TARIHIN EN BUYUK YOLSUZLUGU
Almanya’daki Deniz Feneri davasının gerekçeli kararında,
yolsuzluğun arkasındaki isimlere dikkat çekildi
©Gerekçeli kararda Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın isimleri ön plana çıkarıldı. “Benzersiz yolsuzluğun” arkasında muhafazakâr-İslami bir çevrenin ve onun televizyonu Kanal 7’nin bulunduğu vurgulanan kararda, Deniz Feneri e.V.’nin 5 yılda en az 28 bin 836 bağışçıdan 41 milyon 423 bin 158 Avro bağış topladığı belirtildi.
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT – Federal Almanya tarihinin en büyük bağış yolsuzluğu olarak kayıtlara geçen Deniz Feneri e.V. davasının yayımlanan gerekçeli kararında Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın rolleri öne çıkarılırken bağış paralarının amacı dışında kullanıldığının Türkiye’de Kanal 7 yöneticileri tarafından bilindiği vurgulandı.
Almanya’daki Deniz Feneri Derneği e.V.’nin yolsuzluk davasına ilişkin Frankfurt Eyalet Mahkemesi 26. Ceza Dairesi’nin 17 Eylül 2008’de verdiği kararın gerekçesi de dün yayımlandı. Kararda, “benzersiz yolsuzluğun” arkasında muhafazakâr-İslami bir çevre ve onun televizyonu Kanal 7’nin bulunduğu vurgulandı. Gerekçeli kararda 5 yıl 10 ay hüküm giyerek halen cezaevinde bulunan Mehmet Gürhan’ın bağlayıcı kararları, rumuzlarıyla verilen Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Harun Kapıyoldaş gibi isimlerle görüş alışverişinde bulunarak aldığına dikkat çekildi.
‘Ayrıca kovuşturulan’ isimler
Gerekçeli kararda hakkında soruşturma yürütülen isimlerden birinin de RTÜK Başkanı Akman olduğu vurgulandı. Almanya’daki Deniz Feneri adına Kanal 7 başta olmak üzere televizyonlarda yayımlanan reklam kampanyalarıyla toplanan bağışların sadece bir bölümünün muhtaç insanlar ve sosyal yardım projeleri için kullanılacağının Gürhan ve Türkiye’deki Kanal 7’nin sorumluları tarafından bilindiği kaydedilen kararda, Gürhan’ın bu paraları, ortakları arasında Zekeriya Karaman ve Zahid Akman gibi “ayrıca kovuşturulan” isimler de bulunan şirketlerin finansmanı için kullandığı belirtildi. Deniz Feneri e.V.’nin 5 yılda en az 28 bin 836 bağışçıdan 41 milyon 423 bin 158 Avro bağış topladığı, ancak bunların Almanya’daki “göstermelik” veya “asıl” muhasebe kayıtlarında gereğince yer almadığı, nakit hesaplarda da büyük tutarda açıklar saptandığı vurgulandı.
‘16 milyon Avro çekildi’
Kararda, Deniz Feneri e.V.’ye ait Avrupa genelindeki 14 ayrı banka hesabından 16 milyon Avro’yu aşkın bir paranın nakit olarak çekildiği, bunların önemli bir bölümünün kuryelerle Türkiye’ye gönderildiği de yazıldı.
‘Kanal 7’nin rolü…’
Kararda, bağışların ne için kullanıldığı da belirlenebilen örneklerle sıralandı. Çifte muhasebe yöntemiyle esas olarak Alman hukuk sisteminin denetiminden kurtulunmak istendiği kaydedilen metinde, “program içeriğiyle Türkiye’deki İslami çevrelere yakın Kanal 7’nin” rolünün ağırlığı dikkat çekti. Yapılmayan yardımların, evrakta sahtecilik kapsamına giren yöntemlerle yapılmış gibi gösterilmek istendiği de örneklenen metinde, bütün bu hukuk dışı işlemlerde Zekeriya Karaman’ın rolü, sık sık hakkında “ayrıca soruşturma açıldığı” hatırlatılarak öne çıkarıldı.
Cumhuriyet 26.11.2008
Yazıları posta kutunda oku