DR. SALİH YÜCEL – MONASH ÜNİVERSİTESİ DİN VE TEOLOJİ BÖLÜMÜ ÖĞRETİM ÜYESİ
18/11/2008
Georgetown Üniversitesi Rektörlüğü, Müslüman Hıristiyan Anlayış Merkezi’nin (CMCU) ve Rumi Forum’un ortaklaşa düzenlediği ‘Global Zorluklar Çağında İslam: Gülen Hareketinin Alternatif Perspektifleri’ başlığını taşıyan ve iki gün süren konferansta Amerika, Avustralya, Avusturya, Fransa, İngiltere, Kanada ve Türkiye’den katılan bilim adamları Fethullah Gülen Hocaefendi’nin değişik konulardaki görüşleri ve Gülen hareketinin dünyanın değişik ülkelerinde yaptığı faaliyetler hakkında kırk tane bildiri sundular.
Konferansın ilk gününde kısa bir konuşma yapan Washington’daki Rumi Forum Başkanı Dr. Ali Yurtsever, 170 bilim adamının konferansta tebliğ sunmak için müracaat ettiğini, Prof. Akbar Ahmad, Prof. Hüseyin Nasr, Prof. John Esposito, Prof. Qamerul Huda, Prof. John O. Voll, Prof. Ian Williams gibi önemli bilim adamlarının da içinde bulunduğu bir heyet tarafından sadece kırk tanesinin seçildiğini belirtti. Konferansın açış konuşmasını yapan Prof. John Esposito ise, “Gülen hareketinin çağdaş dönemin en büyük hareketi” olduğunu ifade etti.
Dünya barışı adına önemli bir hareket
İki gün boyunca sunulan tebliğlerin 28 tanesini dinleme imkânı buldum. 12 tanesini ise paralel panellerde sunulduğu için dinleyemedim. Tebliğlerde oldukça ilginç ve dikkat çekici noktalar ve fikirler vardı. Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Sally Ann Baynard, Gülen hareketi gönüllülerinin Türkiye sevdalısı olduğuna işaret ettikten sonra onların Türkiye’yi tanıtmak için harcadıkları emek ve paranın bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin tanıtım için ayırdığı bütçeden daha fazla olduğunun altını çizdi. İkinci panelin birinci oturumunda doğrudan Gülen’in İslami ilimler konusundaki uzmanlığı üzerinde duruldu. Özellikle eserlerindeki zengin kaynaklara dikkat çeken Philip Bruckmayr, Hocaefendi’nin İslam anlayışının köktenci olmadığını, bilakis Gazali geleneğinin günümüzdeki temsilcisi kabul edilebileceğini söyledi. Harvard Üniversitesi’nden konuşmacı olarak katılan İsmail Acar ise Gülen’in İslam fıkıh geleneğindeki yerini analiz ederek onu klasik ile modernin arasında duran önemli bir müçtehit olarak takdim etti. Gülen’in bazı yorumlarına da dikkat çeken Acar, özellikle tartışmalı konularda Gülen’in fıkıh ilminin kendine has üslubunu kullanarak modern dönemin bazı handikaplarının üstesinden gelmeye çalıştığına dikkat çekti ve İslami ilimler açısından Gülen hakkında mutlaka çok daha geniş ve kolektif araştırmalara ihtiyaç olduğunu belirtti.
İkinci panelin ikinci oturumunda konuşan Turkish Daily News gazetesinden Mustafa Akyol, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin, dine bağlı kalınarak modern olunabileceğini düşünceleri ve yaptıklarıyla ortaya koyduğunu anlattı. Gülen’in aleyhinde olan fundamentalist laikler ile marjinal grupların çok gürültü çıkardıklarını, sosyal demokrat bir görüşe sahip olan Bülent Ecevit ve Turgut Özal’ın Gülen’e sempati ile baktıklarını ve Gülen hareketini desteklediklerini dinleyenlere aktardı. Texas Tougaloo Üniversitesi’nden Prof. Loye Ashton, Türkiye’nin bir değişimden geçtiğini ve bu değişimin motorunun da Gülen hareketi olduğunu belirterek Gülen hareketine muhalefet eden aşırı dindarların, Gülen’i ABD yanlısı hatta gizli bir Katolik kardinal diye itham ettiklerini, aşırı sol grup ve değişime karşı çıkan fanatik laiklerin de Gülen’in Türkiye’ye şeriat getireceğini iddia ettiklerinden bahsetti. Bildirinin sonunda ise bu iki yaklaşımla söz konusu grupların birbirlerini yalanladığına dikkat çekti.
Philadelphia’daki Lutheran İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Jon Pahl, “Irak’ta ölen Amerikalı askerlerin yaş ortalaması 20,5, Filistin’de intihar eden gençlerin yaş ortalaması da 19,5’tur. Her iki grup da ülkeleri için insan öldürüyor veya ölüyorlar. Halbuki Gülen düşüncesi ile yetişen gençler insanlığa hizmet etmeye ve onları yaşatmaya kendilerini adamışlardır.” dedi. SAGE- Leeds Metropolotian Üniversitesi’nden Steve Wright şöyle konuştu: “Irak savaşında 650 bin kişi öldürüldü. Her hafta on bin kişi küçük silahlarla ya öldürülüyor veya yaralanıyor. Gülen’in fikirleri ve Gülen hareketinin yaptıklarının ışığında savaş veya iç savaş olan yerlere barış gelebilir.” Wright’a göre bu hareket, önce barış köprüleri kuruyor, sonra da güven tesis ediyor. “Gülen’in de sık sık belirttiği gibi en güçlü silah sevgidir. O bütün kapıları açar. Barışı arayanlar Gülen’in fikirlerine başvurmalılar. Gülen’in medeniyetlerarası diyalog tezinin Batı’nınkinden çok önde olduğunu, Batı’nın tezinde büyük boşluklar olduğunu” söyleyen Prof. Wright, ne yazık ki Gülen’in pek bilinmediğine dikkat çekti.
Amerikalı profesör gözyaşlarını zor tuttu
Texas’taki Incarnate Word Üniversitesi’nden Prof. Martha Ann Kirk, Gülen hareketinin Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır’da Kimse Yok mu Derneği ile fakir öğrencileri eğitmek üzere açılan okuma salonları mahallinde yaptığı araştırmaların sonuçlarını katılımcılarla paylaştı. Kardeş ailesi projesine hayran kaldığını, kadınların öğrencilere burs vermek için yemek yapıp satarak veya bağış yaparak katkıda bulunmalarını tarif için ifade edecek kelime bulamadığını söyleyen Kirk, PKK’nın tehditlerine rağmen İstanbul’dan Doğu’ya giden gönüllü gençlerden birinin, ‘Yanına silah al!’ diyen annesine, “Bizim silahımız muhabbettir” dediğini, yeryüzünde bundan daha güçlü silahın olmadığını aktarırken gözyaşlarını zor tuttu. Gülen’in tasavvufi görüşleri konusunda bir bildiri sunan Temple Üniversitesi’nden Güney Koreli Prof. Heon Kim, Samuel Huntington’un medeniyetler çatışmasına gönderme yaparak “biz ve ötekiler” kavramı üzerinde durdu. Gülen’in tasavvufi görüşüne göre, benlik ya tamamen ortadan kalkıyor ya da zayıflıyor. Böylece “ötekiler” kavramı da hemen hemen ortadan kalkıyor. Huston Üniversitesi’nden Prof. Lynn Mitchell, Gülen’in vaizliği konusunda sunduğu tebliğde, kendisinin de elli yıl vaaz ettiğini, ancak Gülen ile tanıştıktan sonra kendisinin verdiği vaazların pek çoğunun içinin boş olduğunu anladığını söyledi. Konuşmasında ayrıca Gülen’in mükemmel bir model sunarak modernite ile dinin beraber yaşanabileceğini gösterdiğini ifade etti.
Southeastern Louisiana Üniversitesi’nden Prof. Karen Fontenot, “Gülen ile henüz tanışma fırsatı bulamadım, ancak onun liderliğini inceledim. Dünyada liderlerin yüzde doksan dokuzu çevresini menfaat ve mevki ile ödüllendirir. Pek çok hareketin veya organizenin başarısı liderlere bağlıdır. Gülen’in farkı ise birincisi, kendisi cemaatine, cemaati de ona çok güveniyor. Onu görmeyenler, belki hayatı boyunca göremeyecek kişiler dahi ona inanıyor ve onun söylemlerine çok önem veriyorlar. Kendilerini insanlığa hizmete adıyorlar. Gülen sadece duygulara değil aynı zamanda akla da hitap ediyor. Bütün bunlara ilaveten cemaati çok iyi motive etmesi dikkate şayan konulardan birisidir. Vaazları Türkçe olduğu için dinleyemedim; ancak İngilizceye tercüme edilenleri okudum. Hitabetinde şiirimsi ifadeler var. Örneğin güllerin açılması için önce suyun buharlaşması, bulutların toplanması, yağmurun yağması gerektiğini ve sonrasında güllerin açılacağını ifade ediyor. Böyle ifadeler herkesi cezbeder. İnsanlar Gülen’i dinliyor, inanıyor ve ciddi bir dönüşüm yaşıyorlar, kendisini ve malını insanlığın uğruna seferber ediyor. Gülen insanlığa hizmette bütün imkân ve yolları kullanıyor.” dedi.
Konferansa sunulan makaleler konferanstan önce kitap haline getirilerek, katılımcılara dağıtıldı. İki günlük konferansa katılanlar konferanstan çok istifade ettiklerini ifade ettiler. Hemen hemen sunum salonlarının iki gün boyunca dolu olduğu gözlenen konferansın kapanış konuşmasını yapan Thomas Michelle ise Gülen hareketinin kendi üzerindeki etkisini İncil’den bir alıntıyla açıkladı: ‘Onları meyvelerinden tanırsınız. İyi ağaç iyi, kötü ağaç kötü meyve verir fakat aksi olmaz’. Yaklaşık yirmi yıldır tanıdığı harekete duyduğu hayranlığın her gün biraz daha arttığını belirten Michelle, sadece ortaya konulan eserlere bakılmasını söyleyerek konuşmasını bitirdi.
İŞTE KONFERANSIN İNGİLİZCE ORİJİNAL METİNLERİ:
PDF 1, PDF 2, PDF 3, PDF 4, PDF 5, PDF 6, PDF 7, PDF 8, PDF 9, PDF 10, PDF 11, PDF 12, PDF 13, PDF 14, PDF 15, PDF 16, PDF 17, PDF 18, PDF 19, PDF 20, PDF 21, PDF 22, PDF 23, PDF 24, PDF 25, PDF 26, PDF 27, PDF 28, PDF 29, PDF 30, PDF 31, PDF 32, PDF 33, PDF 34, PDF 35
Bir yanıt yazın