İlk olarak gazetemizin duyurduğu “Tataristan’ın Aralık ayında bağımsızlık yolunda BM’ye yapacağı ‘resmi olmayan devlet’ başvurusu” konusundaki haber, internet sitelerinde en çok yankı uyandıran haberlerden biri oldu. Rusya’nin K.Irak’ta Türkiye aleyhine olabilecek şekilde konsolosluk açması, Rusya Federasyonundaki Türk ülkelerini ve Fin, Moğol kökenli toplulukları Ruslar aleyhine çevirdi. Moğol, Fin ve Türk kökenli topluluklar gizli bir dayanışma içine girdiler.
Haberimizin özeti şöyleydi: “Yeni bir Türk devleti doğuyor… Kosova, G.Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlık hareketlerinin ardından Tataristan da Aralık ayında BM nezdinde ‘resmi olmayan devlet’ başvurusu yapacak.” (http:// www.oncevatan.com.tr/ haberv.asp? HaberNo=26408)
Rusya’nin K.Irak’ta Türkiye aleyhine olabilecek şekilde konsolosluk açması, Rusya Federasyonundaki Türk ülkelerini ve Fin, Moğol kökenli toplulukları Ruslar aleyhine çevirdi. Rusyanin Moğolistan hududunda yer alan Tuva Cumhuriyeti başta olmak üzere Altay Cumhuriyeti ile Altay bölgesi, Hakas Cumhuriyeti, Saha(Yakut) Cumhuriyeti, Tataristan ve Kazakistan arasindaki Başkurtistan Türk ülkesi, Çuvasya, Dağıstan, Karaçay-Balkar Türk Cumhuriyeti, Moğol kökenli Buryatya ile Kalmikya, Fin kökenli Mari eli gibi Türk kökenli topluluklar gizli bir dayanışma içine girdiler.
Dış basında ve internet sitelerinde, “Neticede Rusya federasyonu Gürcistan’dan daha küçük yüzölçüme gelebilir. Osmanli Devletine ‘hasta adam’ lakabini takan Rusya,1990li yillarda kendisi ‘hasta adam’ olmuştu. Gürcistan’ı işgal eden Rusya artık Gürcistan’dan daha güçsüz bir hale de düşebilir” yorumları yapılıyor. (http://upload. wikimedia.org/ wikipedia/ commons/3/ 37/Russian- regions.png)
Küresel konjonktürden yararlanbilmeleri ve uluslararası destek bulmaları halinde ileri tarihlerde bağımsız birer Türk devleti olarak görebileceğimiz Türk toplulukları şunlar:
Altay, Balkar, Başkortostan, Çuvaşistan, Dağıstan, Hakas, Karaçay, Tataristan, Tuva, Yakutistan
TATARİSTAN’IN BAĞIMSIZLIĞI İÇİN KAMPANYA BAŞLATILDI
Bir internet sitesi, Tataristan’ın bağımsız bir ülke olabilme girişimlerine destek verebilmek amacıyla bir oylama kampanyası başlattı. Tataristan’a Özgürlük [The right of self determination for Tataristan Republic) Kampanyası ” ” adresinde başlatıldı. İnternet sitesinden yapılan açıklama şöyle:
“Sevgili Ziyaretçiler!
Dünyada katılımcısı en çok FACEBOOK (www.facebook. com) isimli web sitesinde “TATARİSTAN’A ÖZGÜRLÜK KAMPANYASI” başlatmış bulunuyorum. İngilizcesi: THE CAUSE OF THE RIGHT OF SELF DETERMINATION FOR TATARSTAN REPUBLIC. Bu kampanyayı başlatmamın sebebi, Rusya lideri Vladimir Putin’in Rusya’daki özerk cumhuriyetleri özerklik hakkından mahrum etmek, onları yöneticileri Moskova’dan tayin edilen birer RUS EYALETİ haline getirmek istemesi ve bu yönde yasal girişimleri başlattığına dair haberlerin dağılmış olmasıdır. Bu, aralarında Tataristan, Çecenistan, Çerkezistan, Dağıstan da bulunan cok sayıda özerk cumhuriyeti tamamıyla Ruslaştırmanın, milli kimliklerini kaybettirmenin ilk adımıdır. Sonra o bölgelerde ana dilinde eğitim ve konuşmayı da, hatta belki Ortodoks dininden başka dinleri de yasaklayacaktı r. Hatta, Putin, bu yolda ilk girişimini yaptı: Rusya’daki Türk Okullarını kapatıyor…
Birçok milleti bir arada barındıran Rusya’da Rus soyundan olmayanların fikirlerini almadan böyle girişimlerde bulunmak, demokrasiye ve evrensel insan haklarına aykırıdır ve bu girişimler gercekleştirildiği takdirde, bu, Rusya’daki Türk ve Müslümanların tamamıyla asimilasyonu ile sonuçlanacaktir. Ama asimilasyon, huzurun ilacı değildir. Tam tersine, Rusya’daki Rus soyundan olmayan milletler arasında büyük huzursuzluk doğuracaktır. Ayrıca, bu tür girişimler, demokrasi yolunda yürüdüğünü ve dünyada barıştan yana olduğunu iddia eden Rusya yönetimini dünya kamuoyunda da zor durumda bırakacaktır. Çünkü dünyadaki bütün hürriyetçi demokrat hükümetler, demokrasi gereği ülkelerinde hürriyetleri genişletmek ve her alanda çeşitlilikten yanadırlar. Rusya yönetiminin şimdiki temayülü ise, bu akıma tamamen ters düşmektedir. İşte, Rusya yönetimini yanlış olarak gördüğüm bu temayülünden vaz geçirebilmek umuduyla böyle bir kampanya başlattım.
Bu konu, önemli bir konudur. Çünkü gecmişte Moskova, özerk statüsü bulunan ve diğer Türk cumhuriyetleri gibi tam bağımsız olmak isteyen Tataristan’ ın geleceğiyle alakalı bir hakkını ihlal etmiştir. Bu ihlalin sebebi, Tataristan’ ın Rusya Federasyonunda endüstri merkezi olmasıdır. Çünkü Tataristan topraklarında Rusya’nın silah, uçak ve otomotiv endüstrisinden tutun, petrokimya ve optik endüstrisine kadar pekçok endüstrisi toplanmıştır. Onun da sebebi, Tataristan’ın Rusya Federasyonunun tam ortasında bulunması, saldırı olduğu takdirde savunma için avantajlı bölge olmasıdır. Bu yüzden, Sovyetler Birliğindeki hiçbir cumhuriyet referandum dahi yapmadan bağımsız oldugu halde, Tataristan referandum (=halk oylaması) yapıp, halkından %62 bağımsızlık yönünde oy almasına rağmen bağımsız olamamıştır. Çünkü Moskova Tataristan’ın referandumunu kabul etmemis, hatta onu geçersiz saymıştır. Ama halkın fikrini bilmek için en demokratik yol olan referandumu yok saymak, demokratik bir ülkeye yakışmaz. Rusya, komünizm yıkıldıktan demokrasi yolunu tercih ettiğini ve bu yolda yürüdüğünü iddia ediyor, ama bir taraftan da Tatarstan halkının “kendi kaderini kendisi belirleme” hakkını inkar ediyor. Bu hareketiyle, Rusya, kendisi de üyesi bulunduğu Birleşmiş Milletler Teşkilatı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin önemli bir prensibini ihlal etmiş oluyor. O prensip şöyledir: “Yeryüzündeki herbir millet, kendi kaderini kendisi tayin etme hakkına sahiptir. Bu hak üye devletler tarafından hiçbir şekilde kısıtlanamaz, ihlal edilemez”. İşte, konu budur. Rusya, Tataristan Cumhuriyetinin referandumunu kabul etmemekle, uluslararası bir prensibi ayaklar altına almıştır.
Siteyi ziyaretcilerden bir ricam olacak: Bu yazmıs olduğum yazıyı kopyalayarak arkadaşlarınıza gönderiniz ve onları da oylamaya katılmağa davet ediniz. Bu -başta Kazan Tatarları olmak üzere- bütün Türk Dünyası için milli bir görevdir. Tataristan, orada yaşamasak ta, bizim ata vatanımızdır. Türkiye’deki Kazan Tatarlarının ataları, o topraklarda Büyük Hun imparatoru Atilla’dan başlayarak 1600 yıl yaşadılar. Fakat, Rus çarlarının zulmü yüzünden, onlar gelecek nesillerini bu zulümden kurtarmak için o güzel toprakları terketmeğe mecbur oldular. Bunu asla unutmamak gerek.”
( Önce Vatan Gazetesi ) – 18/11/2008 |
Bir yanıt yazın