Sadi SOMUNCUOĞLU
Emperyalistlerin devlet kurdurma vaadiyle ayaklanan Hınçak ve Taşnak komitacıları:
1- Ta 1905’te Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamit’e suikast düzenleyip, birçok masum insanı öldürmedi mi?
2- 1914 Birinci Dünya Savaşı öncesinden başlayıp, 24 Mayıs 1915 tehcir olayına kadar; Kayseri, Zeytun, Van, Bitlis, Muş, Diyarbakır, Elazığ, Samsun, Erzurum, Sivas, Trabzon, Ankara, Adana, Urfa, İzmit, Adapazarı, Bursa, Musa Dağı, İzmir, İstanbul, Maraş, Antep, Halep ve pek çok yerde yüzbinlerce Müslüman’a, zulüm, işkence ve katliam yapmadı mi? Sadece Van’da nüfusun dörtte üçünü tüyler ürpertecek şekildeki öldürmedi mi?
3- Bu vatanda bin yıldır kardeşçe ve Hak’ça yaşamalarını sağlayan Osmanlı Devleti’ne isyan edip ordularını arkadan vurmadı mı?
4- 200 bin silahlı militan düşmanlarla bir olup, kendi devletine, vatanına ve milletine karşı tetik düşürmedi mi?
5- Savaş sonrasında tehcirden dönerek, korunmasız, bitkin vaziyetteki pek çok masum Müslüman Türk’ü köyde-şehirde-her yerde, kitleler halinde ve hunharca katletmedi mi?
6- Yakın zamanda, 1973-84 yıllarında ASALA teröristleri, 40’tan fazla suçsuz Türk diplomatını, Avrupa ve ABD’de güpegündüz şehit etmedi mi?
7- Daha dün, 1992’de Karabağ Hocalı kentinde Azerbaycan Türklerinin gözlerini oyarak, organlarını keserek, kadın, çocuk, yaşlı demeden süngüleyerek vahşice öldürmedi mi? AGİK’in MİNSK grubu raporunda, “Burada soykırıma benzer feci bir durum var” demedi mi? Toprakları işgal edilen 1 milyon Türk halen, yurdundan uzakta zor şartlarda yaşama mücadelesi vermiyor mu?
Facia anlatmakla bitmez. Hemen belirtelim ki, bu katliamların tek gerekçesi var, o da mağdurların Türk milletine mensup olmalarıdır. Bunun uluslararası hukuktaki adı soykırımdır.
Şimdi bir çağrıda bulunalım. Çağrımız, bu açık gerçekleri görmek istemeyen sizleredir.
Anlaşılıyor ki, siz 24 Nisan “soykırım” iftirası için önümüzdeki günlerde başlatılacak kampanyada görev almışsınız. Tamam da, biraz durup düşünün.
Size soruyoruz; gerçekleri tersyüz edip, acı olaylara Ermeni ağzıyla, “Ermenilerin maruz kaldığı ’Büyük Felaket” demeyi vicdanınız nasıl kabul ediyor? Sadece olayların şu kronolojik seyrine bakıp, tarihte bir emsali daha olmayan bu katliam ve ihanetlerin gerçeği karşısında vicdanınız sızlamıyor mu? Türk kardeşlerinizin duygu ve acılarını paylaşmayı ne zaman düşüneceksiniz?
Size insanlık vicdanı önünde tavsiye ediyoruz; Ermenistan, diyaspora ve emperyalistlerin resmi görüşlerini savunmaktan vazgeçin. Zira bu yolla sağlayacağınız şöhret ve makamlar, gündelik aldatmacadan ibaret kalacaktır. Tarihte kendi milletine iftira edenlerin, nasıl anıldığını ve çocuklarına nasıl bir miras bıraktığını bilmiyor musunuz?
Gelin çocuklarınızın da bu vatanda yaşayacağını düşünerek, soykırım suçu kadar ağır böyle bir hatadan dönün.
Sonra da Türk milletinden özür dileyin.
Bir yanıt yazın