Mustafa filmi hakkında kişisel düşüncelerim

From: Ergun Karamuk
Mustafa filmine bazi arkadaslarin tepkileni asagida okuyabilirsiniz…
Sevgili ….
Aşağıda belirttiğin düşüncelere,virgülüne kadar katılyorum.Buna benim gibi pek çok kişinin katıldığını da biliyorum.Kişilik bozukluğu ile malul böyle kimselerden Tanrı ülkeyi ve yönetimleri uzak tutsun.

—– Original Message —–

Subject: mustafa filmi hakkında kişisel düşüncelerim

‘Mustafa’ filmini seyrettikten sonra ,ünlü ‘ Rashamon’ filmini hatırladım. Filmde bir cinayet olayı yedi kişinin ağzından yedi ayrı şekilde anlatılır.Her kişi olayı kendi kişiliğine uygun biçimde birbirinden farklı olarak yorumlar.
Can Dündar’da , Atatürk’ü , kendi melankolik ve  Goethe’nin ‘Werther’ kişiliğine benzer çalkantılı yapısına uygun olarak yorumlayınca , Mustafa Kemal Atatürk , yalnız, melankolik, sigara ve alkol bağımlısı, diktatör yapılı bir kişilik halinde sunulmuş. Ne diyelim, kişi karşısındakini kendi gibi bilir derler..

Filmin Atatürk’ün yalnız doğup yalnız ölmesine ne demeli? Atatürk’ün etrafındaki yakın dostları, sevdikleri filmde nerede? İstanbul’da ve Ankara’da tüm halkın katıldığı ve ağladığı törenlerden bir kare bile yok. Onlar belge değil mi?

Ayrıca büyük insanları yaptıkları büyük işler ile sergilemek en azından bir vefa borcu değil midir? Sizler Van Gogh’u deliliği ile mi, Sokrates’i karısıyla kavgaları ile mi, Einstein’i geçimsizlik ve unutkanlığı ile mi hatırlıyorsunuz? Yoksa eserleri ve kişiliklerinin güçlü yanları ile mi?

Atatürk de hepimiz gibi bir insandı. Çocukluğundaki problemler, yaşadığı çok güç hayat yüzünden veya doğal olarak onunda hepimiz gibi bazı zayıf yanları vardı. Bunu hepimiz daha önceden de biliyorduk. Atatürk bir insan değil tanrıdır diyen oldu? Onun önünde Buddha gibi yerlere eğildik ona taptık mı da, onun ‘insan kişiliği’ diye zayıf yanları vurgulanmaya çalışıldı? Hele hele Türkiye Cumhuriyetini kurması ve devrimleri yapmasının Kaymak Hafız’dan yediği tokata bağlanmasını hiç affedemem. Belgesel bu mudur?

Özetle Atatürk için yapılan ilk filmde ve Atatürk devrimleri için mücadele verilen bir ortamda Can Dündar’ı, acemilik ve film yapımı hakkında bilgisizlikle mi?  Bu bozuk kişilik yapısındaki  kişiye böyle bir işte destek verilmesi ile mi? Yoksa para hırsına bağlı egoistliği ile mi suçlayalım bilemiyorum..

Bence bundan sonra Can Dündar gitsin kendisine uygun parti saflarında bir yer edinsin ve uygun bir gazetede bir köşe ayarlasın belki ileride Kültür Bakanı bile olur…

Kendisine herşeyimizi borçlu olduğumuz Mustafa Kemal Atatürk’ü genç kuşaklara böyle tanıttığı için , Atatürk’ün ruhu kendisini affeder mi bilemem ama benim için artık öyle bir isim yoktur kendisini maillerimden de aklımdan da ebediyen sildim…

Sevgilerimle.

 


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir