Sırrı Yüksel CEBECİ
MUSTAFA Kemal Atatürk ne demişti: “Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk Milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakını, geleneklerini, hatıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”
TRT, Kürtçe yayın başlamakla Türk Milleti’nin kalbine ve zihnine zehirli bir ok saplamıştır.
Devletin üniter vasfındaki çözülme, dil birliğinin bozulmasıyla başlar.
Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da 2002 yılında, “devlet eliyle başka dillerde radyo-televizyon yayını yapmanın üniter yapımızı sıkıntıya sokacak gelişmelere yol açabileceğini” söylemişti.
2002 yılından bu yana ne değişti ki TRT Kürtçe yayın yapmaya başladı?
Türkiye’de elbette farklı diller konuşan topluluklar var. Kürtler, Lazlar, Boşnaklar, Çerkezler, Gürcüler, Arnavutlar, Araplar…
Ama hepsinin ortak dili ve devletin resmi dili Türkçe’dir.
Onca farklı dil varken, neden Kürtçe?
Kürtler’in sayısı 11 milyon olduğu için mi? Yoksa PKK ve DTP dayattığı için mi?
Mesela Türkiye’deki Çerkezlerin sayısı 11 milyona ulaşırsa, TRT Çerkezce yayın da yapacak mı?
Türk Milleti’nin asli unsuru olan Kürt vatandaşlarımızla elbette bir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz bölücülük ve bölücülerle… Yani PKK ve DTP ile…
PKK-DTP-AB işbirliği
TRT’NİN Kürtçe yayına başlaması Kürtçüler’i, yani PKK ve DTP’yi memnun etti mi?
Alfabemiz değiştirilerek, “W, X, Q” harflerinin kullanmaya başlanması ve Van ilimizin adının Wan olması, Kürt kardeşlerimizin isteği miydi, yoksa PKK ve Avrupa Birliği’nin mi?
Kimi il ve ilçelerimizin adlarını da AB’nin talimatı doğrultusunda Kürtçe’ye çevirecek miyiz?
Madem “ver kurtul” demeye başladık, Kürtçe’yi ikinci resmi dil olarak kabul edecek miyiz, Güneydoğu Anadolu Projesi’ni külliyen rafa kaldıracak mıyız, ilköğretim öğrencilerinin “Türküm, doğruyum, çalışkanım” diye başlayan andını yasaklayacak mıyız ve Kürtler’e özerklik de verecek miyiz?
Nerede kaldı “Tek devlet, tek millet, tek bayrak” söylemi?
TRT’nin Kürtçe yayına başlaması ile ne PKK’yı durdurabilirsiniz, ne de DTP’yi ve AB’yi susturabilirsiniz.
TRT 6’nın Kürtçe yayına başlaması nedeniyle düzenlenen törende DTP neden yoktu?
Diyarbakır diye diye
TRT’NİN Kürtçe yayına başlamasını protesto eden Kamu-Sen’in Genel Başkanı Bircan Akyıldız, “TRT kanallarından birinde Kürtçe yayın başlatılarak ülkemizin üniter yapısı tehdit altına girmiş olacaktır” dedikten sonra, şunları soruyor:
“Bu talebi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bölgeden çıkarılan madenlerden pay alma talebinin olumlu karşılanması mı takip edecektir? Bu yolun açılması halinde, Türkiye’de yaşayan ve farklı dil konuşan diğer toplulukların da yayın talepleri gündeme gelmeyecek midir? Bu ülke trafik levhalarını üç dile çevirince insanları nasıl anlaşacaktır?”
Yerel seçimler yaklaşırken Güneydoğu’daki vatandaşlarımızdan oy alabilmek uğruna Türkiye’nin birliği ve geleceği göz göre göre tehlikeye atılıyor.
Bu çeşit yanlış karar ve uygulamalar belki bir miktar oy getirir ama Türkiye’yi dönüşü olmayan maceralara sürükler.
Diyarbakır Belediye Başkanlığı’nı DTP’nin elinden almak mı daha önemlidir, yoksa Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü mü?