DİN EĞİTİMİ KONUSUNDA MUHATAP BİR KURULUŞUN BULUNMAMASI SIKINTI VEREN KONULARDAN BİRİSİ. DİTİB’İN BU KONUDA YOĞUN BİR ŞEKİLDE ÖRGÜTLENMESİ SÖZ KONUSU
24.11.2008
Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, Almanya’da din eğitimi konusunda da bazı sıkıntıların olduğunu ve bu konuda muhatap alınması için Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) yoğun bir çabası olduğunu söyledi.
Bakan Yazıcıoğlu, bugün Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble ve daha sonra da Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer ile yaptığı görüşmelerden sonra Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nde bir basın toplantısı düzenledi.
Yazıcıoğlu, burada yaptığı açıklamalarda, din eğitimiyle ilgili bazı sıkıntıların olduğuna işaret ederek, ”Din eğitimi konusunda muhatap bir kuruluşun bulunmaması sıkıntı veren konulardan biri. DİTİB’in bu konuda yoğun bir şekilde örgütlenmesi söz konusu. En güçlü sivil toplum kuruluşlarından da birisi. Ancak din eğitimi konusunda muhatap olarak kabul edilebilmesi için sivil yönünün biraz daha ön plana çıkması gereği vurgulanıyor. DİTİB’in de bu konuda başlattığı bazı çalışmaları var. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte sanıyorum, DİTİB’in muhatap kabul edilebilmesi yönünde çabalar harcanacak, o zaman bu güçlü kuruluştan gerekse toplumumuz, gerekse Alman toplumu da bundan önemli ölçüde faydalanmış olacaktır” dedi.
Köln kentinde ve Berlin’de de Türk sivil toplum örgütü temsilcileriyle de bir araya geldiklerini hatırlatan Yazıcıoğlu, Schaeuble ve Böhmer ile yaptığı görüşmelerle ilgili olarak, ”Özellikle Schaeuble ile yaptığımız görüşmede iki ülke arasındaki bazı sorunları dile getirdik. Bunları şöyle ifade edebilirim: Aile birleşimiyle ilgili olarak ortaya çıkan sorunlar, göç yasasıyla ilgili sorunlar. Uygulama sonucunda Türkiye’den Almanya’ya gelişler bir hayli düştü. Bu konuyla ilgili düşüncelerimizi kendilerine ifade ettik. Yürürlükte olan bir yasa var. Bu yasa nedeniyle ortaya çıkan bazı aksaklıkların zaman içinde düzeltilmesi gereği üzerinde durduk” diye konuştu.
-ANA DİL-
Görüşmelerde eğitim konusunun ağırlıklı olarak ele alındığını ifade eden Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
”Almanca ve ana dil eğitimi ön plana çıkan hususlar. İkisi üzerinde de bazı düşüncelerimizi dile getirdik. Ana dilin öğrenilmesinin yanı sıra bu ülkenin dilinin öğrenilmesi de önemli. Zaten vatandaşlarımızı Almanca öğrenmeleri konusunda teşvik ediyoruz. Çünkü bu ülkede başarılı olmanın yolu bu dili konuşmak ve bir meslek sahibi olmak. Bu konuda bazı sıkıntıların yaşandığını biliyoruz. Bu konuda da ortaklaşa yapabileceklerimiz üzerinde de görüş belirtme imkanı oldu.”
Almanya’da yaşayan Türkler arasında işsizlik ve meslek eğitimi konusunda da sıkıntıların olduğunu kaydeden Yazıcıoğlu, özellikle gençler arasında işsizliğin çok fazla olduğunu, bunun azaltılabilmesinin de dil öğrenilmesi ve meslek sahibi olunmasıyla mümkün olduğunu, meslek eğitimiyle ilgili olarak Alman hükümetinin başlattığı projelere kendilerinin de destek olmak istediklerini belirtti.
Yabancı düşmanlığı ve ayrımcı unsurlarla ilgili sıkıntılarını da dile getirdiklerini ifade eden Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Özellikle 11 Eylül’den sonra ortaya çıkan İslam düşmanlığının iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verici boyutlara gelmemesi için herkese düşen görevler olduğunu, bu konuda daha hassas olmamız gerektiğini ifade ettik. Özellikle basınımıza bu konuda önemli görevler düşüyor. Olumlu örneklerin ön plana çıkartılması, ayrımcılıkla ilgili bazı örneklerin artık geride kalması gereğini ifade ettik.”
Entegrasyon konusunda da, Almanya’da yaşayan Türklerin kültürel, ekonomik, sosyal, bilimsel ve siyasi alanda aktif olmalarını anladıklarını, ancak örf ve adetlerine de bağlı kalmalarını istediklerini belirten Yazıcıoğlu, ”Böylece içinde yaşadıkları toplumda daha mutlu ve huzurlu olurlar ve topluma katkıları daha fazla olur. Toplum içinde böyle bir varlığın zenginlik olacağını ifade ettik” şeklinde konuştu.
Terör konusunun da önemli gündem maddelerinden birini oluşturduğunu kaydeden Yazıcıoğlu, terör örgütlerinin para kaynaklarının kurutulması konusunda daha yoğun bir çaba harcanmasını ve kırmızı bültenlerle arananlar konusunda daha dikkatli davranılmasını istediklerini yineledi.
-”DİL YERİNDE ÖĞRENİLİR”
Bakan Yazıcıoğlu, göç yasasıyla ilgili olarak sıkıntıların ne olduğu şeklindeki bir soru üzerine de, ”Dil öğrenmenin önemini hepimiz kavrıyoruz. Ancak vatandaşlarımız buraya gelip de dil eğitimine katılsalar daha faydalı olur. Dil yerinde öğrenilir. Türkiye’de bu konuda bazı sıkıntılar var. Büyük şehirlerde imkanlar var, ancak Türkiye’nin her yerinde imkanlar yok. Alman makamlarının da bu konuda yakınlaşması olduğunu gördük. Bu konuda neler yapabileceğimize de önümüzdeki süreçte bakacağız” şeklinde yanıt verdi.
Alman hükümetinin uyum konusunda yaptığı bazı projelerin olduğuna dikkati çeken Yazıcıoğlu, şöyle devam etti:
”Biz de bu konuda hassasız. Vatandaşlarımızın toplum içinde aktif olmalarını istiyoruz. Dil konusu çok önemli. Yapılan çalışmalarda başarılı olmak da önemli. Bu konuda çok sayıda örnekler var. Biz bu örneklerin çoğalmasını istiyoruz. Bu örnekler çoğaldıkça toplumumuzun etkinliği o ölçüde artacaktır.”
Yazıcıoğlu, Türk ailelerin çocuklarını okula göndermeleri, daha fazla eğitim vermeleri konusunda da kendilerini nasıl daha fazla teşvik edebileceklerini düşündüklerini belirterek, ”Bu konuda DİTİB’in faaliyetlerinden istifade edilebileceğini biz dile getirdik. Çünkü bu konuda çok yaygın bir kuruluş ağı var. Bu zaten yapılan bir şey. Belki buna biraz daha ağırlık vermemiz gerekecek” dedi.
Almanya’daki camilerin de güvenlik makamları tarafından dinlendiği şeklindeki iddiaları görüşmelerinde dile getirip getirmediğinin sorulması üzerine de Yazıcıoğlu, ”Bu konuyu da gündeme getirdik. Yeni çıkmakta olan bir yasada bizim din görevlilerinin de kapsam içinde olmasının bizi rahatsız ettiğini, bu konunun yeniden gözden geçirilmesi teklifini kendilerine ilettik” diye yanıt verdi.
Yazıcıoğlu, Almanya’ya öğretmen gönderilmesi konusunda da bazı sıkıntıların bulunduğunu, bu konuda Alman tarafının önerilerinin TÜrkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’yla da ele alacaklarını ifade eden Yazıcıoğlu, uluslararası ilahiyat projesiyle ilgili olarak da şöyle konuştu:
”Bir de Uluslararası İlahiyat projesi var. Bu da görüşmelerimizin önemli bir gündem maddesiydi. Biz bu konuyu çok önemsiyoruz. Ana dili Türkçe olan ve lise tahsillerini burada bitiren öğrenciler Türkiye’de ilahiyat eğitimi alıyorlar. Bu sene üçüncü sınıfa geçtiler. Bunu çok önemsiyoruz, çünkü bu gençler burada iki toplum arasında önemli hizmetler görecekler. Din görevlilerimiz burada vatandaşlarımıza hizmet sunma konusunda bir sıkıntı çekmiyorlar, ancak içinde yaşadıkları toplumla ilgili olarak iletişim kurma konusunda bazı sıkıntılar yaşadıklarını biliyoruz. Çünkü bu toplumun İslamiyet ile ilgili bazı yanlış bilgileri olabiliyor. Bu konuda onları aydınlatabilecek, sorularına muhatap olduğu zaman onlara en iyi şekilde kendi dillerinde cevap verebilecek insanlar konusunda fazla bir imkanımız yoktu”
Türkçe öğretmenliği konusunda da benzer bir programın açılmasını talep ettiklerini ifade eden Yazıcıoğlu, bu konuda da Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşeceklerini belirtti.
Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında, Türk milli takımıyla Alman milli takımının karşılaşmasındaki ortamdan da büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Yazıcıoğlu, bu tür ortak etkinlikler düzenlenmesi konusunda Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet’in de fikirleri olduğunu, Alman tarafının da bunu çok olumlu karşıladığını, bu etkinliklerin iki toplumun kaynaşmasına yardımcı olacağını söyledi.
Yazıcıoğlu, basındaki bazı haberlerde TOKİ’yle ilgili değerlendirmelerin ön plana çıktığını da hatırlatarak, şunları kaydetti:
”Burada bir düzeltme yapmak istiyorum. TOKİ yetkilisinin buraya getirilmesinin özel bir amacı yok. Bize gelen bazı bilgiler oldu, yani burada vatandaşlarımızın konut edindirilme konusunda niyetleri olduğu hakkında bazı bilgiler aldık. Biz de vatandaşlarımız için ülkemizde çok olumlu çalışmaları olan, seri çalışan, güvenilir bir kurum olan TOKİ’den ve SPK’dan birer arkadaşımızı getirdik. Heyetimiz biraz zenginleşmiş oldu. Bu biraz farklı anlamlara çekildi, biz bunun için gelmişiz gibi bir yerlere çekildi. Halbuki bizim TOKİ’yle ilgili bir, iki cümlemiz ya oldu ya olmadı. Bu nedenle bir düzeltme ihtiyacını hissettim.”
Basın toplantısına Büyükelçi Acet ile Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat ve AK Parti Erzurum Milletvekili Fazilet Dağcı Çığlık da katıldı.