Amerika yeni başkan için sandığa hazırlanırken ülkede yaşayan Türk seçmenler karar vermekte ilk kez zorda.
Türk asıllı bir Amerikan vatandaşı olan Engin İnel Holmstrom, sandık için kararını vermiş, Obama’ya oy atacak. 72 yaşında emekli bir sosyolog olan Holmstrom yaklaşık 50 yıldır ABD’de yaşıyor. 4 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerinde Demokrat aday Barack Obama’nın seçilmesini dünyanın barışa olan ihtiyacı ve Amerika’nın Irak’taki hatalarıyla yüzleşmesi için istediğini söylüyor. Ona göre Cumhuriyetçi aday John McCain’in seçilmesi Bush yönetiminin devamı olacağından, felâketten başka sonuç getirmeyecek. Obama’nın Türkiye karşıtı lobilerden epey destek almasıysa kendisini endişelendiriyor. Yine de “Demokrat başkanlar tarihte Türkiye’nin lehine birçok karar almıştır” diyerek tamamlıyor sözlerini.
Seçime günler kala Türk asıllı Amerikalılar’ın tercihi Holmstrom kadar net değil. ABD’deki Türk seçmenler yakın geçmişte büyük ölçüde Cumhuriyetçiler’e oy verirken, belki de ilk defa hangi adaya oy verecekleri konusunda çok bölünmüş durumdalar. Ermeni Soykırımı iddiaları ve Kıbrıs meselesi gibi çok önemli konularda Türk tezlerine daha dengeli yaklaşan Cumhuriyetçiler’e yakın duruyor, ama barışçı ve daha müreffeh bir dünya vaadiyle Demokratlar’a inanıyorlar. Yani akılları McCain diyor, kalpleri Obama. Bu ülkede yaşayan Türk akademisyenlerden sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcilerine pek çok kişi, son günlerde Türkler’in siyasi alanda hiç olmadığı kadar çalıştıklarını, başkan adaylarının seçim kampanyalarında etkin görevler aldıklarını söylüyor.
ABD’de yaşayan 400 bine yakın Türk için başkanlık yarışı aslında adaylık seçimi sürerken başladı. Türk – Amerikan Derneği Başkanı Oya Bain, Demokratlar’ın Hillary Clinton – Barack Obama arasındaki karar verme sürecinde Türkler’in genel eğiliminin Clinton’dan yana olduğunu söylüyor. Obama’nın başkan adaylığının kesinleşmesinden sonra durumun daha karmaşık bir hal aldığını belirten Bain “Amerikalı Türkler oylarını vermeden iki kere düşünecek” diyor. “Türkiye’deki Türkler için Ermeni meselesi ve Kıbrıs sorunu ancak Amerikan Kongresi’nde bir oylamayla gündeme gelirken, Amerika’daki Türkler bunlarla her gün karşılaşıyor.” Zira Türkiye karşıtı lobilerin Ermeni soykırımı iddialarını politika ve finans çevrelerinde sürekli diri tutması, gerilimin günlük hayata yansımasına da neden oluyor. Bu nedenlerden ötürü iş başkanlık seçiminde oy vermeye gelince adayların bu meselelere yaklaşımı son derece belirleyici. Ülkede faaliyette olan Türk derneklerinden Kuzey Teksas Türk Amerikan Derneği Başkanı Şaduman Gürbüz ise “Bu seçimlerde yüzde yüz memnun olmadığımız bir kararla McCain’e destek vermeyi kararlaştırdık” diyor. Gürbüz, tercihlerine neden olarak McCain’in her fırsatta Türkiye’nin ne kadar önemli olduğunu belirtmesini ve sıcak mesajlar vermesini gösteriyor. Fakat Obama’ya oy vermeyecek olmalarına rağmen “ekonomik canlanma Obama ile sağlanabilir” ifadesini eklemeden geçemiyor.
McCain’i destekleme kararı alan Türkler’in ortak argümanları, Obama’nın bugüne kadar aday olan Demokratlar’dan bile daha ileri giderek Ermeni, Rum ve Yunan lobilerine daha fazla vaatte bulunması (Ermeni soykırımı iddialarını kabul etme, Kıbrıs’ta Türkiye’nin “işgalci” olduğunu ifade etme gibi). Dünyanın beş kıtasında örgütlü, yaklaşık 300 bin üyesi bulunan Turkish Forum’un başkanı (ABD’de yaşıyor) Kayaalp Büyükataman da bu nedenle McCain’i destekleyenlerden. Seçimin Türkiye â” ABD ilişkileri için çok önemli olduğunu ve kazanan liderin bu ilişkiyi şekillendireceğini söyleyen Büyükataman’a göre “Obama seçilirse ilişkiler kökünden zedelenebilir.” Amerika’da yaşayan Türkler’in başkanlık seçimi sürecinde üzerinde hassasiyetle durdukları konuysa Osmanlı devletinin sınırlarında yaşayan Ermeniler’e 1915’te soykırım uyguladığı iddiasının resmi olarak kabul edilmesi riski. Büyükataman, İstanbul’daki Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin ekümenik olması konusunda da ABD’den siyasi dengeleri bozabilecek talepler gelebileceğini savunuyor. “Obama’nın aksine McCain Türkiye ile ilişkileri düzeltmenin Amerika’nın menfaatine olduğunu herhangi bir lobi baskısı olmadan ifade etti. Bunu da Yunan – Ermeni oy ve bağışlarını reddederek yaptı” diye ekliyor Büyükataman.
New York’taki Türk Amerikan Dernekleri Federasyonları Başkanı Kaya Boztepe “Amerika’daki Türkler’e bakarsak, -dışarıya ilan etmesek de- Demokrat kongre üyelerine desteğimiz oldu. Ancak başkanlık için tahminim Cumhuriyetçiler’e daha yakın durulduğu ve bu partiye oy verileceği şeklinde” diyor. Tabii bunun için nedenlerini de sıralıyor. Özellikle Cumhuriyetçiler ile çok yakın ilişkilerde olduklarını belirten Boztepe, kendisine Cumhuriyetçiler’den New Jersey eyaleti için adaylık teklifi bile geldiğini dile getiriyor. Federasyon olarak her eyalette örgütlenip senatörler, başkan ve başkan yardımcısı adaylarına ulaşmaya çalıştıklarını ama Demokratlar’a, yani Obama ve Biden’a ulaşamadıklarını söylüyor. Boztepe’nin verdiği rakamlar dikkat çekici. “ABD’de 100 bine yakın Türk Amerikan vatandaşı olarak oy kullanacak. Bunun dışında bizimle çalışan ve aynı politikaları destekleyen 2 milyon civarında İran ve Azeri asıllı Türk’ün yarısı da oy kullanacak.”
Türk asıllı seçmenlerin işi gerçekten zor. Türkler’in bu seçimde belirginleşen kararsızlığında ABD Başkanı George W. Bush yönetiminin payı dikkat çekici. Indiana ve Johns Hopkins üniversitelerinde Amerikan politikası üzerine ders veren John Karaağaç, önemli bir noktanın altını çiziyor. “Başkan Bush’un simgelediği Cumhuriyetçi politikaların (güvenlik ağırlıklı ve Türkiye’nin stratejik öneminden hareket eden) çoğu McCain seçilirse devam edecek.” Ona göre Obama seçilirse Amerikan dış politikasında radikal değişiklikler olmasını bekleyenlerse hayal kırıklığına uğrayacak. Obama’nın başkan seçilmesi halinde dünya için barışçıl çözümler önerebileceğini düşünen Türk seçmenler arasında çok sayıda Cumhuriyetçi de var. Ancak iş oy vermeye gelince Demokrat adayın geçen Ocak’ta dile getirdiği “Ermeni soykırımını tanıyacağım” sözü belirleyici unsur oluveriyor.
Yine de Türk seçmenlerden Cumhuriyetçiler’e eskisi kadar oy çıkmayabilir. Avukat Ayla Simon, Obama’nın başkan seçilmesi halinde Ermeni meselesiyle ilgili görüşlerinde geri adım atacağına inanan Demokrat seçmenlerden biri. Simon, yardımcısı Joe Biden’in dış ilişkilerdeki tecrübesinin Obama’nın bu alandaki eksiğini kapatacağı görüşünde. “Beyaz Saray, orada yaşamak üzere seçilenleri politik nedenlerle realist yapar. Obama da dünya barışı için Türkiye’yi destekleyecektir” diyor Simon. Amerika Türk Koalisyonu’nun (TCA) başkanı Lincoln McCurdy de Obama’nın Türkiye karşıtı konuşmalarından endişe duymayanlardan. “Carter başkan seçilmeden önce genel kurul konuşmalarında Türk karşıtı söylemlerde bulunuyordu ama Beyaz Saray’a geldiğinde bu ifadeleri kullanmaktan çekinip silah ambargosunun kaldırılması için çabaladı.”
Türkler’in ABD siyasetindeki etkisinin arttırılması için eğitim çalışmaları da var. Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) başkanlık görevini Ocak 2009’da devralacak olan Günay Evinç “ATAA olarak en büyük amacımız Amerika’da yaşayan Türkler’e eyalet ve kongre seviyesinde politik eğitim vermek ve bilinç oluşturmak” diyor, “Türkler’in asıl silahı oyları değil paraları.” Çünkü oy kullanma hakkı olmayan ama legal olarak Amerika’da yaşama izni olanlar ve yeşil kart sahipleri de kişi başına toplam 4 bin 600 dolar (2 bin 300 önseçimlerde, 2 bin 300 başkanlık seçiminde) bağış yapabiliyor ve kampanyalarda gönüllü olarak çalışabiliyorlar. Nitekim Amerika’daki Türkler’in başkan adaylarına maddi desteği bu seçimde önemli boyutlara ulaşıyor. Önseçimlerde toplanan bağış miktarı 1 milyon dolara yaklaştı. Evinç, ABD’deki 50 eyaletten özellikle 47’sine (Ermeni ve Rum lobilerinin daha az güçlü olduğu), Türkler’in o bölgelerdeki dağılımlarına ve paralarını önseçimlerde nasıl kullandıklarına bakmak gerektiğini işaret ediyor. Florida eyaleti Demokrat Parti Kongre üyesi Robert Wexler’ın başkanlığını yaptığı Türk Dostluk Grubu’nun Kongre’de 80 üyesi bulunuyor. Amerika Türk Koalisyonu (TCA) bu grubun büyümesine ve gelişmesine ön ayak olan derneklerden biri. Derneğin başkanı Lincoln McCurdy, Türk asıllı Amerikalılar’ın fikirlerinin diğer etnik gruplar kadar duyulmadığına dikkat çekiyor. McCurdy’e göre Yahudi, Ermeni, Hispanik ve Yunan etnik gruplar kendilerini ilgilendiren politikaların aslında tepeden değil, yerel olarak senatörler aracılığıyla yönetildiğini ve bunu sağlamak için de oy ve bağış karşılığı sempati kazanılması gerektiğini fark etmiş. İlk defa bu seçimlerde bu kadar aktif biçimde Türk asıllı Amerikalılar’ın siyasetin içinde yer aldıklarını doğrulayan McCurdy “Ocak ve Şubat’taki önseçimlerde Amerikalı Türkler’den en fazla bağış toplanan iki eyalet Teksas ve Güney Carolina” diyor. “Kongre’de Türk dostu senatörlerden 10’unun Teksas, 9’unun Güney Carolina bölgesinden gelmesi tesadüf değil.”
Türk asıllı Amerikalılar’ın uzlaştıkları konu, haklarını korumak için politikaya daha çok önem vermek gerektiği. Seçimlerde yarışan tek Türk olan Illinois eyaletinin DuPage İlçe Temsilciler Meclisi Demokrat Parti adayı Rıfat Sivişoğlu’na göre, bugüne kadar Amerika’da yaşayan Türkler politikadan kendilerini uzak tuttular ama artık derslerini aldılar. Sivişoğlu “Bir Demokrat olarak partinin tüm fikirlerini desteklemesem bile, sırf bazı konularda görüş ayrılıkları var diye Cumhuriyetçiler’den yana olunmaması gerekir” diyor.
Bush döneminde Afganistan’dan Irak’a, Kafkaslar’a yayılan çatışmaların azalarak ticaretin arttığı bir dünya -ki bu Demokratlar’ın vaatlerinden- Türkiye’de ya da ABD’de yaşayan Türkler’i karar verirken bu kez daha çok düşünmeye zorluyor.
Newsweek Türkiye arşivinden