Die Welt:Türkiye ile Ermenistan yakınlaşıyor

Alman muhafazakar sağ eğilimli Die Welt gazetesi,Türkiye ile Ermenistan arasında tarihi bir yakınlaşma olduğunu yazdı.

Gazetenin haberi şöyle:

”Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül eylül ayında Ermenistan’a gittiğinde, işkenceden zevk alıyormuş gibi bir hava oluşmuştu. Ermenistan-Türkiye maçının “onur konuğu” olarak onu neyin beklediği yeterince açıktı. 90 dakika boyunca ıslık ve yuhalama konseri. Gül, atalarının tribünde oturan insanların atalarına yaptığı “jenosit”in yıllardır biriken nesillerden kalma eski öfkesini taşıyan tribündeki Ermeni fanatiklerin karşısına, bu öfkeyi geri tepmek istercesine yüzünde bir gülümsemeyle çıktı. Ardından Ermeni yönetimiyle görüşmeye geçildi. O dönemden beri şu soru soruluyor: Bu, bir anlık bir gelişmenin ötesinde bir ziyaret miydi, yoksa halihazırda tarih mi yazılıyor?

Durum öyle olduğunu gösteriyor. O dönemden beri Ankara ile Erivan’ı, sürekli ve şimdiye dek hiç yaşanmadık bir diplomatik aktivite birbirine bağlıyor. Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan bir hafta önce İstanbul’daydı. Bu ziyaret esnasında Türk meslektaşı Ali Babacan ile protokol dışı bir görüşme de gerçekleşti. Babacan daha sonra basının karşısına geçerek, “İki taraf da ilişkileri normalleştirmek için siyasi iradeye sahiptir” açıklamasını yaptı. Nalbandyan ise, Gül’ün Erivan ziyaretinin “çok büyük ve bilge bir karar” olduğunu söyledi. Satır aralarından, Ermenistan politikasının daha bilge ve büyük olduğu anlaşılıyor, zira, inisiyatifi ele alarak Gül’ü davet eden Ermenistan’dı.

Dışişleri bakanlarının katılımıyla gerçekleşen AGİT toplantısında da görüşmelerde bulunuldu. Gordion düğümünü parçalamak yerine ihtiyatlı bir şekilde çözmeye çalışmak zor. Burada sadece Türkiye ve Ermenistan söz konusu değil, aynı zamanda Ermenistan ile Azerbaycan ve Rusya ile Gürcistan arasındaki ihtilaflar da söz konusu. Sonunda sınırın açılması ve “ezeli düşmanlar” arasında diyaloğa gidilebilmesi için bu cephelerin hepsinde hareketlilik yaşanması gerekiyor.

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ihtilaf,gezegendeki en çözülmez anlaşmazlıklardan biri. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra 90’lı yıllarda Ermenilerin yaşadığı, ancak fiilen Azerbaycan’ın enklavesi olan Dağlık Karabağ’da savaş çıkmıştı. Ermenistan, Moskova’nın desteğiyle savaşı kazandı ve o dönemden beri de bu bölgeyi işgal altında tutuyor. Daha kısa bir süre öncesinde Azerbaycan yeni bir savaşla tehdit etmişti. Kasım ayında sansasyonel bir diplomatik gelişme yaşandı. Rusya Devlet Başkanı Medvedev, iki ülke devlet başkanlarını davet etti ve ihtilafın şiddete başvurmadan çözümünün istendiği konusunda anlaşıldı. Bu,Gürcistan ihtilafı sonrasında birdenbire bir barış meleği gibi davranan ve eşzamanlı olarak gücünü gösterebilen Ruslar için büyük bir başarıydı. Bu hamle aynı zamanda, Türkçe konuşan Azerilere uzlaşmaları yönünde artık tek başına baskı yapmak zorunda kalmayacak olan Türkler için de bir destekti. Ve bu atak Ermenistan için de iyiydi, zira Karabağ meselesine hareketlilik gelmesi, Ermenistan’ın Türkiye ile sınırın açılması karşılığından ödenmesi gereken bedeldir.

Bunu, Helsinki’ye doğru yola çıkmadan Azerbaycan’da açıklama yapan Babacan da vurguladı. Orada Ermeni ve Azeriler, Rusyalı arabulucu nezdinde yeniden görüşecekler ve ardından da Türk Dışişleri Bakanıyla bir araya gelecekler. Ermenistan çaresizlik içinde Türkiye’ye yakınlaşmaya çalışıyor. Otoriter olarak tescilli olan hükümetin, seçimlerde sahtecilik yaparak iktidara geldiği kanısı hakim. Derin bir nefret duyulan hükümetin başarıya ihtiyacı var. Ermenistan’ın tek ticaret yolunun kesildiği Gürcistan savaşından beri özellikle ekonomi zor durumda. Bu nedenle sınırların açılması sansasyonel bir başarı olurdu. Türkiye için böylesi bir gelişme AB karşısında övünülecek bir artı puan olacağı gibi, Fransa ve başka yerlerde sürekli olarak sallanan; “ya bir toplum katili olduğunuzu kabul edin ya da AB’ye girmeyi hak etmiyorsunuz” şeklindeki can sıkıcı jenosit balyozunu da etkisiz hale getirirdi. Ermenistan bile iyi ilişkiler için özür dilenmesini şart koşmayacak olursa, bunu AB neden istesin ki. Bu durum Türkiye’ye, Kürt ihtilafında bile yardımcı olabilir. Sınırın açılması, güneydoğuya ticaret ve Ermeni turistleri getirir. Şayet Kürt radikalizminin ekonomik sefaletin bir sonucu olduğu tezi doğru ise, o zaman Ermenistan ile sınırların açılması buna karşı bir çare olacaktır.

Ancak henüz bu aşamaya gelinmedi. Daha çok sayıda engelin aşılması gerekiyor. Ermenistan’da, ticaret yollarına hakim olan güçlü ekonomi oligarşisi var. Sınırların açılması nakliyatı ucuzlatacağı gibi, aynı zamanda tekelleri de kırabilir. Türkiye’de ise milliyetçi tepki tehdidi mevcut. Ermenistan’ın hala (ya da bu arada yeniden) geçerli olan 1919’dan kalma bağımsızlık açıklamasında, Türkiye’nin Ermeni bölgelerinden “Batı Ermenistan” diye söz ediliyor. Türklerin görüşünce Ermenistan, devlet sınırlarını tanımakta direniyor. Yine de hedef hiç bu kadar erişebilir olmamıştı. Futbol maçından sonraki üç ay içinde Karabağ ihtilafı yüzünden sınırın kapandığı 1993’den bu yana geçen dönemde olduğundan çok daha fazla gelişme yaşandı.

ABHaber, 09-12-2008 15.30 (TSİ)

Alman muhafazakar sağ eğilimli Die Welt gazetesi,Türkiye ile Ermenistan arasında tarihi bir yakınlaşma olduğunu yazdı. - turkiye ermenistan 350

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir