OBAMA VE TÜRKİYE

Ömer Engin LÜTEM,
ERMENİ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ BAŞKANI VE TURKISH FORUM DANISMA KURULU UYESI
06 Kasım 2008

Barack Obama’nın ABD Başkanlığına seçilmesi Türkiye’de pek çok kesimde, bu seçimin Türkiye ile bir ilgisi ve doğrudan etkisi olmamasına rağmen sevinç ile karşılandı. Belki bu duygusallık nedeniyle de, ileride Obama’nın tutum ve politikalarının Türkiye’ye zarar verebileceğine inanmayan veya bu zararı küçümseyen birçok yazı yayımlandığı görüldü.

Bunların hemen hepsinde ABD başkan adaylarının seçim kampanyasında verdikleri sözleri seçildikten sonra tutmamaları ve mesela Başkan Bush’un adaylığı döneminde Ermeni soykırım iddialarını tanıyacağını söylemesine rağmen seçildikten sonra “soykırım” sözcüğünü kullanmaktan kaçındığı vurgulanmaktadır. Oysa durum tam olarak böyle değildir. Başkan Bush her yıl Nisan ayında yayımladığı mesajda 1915 olayları için soykırım sözcüğü ile eşanlamlı olan toptan yok etme (annihilation) veya kitle halinde öldürme (mass killing)gibi deyimler kullanmıştır. Ancak Türk kamuoyu ve hatta siyasetçileri, “soykırım” sözcüğüne kilitlenmiş olduklarından Başkan’ın bu tutumundan memnunluk duymuşlar ve bu arada söz konusu mesajlardaki 1,5 milyon Ermeninin öldürülmüş olduğu dair sözlere, hiçbir bilimsel temele dayanmamasına ve hatta ciddi Ermeni yazarları tarafından bile kullanılmamasına rağmen, tepki göstermemişlerdir.

Soykırım iddiaları konusunda Başkan Bush ve Barack Obama arasındaki en önemli fark George W. Bush’un adaylık döneminde bir kez bu iddiaları tanıyacağını pek de güçlü sayılmayacak bir şekilde beyan etmesine karşılık Barack Obama’nın bu konuda birçok kez, yazılı olarak ve kesin bir dille taahhüde girmiş olmasıdır. Bunlardan sonuncusu seçimlerden dört gün önce gerçekleşmiş olup, Sayın Davutoğlu ve Kınıklıoğlu’nun ABD’ye giderek Türkiye’nin özellikle bu konuda ki tutumunu başkan adayları temsilcilerine açıklamalarına tepki olarak, Ermeni kuruluşlarının talepleri üzerine, yapılmıştır. Kısaca Barack Obama, George Bush’dan çok daha fazla bir şekilde Ermenilere angaje olmuş durumdadır.

Diğer yandan Başkan Yardımcısı olacak Joseph Biden’in de eskiden beri Ermenilere (ve Rumlara) gayet yakın olduğunu, yirmi yıldır görev yaptığı Senato’da soykırım iddialarına ilişkin tüm karar tasarılarını desteklediğini, ayrıca daima ABD’nin Ermenistan’a yardım yapılmasına çalıştığını ve Türkiye ve Azerbaycan’a da sempati ile bakmadığını hesaba katmak gerekecektir.

Elbette ABD’nin yeni Başkanı ve Yardımcısı Türkiye’nin ülkeleri için arz ettiği önemin bilincindedir. Nitekim seçim bildirgelerinde Türkiye ile yakın ilişkiler kurulması gereğine dair sözler bu bilincin kanıtını oluşturmaktadır. Ancak, Türkiye ile yakın ilişkiler kurmak niyeti Ermeni soykırım iddialarını tanımak isteğini ortadan kaldırmamaktadır. Yeni Amerikan İdaresi büyük bir olasılıkla bu iki konuyu birbiriyle bağlantılı olarak görmek istemeyecek, bunları teklif etmeye çabalayacak ve soykırım iddialarının tanınmasına gösterilecek tepkileri Türkiye’yi memnun edecek bazı beyan veya tutumlarla hafifletmeye çalışacaktır.

Son olarak, “Soykırım” sorununun bir önceliği olmadığını bu nedenle yeni Amerikan İdaresinin bu konuda bir politika belirlemek ve uygulamaya koymak en uygun zamanı seçmek için bekleyebileceğini de belirtelim.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Hussein Obama

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir