Site icon Turkish Forum

UYELERIMIZDEN YORUM VE YANKILAR: Yazar Hasan Cemal’in kose yazisi ile ilgili protesto mesajlari

Taner Akcam

Taner Akçam

Evet, ‘bildiri’yi ben de imzaladım!

h.cemal@milliyet.com.tr

(Hasan Cemal, Milliyet).

.com.tr/Yazar. aspx?aType= YazarDetay&Kategori=siyaset&KategoriID=&ArticleID=1032463&a=Hasan Cemal&b=Bildiriyi% 20niye%20imzalad im&ver=35


From: Mehmet Toy [mailto:mtoy054@yahoo.com]

Subject: Bugun cikan kose yazinizla ilgili/ Protesto

Bence bu bildiriye imza koyanlar mutlaka protesto edilmeli. Nasil mi? Mesela Radikal alinmamali. Milliyet alinmamali. Milliyet Hasan Cemal’a yol verebilir. Gitsin baska yerde yazsin. Ben ogrenci olsam Matematik dersini veren bolum baskaninin dersine girmem, vs.   Taaki bu insanlar Turk halkindan ozur dileyene kadar.  O bildiriyi geri cekene kadar.

Vatani satmak icin bildiri duzenlemek fikir ozgurlugu ise bunlari protesto etmekte en dogal hakkimiz olmali.

Mehmet Toy

_____________

<!– /* Font Definitions */ @font-face {font-family:Tahoma; panose-1:2 11 6 4 3 5 4 4 2 4; mso-font-charset:0; mso-generic-font-family:swiss; mso-font-pitch:variable; mso-font-signature:1627421319 -2147483648 8 0 66047 0;} /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-parent:””; margin:0in; margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; font-family:”Times New Roman”; mso-fareast-font-family:”Times New Roman”;} h1 {mso-margin-top-alt:auto; margin-right:0in; mso-margin-bottom-alt:auto; margin-left:0in; mso-pagination:widow-orphan; mso-outline-level:1; font-size:24.0pt; font-family:”Times New Roman”;} a:link, span.MsoHyperlink {color:blue; text-decoration:underline; text-underline:single;} a:visited, span.MsoHyperlinkFollowed {color:purple; text-decoration:underline; text-underline:single;} @page Section1 {size:8.5in 11.0in; margin:1.0in 1.25in 1.0in 1.25in; mso-header-margin:.5in; mso-footer-margin:.5in; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} –>

From: Ilyas Botas <ilyas.botas@gmail.com>
To: h.cemal@milliyet.com.tr: BILDIRIYI NIYE IMZALADIM

HASAN CEMAL :

Evet, ‘bildiri’yi ben de imzaladım!

Iyi bok yedin, Hasan. Malum ki tadina doymadin. Bok yemeye devam et.

BON APPETIT !
………………………………………………………………………………………………..

BUT, EFENDI HASAN, according to your Dashnakyan brothers at the ANCA organization in the U.S., your apology is only the first step toward your penitence. Your next step is to urinate and defacate on the grave of your grandfather, Cemal Pasha, he of the ittihat ve Terakki fame. Thereafter, the Cambazyan/Dashnakyan Diaspora Committee of America will guide you through the final stages of your atonement. Once your penitence is completed, and so certified by the committee of Armenian slicks, your purgatory is over. You will then be summoned to Yerevan for the ceremonies. There, you will be bestowed with the Soghomon Tehlirian/General Dro Medal of Honor, presented to you by Taner Akcam, Elif Safak and Orhan Pamuk. Needless to say, you will also be rewarded with riches, (in US dollars – not Turkish liras or Armenian drams).

But, brother Hasan, a word of caution here, and this is entre nous : Beware of these latter-day Greeks bearing gifts. The likes of Taner, Elif and Orhan are none too happy with anyone who tries to steal their thunder. And watch your back and be very weary of this Etyen Mahcupyan fellow. He is one slippery son of a bitch.

Anyway, my Maoist friend Hasan, (or was it Leninist/Marxist/Stalinist?), enjoy your 15 minutes.

Hay Tad and all that,

Ilyas Botas
New Jersey
USA


From: “vaslay@aol.com” <vaslay@aol.com>

Subject: [TADF] Bugun cikan kose yazinizla ilgili

Degerli Hardeslerim Nuri Sabuncu ve Hakan Kaya

gondermis oldugunuz E.Mailer zannederim sahibine ulasmiyor
zira Miliyet onlara internette kafi yer vermemis
Benim Hasan Cemal ve Guneri civaogluna gondedigim E.Mailler hep geri geliyor

ne yaziki bu yazarlar yazdiklari ile kaliyor ve halktan gelen tepkileri goremiyorlar

bu konude Milliyet bas editor’u Seddat Ergin e E.Mail atarsaniz belki is duzelir

OK YAYDAN CIK TI  Tuk milletine  vurulacak REZIL DAMGAYA  karsi halk ve pek cok yazarlar
karsi girisimde bulunmaga basladilar

emin olun tum dunya bizlerin bu girisimini takip ediyor

24 NISAN  ABD ‘de ERMENI SOYKIRIMINI  anma gunu
o gun ABD Cumhur baskani konusmasinda bu konuyu ele alacak

ve biz Turk Milleti belkide bu rezil DAMGAYI  Ebediyen yemis olacagiz

BUNU BOYLECE BILELIM

Vedat Aslay
Guney Kaliforniya ABD

—–Original Message—–
From: nuri sabuncu <nory40@hotmail. com>
Subject: Bugun cikan kose yazinizla ilgili

Hasan Cemal Bey Hakan Kaya beyler Ve Bir suru Turkler Bu kagidi imzalayip ermenilerden ozur diliyor kendilerine hic soruyorlarmi bu hadiseler nicin oldu nicin ermeni vatandaslari guneye suriyeye ve iraka hicret ettirdik . Durup dururken hadi ermeniler biz sizi guneye yolluyacagiz mi deyip yolladik?  Sizler hic kabahatsizsiniz ruslarla bir olup bizi arkamizdan vurdunuzmu Sivasta galiba  bir camide muslumanlar namaz kilarlen camiyi yakmadinizmi koyler hucum edip turk kadinlarin irzina gecmedinizmi coluk cocugu hic oldurmedinizmi daha neler neler benim bilmedigim.  Yani biz birdenbire beraber kardes gibi otururken hic kabahatsiz ermeni vatandaslara siz burdan gidinmi dedik. Insaf bunlari size dedeleriniz anlatmadimi yaptiklari vahseti. Simdide 100 sene sonra sebebini sadece siz biliyorsunuz siz bize soykirim yaptiniz diyorsunuz. Nicin sizler  ve bizler birtaraf bir hurmet edilen gurubun onunde oturup  bu hadiseleri konusmuyoruz ve netice de tek tarafli bir kotuluk yapmissak sizden  ozur de dileyelim baska seylerde yapalim kabahatliysek ve siz  yapmissaniz siz de ozur dileyin bizden. Futboldan baska basketbol atletizm musabakalari yapalim kultur exchange i yapalim sizin de cumhurbaskaniniz Turkiyeye gelsin.Siz hiristiyan Ermeni dostlar   hiristiyan dunyasinda yasiyorsunuz oralarda etkiniz daha fazla ondan her toplulugunuzun oldugu yerde  Turkler soykirim yapti diye hukumetlerinde kanun cikariyorsunuz. Biz Turkler oturdugumuz yerde bunun sonu nereye cikar diye bekliyoruz. Sizler her oturdugunuz memleketi aleyhimize cevirmeye cali siyorsunuz.Ermenist an bizim sinir konsumuz Turklerin ekonomisinden faydalanip memleketiniz gelistirebilirsiniz . kardes gibi de yasiyabiliriz cok adetlerimiz yemeklerimiz muziklerimiz oyunlarimiz ayni .Sonu nereye gider bilmem . Soyle bir aynaya bakip `elinizi kalbinizin ustune koyup vicdaniniza sorun. yaptigim dogrumu biz Turlere hic kotuluk yapmadikmi diye . Hepimize saglikli yeni yillar dilegiyle   nuri sabuncu


To: h.cemal@milliyet.com.tr

From: drhakankaya@yahoo.com

SubjectBugun cikan kose yazinizla ilgili

25-Aralik-2008

Spokane, WA, ABD

Sayin Hasan Cemal,

Milliyet gazetesinde bugun cikan kose yazinizi biraz once okudum. Bir gazeteciden olaylara birden fazla yonden bakmasi beklenirken, sizin 1915 yilindaki olaylara nasil tek tarafli baktiginizi gordum. Yazinizda Anadolu’da yasayan Ermenilerin zorla goce zorlandigini ve bunun ne kadar aci bir olay oldugunu soyluyorsunuz. Konuyu anlatis tarziniz Ermenilerin hic nedensiz bu goce zorlandigi izlenimini veriyor ve tarihi gerceklerden hic soz edilmiyor. Ermeniler ayaklandiklari icin, yuzlerce yil icice yasadiklari Ermeni olmayan komsularini/ yurttaslarini oldurmeye basladiklari icin, guvenlik nedeniyle Anadolu’dan uzaklastirilmadilar mi? Egitimli bir insan olan sizin bu gercekleri bildiginizi tahmin ediyorum. Oyleyse neden bunlardan hic soz etmiyorsunuz? “Tabulara karsi gelen bir gazeteci” olarak ortaya cikmak ugruna mi olaylari tek yonden anlattiniz? Ayni yillarda Ermenilerin binlerce masum insani oldurdugu gercegini bazen gozumuzun onune getirmek zor oluyor. Lutfen ilisikteki resimlere bir goz atin. Yureginizin sizlayacagini biliyorum.

Hasan Bey,

Ovunerek “ben de imzaladim” diye yaziniza baslik yaptinigiz bildiri oyle hafife alinacak, basit bir bildiri degildir. Ileride Turkiyemizin basina buyuk isler acacak olaylar zincirinin ilk halkasi olabilir. Keske bunu gorebilseydiniz!

Yazdiklarinizdan dolayi sizi kiniyor ve tum kalbimle vatanseverlige davet ediyorum.

Dr. Hakan Kaya

Kanser uzmani ve Washington Universitesi T ip Fakultesi ogretim uyesi

ABD

.com.tr/Yazar. aspx?aType= YazarDetay&Kategori=siyaset&KategoriID=&ArticleID=1032463&a=Hasan&nbsp;Cemal&b=Bildiriyi% 20niye%20imzalad im&ver=35

Hasan Cemal

h.cemal@milliyet. com.tr

Bildiriyi niye imzaladım

Evet, ‘bildiri’yi ben de imzaladım!

25 Aralık Perşembe 2008

  • Arkadaşına gönder
  • Sitene ekle
  • Sayfayı yazdır

div>Bildiri iki kısa cümleden oluşuyor: “1915’de Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkar edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”
Ben de imzaladım bu bildiriyi.
Tepkileri geçiyorum.
Yanıtlamak içimden gelmiyor.
Büyük çoğunluğu acıklı…
Böyle olması da şaşırtıcı değil.
Tabuları, resmi ezberleri, devlet klişelerini sorgulamak da, sorgulayarak düşünmek de zordur. Ama bu sorgulama, bu eleştirel düşünce olmadan da, bir ülkede ne gerçek barış olur, ne de gerçek demokrasi…
Yaşarken şunu iyi öğrendim:
Gerçekler acıdır!
Bildiriyi neden mi imzaladım?..
Bunun ipuçları, Erivan’dan yazdığım aşağıdaki yazıda yer alıyor.

* * *

Gelin önce birbirimizin
acılarına
saygı gösterelim!

ERİVAN
Anımsıyorum, Hrant Dink bir keresinde, “Gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim” demişti.
Belki de sevgili Hrant’ın bu sözüydü, yaşadığı acılardı, bunca yıl sonra hayatımda ilk kez beni Ermenistan’a getiren ve Erivan’da bir sabah20vakti gün doğarken Soykırım Anıtı’nın önünde bana duygu fırtınası yaşatan…
Ağrı Dağı, sislerin içinden kendini bir gösteriyor, bir kayboluyor. Hüzünlü bir görüntüsü var. Karlı zirvesiyle ne kadar soylu, ne kadar zarif. Elini uzatsan sanki yakalayabileceksin, ne kadar yakın…
Ben Hrant’la başbaşa, acıları düşünüyorum anıtın önünde.
Acılara saygı göstermeyi…
Başkalarının acılarını anlamayı…
Ve acıları paylaşmayı düşünüyorum. Sabahın tuhaf sessizliğinde Hrant’la baş başayım.
Bir de Rakel’in çığlığı kulağımda…
Ermeni ulusunun ve kendisinin yaşadığı trajik acılar Hrant’ı fena halde olgunlaştırmıştı. O, vicdanının diliyle konuşmasını, yazmasını belki de bu sayede öğrendi.
Herkes herkesten bir şeyler öğrenir. Ben de öğrendim Hrant’tan, hem yaşamında hem ölümünde…
Tarihten kaçılamayacağını öğrendim.
Sabahın tertemiz sessizliğinde, bir kez daha tarihi inkar etmenin anlamsızlığını, ama aynı zamanda tarihin, acıların tutsağı haline gelmenin taşıdığı riskleri düşündüm, Hrant’la birlikte…
Ve çok uzaklardan dayımın sesi:
“Kökler kaybolmaz oğlum!”
Dayım Çerkes, Gabardey’di.
Ama Çerkesliğinden söz etmez, ‘kökler’in konuşulmasından hoşlanmadığını belli ederdi.
Bizim ‘devlet korkusu’ydu bu.
Ben bazen üstüne gidince, “Karıştırma bunları!” derdi. Ölümüne yakın, “Hasan oğlum, kökler kaybolmaz ama…” demişti kulağıma.
İnsanların kökleri, kök saldıkları topraklar çok önemli. İnsanları dilinden, kimliğinden koparmak nasıl insanlığa karşı büyük bir suçsa, köklerinden, topraklarından koparmak da o kadar büyük bir suçtur.
Hele bunlara kulp takmak, suçun ayrılmaz bir parçasıdır.
Ermeniler yaşadı büyük acıyı.
Anadolu’dan koparıldıklarında yaşadılar. 1915’de, 1916’da yaşa dılar. Ve Anadolu hasreti hiç dinmedi içlerinde…
Türkler de yaşadı acıyı.
Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan koparıldıklarında yaşadılar acıyı, Anadolu’da savaş zamanı yaşadılar acıyı…
Kürtler de yaşadı acıyı.
Dilleri, kimlikleri inkar edildiğinde, kendi yurtlarında sürgün edildiklerinde yaşadılar acıyı…
Acıları mukayese etmiyorum.
Yanlış olur.
Acılar karşılaştırılmaz!
Hrant’ın sesi kulağımda:
“Gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim.”
Hrant sessizce anlatıyor acC4sını:
“Atalarımın başına gelenleri biliyorum. Buna kiminiz ‘katliam’, kiminiz ‘soykırım’, kiminiz ‘tehcir’, kiminiz ‘trajedi’ diyorsunuz. Atalarım da Anadolu deyimiyle ‘kıyım’ derdi.
Bir devlet kendi yurttaşlarını, hem de savunmasızları nı, çoluk çocuk, kadın yaşlı demeden, kök saldığı ortamlardan söküp, bilinmez bitmez yollara salıyorsa, bunun sonucunda da bir halk büyük bir bölümüyle yok oluyorsa, bugün bizlerin bu durumu izah edecek kelimeleri tercih etme kıvranışımız, insan olma özelliğimizin hangi vasfıyla izah edilebilir?
‘Buna soykırım mı desek, göç mü desek?’ diye cambazlıklar yapacaksak, her ikisini de aynı ölçüde mahkum edemeyeceksek, soykırım yerine tehciri ya da tehcir yerine soykırımı tercih etmekle, insan oluşumuzla ilgili onurun hangi parçasını kurtarmış olacağız?”(Hrant Dink; İki Yakın Halk, İki Uzak Komşu; Uluslararası Hrant Dink Vakfı Yayınları; İstanbul, Haziran 2008, s.75)
Acıları ille de bazı parantezlere almak, ille de kategorize etmek şart mı?
Elbette önemsiz değil bu.
Ama ille de gerektiğini sanmıyorum. Özellikle Türkler ve Ermeniler, Türkiye ve Ermenistan ve de Ermeni Diasporası denklemin içinde olunca, soykırım mı değil mi tartışmaları çok şeyi birden kili tliyor.
Tarihi kilitliyor.
Aklı, sağduyuyu kilitliyor.
Diyalogu kilitliyor.
Ve bu kilitlenme hali, ‘fanatikler’ in işine yarıyor. Tarihin sayfalarından nefret ve düşmanlık çıkarmak kolaylaşıyor.
Oysa onların işini zorlaştırmak lazım. Tarihin tutsağı olmadan, geçmişin acıları tarafından rehin alınmadan sevg i ve barış ipine sarılabilmenin yollarında yürüyebilmeliyiz.
“Geçmişte yaşanan büyük felaketin sorumluları gibi mi davranacağız? Yoksa o yanlışlardan ders alarak yeni sayfaları bu kez uygar insana yakışır şekilde mi yazacağız?” diye soran Hrant Dink’in sesine kulak veriyorum sisli bir sabah vakti, Soykırım Anıtı’nın önünde…
Gelin önce birbirimizin acılarını anlayalım, paylaşalım ve saygı gösterelim.
Sonrası gelir.
Öyle değil mi sevgili Hrant?
“İkrar değil, inkar değil, önce idrak” derdin. ‘İdrak’ın yollarının demokrasiden, özgürlükler düzeninden geçtiğini adın gibi bilirdin.
Sevgili kardeşim;
Erivan’da gün doğuyor, güneş sislerin içinde kırmızı bir portakal gibi. Sabahın bu güzel sessizliğinde, beyaz karanfilleri senin için koyuyorum anıtın dibine. Beni buralara sen, senin acıların getirdi çünkü…
Evet, gelin önce birbirimizin acılarına saygı g sterelim! (Hasan Cemal, Milliyet, 6 Eylül 2008).

Exit mobile version