İÇİNDEKİLER:
ÖNCE KAFALAR DEĞİŞMELİ
2. KONGREYE HAZIRLANIYORLAR
VATANDAŞLIK TESTLERİ TEKRARLANACAK
“GENÇLERE KULAK VERELİM”
“2009 YEREL OY HAKKI YILI OLACAK”
BAŞARILARIYLA GURUR VERDİLER
PAPA’DAN TEŞEKKÜR MEKTUBU
-TÜRKİYE’NİN BERLİN BÜYÜKELÇİLİĞİ’NDEN TÜRK-ALMAN
DOSTLUĞUYLA İLGİLİ YENİ YIL KARTI
LAİKLİĞİN YIPRATILMASI BÜYÜK SORUNLARA YOL AÇAR
SINIRDIŞI EDİLEN TÜRKLER FİLM OLUYOR
***
Ahmet KÜLAHÇI
18.12.2008
ÖNCE KAFALAR DEĞİŞMELİ
Almanya’nın Passau kenti Emniyet Müdürü Alois Mannichl’in “dazlak” bir şahıs tarafından evinin önünde bıçaklanarak ağır yaralanması, ülkede aşırı sağcı, Neonazi yanlısı Almanya Milliyetçi Demokrat Parti’nin (NPD) yasaklanması tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
23 Mayıs 1949 tarihinde resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nin tarihinde şimdiye kadar iki parti yasaklandı.
1952 yılında Nazi döneminin Almanya Milliyetçi Demokrat İşçi Partisi’nin (NSDAP) politikasını savunduğu gerekçesiyle Sosyalist Reich Partisi (SRP) yasaklandı.
1956 yılında da “Proletarya Diktatörlüğü” kurmayı hedeflediği gerekçesiyle Almanya Komünist Partisi’nin (KPD) kapısına kilit vuruldu.
2000 yılı yaz aylarında aşırı sağcıların eylemlerinin artması üzerine NPD yasağı gündeme geldi.
Aylar süren tartışmalardan sonra Almanya’da Anayasayı yıkıcı ve demokrasi düşmanı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle Federal Hükümet adına 30 Ocak 2001’de Federal Anayasa Mahkemesi’ne resmen başvurularak NPD’nin yasaklanması talep edildi.
Yapılan yasaklama başvurusunda, NPD’nin Alman Anayasası’nı reddettiği, demokrasi ve hukuk devleti düşmanlığı yaptığı, insan onurunu ayaklar altına aldığı, başka milliyetten olanlara karşı toleransı olmadığı, parti programının totaliter sistemi savunduğu, Yahudi düşmanlığı yaptığı, Neonaziler ve dazlaklarla işbirliği yaptığı ve şiddet eylemlerine başvurduğu görüşü vurgulandı.
Ancak 2 yılı aşkın bir süre sonra, yani 18 Mart 2003’te Federal Anayasa Mahkemesi, NPD yönetimine devletin “köstebekler” soktuğu gerekçesiyle bu partinin yasaklanamayacağına karar verdi.
İşte yaklaşık 5.5 yıl sonra NPD’nin yasaklanması tartışmaları yeniden gündeme yerleşti.
Federal Anayasa Mahkemesi’nin “köstebek” gerekçesi o gün olduğu gibi bugün de hala geçerlidir.
O nedenle “köstebekler” var olduğu sürece bu partinin yasaklanması mümkün değildir.
Kaldı ki, bu parti yasaklansa bile Almanya’da kafalar değişmedikçe “aşırı sağcı” düşünce hep kalacaktır.
Çünkü yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre Baden-Württemberg ile Mecklenburg-Vorpommern’de halkın yüzde 7.2’si, Schleswig-Holstein’da yüzde 6.2’si, Bavyera’da yüzde 6.1’i, Kuzey Ren Vestfalya’da (KRV) yüzde 4.5’i Hitler döneminin Nasyonal Sosyalizm’ini “tehdit ve tehlike” olarak görmemektedir.
Daha da korkuncu ise, Saksonya-Anhalt’ta halkın yüzde 39.3’ü, Bavyera’da yüzde 39.1’İ, Brandenburg’da yüzde 34.6’sı, Mecklenburg-Vorpommern’de yüzde 32.2’si, Saksonya’da yüzde 27.6’sı, Aşağı Saksonya’da yüzde 26.9’u, Hessen’de yüzde 25.1’i, Thüringen’de yüzde 24.4’ü, Schleswig-Holstein’da yüzde 23.1’i, KRV’de yüzde 19.9’u, Baden-Württemberg’de yüzde 17.8’i, Berlin’de yüzde 16.2’si, Hamburg’da yüzde 13.6’sı, Rheinland-Pfalz’da yüzde 13.3’ü ve Saarland’da da yüzde 11.7’si yabancı düşmanı eğilimli olmasıdır.
İşte bu nedenle Almanya’da önce kafalar değişmelidir…
Hem de derhal…
***
2. KONGREYE HAZIRLANIYORLAR
Levent GÜNDÜZ/STRASBOURG | 22.12.2008
Fransa Türk Üniversite Öğrencileri Derneği Fransa’da öğretim gören Türk öğrencilerin biraraya gelmesi, öğrencilerin eğitim ve sosyal yaşamda yaşanan zorlukların giderilmesi için 11-12 Nisan’da Strasbourg Üniversitesinde ikinci kongre çalışmalarına başladı.
Bu yılın 5-6 Nisan tarihinde birinci kongrelerini yapan dernek, Fransa’nın 39 kentinden 500’e yakın öğrenciyi buluşturmuştu. Hedefte Türk öğrencilerin kendilerini özgürce ifade edebilecek platform oluşturulması, Türk ve Fransız toplumunda karşılıklı ön yargıların giderilmesi, iki ülke arasında ilşkilerin sağlamlaşması bekleniyor. İkinci kongre çalışmaların ana temasında ‘kariyer’ ve ‘kültür’ konuları yer alıyor.
Kariyer konusunda Fransa’da öğrenim gören öğrencilerin, üniversite sonrası önünde bulunan fırsatların değerlendirilmesi, akademik ve iş dünyasının tanınmış tecrübeli isimlerin öğrencilerle birarada olması düşünülüyor. Kültür konusunda da Türkiye’de kültür ve sanatın günümüzdeki durumu, farklı sanat dallarının temsilcileriyle fikir alışverişi kongreye damgasını vuracak. Kongreye öğretim üyeleri, eğitimciler, müzik, mimari, resim, sinema, tiyatro ve edebiyat gibi benzer sanat dallarından isimler davet edilecek.
***
Ünsal TURAN / KOPENHAG | 22.12.2008
VATANDAŞLIK TESTLERİ TEKRARLANACAK
Eski kuralla vatandaşlık sınavına girmesi gereken yabancıları 10 Aralık’ta yeni kuralla sınava sokan Danimarka hükümeti şimdi de daha önce sınavı kazanmış olanların da tekrar sınava gireceklerini açıkladı.
DANİMARKA’da 10 Aralık’ta eski kurallara göre yapılan vatandaşlık sınavı ile ilgili tartışmalar sürerken, Yabancılar Bakanlığı 10 Aralık tarihinden önce sınava giren 8 bin 500 kişiden sınavı kazananların en geç 1 Haziran 2009’a kadar tekrar vatandaşlık müracatında bulunmaları gerektiği aksi takdirde yeni kurala göre sınava girmeleri gerekeceği bildirildi.
Yabancılar Bakanlığı, daha önce sınavı kazananların da en geç 1 Hazian tarihine kadar formalite icabı yeniden vatandaşlık müracatında bulunmaları gerektiğini, müracatta bulanmayanların yeniden sınava girmek zorunda kalacaklarını bildirdi. Ayrıca daha önce vatandaşlık sınavını kazananların sınava girebilmek için yerine getirmeleri gereken şartları yerine getirip getirmediklerinin inceleneceği, şartları yerine getirmeyenlerin sınava kazanmış sayılmayacakları bildirildi. Arhus’daki Dil okulu lideri Poul Naergaard sınav kazanan çok sayıda yabancının şimdi kazandıkları sanavların iptal edilmesi durumuyla karşı karşıya olduklarını belirterek „vatandaşlık sınavında yapılan haksızlıklar hukuk güvencesini ortadan kaldırmış oluyor.
10 Aralık’da yapılan sınav zaten getirilen yeni kuralla yapılarak hukuk güvencesi çignenmiş oldu. Yeni kural sınava son müracaat tarihi olan 5 Kasımdan sonra çıkarıldığı için geri tarihle uygulamaya konularak eğitimde bugüne kadar görülmemiş bir haksızlık yapılmış oldu. Şimdi daha da ileri gidilerek daha önce sınrav kazananların 1 Hazirana kadar tekrar vatandaşlık müracatında bulunmaları isteniyor. Ayrıca sınav kazananların sınav öncesi gereken şartları yerine getirip getirmedikleri kontrol edilecek. Böylece binlerce kişinin kazandığı sınavlar iptal edilmiş olacak. Yani kazanılan vatandaşlık hakları iptal edileck. Şayet bu haksızlık Danimarkalılara yapılsaydı, yer yerinden oynardı’ dedi. Uyum Bakanı Birthe Rönn Hornbeck ise eleştirilerin gereksiz olduğunu Danimarka vatandaşlığına geçmenin bir bedeli olduğunu söyledi.
Vatandaşlık sınavı hakkını kazanabilmek için yerine getirilmesi gereken şartların ana başlıkları şunlar:
– Danimarka devletine ve yasalarına bağlı kalınacağına dair yazılı garanti vermek.
– Kendi vatandaşlığından çıkmış olmak
– Daha önce bir suç işlememiş ve basıkala olmamış olmak
– Devlete borcu buunmamak
– Devletten sosyal ve ekonomik yardım almıyor olmak
– Danimarka dilin ve kültürünü biliyor olmak
– Danimarka’da süresiz oturmas ve çalışma hakkına sahip olmak
***
Ünsal TURAN / MALMÖ | 22.12.2008
“GENÇLERE KULAK VERELİM”
İsveç’in Malmö şehrinde göçmen gençlerin lokalinin polis gücü kullanılarak kapatılması yüzünden çıkan olaylar devam ediyor. Malmö’de eğitimci Hüseyin Duygu, “Gençlerin sorunlarına eğilelim” derken lokalin yöneticisi “Gençler nereye gidecek? Arayan soran yok” diye dert yandı.
İsveç’in Malmö kentinde Rosengaard semtindeki konutlarda, Ortadoğulu, Türk, Somalili ve Makedonyalıların cami ve toplantı yeri olarak kullandıkları lokalin perşembe günü polis zoruyla kapatılması sonucu çıkan olaylar devam ediyor. Pazar günü sabaha karşı saat 04.00 sıralarında 6 otomobil daha yakıldı. Olay yerine gelen polis şefi Peter Martin, “Olay yerine geldiğimizde yaklaşık 20 genç vardı. Polise karşı gelen ve gözaltına alınmadı” dedi. Üç gün süren olaylarda 70’i Stockholm’den takviye gelen 200 polisin görev yaptığı, olaylar sırasında polise saldıran 5 kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Malmö’de yaşayan Okul Müdürü Hüseyin Duygu, “Gençler bu toplumda yaşıyoruz. Biz de aynı haklara sahip olmak istiyoruz diyorlar. Rosengard’daki olay bir konut şirketinin yabancıların kullandığı bir lokali kapatmasından kaynaklanıyor. Kopenhag Malmö arası 20 kilometre. Buradaki olay Kopenhag’ı da etkiliyor. Bir mesaj ile 200 genç bir araya gelebiliyor. Önce burada olup biteni anlamak zorundayız. Gençlerin eğitim, iş sorunları var. Onun için çok dikkatli olmak gerekir’ dedi.
Kapatıldığı için olaylara neden olan lokalin başkanı Basem Mohammed ise, araçları yakan ve polise saldıran gençlerin Malmö dışından gelenler olduğunu öne sürdü. Mohammed “16 yıldır kullandığımız lokali kapattılar. Biz de demokratik protestoda bulunduk. Ama buraya birden 200 polis geldi. Lokalin pencelerini, kapılarını kapattılar önüne konteynerler koydular. Hiç bir politikacı bizi arayıp sorunun ne olduğunu sormadı. Olayları çıkaranlar dışarıdan gelenler. Şimdi yaklaşık 200-300 kişi dışarıda kaldı. Peki bu gençler nereye gidecekler? Vakitlerini nerede geçirecekler? Bu gençlere boş zamanlarını geçirecekleri bir yer bulmak belediyenin ve konut şirketinin görevi’ diye konuştu.
***
Kemal DOGAN / HAMBURG | 22.12.2008
“2009 YEREL OY HAKKI YILI OLACAK”
Hamburg’da Sol Parti’nin düzenlediği şenliğe katılan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Avgan, “Yeni yılda Almanya genelinde AB dışından gelen göçmenlere oy hakkı kampanyası başlatacağız” dedi.
HAMBURG’da Sol Parti ve çeşitli göçmen dernekleri ve kuruluşları tarafından düzenlenen şenliğe katılan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Başkanı Hüseyin Avgan, federasyonun 2009 yılında tüm Almanya’da yerel oy hakkı için geniş çaplı bir kampanya yapacağını söyledi.
Yerel oy hakkının toplumda uyum, ortak yaşam ve paylaşım için asgari bir hak olduğunu söyleyen Avgan, “AB vatandaşları yerel oy hakkı sahibi. 40-45 yıl burada yaşayan, AB dışından gelen göçmen bu haktan neden mahrum bırakılıyor, anlamak mümkün değil. DİDF olarak 2009 yılı bu hak için mücadele yılı olacak. Her platformda bu talebi gündeme getireceğiz” dedi.
Hamburg Eyalet Parlamentosu’nda Sol Parti’nin yerel oy hakkı önergesini sunmasını memnunlukla karşıladıklarını söyleyen Avgan, “Ancak CDU ve Yeşiller ret oyu kullanarak konunun Eyalet Konseyi gündeminde desteklenmesini baltaladılar. Almanların büyük bir bölümü bu hakkın tanınmasına karşı değil. Uzman anayasa hukukçularının hazırladıkları bilirkişi raporlarında da anayasal bir değişikliğine gidilmeden bu hakkın gerçekleştirebileceği belirtiliyor. Her şeyin siyasetin bunu istemesine bağlı” dedi.
İmza kampanyası başlatılacak
Hamburg Eyalet Parlamentosu Sol Parti Milletvekili Mehmet Yıldız, yeni yılda partisinin de içinde bulunduğu, sendikalar, SPD, kilisler ve sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği geniş tabanlı bir girişimle AB dışından gelen göçmenler için yerel oy hakkı imza kampanyası başlatacağını ifade ederek, “İmza kampanyasıyla bu konudaki ısrarımızı sürdüreceğiz. AB dışından gelen göçmenlerde onlarca yıldır bu toplumda yaşıyor. Yerel oy hakkı en kısa zamanda gerçekleşmeli” dedi.
***
BAŞARILARIYLA GURUR VERDİLER
Halil YETKINLIOGLU/ LONDRA | 22.12.2008
Londra’nın başarılı okullarından The Latymer School’da okuyan Türk öğrenciler GCSE A* Level sınavlarındaki başarılarıyla göğsümüzü kabarttılar. Ozan Gultekin, Orhan Ozcan, Sezgi Goksan ve Meryem Selin Hassan adlı öğrenciler okulun en başarılı öğrencisileri arasında yer aldılar. Orhan Özcan, her yıl sadece üç öğrenciye verilen “Latymer Lodge Prize” ödülü sahibi oldu.
Londra’nın sınavla öğrenci alan seçkin okullarından The Latymer School’da eğitimini tamamlayan başarılı Türk öğrenciler, düzenlenen törenle ödüllendirildi. Ödül dağıtımının yapıldığı gecede Orhan Özcan, her yıl sadece üç öğrenciye verilen ‘Latymer Lodge Prize’ ödülü sahibi oldu.
Yaklaşık 500’ü aşkın konuğun katıldığı ve okul salonunda düzenlenen törende konuşan Okul Müdürü Mark Garbett, ‘Latymer Okulu’nun tarihçesini anlatırken, farklı toplum ve kültürlerez mensup öğrencilerin aynı çatı altında eğitim verildiğini’ anlattı.
Öğrencilerin gireceği üniversite için yol haritası sayılan GCSE A* Level sınavında başarı öğrencilerin ödüllendirildiği törende, başarılı öğrencilerin sertifikaları Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi George Donaldson tarafından verildi.
Latymer Okulu’ndaki öğrenci çeşitliliğini Cambridge’deki bir restorant müşterilerine benzettiğini kaydeden Donaldson, ‘Hintli, Türk, Pakistanlı, Rus, Polonyalı ve diğer milletlerden çok renkli ve çok kültürlü bir öğrenci profilini barındıran bir okuldan mezun oluyorsunuz’ diyerek, öğrencilere üniversite ve bundan sonraki hayatlarında başarı diledi.
Alkış aldılar
Halen Londra Belediye Başkanlığı yapan Boris Johnson’un da birkaç yıl önce bu kolejde başarılı öğrencilere diploma verdiğini hatırlatan Donaldson, ‘Bakın o şimdi Londra’yı yönetiyor’ diye konuştu. A Level sınavlarında bütün derslerden A ve A* alan Türk öğrenciler, Ozan Gültekin ‘Matematikte okulun en başarılı öğrencisi’ seçildi. Meryem Selin Hassan ve Orhan Özcan 3 A Level’ın yanısıra Türkçe A level yaptı. Ayrıca, Sezan Taner, Cem Yazlak, ve Sezgi Gökşan’ın da isimleri, gecede dağıtılan okul kitapcığında yer aldı.
Üstün başarı gösteren Kahramanmaraş Afşin doğumlu Ozan Gültekin London School of Economics’e (LSE) girerken, Londra doğumlu Meryem Selin Hassan Cambridge Üniversitesi’ne girdi ve hukuk okuyor. Kocaeli doğumlu Orhan Özcan ise London King’s College’de Tıp eğitimi alıyor.
***
FRANKFURT | 22.12.2008
PAPA’DAN TEŞEKKÜR MEKTUBU
Hıristiyan aleminin ruhani lideri Papa 16. Benedikt, Almanya’da yaşayan gazeteci yazar Mehmet Canbolat’a bir mektup göndererek, Aziz Paulus yılı bağlamında Vatikan’daki görüşme ve Tarsusla ilgili hediyeler için kendisine teşekkür etti.
TARSUSLU gazeteci yazar Mehmet Canbolat, Hıristiyan alemi için Hazreti İsa’dan sonra büyük saygınlığı olan Tarsus doğumlu Aziz Paulus’un 2000. doğumyılı kutlamaları için Vatikan’a davet edilmiş ve 22 Ekim’de Petrus Meydanı’ndaki özel kutlama töreninin ardından, Papa 16. Benedikt ile özel bir görüşme yapmıştı. Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın da hazır bulunduğu bu görüşmede Canbolat, Papa 16. Benedikt’e 5 dilde yayınlanan ‘Ben Tarsuslu Paulus’ adlı kitabını, Aziz Paulus’un Tarsus’ta doğduğu ve yaklaşık 20 yılını geçirdiği evin bahçesinden toprak ile avludaki kuyusundan su getirip, bunu Papa’ya takdim etmişti.
“Dostane selamlarımla”
Papa 16. Benedikt’in isteği üzerine Vatikan Müsteşarı Gabriel Caccia imzalı ve Devlet Sekreterliği özel başlıklı mektupta, şu ifadeler yer alıyor: ‘Sayın Bay Canbolat, 22 Ekim günü Vatikan’da gerçekleşen genel kutlama ayinine Tarsus Belediye Başkanı Sayın Burhanettin Kocamaz ile birlikte konuk olarak katılmış ve Kutsal Papa’yla görüşmüştünüz. Bu görüşmede Kutsal Papa’ya, Aziz Paulus konulu kitabınızın yanı sıra, değerli armağanlar da takdim etmiştiniz. Kutsal Papa, özel görüşmede sunduğunuz dostane armağanlara ve 27 Ekim tarihli mektubunuza içtenlikle teşekkür ederken, bunu size bildirme görevini de bana verdi. Bu vesileyle, aynı teşekkürü, Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’a ve değerli sanatçıya iletmenizi istirham ediyorum. En içten dileklerim ve dostane selamlarımla.”
***
-TÜRKİYE’NİN BERLİN BÜYÜKELÇİLİĞİ’NDEN TÜRK-ALMAN
DOSTLUĞUYLA İLGİLİ YENİ YIL KARTI
BERLİN (A.A) – 22.12.2008 – Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği, Türk-Alman dostluğunu simgeleyen bir yeni yıl kartı hazırlattı.
Yeni yıl kartının dizaynını hazırlayan ve “Don Quichotte” adlı mizah dergisinin genel yayın yönetmeni karikatür ve grafik sanatçısı Erdoğan Karayel, Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet’in isteği üzerine bu konuda bazı tasarılar hazırladığını ve bunların arasından, Türk çay bardağıyla Alman bira bardağı kulpunu birleştirdiği çalışmasının yeni yıl kartı için seçildiğini belirtti.
Büyükelçi Acet’in kendisini çalışmalarından dolayı kutlayarak, Türkiye’den Almanya’ya göçün 50. yılının yaklaştığı bir dönemde Türk-Alman dostluğunu simgeleyen bir çalışma istediklerini, bunu da çeşitli etkinliklerde tanıtmayı amaçladıklarını söylediğini ifade eden Karayel, bu düşüncenin kendisinin de çok hoşuna gittiğini ve bazı seçenekler arasından çay bardaklı çalışmayı Acet ile birlikte seçtiklerini kaydetti.
Karayel, “Dileğim, Türk-Alman dostluğunun bu simgeyle daha da sağlamlaştırılması ve anlamlı hale getirilmesi. Bu konuda Almanya’da yaşayan bir Türk sanatçısı olarak üzerime düşen görevi yapmak benim için büyük bir onur” dedi.
Karayel ayrıca, Almanya’da son yıllarda mizah alanında güzel işler yaptığına inandığını belirterek, “Don Quichotte” adlı dergiyle sadece Türkler ve Almanlar arasında değil, Türkiye’yle dünya arasında bir mizah köprüsü görevini üstlendiklerini söyledi.
Her yıl düzenledikleri uluslararası karikatür yarışmalarının ve ardından açılan sergilerin yoğun ilgi gördüğünü belirten Karayel, “Ayrıca, yine genel yayın yönetmenliğini üstlendiğim ve Stuttgart ile Karlsruhe başkonsolosluklarının desteklediği ‘Bizim Çocuklar’ dergisinde de çocuklarımıza yönelik çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Öncelikle çocuklarımıza karikatürü sevdirmeye çalışıyorum. En büyük idealim, günün birinde bir karikatür okulu açarak çocuklara bu evrensel sanatı öğretmek” diye konuştu.
Karayel ayrıca, “Don Quichotte” ve özel çalışmaları hakkında “www.donquichotte.at” ve “www.ekarayel.com” adlı internet sayfalarından ayrıntılı bilgi alınabileceğini sözlerine ekledi.
(EA-SRP)
***
LAİKLİĞİN YIPRATILMASI BÜYÜK SORUNLARA YOL AÇAR
ANKARA Milliyet
23.12.2008
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, laiklik ilkesinin demokrasi ve sosyal hukuk devletinin güvencesi olduğunu vurgulayarak, “Laikliğin siyasi ve kısır tartışmaların malzemesi yapılarak yıpratılmasının, büyük sorunlara yol açacağı dikkatlerden kaçmamalıdır” dedi
Org. Başbuğ, Kubilay’ın şehit edilişinin 78. yıldönümü nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bir mesaj yayımladı. Org. Başbuğ, “Asteğmen Kubilay ve arkadaşları, uzun ve sancılı bir sürecin sonucunda kurulan Cumhuriyetimizi ve onun çağdaş kazanımlarını yok etmek için laikliği hedef alan köhnemiş zihniyet karşısında ortaya koydukları mücadeleyle, onurlu direnişin bayraklaşan sembolü haline gelmişlerdir” ifadelerini kullandı.
Başbuğ, mesajında şöyle dedi: “Atatürkçü düşünce sisteminin esaslarının benimsenerek yaşam tarzı hâline getirilmesi kadar, onu yıpratmak isteyen anlayışlarla mücadelenin bir vatandaşlık borcu olduğu unutulmamalıdır… Türk Silahı Kuvvetleri de bu bilinçle, ulusal birliğimizi ve bölünmez bütünlüğümüzü zayıflatmayı hedefleyen her türlü tehdide karşı kararlı mücadelesini sürdürecektir.”
***
SINIRDIŞI EDİLEN TÜRKLER FİLM OLUYOR
Oya SAKARYA STUTTGART
ALMANYA’dan Türkiye’ye sınırdışı edilen Türklerin dramı film olacak. Deniz Sözbir’in yönetmen, Malte Can’ın da yapımcılığını üstlendiği filmde Oktay Özdemir Türkiye’ye sınırdışı edilen Türk gencini canlandıracak. Ludwigsburg Film Akademisi tarafından çekilecek olan “Gurbet” adlı 30 dakikalık kısa metrajlı filmin çekimleri İstanbul’da yapılacak. Daha önce Kanal D’de yayımlanan Menekşe, ARD’de yayımlanan İstanbul dizilerinin yapımında görev alan, Malte Can 20 kişiden oluşan ekibin çekimlere önümüzdeki mart ayında başlayacağını açıkladı. Filmde Türkiye’yi, Türk kültürünü iyi tanımayan ve Türkçe’yi iyi konuşamayan, işlediği suçtan dolayı ailesinin desteğini kaybederek Türkiye’ye sınır dışı edilen Metin’in hikayesi anlatılacak.