Hüseyin Altınalan
03.12.2008
Seçim kampanyasında Pakistan’a yeni cephe açmaktan söz eden ABD’nin yeni lideri Barack Obama koltuğa bile oturmadan düğmeye basıldı. Aralarında “Şabat Evi” olarak adlandırılan Yahudilere ait bir sinagogun da hedef alındığı bir dizi terör saldırısı Pakistan’ın üzerine yıkılmak isteniyor. Küresel medyanın eliyle hem Hindistan yönetimi hem de ABD, Pakistan’a psikolojik harekat açmış durumda.
Hindistan, saldırılardan Pakistan’ı sorumlu tutarken dün ajanslara düşen Amerika menşeli rapor, ABD’nin aşağılık oyununu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. ABD’de sözde tarafsız bir komisyon tarafından yapılan yine sözde araştırmada; Amerika’ya 2013’e kadar nükleer bir terör saldırısı ya da daha kuvvetli ihtimalle bir biyolojik silah saldırısı beklendiği iddia edildi.
Raporla ilgili olarak, ABD’de başkan yardımcısı seçilen Joe Biden’e bilgi verildiği belirtildi. Raporda, “Güvenlik marjımız küçülüyor” deniliyor ve ekleniyor: “Bugün terörizm ve kitle imha silahlarının bir haritası çıkarılacaksa tüm yollar Pakistan’da kesişir…”
Araştırmaya başkanlık eden eski senatör Bob Graham, şarbonun, halen en muhtemel biyolojik silah olduğunu, nükleer ya da biyolojik saldırı ihtimalinin bu konularda yeterli önlem alınmamış olmasından değil, husumetin giderek yayılmasından dolayı arttığını öne sürüyor. Raporda ABD’ye nükleer bir saldırı gerçekleştirmek isteyen örgütün de El Kaide olduğu iddia edildi. El Kaide’nin henüz nükleer bir silah elde edecek kapasitede olmadığı vurgulanan raporda, örgüt saflarına nükleer silah uzmanı bir kişinin dahil olması ile durumun değişeceği öne sürülüyor. Komisyon, terörizm, nükleer ya da biyolojik silahların kaynağı konusunda en muhtemel ülkenin Pakistan olduğunu iddia ediyor.
Peki ABD, terörle mücadele adı altındaki savaşta en büyük müttefiği olan Pakistan’ı niçin hedef seçti?
Hatırlayacak olursak; ABD’nin baskılarına rağmen Pakistan eski Devlet Başkanı Pervez Müşerref, İran doğalgazının Pakistan ve Hindistan üzerinden taşınma projesini sürdüreceğini açıklamıştı. Müşerref’in bu tutumuyla Hindistan ve Pakistan yakınlaşması gerçekleşmiş, iki ülke tarihi adımlar atmıştı. Pakistan ve Hindistan’ın düşmanlığından çıkar sağlayan ABD, sadece İran gazının Çin’e taşınacak olmasından değil, iki ülkenin birbirine yakınlaşmasından da müthiş rahatsız olmuş ve projeye şiddetle karşı çıkmıştı.
Kısacası gelinen noktada anlaşılmaktadır ki; artık Pakistan’ı bölme ve nükleer gücünü elinden almak üzere harekete geçilmiştir. Dolayısıyla İslam dünyası, bu kötü dönemde Pakistan için vakit kaybetmeden harekete geçmelidir.
Bir yanıt yazın