MHP Genel Başkan Yardımcısı Bölükbaşı ‘Öcalan’a arkadaş projesinden’, Türkiye Ermenistan ilişkileri ve Kuzey Irak konularına kadar önemli açıklamalarda bulundu. Bölükbaşı’na göre, izin halinde İmralı PKK’nın dinlenme hatta terör kampına dönebilir
MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı, Türkiye’nin Ermenistan sınırını ‘Ön şartsız’ olarak açacağını iddia etti. Ermenistan’ın halen Ağrı Dağı’nı milli sembol olarak kullandığını hatırlatan Bölükbaşı, “Bunlar Türkiye’nin namusudur. Türkiye’nin hesabı naif bir hesaptır” yorumu yaptı. ‘Terörist başının yanına mahkûm’ projesini “Adalet Bakanlığı İmralı’yı PKK’nın dinlenme kampı haline getirecek” diye eleştiren Bölükbaşı’nın
AKŞAM’a yaptığı açıklamalar şöyle:
F TİPİ’NDE ISRARLIYIZ
Öcalan’ın yargılama ve AİHM süreci bitmiştir. MHP, o günden bu yana artık ‘özel misafirlik’ statüsüne son verilip, herkesin gözü önünde yine tecrit koşullarında yaşayacağı F tipi bir cezaevine naklini istemiştir. Bu adam hâlâ özel misafir gibi ağırlanıyor. İmralı’da bunun için 1000’e yakın görevli var. 3 kilometrelik deniz alanı yasak saha, hava sahası kontrollü sahadır. Bir nevi siyasi mahkûm gibi özel bir yerde ağırlanmaktadır.
AKP ÖRGÜTÜ YÖNETMESİ İÇİN İMKAN SAĞLADI
Şimdi ‘adam tecrit koşullarında yaşıyor, arkadaş, televizyon ve telefon verelim’ deniyor. AKP, son 6 yıldır bu caninin İmralı’dan örgütünü yönetmesine imkân vermiştir. İmralı ile avukatları arasında örgütsel haberleşme ağı kurulduğu ortadadır. AKP’nin Adalet Bakanları görev suçu işlemiştir. Adalet Bakanı, ‘kayıtlarımızla örgütsel haberleşme yapıldığına dair delil yok’ diyorsa çıkıp söylesin. “Avukatları uyduruyor” diyemediler. AKP, siyasi çözüm bulma ortamı yaratmak amacıyla tecrit koşullarını yumuşatmaya hazırlanmaktadır.
TERÖR VE SEMİNER MERKEZİ
İlk adım adada başlayan inşaatlar. Adalet Bakanı, ‘Silahları bıraktırırsa Öcalan’ın tecrit koşullarını kaldırırız’ diyor. Yani kanuna göre belli saatlerde diğer mahkûmlarla voleybol oynar, vakit geçirir. AKP hükümeti İmralı’yı toplu bir PKK dinlenme kampına çevirmeye hazırlanmaktadır. Terörist başının yanına PKK militanları verilecektir. Bu tabii sadece toplu bir dinlenme kampı olmaz, aynı zamanda toplu bir terör eğitim ve seminer kampı da olacaktır.
Siyasi çözüm startını Başbakan, Diyarbakır konuşmasında vermiştir. PKK’nın talepleri zaten, kurucu kimlik olarak Türk kimliğinden vazgeçilmesi, Türk ve Kürtlerden oluşan çok uluslu bir devlet yapısına gidilmesi ve Kürtçe’nin okutulması. PKK’nın Meclis’teki uzantısı DTP’nin dağıttığı son broşürde bunlar yazmaktadır. Başbakan’ın hazırlattığı, Sapanca’daki anayasa taslağı bunları içerir. Tepkiden çekindiği için hayata geçirmiyor. Şartları zamana yayarak hazırlamaya çalışıyor.
ERDOĞAN’INKİ MASKELİ SİYASET
Başbakan’ın milliyetçi söylem iddialarına gelince, kendisi bunda da çok maskeli bir siyaset izlemektedir. Kızılcahamam’daki toplantıda ‘Diyarbakır konuşmamın arkasındayım’ diyor. Yerel seçimleri etnik temelde bir gerginlik stratejisine oturttuğu için bazen öyle demektedir, bazen böyle demektedir. AKP ve CHP seçimlere maskeli baloya hazırlanır gibi hazırlanıyor.
KİMDİR?
TÜRK siyasi tarihinin renkli isimlerinden Osman Bölükbaşı’nın oğlu olan diplomat Deniz Bölükbaşı, Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1973 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Atina ve Bonn Büyükelçilikleri’nde çalıştı. Lizbon Büyükelçiliği görevini üstlendi. Dışişleri Bakanlığı Birinci Hukuk Müşavirliği görevini yürüttü. Daha sonra Başbakan Yardımcısı Dış Politika Başdanışmanlığı’na atandı.
Cenevre Dünya Ticaret Örgütü nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi oldu. 2002 yılı seçimlerinden Milliyetçi Hareket Partisi’nden milletvekili olarak Meclis’e girdi.
MİLLİYETÇİLERİN GÖKÇEK’LE GÖRÜLECEK HESABI VAR
MELİH Gökçek artık kendisini milliyetçi gibi göstererek oy devşirme imkânını kaybetmiştir. Türk milliyetçilerinin, MHP’nin, yerel seçimlerde bu zatla görülecek hesabı vardır. Hiçbir zaman milliyetçi olmamıştır. Sadece ucuz fırsatçılığı ilke edinen bir siyaset simsarı olarak 20 yıldır Ankara’nın başına musallattır. Gökçek, Türk adaleti önünde yaptıklarının hesabını verecektir. Karayalçın-Gökçek kavgayı, MHP’nin adayı Mansur Yavaş ise markayı temsil ediyor.
SEÇİM SÜRECİ GERGİN OLACAK
Türkiye gergin bir yerel seçim süreci yaşayacak. En önemli nedeni AKP’nın etnik bölücülük zemininde seçim stratejisi izleyeceğinin açıklığa kavuşmasıdır. Nitekim henüz adaylığı belli olmayan mevcut belediye başkanı, Karayalçın’a karşı ‘PKK onu, temiz Kürtler beni destekler’ demiştir. Bu tehlikeli bir dönemi gösteriyor
BARZANİ TÜRKİYE’NİN HİMAYESİNİ İSTİYOR
TÜRKİYE’DE iç içe geçmiş çok tehlikeli bir süreç başlatılmıştır. İlki Barzani’yi siyasi muhatap alan AKP’nin başlattığı müzakere sürecidir. Barzani’nin amacı; Kuzey Irak’ta çok ileri bir aşamaya gelen otonom siyasi yapıların Türkiye tarafından tanınmasını sağlamak, ABD askerlerinin çekilmesi sonrası Araplar ve Türkmenlerle baş başa yaşamanın getirdiği zorlukları idrak ederek bu konuda Türkiye’nin himayesini sağlamaktır. Barzani zaten bu amacını da saklamıyor. Kuzey Irak’taki yapılanmayı Türkiye’de uygulanacak bir model olarak sunuyor. Masada PKK adına oturan kişi Barzani’dir.
IRAK POLİTİKASI ÖZELLEŞTİRİLDİ
BAŞBAKANLIĞA BAĞLANDI
Bugün Irak’la ilişkiler, politikaların Dışişleri Bakanlığı tarafından belirlendiği bir zeminden kaymıştır. Irak Özel Temsilciliği, büyükelçilik düzeyindeyken düşürülmüştür. Irak Türkmen cephesiyle ilişkiler Dışişleri’nden alınıp Başbakanlık’ta bir müsteşar yardımcısına verilmiştir. Yani AKP hükümeti, Türkiye’nin Irak politikasını özelleştirmiş, Başbakanlığın bünyesine almıştır.
36. PARALELE TÜRKİYE FORMÜLÜ
PKK sorununu bir etnik kimlik sorunu olarak gören bu adam, Irak’taki modelin Türkiye için örnek oluşturabileceği konusunda cesaretlendirilmiştir. ABD askerleri, çekildikten sonra Türkiye’ye, kuzeyden keşifle Çekiç Güç gibi 36. paralelin kuzeyinde Türk nüfusa bir anlamda garantörlük rolü yüklenmek istenmektedir.
Ermeni sınırı ön şartsız açılacak
Ermenİstan’la başlatılan süreç, tehlikelidir. Ermenistan Anayasası’nda ve bağımsızlık bildirgesinde hükümler var. Ermenistan, sınırı tanımıyor, Türkiye’nin doğusunu batı Ermenistan olarak kabul ediyor, Ağrı Dağı’nı milli sembol olarak görüyor ve uluslararası bir karalama kampanyasını sürdürüyor. Türkiye haklı olarak bunlardan vazgeçmesini ön şart olarak ileri sürmektedir. Yunanistan ile Makedonya arasında benzeri bir durum yaşandı. Yunanistan’ın baskısı ile Makedonya bayrağını değiştirdi. Türkiye-Yunanistan kadar olamadı.
MASADA İSVİÇRE’NİN NE İŞİ VAR
AKP en son Bern’de yürütülen yeni bir süreç başlattı. Bu süreçte anlaşılmaz bir biçimde üçüncü bir ülke de masada oturuyor: İsviçre. İsviçre parlamentosunun iki kanadından biri 1915 olaylarını soykırım olarak tanımış ve İsviçre Ceza Kanunu soykırımın inkarını ağır cezalık suç haline getirmiştir. Perinçek de ceza almıştı.
TİFLİS BÜYÜKELÇİSİ ERİVAN’A
AKP’nin yapmak istediği hiçbir ön şart olmadan sınırı açmak. Önce transit ticaret için sonra ikili ticaret için sonra resmi pasaportluların geçişi, sonra her türlü pasaportluların geçişi için. Böyle kademeli olarak sınırını açmak ve diplomatik ilişki kurmak. Erivan’a mukim büyükelçi atamak zor olduğu için Tiflis Büyükelçisi’ni Erivan’a akredite etmek, Ermenistan’ın Tiflis büyükelçisinin de Ankara’ya akredite olmasını sağlamak. Diğer konular masada kalmaya devam edecek. Türkiye böyle sakat denkleme hapsedilmiştir. Türkiye’nin hesabı naif bir hesaptır. ‘Diplomatik ilişki kurduktan sonra Ağrı Dağı’nın sembol olmasını çıkartabiliriz, sınırı tanıtabiliriz’ gibi hayaller peşinde koşuyorlar. Toprağınızın bir bölümüne batı Ermenistan diyen bir adamla bundan vazgeçmeden ilişki kuruyorsunuz. Oysa bunlar Türkiye’nin namusudur.Deniz GÜÇER/ANKARA
Bir yanıt yazın