Ruhat Mengi
Perşembe günü VATAN’da bizim “aydın”ların soykırım özürü kampanyası haberinin altında Fransa ile ilgili çok önemli bir haber vardı: Fransız Senatosu “Ermeni soykırım iddiasının reddedilmesini suç sayan” yasa tartışmasının Senato’ya getirilmesini reddetmiş ve “tarih tarihçilere bırakılsın” demişti. Demek ki neymiş Fransa bugüne kadar izlediği “Ermeni diasporasına inanma” çizgisinin hatalı olduğunu anlamış. Öte yanda aralarında: Bernard Lewis, Stanford Shaw, Norman Stone, Andrew Mango, Justin Mc Carthy, Guenter Lewy gibi isimlerin bulunduğu dünyanın en saygın tarihçileri İngiliz, Alman, Rus ve Türk arşivlerinde yaptıkları yıllar süren çalışmalardan sonra “Osmanlı’nın 1915’te zorunlu olarak verdiği Ermeni tehciri kararı sırasındaki olaylara soykırım denemez. Türkiye’nin bunu kabul etmesi kendi tarihine ihanet olur” diyor.
Türkiye’nin tam 153 saygın tarihçisi aynı görüşü açıklıyor. Ermeni komitelerinin başkanları kendi hatıratlarında “yaptıkları işkenceleri, cinayetleri” anlatıyor. Dedeleri Ermeniler tarafından yakılan, öldürülen Karslı, Erzurumlu, Vanlılardan mektup yağıyor.
Birleşmiş Milletler araştırmasına göre tehcir sonrasında hayatta kalan Ermeni sayısı 1 milyon 200 bin olarak açıklanmış. Ermeni diasporası desteğiyle hazırlanan Mavi Kitap’ta bile bu rakam 1 milyon 150 bin… Yabancı kaynaklara göre (tehcir öncesi) Osmanlı’daki Ermeni sayısı 1 milyon 600 bin (bazılarında 1 milyon 300)… Yani soykırım filan olmadığı ve hatta katledilen Türk sayısının Ermenilerden fazla olduğu tabak gibi ortada.
Ama bizim “aydın”lar 1915’te soykırım olduğunu kabul ederek özür dileme kampanyası başlatıyorlar. Bu durumda Türkiye’nin de belki “bunu yapanların tarih bilgisi” için bir özür kampanyası başlatması doğru olur. “Gerçek aydın”ları tenzih ederim ama aydınlık üniversite bitirmekle, doktora yapmak veya ders vermekle olmuyor. Bir grup gazeteci ve akademisyenin liste başlarına “aydınlar” etiketi koyarak yanlış bilgilerle ortaya çıkması ya da her konuda kendi devletinin çıkarlarına ters düşmesiyle, yalnızca kendilerini aydın saymasıyla da olmuyor.
Bir de Ermenistan’ın aydınlarına seslensinler bakalım, özür dilemek için 3 kişi bulabilecekler mi? Ermenistan ziyaretlerinde karşılaştıkları saygısızlığın boyutunu henüz unutmamışlardır sanırım!
Bir yanıt yazın