KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ”Kıbrıs’ta görüşmeler devam ediyor. Amaç Türk askerini adadan çıkarmak, Türkiye’nin garantisinden kurtulmaktır. Ondan sonra yapacaklarını yine yapacaklardır. Çünkü Girit modeldir” dedi.
Denktaş, 24 Aralık 1963 gecesi Kumsal semtinde emekli Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan’ın şehit olan eşi Mürüvvet ve çocukları Murat, Kutsi ve Hakan anısına, Elazığ’ın Şehit İlhanlar Caddesi’nde yaptırılan ”Kıbrıs Şehitleri ve Şehit İlhanlar Abidesi”nin açılışına katıldı.
Denktaş, yaptığı konuşmada, milli dava denilen Kıbrıs davasında Türk askeri gelmeden 11 yıl direndiklerini, yüzlerce Kıbrıslı Türkün yavru vatan Yunan olmasın diye, ”Anavatan arkamdadır. Anavatan bizimledir. Bizi yalnız bırakmayacaktır. Muhakkak gelecektir” diye, İstiklal Savaşı’nda Türkiye Cumhuriyeti’nin gösterdiği milli direnişi, kahramanlığı gösterdiğini söyledi.
”Rumun, Yunanın vahşeti karşısında diz çökmediklerini” ifade eden Denktaş, gün geldiğinde Barış Harekatı ile Türk askerinin denizden çıktığını, gökten yağmur gibi yağdığını belirtti.
Rauf Denktaş, şöyle devam etti:
”Kıbrıs Türkünü mutlak ölümden, toplu mezarlardan kurtardınız. Şükran duygularıyla doluyuz. Böyle bir vatanımız var diye, Anadolu’da böyle kahraman kardeşlerimiz var diye gururluyuz ve geleceğe ümitle bakıyoruz. Ama sadece ümitle bakmak yetmez. Dün yapılanları yarın yapmak için hazırlıklı olduklarını bilmemiz lazım. Görüşmeler devam ediyor. Maksat Türk askerini adadan çıkarmak, Türkiye’nin garantisinden kurtulmaktır. Ondan sonra yapacaklarını yine yapacaklardır. Çünkü Girit modeldir. Girit’te yaptıklarını sonuna kadar yapmak kararındadırlar. Onun için gücümüz, kuvvetimiz, geleceğimiz, ümidimiz yine sizlersiniz.”
”Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizesini anımsatan Denktaş, şunları kaydetti:
”Yavru vatan için çok kan akmıştır. Bugün burada aziz şehitlerimizin abidesini açmak için bulunuyoruz. Vali ve yetkilileri bize bu fırsatı verdikleri için, bize sizinle bu tarihi günde birlikte olma fırsatını verdikleri için en içten duygularla teşekkür ediyorum. Hakikaten bunu uzaktan takip etseydim çok üzülürdüm. Nihat İlhan ile bir arada olmanın huzurunu yaşıyoruz. Vali ile bir araya geldik, sizleri gördük. Ve Allah, Atatürk’ün yolundan sizleri ayırmasın. Bayrağımız daima göklerde dalgalansın. Allah bu güzel millete, güzel, nurlu günler bahşetsin.”
-KKTC CUMHURBAŞKANLIĞI SÖZCÜSÜ ERÇAKICA-
KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca ise Kıbrıs’ta geçmişte yaşananları, 7 yaşında bir çocuk olarak karanlık günler diye hatırladığını söyledi.
Erçakıca, artık buradan baktığında ise o karanlık günlerin birer kahramanlık günleri olduğunu, varoluşlarını simgeleyen birer mücadele günü olduğunu çok iyi anlayabildiklerini vurguladı.
Bugün Kıbrıs’ta uzun geçmişi olan bir müzakere süreci olduğunu belirten Erçakıca, şunları kaydetti:
”Ne yazık ki daha önce de anlatılan nedenlerle, Kıbrıslı Rumlarla bir arada yaşamak halen mümkün olmadı. 1968’den bu yana gerçekleşen bu görüşme süreci de bizi böyle bir noktaya taşımadı. Ama buna rağmen KKTC varsa, Kıbrıs halkı yaşayabiliyorsa, bu mücadele sayesindedir. Bugün müzakere masasında var olabiliyorsak, bu mücadele sayesindedir. Ve Cumhurbaşkanım adına şunu iletmek istiyorum. Bu müzakereleri zaman zaman endişeyle izliyor olabilirsiniz. Ne olacağını merak ediyor olabilirsiniz. Ama bilmeniz gerekir ki Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine ters düşecek herhangi bir adım atılmayacaktır. Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türk halkı sonsuza kadar yaşayacaktır. Çünkü bu, bu mücadeleden alınan güçle sürdürülen bir müzakere sürecidir. Bu tarihe bu mücadeleye ters düşen herhangi bir şey yapılmayacaktır.”
-VALİ MUŞMAL-
Elazığ Valisi Muammer Muşmal ise 45 yıl önce yavru vatan Kıbrıs’ta yaşanan bir vahşeti, insanlık ayıbını telin etmek, o insanlık suçuna maruz kalan bir anne ile 3 masum yavrusunu ve şehitleri anmak üzere bir araya geldiklerini söyledi.
Millet ve devlet olarak tarih boyunca hep barıştan, kardeşlikten yana olduklarını, bundan sonra da olmaya devam edeceklerini ifade eden Muşmal, şöyle konuştu:
”Ancak barıştan yana olmak, 72 milleti aynı gözle görmek, insanı Yunusça kucaklamak, sevgiyle sarıp sarmalamak, iyiyi, doğruyu ve güzeli göstermek, kötünün, çirkinin, vahşetin unutulması anlamına gelmiyor. Vahşetin ve insanlık suçlarının hafızalarda canlı tutulması, sergilenmesi, kınanması ve telin edilmesi yaşadığımız dünyada, bu ve benzeri olayların yeniden yaşanmasını önler. O nedenle ortaya konulan tavır ve duruş çok önemlidir.”
-İLHAN AİLESİ-
Kanlı Noel olaylarında eşi ve 3 çocuğu evlerinin banyosundaki küvette şehit edilen emekli Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan da Kumsal semtindeki evinin tek katlı olduğunu, 24 Aralık 1963 gecesi eşinin, ev sahibinin de aralarında bulunduğu misafirlerle çay içtiğini, aniden kapının taranıp içeri girildiğini ve rastgele ateş açıldığını anlattı.
Eşinin, çocuklarını kucaklayarak banyodaki küvete yatırdığını ve üstlerine kapanarak sırtını siper ettiğini belirten İlhan, şunları kaydetti:
”Ev sahibim duymuş. Diyormuş ki ”Benim eşim doktor. Size bir kötülük yapmadı ki. Hepiniz, Kıbrıslı Rumlar, çocuklarınız Akdeniz anemisine sahip. Geliyorsunuz, Türk askerinden kanı kocam vermiyor mu?” demiş. Hemen taramışlar. Perişan etmişler. Etraftaki her şeyi taramışlar. Türkiye Cumhuriyeti ve yavru vatan Kıbrıs için dileğim şudur, devletimiz o güzel Kıbrıs’ın daima yanında olsun. Katkılarını esirgemesin, korusun ve kollasın. Onlar da hiç acı görmesin.”
Konuşmaların ardından, ”Kıbrıs Şehitleri ve Şehit İlhanlar Abidesi” açıldı.
Törene katılanlar, daha sonra Elazığ Şehitliği’ne geçerek, Mürüvvet İlhan ve 3 çocuğunun mezarlarını ziyaret etti, dua okudu.
Mermerden yapılan ”Kıbrıs Şehitleri ve Şehit İlhanlar Abidesi”nin üst kısmında, 3 çocuğunu kucaklayan anneyi simgeleyen figürler bulunuyor. Mum alevi şeklindeki çocuk figürleri ise Elazığ’ın halk oyunu ”Çayda Çıra”da kullanılan mum alevlerini de temsil ediyor.