Sabahattin Önkibar
Irak Başbakanı önceki gün bir kaç saatliğine Ankara’daydı.
Maliki önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ardından Başbakan Erdoğan’la konuştu ve akşamı beklemeden ülkesine geri döndü.
Peki bu yıldırım ziyaretin öncelikli gündemi ne miydi?
PKK’ya genel af…
Evet yanlış okumadınız; Irak Başbakan’ı, eşkıyaya af talebinde bulunmak için Ankara’ya gönderildi.
Geldi demiyoruz, gerçekten de gönderildi.
Peki gönderen kim midir?
Şeklen Talabani ve Barzani gibi görünse de buyruğun asıl sahibi Washington’dur.
ABD’nin acelesi niçin mi?
Malum Irak’tan hemen çekilme taahüdünde bulunan Obama başkan oldu. Dolayısı ile Washington çekilme öncesinde bazı düzenlemeleri yapmak zorunda.
Buna göre ABD bu aşamada Irak üçe bölünsün noktasında değil, zira böyle bir bölünmede şii kesimin İran’ın etkisine gireceğinden korkuyor. ABD ve İsrail’e göre Irak ancak İran etkisizleştirildikten sonra bölünebilir.
Buradan hareketle yakın gelecek bağlamında Irak’ı parçalama gündemden çıkarıldı.
Washington ile Telaviv tam bu süreçte köprü olup Türkiye’nin Kuzey Irak’lı peşmergelerle arasını bulmak istiyor.
Talabani’nin PKK’yi sözde tasfiye adımı bunun içindir. Keza Maliki de bunun için gönderilmiştir.
Peki ama böyle bir hikaye gerçek ve inandırıcı olabilir mi?
Mümkün değil.
Birincisi, Talabani denen adamın güvensizlik katsayısı hayli yüksek. .
Adam PKK’ya genel af talebinde bulunurken bile kendini ele veriyor.
PKK’lılar için, silahları mağaralara bırakıp,Türkiye’deki evlerine dönmelerine izin verilsin istiyor.
Emrin olur. Birer de madalya verelim bari!
Utanmazlığa bakar mısınız!
Yok, yapılan bu teklifler aslında pazarlık ifadeleridir
Buradan başlayıp eve dönüşe razı olacaklar.
Öyle, çünkü konjonktür gereği ABD en azından kısa vadede PKK uykuya yatsın ve Ankara K.Irak’ı imar ve inşa etmeye ve hatta kollamaya devam etsin istiyor.
Gerçek amaç hakikaten PKK’yı tasfiye olsaydı, silahlar mağarada kalsın denilir miydi?
Dramatik olan, Ankara’nın bu oyuna dahil oluyor gibi görünmesidir.
Abdullah Gül’ü anladık, o içerde hâlâ devlet meşruiyetini bulamadım vehmiyle bu gibi konularda hep ABD paralelinde de, Tayyip Bey’i anlayamıyorum.
Öyle ya, o Erdoğan değil miydi çok değil bir ay önce istemeyen çekip gitsin diyen!
Öyle ise Maliki ile PKK taleplerini masaya yatırmak neden?
Başkentimizde bütün bunar olurken Cizre’den 4 şahadet haberi daha geliyor.
Nöbet değişiminden dönen askeri araca ateş açılarak 4 Mehmedimiz şehit edilirken 4’ü ağır 13’ü de yaralanıyor.
Bu tablo karşısında sormak istiyoruz:
-Siz neyin müzakeresini yapıyor, kime af için kollarınızı sıvıyorsunuz?
Bir yanıt yazın