tepesi boş duruyor, En azından buraya Teleferik
sistemi yle ulaşım sağlanarak değerlendirilmesi gerekir. O ise nasıl olacak
diyen Boynuyoğunlu lardan öğrensin.
Güreş Sahası: Türklerin Ata sporu olan ve yapılış tarihi eski
çağlara dayanan Güreş, Tirebolu’ya sahası açılıp kurulduğu takdirde
Karadeniz delikanlısının unutamayacağı bir spor olur. Edirne Kırk pınar
yüzyıllardır bu sporu yapıp Dünyaya tanıtıyor. Harşıt nehri nin denize
kaynaştığı noktanın, ya sağına ya da soluna güreş sahası yapılırsa Bu sefer
Tirebolu, Karadeniz yiğitlerinin toplandığı ve ağalarının seçtiği yer olur.
Bu yapılırsa Kırkpınar bile rakibimiz haline gelir. Tirebolu Coşkusu Büyük
olur. Gençler için okey veya tavla oynamaktansa güreş tutması daha mükemmel
dimi.
Dağ Bisikletçiliği: Tirebolu’da elbette bisiklet satan yer
vardır. Kolayca da kiralanabilir. Özel kurslar kurulursa, meraklılara
dağların zirvelerine tırmanma fırsatı tanır,köy yollarımız dik ve toprak
yollar. (Dünya’da Ruapehu Dağı, Otaga Yarımadası ve Remarkables Range
semtlerindeki gibi). Bu spor esnasında başlık takmak zorunludur.
Bisikletçilik esnasında kullanacağınız bisikletleri bizim çift kabin 80
model fort minibüslerle başlangıç yerine taşınabilir.Kovanpınar ile
İnköyünde yapılsa yeter.Yeter ki bununda bir kursu ve tesisi olsun.(sakın,
“Ölme eşeğim ölme. Veya bunlar biz öldükten sonra ancak olur” demeyin.)
Golf: Tirebolu çok yağış aldığından bu sporun sahasının
yapılmasına çok müsaittir. Körlimandeki Üniversite gençliğinin vazgeçilmez
tutkusu olur. Harşıt nehri çok yakın olduğundan saha sulama ve çimlenme
problemi de olmaz. Bu sporla Tirebolu yabancıların Karadeniz’de tek
düşündüğü yer olduğu gibi sürekli uğradığı yer de olur. “Vay be Tirebolu
nelere tabii ymiş te haberimiz yokmuş” diye düşünmeyin. Hep ümitle yaşayın.
Bu saydıklarımız Tirebolu’da gerçekleşirse, Tirebolu Paris olur
mu? Evet olur. Turizm ve doğa merkezi olur mu? Evet olur. Biz sadece
Fındık’la tanınmışız. Bunun nedeni de Dünyada iklim bakımından en tatlı
fındığının bizim yöremizde olması. O da olmasaydı Anadolu’da yoksulluktan
boşalan yerler gibi herkes dağılır kimsede Tirebolu’ya bakmazdı. Tirebolu
gibi yerler Türkiye’de çok az. Tirebolu’da bulunan nimetleri değerlendirmek,
Başka Coğrafya’da Tirebolu bulunmadığını bilmek, Tirebolu’ya benzeyen
yerlerdeki halkın kendi memleketleri için çok çalıştığını görmek, Çok bozkır
ve bir şey bulunmayan memleketlerin bile süper yapılmaya çalışıldığını
bilmek, Japonya’nın atom bombası sonrası çok çalışarak süper hale geldiğini
bilmek ve bu başarıları görmek tüm Tireboluluların görevidir. Ümitsizlik
doğru değildir. Hiç bir zaman, “sürekli yapılanlar boş diye her şeyin
bittiğini kabul etmek” doğru değildir. İşte Turizm yatırımcıları ve spor
yatırım şirketleri Güvenebildiği yerlere gidip, kâr etmek sebebi ile böyle
şeyler düşünerek yatırım yapmak ve kazanç sağlamak istiyor. Çok çeşitlilik
daima çevre insanlarını çeker, bulunduğu yeri şenlendirir ve geliştirir. Tüm
Tireboluların “memleketimin her şeyinden daima yüzüm gülüyor ve gurur
duyuyorum” dediği gibi, yabancıların da “Tirebolu ve Tirebolulardan yüzüm
gülüyor” demesi gerekir. (Bekir Keşmer)
OR-Gİ PROJESİ, KANSAİ GİBİ TİREBOLU’DA MÜSAİTTİR
OR-Gİ, 1997 yılında, Giresun-Ordu olarak iki ilin bürokrasi ve sivil toplum
kuruluşlarının ortak çabasıyla gündeme getirilen ve yatırım programına
alınan, Ordu ve Giresun illerinin tam ortasına denizi doldurarak yapılması
planlanan ve bir süre çalışıldıktan sonra 2001 yılında yapımından
vazgeçilen, havaalanı inşaat projesi düşüncesinin adıdır.
Uzun zaman üzerinde çok düşünülüp çalışma oldu ise de, gerek
ödenek yetersizliği gerekse, o bölgeye Tersane yapma planları gibi
nedenlerle bir türlü hayata geçirilemeyip rafa kaldırılmıştır. Şimdi ise
gündemi ve tekrar yapım söylentileri devam etmektedir.
Karadeniz bölgemiz, bölgesel konum olarak Avrasya kaynaşması ve Karadeniz
kıyı ülkeleri işbirliği konularında, deniz ile ortaasya ve ortadoğuya açılım
durumu olarak, can damarı konumundadır. Bu nedenle de Karadeniz sahil
şeridinde, uluslararası alanda ticari verimliliği artırmak ve kolay olarak
avantaj sağlamak için, ulaşımda kavşak nokta ve ticarette can damarı olma
özelliği olan yer, tek Tirebolu’dur. Şöyle ki:
Günümüzde arazi yapılarının özellikleri işlerlik yönünden ciddi
dikkate alınır, kazançlı yatırımlar öyle planlanarak yapılır. Karadeniz
bölgemiz ise hep engebeli olduğu, ova olmadığı, müsait olmadığı söylenir.
Böylelikle de Tirebolu düşünülmez, “kuru’nun yanında yaş’ da yanar” misali
Karadeniz bölgesinde olduğundan dikkate hiç alınmaz.
Fiziki yapı bakımından Tirebolu, bölgesel yapıda Tirebolu’nun
yeri, Ülkemizin uluslararası alanda kaynaştığı noktada Tirebolu’nun konumu
şeklinde düşündüğümüzde; işte düşünülüp yapılamayan OR-Gi havaalanının
yapımı için benzersiz tek müsait yer, Tirebolu olduğu çok belirgindir. Şimdi
bu ciddi gerçeği, Tirebolu’ya benzer yerlerle kıyaslama yaparak meydana
çıkaralım.
Elbette ülkemizin her tarafı güzeldir. Her tarafa yatırımlar
yapılması gerekir. Giresun Gülyalı mevkiine düşünülüp yapılamayan ve sonrada
yapılmasından vazgeçilen bu havaalanı, eğer oraya yapılsa idi, acaba deniz
ticareti ve liman bakımından Tirebolu kadar olabilirmi ydi? bu pek az.
Denizden anadolu’ya açılma özelliği Tirebolu kadar olabilirmi ydi? arazi
işlerliği az olması sebebiyle yine pek az. Kargo bakımından ağır taşımaya
Tirebolu kadar açık olabilirmi ydi? yine az. Yani, Gülyalı’da olursa,
limandan ve demiryolu bağlantısı avantajından yani işlerlikten uzak kalır,
Tirebolu’ya göre eksik olurdu.
Peki, Trabzon’un bölgesel ağırlığı olması bakımından, bu havaalanın oraya
yapımını düşünelim. Trabzon’da havaalanı olduğu için tekrar bunun oraya
yapımı dikkate alınmaz. Alınsa da demiryolu eksikliği düşünülerek yine
yapımından vazgeçilir. Şu düşünceyi de belirtmek gerekir ki, Demiryolu
meselesinde Tirebolu bay-pas edilip; yapım maliyeti bakımından Tirebolu’ya
göre çok çok yüksek olduğu halde, Zigana’nın altından Trabzon’a demiryolu
tüneli düşünülmektedir. Eğer bunu gerçekleştirirlerse, OR-Gİ havaalanı
yapılsa bile önemi azalacak, Tirebolu’ya demiryolu yapımı tamamen düşünceden
kalkacaktır. Kısacası, Karadeniz bölgesi olarak nereyi düşünürsek düşünelim,
OR-Gİ havaalanı projesi Tirebolu dışında mümkün ve verimli olmuyor, mümkün
olsa bile eksik kalıyor.
Böyle olunca, OR-Gİ havaalanı Tirebolu’da nasıl yapılır? Sonra da
ne olur? Hemen açıklayalım. Tirebolu, fiziki şekil olarak v harfine benzer.
Yani denize doğru hafif bir burun gibidir. Limanın tam doğrultusuna, denize
Kansai havaalanı gibi düşünülürse, sağında ve solunda dağ engeli yoktur.
Havaalanı dediğimiz yer, minimum 3 veya 4 milyon metrekare engelsiz arazide
olması gerektiğinden, Tirebolu’nun deniz açıkları çok müsaittir. Yeşilköy
gibi çift pist bile yapılabilir. Yani, diğer yerlere yapılacak havaalanı
maliyetlerine ve işgücü uzunluğuna göre, Tirebolu’ya havaalanı yapımı liman
ucundan doğru olacağından kat kat daha kolaydır. Yapıldığında da
Tirebolu’nun manzarasını bozmaz. Tirebolu’dan sadece çizgi şeklinde görülür.
Ayrıca, Tirebolu limanının rüzgâr ve dalga tehlikelerini keserek Sinop
limanı özelliğinde olmasını da sağlar.
Yetkililerce, Tirebolu’ya yapılması için, orta ve uzun vade
de buradaki nüfus yapısı ve ekonomik gelişmeler dikkate alınarak, hitap
edeceği bölgenin geniş olması ve Liman ve demiryolunu canlandırması
düşünülerek, geniş inceleme yapılıp fizibilite çalışmaları yapılmasıyla
planının net çıkarılması gerekir. Böylelikle Singapur havaalanı gibi export
taşımacılığını, serbest ticaret faaliyetini de içeren, uluslararası
ticaretin merkezi olabilecek bir vizyona sahip olan havaalanı özelliğinde
düşünülmesi gerekir.
Diyeceksiniz ki, Karadeniz de bunun tek kolay yapım yeri
Tirebolu, ama büyük ve geniş iş olduğundan nasıl yapılabilir ve
yaptırılabilir? düşüncede kolay ama gerçekleri yetkililere anlatmak ve
benimsetmek çok zor. Kansai havaalanın planına veya Centrair havaalanının
planına ciddi olarak bakalım ve inceleyelim. Tirebolu’ya bu planlar çok
mükemmel uygun oluyor. Bu planlar Tirebolu’ya uygulandığında Kansai’den
farkı, sadece denizde git-gel olaylarının ve deniz akımının farklılığıdır.
Bunu da mühendisler çok mükemmel ayarlarlar.
Yapımı Tirebolu limanından doğru olacağına göre, diğer
bölgelere göre ucuz maliyetle olacağı gibi; yapıldığı takdirde, Tirebolu
limanını hızlandıracak ve demiryolu projesini zaruri hale getirerek Singapur
havaalanı gibi Avrasya’da ciddi öneme sahip olacaktır. Sadece yolcu taşımada
değil, export taşımacılığı yaparak Avrasya kaynaşmasında ticaret hacmini
hızlandıracaktır.
Devlet yolunun Karadeniz’den doğuya kolay açılımı Harşıt vadisinden olduğuna
göre, bu projenin gerçekleşmesi halinde Gümüşhane Bayburt illerine yolcu
bakımından hitabı çok olacak, Karadeniz’den Doğuanadolu, Mezebotamya ve
Ortaasya’ya ticaret hızlanmasına katkı sağlayacaktır. Böylelikle de, KATB
projesinin Tirebolu’dan zaruri yapımı başlanarak, Kelkit’i takiben Erzincan
ilimiz çok büyük kavşak noktası ve halini alacak, bölgeye istihdam
sağlayarak yatırımları da hızlandıracaktır. Bu proje, ülkeler arasında
Avrasya kaynaşmasının zaruri ayağını, Tirebolu’da bulunduracaktır. Bu proje
için, şahsi ve siyasi çıkarlar bırakılıp ülkemizin çıkarları ve yararları
düşünülürse, bu proje Tirebolu’dan hayata hemen geçirilir.
Bu nedenle, OR-Gİ nin Tirebolu’ya tıpkı Kansai havaalanı
planında yapımı, ülkemizde öncelikli yapılacak bir proje olması kesinlikle
zaruri şarttır. Bu projenin, ön planda yapımı için zaruri tutulması ve
Tirebolu’ya başlanması, ülkemiz yararına büyük temennimizdir.
Ülkemiz için kazanç sağlayacak projeler ve yatırımlar geri
dursa bile, ne yapılır yapılır, plan veya yer değiştirilir ama sürekli
yapımı düşünülür, gündemde tutulur. Şahsiyeti ağır kişilerin, ağırlığını
koyma çabasıyla da, geç yapılacak projeler erkene alınır. Yan sanayi
gelirini de büyük işadamları yatırımlarıyla değerlendirir. Şu sorular
aklımıza hemen geliyor. Acaba Sabancı veya Koç Holding yönetim topluluğu
gibi ağır şahsiyetler Tirebolulu olsalardı, bu havaalanı bu zamana kadar
yapılmadan durabilirmi ydi? cevabını bu düşüncemi okuyanlar düşünsün versin.
Halis Toprak Diyarbakır’a veya Aydın Doğan Kelkit’e neler yapmışlar?
düşünenler araştırsın. Ağırlığı olan şahsiyetler Tirebolulu olmasalar bile,
bu projenin devlet eliyle yapıldığı takdirde, yan sanayi olarak kendilerine
çok büyük kâr sağlayacağı için, bu projenin Tirebolu’ya uygulanması için
uğraşmaları, yetkilileri harekete geçirmeleri gerekir.
Bu projenin gerçekleşme düşüncesi, ülkemizin geleceği için,
tıpkı Singapur havaalanı gibi olacağı düşünülerek, Kansai havaalanı planı
şeklinde hazırlanıp veya Japonlardan Kansai havaalanının projesi tam alınıp,
Ankara’da tasarlanıp, “kesinlikle öncelikli ve zaruri yapılacak işler”
borusuna girip, Karadeniz bölgesinde Tirebolu’dan çıkarsa, çok güzel bir
havaalanı yapar. Ancak, Tirebolu’nun dışında bir yerden çıkarsa da çok güzel
hava yapar. Yani Tirebolu’nun dışında, “yapıldı ama yerinde yeller esiyor”
dedikodularından öteye geçmez veya “Denizin ortasına çok güzel top sahası
yapmışlar” söylentileriyle uzun süre devam eder gider. (Bekir KEŞMER)
<BR>form gönderen: 85.110.89.100<BR>Mozilla/4.0 (compatible; MSIE 6.0;
Windows NT 5.1; SV1)<BR>bekir keşmer<BR>
Bir yanıt yazın